Ömer Önhon
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ikili ve uluslararası ilişkiler düzeyinde önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemde gerçekleşen Almanya ziyareti, Erdoğan'ın 2020 yılından bu yana yaptığı ilk ziyaret olup yalnızca bir gün sürdü.
Erdoğan ve Alman Şansölyesi Olaf Scholz, görüşmeler yaptılar. Toplantılarından önce ortak basın toplantısında, esas olarak İsrail'in Gazze'deki askeri macerasına odaklandılar.
Erdoğan, ziyaretini İsrail'i destekleyen ABD, Almanya ve diğer ülkeler üzerinde baskı kurmak için kullandı. Bu durum, Müslüman ülkeleri de aynı şeyi yapmaya teşvik etti. İki lider, iki devletli çözüm ve sivillerin korunması konusunda anlaştılar, ancak diğer konulardaki anlaşmazlıkları yerinde kaldı.
Almanya, diğer birçok ülke gibi Ukrayna'daki savaşta Türkiye'nin rolünü, özellikle de tahıl anlaşmasındaki rolünü takdir ediyor. Ancak, Gazze'deki diğer büyük uluslararası krizle ilgili durum farklı. Almanya, İsrail'in yanında net bir şekilde duruyor. Ateşkes çağrısına karşı çıkıyor ve bu tutumunda Yahudi rehineleri ve İsrail'in güvenliğini gerekçe gösteriyor. Türkiye ise Filistinlilere en güçlü ifadelerle destek veriyor.
Almanya, birçok ülke gibi Hamas'ı terör örgütü olarak kabul ederken Erdoğan, Hamas'ı vatanını kurtarmak için mücadele eden siyasi bir örgüt olarak tanımlıyor.
Erdoğan, Almanya ve diğer Avrupa Birliği (AB) ülkelerini İsrail'in sivilleri hedef almasına karşı seslerini yükseltmemekle suçladı.
Almanya, AB'nin önde gelen üyesi olarak, Türkiye'nin üyelik sürecini önemli ölçüde etkileme gücüne sahip. Almanya, Türkiye ile birçok ortak ilgi ve bağa sahip olmasına rağmen, üyelik konusunda her zaman temkinli bir tutum sergiledi.
Ülkesinin Batılı ülkelerin aksine tarihsel olarak Yahudilere borçlu olmadığını hatırlatarak İkinci Dünya Savaşı'nda 6 milyon Yahudi'nin öldürüldüğü Nazi Holokost'una açık bir gönderme yaptı. Almanlar bu açıklamaları kendilerine hakaret olarak değerlendirmiş olmalı.
Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin geleceği, özellikle toplantının Avrupa Komisyonu'nun Türkiye'nin üyeliğine ilişkin bir rapor yayınlamasının planlanmasından günler önce gerçekleşmesi nedeniyle, Erdoğan-Scholz görüşmelerinin her zaman olduğu gibi önemli bir gündem maddesiydi.
Türkiye, AB için jeopolitik açıdan son derece önemli bir ülkedir. Ortak çıkar ve işbirliğini ilgilendiren pek çok konu var. Ancak, Türkiye'nin AB’ye tam üyelik süreci, 2019'dan bu yana dondurulmuş durumda. Bunun temel nedeni, Türkiye ile Avrupa Birliği üyesi bazı ülkeler arasındaki gergin ilişkilerdir.
Almanya, AB'nin önde gelen üyesi olarak, Türkiye'nin üyelik sürecini önemli ölçüde etkileme gücüne sahip. Almanya, Türkiye ile birçok ortak ilgi ve bağa sahip olmasına rağmen, üyelik konusunda her zaman temkinli bir tutum sergiledi.
Almanya, Türkiye'nin AB’ye aday ülke statüsünü vurgulamakla birlikte, katılım müzakerelerinin ‘kapsamının belirsiz’ olduğunu düşünüyor.
Almanya, Türkiye'ye silah satışlarına yaptırımlar uyguladı veya bunlara kısıtlamalar getirdi. Örneğin, bu silahların Türkiye sınırlarının dışında kullanılmasına izin verilmedi. Bu kısıtlamalar hala yürürlükte.
