Antalyasporlu Yehezkel'in gözaltına alınması İsrail basınında nasıl görüldü?

Eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett, "2024 Türkiyesi işte bu, utanın!" dedi

Yehezkel, eylülde İsrail liginden Antalyaspor'a transfer olmuştu (AA)
Yehezkel, eylülde İsrail liginden Antalyaspor'a transfer olmuştu (AA)
TT

Antalyasporlu Yehezkel'in gözaltına alınması İsrail basınında nasıl görüldü?

Yehezkel, eylülde İsrail liginden Antalyaspor'a transfer olmuştu (AA)
Yehezkel, eylülde İsrail liginden Antalyaspor'a transfer olmuştu (AA)

Trendyol Süper Lig'in 20. haftasında Antalyaspor'un Trabzonspor'u konuk ettiği karşılaşmada yaptığı gol sevinci nedeniyle gözaltına alınan ve sonrasında serbest bırakılan İsrailli futbolcu Sagiv Yehezkel, ülkesinde de gündem oldu.

Yehezkel, karşılaşmanın 68. dakikasında attığı golün ardından bileğine sarılı bandajda yazan 7.10 ve 100Days (100 Gün) yazılarını kameraya göstermişti. Dün oynanan karşılaşma 1-1'lik eşitlikle sonuçlanmıştı.

Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail yerleşimlerine yönelik saldırılarında ölen 1200 kişiyi anan Yehezkel, önce kadro dışı bırakıldı, ardından hakkında başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alındı. Yezhekel, yapılan savcılık sorgusunun ardından bugün serbest bırakıldı.

İsrail merkezli yayın kuruluşu Ynet, Yehezkel'in takım yöneticilerine, tek amacının "Gazze'deki İsrailli rehineler için insani bir jest yapmak" olduğunu söylediğini aktardı.

Habere göre Yehezkel, "Onların 100 gündür rehin tutulmasına dikkat çekmek benim için önemliydi. Provokasyon yapmak veya pozisyonumu açıklamak gibi bir niyetim yoktu. Türkiye'deki hassasiyeti biliyorum" ifadelerini kullandı.

İsrailli futbolcu, Gazze savaşında ölenlerin anıldığı 21 Ekim'de kulüp yöneticilerinin kendisiyle konuşarak Gaziantep'teki maça gelmemesine izin verdiğini de aktardı.

Yehezkel, "Türkiye'de bulunduğum süre boyunca sadece futbola odaklanmakta ısrarcı oldum" diye konuştu.

Futbolcuya yakın bir isim, Ynet'e konuşarak, "Ailesi büyük bir baskı altında ve işlerin daha da kötüye gitmemesini umuyor. Türkiye'de ne yaptıklarını görüyoruz. İsrail'i kötülemek için ona karşı bir dosya uydurmaya çalışıyorlar. Tüm bunlar sadece insani bir anma için" ifadelerini kullandı.

İsrail Dışişleri Bakanlığı'ndan yetkililerin Yehezkel'in avukatlarıyla iletişime geçerek "düşük profil" sergilemelerini istediği ve kendilerinin konuyla ilgileneceğini söylediği öne sürüldü.

Bunun yanı sıra İsrail Futbol Federasyonu Başkanı Moshe Shino Zuaretz'in kadro dışı kararının ardından Yehezkel'le görüştüğü ve Antalya'ya bir özel uçak göndermeye karar verdiği, ancak İsrailli futbolcunun bu karardan kısa bir süre sonra gözaltına alındığı iddia edildi.

Times of Israel'in haberinde ise İsrailli futbolcunun "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlamasıyla gözaltına alındığı ve kısa süre içinde hakim karşısına çıkacağı belirtildi.

Haaretz gazetesi, Yehezkel'in "milli değerlere aykırı hareket ettiği gerekçesiyle" kadro dışı kaldığını vurgulayarak, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un Antalyasporlu futbolcu hakkında soruşturma başlatıldığı yönündeki açıklamasını paylaştı.

Jerusalem Post'ta yer alan haberde ise eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett'in konuyla ilgili yorumu yer aldı.

Bennett, dün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Türkiye'nin Geceyarısı Ekspresi'ne hoşgeldiniz. Bu inanılmaz" ifadelerini kullandı.

Yehezkel'in basit bir işaret nedeniyle sözleşmesinin feshedildiğini ve ardından gözaltına alındığını belirten Bennett, "2024 Türkiyesi işte bu. Utan, Türk hükümeti" dedi.

Jehezkel serbest bırakıldı

Jehezkel, emniyetteki ifadesinde, sahaya çıkmadan önce soyunma odasında, sol bileğinde sakatlığından dolayı bulunan beyaz bandaja, "100 days" ve "07.10" yazdığını, Davut Yıldızı amblemi çizdiğini belirtti.

Bu sırada yanında herhangi bir takım arkadaşı ya da teknik heyetten kimse olmadığını vurgulayan Jehezkel'in, "Amacım Hamas ve İsrail arasında devam eden savaşın 100. gününe dikkati çekmekti" dediği öğrenildi.

