Rusya sınır ihlallerine karşı bir dizi yeni karar aldı

Kırım makamları, yarımadadaki Ukrayna mülklerini kamulaştırdı… Zelenskiy’nin dairesi de bu mülklerin arasında

Moskova tarafından atanan Kırım makamları, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin ailesine ait mülkler de dahil olmak üzere Ukrayna mülklerinin kamulaştırılmasına yönelik bir dizi karar açıkladı. (AFP)
Moskova tarafından atanan Kırım makamları, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin ailesine ait mülkler de dahil olmak üzere Ukrayna mülklerinin kamulaştırılmasına yönelik bir dizi karar açıkladı. (AFP)
TT

Rusya sınır ihlallerine karşı bir dizi yeni karar aldı

Moskova tarafından atanan Kırım makamları, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin ailesine ait mülkler de dahil olmak üzere Ukrayna mülklerinin kamulaştırılmasına yönelik bir dizi karar açıkladı. (AFP)
Moskova tarafından atanan Kırım makamları, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin ailesine ait mülkler de dahil olmak üzere Ukrayna mülklerinin kamulaştırılmasına yönelik bir dizi karar açıkladı. (AFP)

Moskova, son iki gün içinde Belgorod şehrinde yaşanan çatışmaların ardından Ukrayna ile sınır bölgelerinin güvenliğini artırmaya yönelik bir tedbir paketi çıkardı. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu bakanlığın üst düzey yetkilileri ile yaptığı bir toplantıda, ordunun ‘Belgorod bölgesine yönelik saldırı gibi Ukrayna’nın daha fazla sabotajının yaşanması durumunda çok sert yanıt vereceğine’ söz verdi.

Şoygu dün akşam yapılan toplantıda onlarca militanının saldırısına karşı Rus kuvvetleri tarafından yürütülen operasyona değindi. Bakan, Rus ordusunun Pazartesi günü Belgorod topraklarına giren Ukraynalı sabotaj ve keşif grubunu ortadan kaldırmayı başardığını söyledi. Ayrıca ‘grup üyelerinden 70 militanın etkisiz hale getirildiğini, kullandıkları çok sayıda zırhlı aracın imha edildiğini’ belirtti. Bakan “Ukraynalı militanların bu tür eylemlerine hızlı ve çok sert bir şekilde yanıt vermeye devam edeceğiz” dedi.

sS

Görüşmede Şoygu, askeri kuvvetlerin hareket alanlarını genişletmek ve yararlandıkları destek ve bakım araçlarını artırmak için Rusya’nın attığı adımlara değindi. Rus makamlarının ‘özel harekata katılan askeri personele yönelik desteğin kapsamını büyük ölçüde genişleten 63 tane yasayı kabul ettiğini’ söyledi. Hükümetin kendileri ve aile üyeleri için sosyal güvenlik sağlamak üzere sistematik olarak çalışmaya devam ettiğini açıkladı. Bakan, Rusya Savunma Bakanlığı’na bağlı eğitim merkezlerinin yeni bölgelerde oluşturulmakta olan birliklere askeri personel yetiştirdiğini bildirdi. Bu bağlamda “Özel askeri harekatın başlangıcından bu yana 120 binden fazla asker eğitildi. Özel kuvvet grupları ve yeni oluşumlar için 21 binden fazla uzman kadro hazırlandı” açıklamasında bulundu. Bakan’ın belirttiğine göre, geçtiğimiz yıl içinde yaklaşık 5 bin askeri uzman yüksek teknolojili silahların kullanımı konusunda eğitildi.

AS

Rusya Savunma Bakanlığı, Belgorod bölgesine büyük bir militan saldırısıyla karşı karşıya kalındığını, çatışmalarda 70’ten fazla Ukraynalı ‘teröristin’ öldürüldüğünü, militanların kullandığı çok sayıda araç ve zırhlı aracın imha edildiğini açıklamıştı. Bakan “Hava ve topçu birliklerinin ortak eylemleri ile Batı Askeri Bölgesi sınırındaki birimler sayesinde sabotajcıların saldırısı önlendi ve milisleri, saldıran grupların tamamen ortadan kaldırıldığı Ukrayna topraklarına kadar takip edildi” dedi.