Almanya ve Türkiye arasındaki savunma ilişkileri önemli olmakla birlikte, bazı sorunlara da sahiptir. Almanya, bazı durumlarda, Türkiye'ye silah satışlarına yaptırımlar uyguladı veya bunlara kısıtlamalar getirdi. Örneğin, bu silahların Türkiye sınırlarının dışında kullanılmasına izin verilmedi. Bu kısıtlamalar hala yürürlükte bulunuyor.
DAHA FAZLA OKU
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, iki gün önce TBMM’de 2024 bütçesi görüşmeleri sırasında yaptığı açıklamayla herkesi şaşırtmıştı. Almanya'nın da aralarında bulunduğu 4 Avrupa ülkesinin ortak projesi olan 40 adet Eurofighter Typhoon uçağını Türkiye'nin satın alma planlarını açıklamıştı. Milli Savunma Bakanı, İngiltere, İspanya ve İtalya'nın Türkiye'ye satış yapmak istediğini ve bu konuda Almanya'yı ikna etmeye çalıştıklarını belirtti.
Görünen o ki Türkiye, F-35 uçağındaki kaybı ve ABD'den F-16 uçağı alımında yaşanan gecikme ve zorlukları kısmen de olsa telafi etmek amacıyla Eurofighter'ı satın almaya çalışıyor.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile ortak basın toplantısında, bir Alman gazetecinin satın alma işlemiyle ilgili sorusuna yanıt veren Erdoğan, "Bunu bize tehdit olarak sunmayın. Almanya, savaş uçağı satan tek ülke değil" dedi. Bu, Erdoğan'ın bu konuyla ilgili gerginliğini gösteren bir başka işaretti.
Savunmayla ilgili ortak ilgi alanlarından biri de İsveç'in NATO üyeliği konusudur. Cumhurbaşkanı Erdoğan, son olarak İsveç'in NATO'ya katılımıyla ilgili protokolü TBMM’ye gönderdi.
Türkiye ve Almanya arasında ortak ilgi alanlarından biri de göçmen ve sığınmacı meselesidir. Almanya, Avrupa'daki ana sığınma varış noktasını temsil ediyor ve birkaç yıl önce, yüz binlerce Suriyeli oraya sığındı.
Almanya ziyaretinden önce Dışişleri Komisyonu'nda yapılan bir tartışma ilk adımı oluşturdu. Komisyon üyeleri, Dışişleri Bakan Yardımcısı'nın yaptığı olumlu sunuma rağmen, konuyla ilgili görüşmelerini belirsiz bir tarihe ertelemeye karar verdiler.
Türkiye'nin Eurofighter Typhoon savaş uçağı satın alma planını ve İsveç'in NATO üyeliği konusundaki görüşmelerini duyurmasının, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya ziyaretiyle bağlantılı olabileceği düşünülüyor.
Türkiye ve Almanya arasında ortak ilgi alanlarından biri de göçmen ve sığınmacı meselesidir. Almanya, Avrupa'daki ana sığınma varış noktasını temsil ediyor ve birkaç yıl önce, yüz binlerce Suriyeli oraya sığındı.
Almanya, AB ve Türkiye arasında, Türkiye üzerinden yasadışı yollarla seyahat eden kişilerle ilgili varılan anlaşmadan büyük ölçüde yararlanıyor. Bu konu, iki ülke arasındaki işbirliğinin temel unsurlarından birini oluşturuyor.
İlgili olarak, Türkiye, AB ile vize serbestliği için çalışıyor, ancak özellikle AB ve Almanya'ya ziyaret vizesi başvurularının reddedilme oranları artıyor. Almanya, bu sorunun teknik olduğunu, konsolosluklarının ve büyükelçiliklerinin başvuru sayısında yaşanan muazzam artış nedeniyle aşırı yük altında olduğunu iddia ediyor.
Almanyalı yetkililere göre Türkler, farklı nedenlerle de olsa, sığınma başvurularında ilk sırada yer alıyor. Bu sayede, Suriyeliler ve Afganlardan daha fazla başvuru yapmışlar. Tüm bunlar, ikili ilişkileri aşan karmaşık meselelerdir.
Son olarak Erdoğan'ın Almanya ziyaretinin ilişkilerin ve iletişimin sürdürülmesi açısından faydalı olduğuna şüphe yok ama sorunların çözümü pek mümkün olmadı. Deyim yerindeyse; iki ülkenin liderleri aynı fikirde olmadıkları konusunda anlaştılar.