Dışişleri ve Kremlin’den açıklama

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ‘ordu, sınır muhafızları ve ilgili kurumların, Rusya Federasyonu topraklarını Ukrayna’nın benzer saldırılarından korumak için ortak çalışma yaptığını’ açıkladı.

Öte yandan, Rusya Dışişleri Bakanlığı dün, Batı’nın Ukrayna’ya F-16 savaş uçakları sağlama kararının, devam eden çatışmaya daha geniş katılımlarının yeni bir adımını oluşturduğunu vurguladı. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova “Kiev’e herhangi bir silah sevkiyatı, özel askeri operasyon kapsamında belirlenen hedefleri iptal etmeyecektir” dedi. Ayrıca ‘Ukrayna’ya daha fazla silah ve teknoloji pompalamanın yalnızca çatışmanın daha da tırmanmasına ve Ukraynalılar arasında daha fazla can kaybına yol açacağı’ konusunda uyarıda bulundu.

ZSAC

Kremlin daha önce “Batı’nın çatışmayı körüklemeye devam etme çabaları’ konusunda uyarıda bulunmuş ve Batılı savaşçıların Ukrayna’ya gelişinin ‘mevcut güç dengesini etkilemeyeceğini ve tüm hedeflerine ulaşmak için askeri operasyonun uygulanmasının tamamlanması gerektiğini yeniden teyit ettiğini’ vurgulamıştı.

Nauseda-Macron görüşmesi

Litvanya Devlet Başkanı Gitanas Nauseda dün Fransa’ya yaptığı ziyarette, Ukrayna’daki çatışmayla ilgili olarak Rusya ile herhangi bir ‘uzlaşmaya’ yönelik uyarıda bulundu. Fransız meslektaşı Emmanuel Macron ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Nauseda, “Demokratik dünyamızda bir arada kalmalıyız” ifadelerini kullandı. Ülkesi 11 ve 12 Temmuz’da Vilnius’ta düzenlenecek NATO zirvesine ev sahipliği yapacak olan Litvanya Devlet Başkanı, “Tarihin doğru tarafında olmanın önemli olduğu ve pazarlığa ve gri alanlara yer olmadığı zamanlarda yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Ayrıca “Beyaz beyazdır, siyah siyahtır demeli, bunu söylemeli ve karanlık kısımlara karşı mücadele etmeliyiz” ifadelerini sözlerine ekledi.

Fransa Cumhurbaşkanı, Rusya’yı ‘küçük düşürmeme’ ve Ukrayna’da barış sağlandıktan sonra güvenlik ‘garantileri’ verme çağrısının ardından özellikle Baltık ülkelerinde eleştiriler ve soru işaretleri yaratmıştı. Ancak Gitanas Nauseda “Ukrayna’daki savaşın, tiranlık ve demokrasi arasındaki bir savaş olduğunu ve bağlılık ve birlik yoluyla bu savaşı kazanacağımıza ikna olduk” dedi. NATO üyesi ülkelere gecikmeden gayri safi yurtiçi hasılalarının yüzde ikisi kadar bir savunma bütçesi ayırma çağrısında bulundu. Nauseda “Umarım bir anlaşmaya varırız... Böylece bu bir tavan değil, bir taban olur” dedi. Cumhurbaşkanı Macron tarafından başlatılan ve bir sonraki zirvesini 1 Haziran’da Moldova’nın Kişinev kentinde yapacak olan Avrupa siyasi grubunun, Ukrayna ve Moldova’nın Avrupa Birliği’ne girişinin bir alternatifi olmaması gerektiğine dikkati çekti. Devlet Başkanı “Bu, Avrupa’nın genişlemesini telafi edecek bir şey değil” dedi ve yakında ‘Ukraynalı ve Moldovalı dostları katılımlarından dolayı tebrik etmeyi’ umduğunu ifade etti. Macron ise Fransa’nın ‘Litvanya ve tüm Baltık bölgesinin güvenlik ve istikrarına olan kararlı taahhüdüne’ dikkati çekti.

NATO: Savaş devam ettiği sürece Ukrayna ittifaka katılamaz

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg dün yaptığı açıklamada, savaş devam ettiği sürece Ukrayna’nın ittifaka katılamayacağını söyledi. Amerikan-Alman Marshall Fonu tarafından Brüksel’de düzenlenen bir etkinlikte konuşan Stoltenberg “Herkesin savaşın ortasında Avrupa Birliği’ne katılmanın söz konusu olmadığını anladığını sanıyorum. Mesele, savaş bittiğinde ne olacağıdır” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Moskova tarafından atanan Kırımlı yetkililer, yarımadadaki Ukrayna mallarının kamulaştırılmasına yönelik bir dizi karar açıkladı. Kırım’ın sözde yöneticisi Sergey Aksenov yerel yasama meclisinin dün özel bir oturumda ‘Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin ailesinin mülkleri de dahil olmak üzere zengin Ukraynalıların mallarını kamulaştırma kararı aldığını’ söyledi. Kamulaştırılan mülkler arasında emlak, büyük şarap imalathaneleri, banka kurumları, Zelenskiy’nin eşine ait bir apartman dairesi ve Ukrayna yönetimine katkıda bulunan kişilere ait diğer mülkler olduğunu belirtti. Aksenov ayrıcai ‘Kiev rejimini’ destekleyen Ukraynalı kişilerin mallarına el koyma sözü verdiğini ve ‘söz verdiği üzere, Rusya’nın düşmanlarının Rus Kırım’ında para kazanamayacağını’ söyledi.

Bu, Ukrayna mülkünün kamulaştırılmasının ikinci dalgası oldu. Kırım Parlamentosu daha önce, ‘Rusya’ya karşı düşmanca eylemler’ yürüttüğü belirtilen kişilerin mülklerinin kamulaştırılmasına ilişkin bir kararı kabul etmişti. Yetkililer, kamulaştırılan mülkün satışından elde edilen gelirin ‘Rusya’nın Ukrayna’daki özel askeri operasyonuna katılanların ihtiyaçları için harcanacağını’ söyledi.



Moskova Esed sonrası Suriye’de kaybetti mi? Rusya’nın Suriye’deki yeni oyun planı nasıl olacak?

Putin ve Esed, Aralık 2017'de Lazkiye yakınlarındaki Hmeymim Hava Üssü’nde düzenlenen askerî geçit törenine katıldı. (AFP)
Putin ve Esed, Aralık 2017'de Lazkiye yakınlarındaki Hmeymim Hava Üssü’nde düzenlenen askerî geçit törenine katıldı. (AFP)
TT

Moskova Esed sonrası Suriye’de kaybetti mi? Rusya’nın Suriye’deki yeni oyun planı nasıl olacak?

Putin ve Esed, Aralık 2017'de Lazkiye yakınlarındaki Hmeymim Hava Üssü’nde düzenlenen askerî geçit törenine katıldı. (AFP)
Putin ve Esed, Aralık 2017'de Lazkiye yakınlarındaki Hmeymim Hava Üssü’nde düzenlenen askerî geçit törenine katıldı. (AFP)

Suriye’de 8 Aralık sabahı yaşanan büyük dönüşümün hemen ardından, özellikle Batı’da Rusya’nın son on yılda ülke içinde elde ettiği kazanımları zayıflatacak ağır bir darbeyle karşı karşıya kaldığı yönünde yorumlar hızla çoğaldı. Analizlerde, Rusya’nın doğrudan askeri müdahalesiyle inşa ettiği etki alanının çökmeye başladığı ve bunun Moskova için ciddi sonuçlar doğurabileceği vurgulandı.

Değerlendirmeler; siyasi, askeri ve ekonomik birçok boyutu içerirken, bazı çevreler Rusya’nın Suriye projesinin ‘yenilgiyle sonuçlandığını’ öne sürerek olası etkilerini tartışmaya açtı.

Ekonomik açıdan bakıldığında, Rus yatırımlarının Suriye’de çok büyük bir ağırlığı bulunmuyor. Ülke uzun yıllar Kremlin’in önemli bir müttefiki olsa da hiçbir zaman Moskova için öncelikli bir yatırım merkezi olmadı. Sovyetler Birliği döneminden başlayarak Rusya’nın enerji gibi bazı sektörlerde altyapı katkısı bulunsa da bu yatırımlar sınırlı kaldı.

Siyasi açıdan ise Suriye’deki hızlı gelişmeler, Rusya’nın Ortadoğu’daki müttefikleriyle kurduğu ilişkiler modelinin zayıf noktalarını açığa çıkardı. Bu durum, Rusya'nın müttefiki İran'ın ağır darbeler alması ve Moskova'nın “Onu asla yalnız bırakmayacağız” demesine rağmen Beşşar Esed’den hızla vazgeçmek zorunda kalmasıyla ortaya çıkan kafa karışıklığı ve çaresizlikle sınırlı değil.

sdfvgrt
Hmeymim kasabasında Esed destekçilerine ait hasarlı bir askeri aracın yanında duran Suriye güvenlik güçleri (AFP)

Bu çerçevede Rusya’nın, Suriye projesinin başarısız olduğu değerlendiriliyor. Bu durum, Kremlin’in yıllardır Suriye’deki başarılarını ‘NATO’nun girdiği her yerde başarısız olduğu’ söylemiyle karşılaştırarak övünmesi açısından da ayrı bir önem taşıyor. 8 Aralık 2024 sabahı, Moskova’nın Suriye’ye sunduğu çözüm modelinin tıkandığı ve büyük bir yenilgiyle sonuçlandığı yönündeki kanaat pekişti.

Diğer yandan Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani’nin daha sonra yaptığı açıklamalar, Halep sürecinden sonraki askeri çözüm aşamasının en kritik bölümünün, Rusya’nın tarafsızlığını güvence altına almak amacıyla Moskova ile koordineli biçimde yürütüldüğünü ortaya koydu.

Esed'i terk etmek

Ukrayna’daki çatışmaya ağırlık veren ve Suriye’de riskleri azaltmaya yönelik planlarında Beşşar Esed’in oyalamasından defalarca rahatsızlığını dile getiren Moskova’nın, kritik bir anda Esed’i artık ‘yük’ olarak görerek sahneden çekilmesine karar verdiği anlaşılıyor. Bu tercihte, muhalefetin Şam’a ilerleyişi sırasında verdiği ve Dışişleri Bakanı Şeybani’nin açıkladığı ‘Esed’in gitmesinin Rusya’nın Suriye’den çıkması anlamına gelmediği’ yönündeki güvencelerin etkili olduğu belirtiliyor.

Bu durum, Rusya’nın Esed’i hızlı şekilde devre dışı bırakırken ona kişisel güvenceler vermesini, rejim güçlerinden çatışmaya girmemelerini ve silah bırakmalarını istemesini açıklıyor. Aynı zamanda yeni Suriye yönetiminin Rus üslerini ve askerlerini koruma taahhüdünde bulunması, Moskova’nın ilişkileri yeniden düzenlemesine ve kayıplarını asgariye indirmesine zemin hazırladı.

Askeri boyutta ise Rusya, Suriye’deki varlığını güvenceye almak amacıyla hem açık hem de kapalı kanallarda tartışmalar yürütüyor. Tartışmalar, özellikle Hmeymim ve Tartus üslerindeki konumun güçlendirilmesine ve Suriye’deki değişimlerden sonra Rusya’nın askeri merkezine dönüşen Kamışlı Havalimanı üzerindeki etkinliğin pekiştirilmesine odaklanıyor.

Ayrıca Rusya ile Suriye arasında, yeniden devriye faaliyetlerinin başlatılması için çeşitli bölgeler üzerinde yoğun görüşmeler yapıldığı biliniyor. Özellikle güneyde, İsrail’in sınıra yönelik operasyonlarını frenlemek amacıyla Rusya’nın yeniden arabuluculuk rolü üstlenmesi ve iki taraf için karşılıklı güvence mekanizmaları geliştirilmesi hedefleniyor. Bu çabalar, geçmişte Suriye’de uygulanan Rusya-İsrail koordinasyon modelinin yeni koşullara uyarlanmış bir versiyonu olarak değerlendiriliyor.

fgthy
Suriye'nin güneyinde ilerleyen bir Rus devriyesi (Arşiv)

İki ay önce Kamışlı’da Rusya ile Suriye makamlarının koordinasyonunda gerçekleştirilen ortak devriye, Moskova’nın ülkenin kuzeydoğusunda gerginliği azaltmada rol oynayabileceğine işaret etti. Bu adımın, hem Türkiye ile hem de bölgede sınırlı askeri varlığını sürdüren ABD ile uyumlu bir çerçevede gerçekleştiği değerlendiriliyor.

Rusya’nın kuzeydoğu ve güney bölgelerinde üstlenebileceği bu yeni faaliyet alanı, Şam’ın orduyu yeniden yapılandırma ve silahlandırma konusunda yardım talep ettiğine ilişkin yoğun raporlarla birlikte, taraflar arasında ilişkilerin yeniden düzenlenmesine yönelik pratik bir zemin oluşturuyor. Bu süreç, Moskova’nın Akdeniz’deki askeri varlığını korumasını güvence altına almayı hedefliyor. Rus tarafı için özel önem taşıyan bu varlığın kapsamı ve süresine ilişkin önceki anlaşmaların her iki tarafın çıkarlarına uygun biçimde revize edilmesi de gündemde.

Bu genel çerçeve belirginleşirken, Rusya’nın Suriye’de jeopolitik ya da askeri bir yenilgiye uğradığı yönündeki tahminlerin giderek zayıfladığı görülüyor.

Askeri kayıplar ve kazanımlar

Doğrudan askeri kayıplara ilişkin değerlendirmeler, Moskova’nın sahadan ‘hesaba değer’ bir kazançla çıktığını gösteren bir başka boyutu ortaya koyuyor. Resmi veriler ve Suriyeli kaynakların yaptığı bağımsız tespitlere göre, Rusya’nın son on yılda dünyanın en kanlı çatışmalarından birine sahne olan Suriye’deki askeri kayıpları son derece sınırlı kaldı. Çeşitli tahminler, toplam kaybın birkaç yüz asker ile onlarca tank, zırhlı araç ve bazı helikopterlerle sınırlı olduğunu ortaya koyuyor. Moskova, geleneksel olarak bu tür kayıpları resmen açıklamasa da, Rusya’daki bazı sivil kurumlar ve muhalif çevreler tarafından yayımlanan veriler de kayıpların büyük boyutlara ulaşmadığını doğruluyor. Kıyaslamak gerekirse, yalnızca 5 gün süren 2008 Gürcistan Savaşı, Rusya için çok daha ağır teçhizat kayıplarıyla sonuçlanmıştı. Yıllar önce yayımlanan bir rapor, kesin Rus zaferiyle sonuçlanan o savaşta dahi Rus ordusunun ciddi sürprizlerle karşılaştığını aktarıyordu. Rapora göre, nispeten eski bir Gürcü hava savunma sistemi, merkezi bir savunma ağı bulunmamasına rağmen, dokuz modern Su-25 savaş uçağını düşürmeyi başarmıştı. Bu durum, Rus pilotlarının yetersiz eğitimine ve bakım-hazırlık süreçlerindeki aksaklıklara işaret ediyordu. Zafiyetler bununla da sınırlı kalmadı. Gürcü güçleri bir Rus tank konvoyuna da zarar verebildi; bu ise istihbarat kapasitesindeki eksikliklerin altını çizdi. Genel olarak savaş, operasyon yönetimi, silah sistemlerinin performansı ve genel askeri etkinlik bakımından ciddi açıklar ortaya koymuş, Rusya’nın devasa savunma bütçeleri düşünüldüğünde büyük bir şok etkisi yaratmıştı.

Suriye tecrübe sahası

Suriye savaşı, Rus ordusunun sahadaki kapasitesini ilk kez bu denli kapsamlı ve doğrudan test etme imkânı sundu. Bu noktada, ordunun modernizasyon programını yöneten eski Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun 2018’de yaptığı açıklama dikkat çekiciydi. Şoygu, Suriye’deki doğrudan müdahalenin başlamasından üç yıl sonra ve aktif operasyonların büyük ölçüde tamamlanmasının ardından, Rusya’nın savaş boyunca 350’den fazla modern silah sistemini sahada test ettiğini duyurdu. Ayrıca Suriye operasyonu sayesinde saldırı helikopterlerinin silahlandırılması, erken uyarı sistemleri ve radarlar dâhil birçok alanda kritik hataların giderildiğini vurguladı.

sdfrgt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 12 Aralık 2017'de Suriye'deki Hmeymim Hava Üssü’nü ziyaret etti. (Getty Images)

Hava-hava silahlarının geliştirilmesine ilişkin değerlendirmesinde ise Şoygu, özellikle helikopter ve diğer hava unsurlarının korunması için, menzili kara konuşlu savunma sistemlerini aşan yeni mühimmata ihtiyaç duyduklarını belirtti. Şoygu, “Bugün elimizde bu tür silahlar var; bu, tamamen Suriye operasyonu sayesinde mümkün oldu” dedi. Benzer şekilde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de birçok kez, gerçek çatışma koşullarında yapılan bu testlerin, Rusya’ya tatbikat alanlarında sağlanamayacak ölçekte benzersiz bir deneyim kazandırdığını ifade etti. Temmuz 2020’de Rusya’nın RIA Novosti haber ajansı tarafından yayımlanan kapsamlı bir rapor da bu değerlendirmeleri doğruladı. Rapora göre Moskova, Suriye’de ilk kez Kalibr tipi denizden fırlatılan seyir füzelerinin gerçek operasyonel kullanımını gerçekleştirdi. Şarku’l Avsat’ın RIA Novosti’den aktardığına göre o tarihten itibaren Rus donanması -denizaltılar dahil- seyir füzelerini düzenli olarak kullandı. Bu deneyimler, Suriye’nin Rusya için yalnızca bir dış politika müdahalesi değil, aynı zamanda ordunun modernizasyonu ve silah teknolojilerinin gerçek savaş ortamında doğrulanması açısından da stratejik bir laboratuvar işlevi gördüğünü ortaya koyuyor.

Rus haber ajansları, Rus Hava-Uzay Kuvvetleri envanterindeki neredeyse tüm uçak türlerinin Suriye savaşında görev aldığını bildirdi. Rusya, eski nesil taktik bombardıman uçakları ile taarruz helikopterlerinin yanı sıra, stratejik bombardıman uçaklarının kabiliyetlerini de sahada ilk kez bu ölçekte test etti.

Ayrıca Suriye, Rus ordusunun İsrail lisansı altında üretilen insansız hava araçlarını (İHA) geniş çapta kullandığı ilk savaş alanı oldu. Bu İHA’lar hem bombardıman görevlerinde, hem füze isabetlerinin tespitinde, hem de topçu atışlarının yönlendirilmesinde kritik rol oynadı.

Modern tank modelleri ile daha önce gerçek savaşta test edilmemiş olan Pantsir ve İskender tipi füze sistemleri de ilk kez Suriye’de kapsamlı biçimde denenmiş oldu. Moskova, bu sistemlerin bazı versiyonlarını Kaliningrad’da Avrupa sınırına yakın konuşlandırmış olsa da, fiilen savaş koşullarında kullanılmaları Suriye’de gerçekleşti.

Uzmanlar, Rusya’nın Suriye’deki askeri katılımının, ülkenin savunma sanayiini, üretim kapasitesini ve ordunun genel savaş hazırlığını yeniden inşa etmede belirleyici rol oynadığını belirtiyor. Bu tecrübenin, Rusya’nın 2022’de Ukrayna’da başlattığı operasyon için önceki dönemlere kıyasla çok daha yüksek hazırlık seviyesine ulaşmasında etkili olduğu değerlendiriliyor.


Şara ve Putin ilişkilerde yeni bir aşamaya geçiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün Kremlin'de Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'yı ağırladı (DPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün Kremlin'de Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'yı ağırladı (DPA)
TT

Şara ve Putin ilişkilerde yeni bir aşamaya geçiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün Kremlin'de Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'yı ağırladı (DPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün Kremlin'de Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'yı ağırladı (DPA)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’yı Kremlin’de sıcak bir şekilde karşıladı. Bu ziyaret, geçmişi geride bırakıp, iki liderin ‘köklü ilişkiler’ olarak nitelendirdiği iki ülke arasındaki ilişkileri yeniden tesis edecek yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülüyor.

Suriye Cumhurbaşkanı Şara, ülkesinin Rusya ile ilişkilerini yenilemek için çaba göstereceğini vurgularken Moskova'da kendisine gösterilen ‘sıcak karşılamadan’ dolayı Rusya Devlet Başkanı Putin'e teşekkür etti.

Putin’in Moskova’nın Suriye yönetimiyle düzenli istişareler yapmayı istediğini teyit etmesiyle ilgili olarak Şara, Suriye'nin önceki tüm anlaşmalara saygı duyduğunu ve Suriye'nin durumunun bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve birliği ile bölgesel ve küresel istikrarla bağlantılı güvenlik istikrarının sağlanması gerektiğini söyledi.

Kapalı kapılar ardında yaklaşık iki buçuk saat süren toplantının ardından, özellikle Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığı (Lazkiye ve Tartus'taki hava ve deniz üsleri dahil) ile ilgili olarak varılan anlaşmaların içeriği hakkında çok az bilgi verildi. Rusya Başbakan Yardımcısı Alexander Novak görüşmelerin sonunda yaptığı açıklamada, ortak hükümet komitesinin yeniden başlatılması konusunda bir anlaşmaya varıldığını duyurdu. Ayrıca, görüşmelerin odak noktası olduğu görünen Suriye enerji sektörüne de değindi.


Medvedev: Başarısız müzakereler daha korkunç bir savaşa yol açabilir

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)
Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)
TT

Medvedev: Başarısız müzakereler daha korkunç bir savaşa yol açabilir

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)
Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev, “X” platformu üzerinden yaptığı açıklamada, başarısız müzakerelerin daha şiddetli ve ölümcül bir savaşa yol açabileceğini ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın RT kanalından aktardığına göre Medvedev, “Rusya'ya son müzakere uyarılarını yöneltenlerin, müzakerelerin mutlaka düşmanlıkların durdurulmasına yol açmayacağını anlamaları gerektiğini” söyledi.

gtrhyju
Ukrayna ile savaşın ön cephesindeki Rus askerleri (Arşiv- AP)

Medvedev, "Rusya'ya ültimatom veren düşmanlar çok basit bir şeyi hatırlamalılar: Müzakereler kendi başlarına bir çözüme yol açmaz" diye yazdı.

Medvedev, “Çatışmaları durdurmak için” diye ekleyerek, ‘başarısız müzakereler, daha şiddetli bir savaş dönemine, daha güçlü silahlara ve yeni katılımcılara yol açabilir’ ifadelerini kullandı.

Daha önce İsviçreli tarihçi Roland Popp, Berliner Zeitung gazetesine verdiği röportajda Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in verdiği ültimatomu anlattı.

RT'nin haberine göre Rusya, Ukrayna'yı "yetersizliğin kanıtı" olarak görüyor.