Kişisel olarak savaşa karşı olduğunu kaydeden Jehezkel, ifadesini şöyle sürdürdü:

Bir an önce savaşın bitmesini istiyorum. Maçın 68. dakikasında golü attıktan sonra saha kenarındaki fotoğraf çeken kişilere sol bileğimdeki bandaja yazdığım yazıyı gösterdim. Yarım kalp işareti yaptım. Maç bittikten yaklaşık 2 saat sonra maç sırasında yaptığım hareketin sosyal medyada yayıldığını ve tepkilere neden olduğunu anladım. İsrail'de bulunan menajerim beni aradı. 'Herhangi bir kimse ya da basına konuşma' dedi. Bir müddet sonra da Bitexen Antalyaspor yöneticilerinin beni süresiz kadro dışı bıraktığını, menajerim bana söyledi. Maç sırasında yaptığım bu hareket nedeniyle bütün Türk halkından, bütün kalbimle özür diliyorum. Pişmanım. Herhangi bir provokasyon yapmak istemedim. Böyle bir tepkiye neden olabileceğini de düşünmedim.

Independent Türkçe



Türkiye, İsrail ve Suriye'de uzlaşı arayışı

Türkiye-İsrail çatışmaları gerginliğin ötesinde, askeri çatışmanın gerisinde (AFP)
Türkiye-İsrail çatışmaları gerginliğin ötesinde, askeri çatışmanın gerisinde (AFP)
TT

Türkiye, İsrail ve Suriye'de uzlaşı arayışı

Türkiye-İsrail çatışmaları gerginliğin ötesinde, askeri çatışmanın gerisinde (AFP)
Türkiye-İsrail çatışmaları gerginliğin ötesinde, askeri çatışmanın gerisinde (AFP)

İsmail Derviş

ABD Başkanı Donald Trump'ın Ankara ile Tel Aviv arasında Suriye ile ilgili yaşanan gerilime ilişkin açıklamaları, başta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu olmak üzere herkesi şaşırttı. Netanyahu’ya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yakın bir ilişkisi olduğunu söyleyen Trump, Netanyahu’nun makul olması gerektiğini belirterek, “Türkiye ile bir problemin varsa bunu çözebilirim” dedi.

Trump'ın bu ifadeleri, ABD için İsrail'in aşılamayacak bir kırmızı çizgi olması ve tüm dünyanın ABD tarafından İsrail’e Gazze Şeridi ve Lübnan'a karşı savaşında verilen sarsılmaz desteğe tanıklık etmesinden dolayı şaşırtıcıydı. Ancak mesele Türkiye ile olası bir çatışmaya ilişkin endişelere geldiğinde, Türkiye Washington'ın bölgedeki en önemli müttefiklerinden biri olduğundan olay başka bir boyut kazandı.

Türkiye ve İsrail arasındaki anlaşmazlıklara rağmen, Ankara ve Tel Aviv arasında diplomasi dilinin hâkim olduğu stratejik ve tarihi ilişki, gerginliğin azaltılmasına ve muhtemelen bir anlaşmaya varılmasına katkıda bulunabilir.

Çatışmaları önleyecek bir anlaşmaya varılması

Suriyeli bir kaynak Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada: “Şu an bir anlaşmadan söz ediliyor, ancak bu anlaşma bir ayrılma anlaşması değil, bir çatışmasızlık anlaşması. Çünkü aslında Türkiye ile İsrail arasında Suriye'de bir çatışma yok, başka bir deyişle anlaşma, Suriye hava sahasında bir İsrail uçağı varsa, gideceği yerin bildirilmesi için sınırların çizilmesini öngörüyor” ifadelerini kullandı.

sdfrgt
Ankara ve Tel Aviv arasında, iki taraf arasında olası çatışmaların önlenmesini ve Suriye'nin orta kesimlerinde Türkiye’nin askeri üsler kurmasını garanti altına alan bir anlaşma imzalanabilir (AFP)

Suriyeli kaynak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Genel olarak Suriye arenasında bir tür dengeye ihtiyaç var. Türkiye mevcut politikalarını sürdürerek İsrail'in Suriye topraklarını işgal etme girişimini engelleyebilir. Bunun için Şam ve Ankara hükümetleri arasında resmi bir anlaşma var. Bu da bunun her iki ülkenin de ortak çıkarına olduğu anlamına geliyor. İsrail ile Suriye'nin kuzeydoğusunda Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit eden silahlı gruplar arasında doğrudan bir temas olması halinde, Türkler de onların ulusal güvenliklerini etkileyecektir.”

Suriyelilerin Türkiye'ye güveni

Şarku'l Avsat'ın  Indepenedent Arabia'dan aktardığına göre Birleşmiş Milletler (BM) Koordinatörü Ammar Ebu Halava yaptığı özel açıklamada, “Bugün Suriyeliler olarak Türkiye'nin siyasi diplomasisine güvenmemize bir engel yok. Çünkü Türkiye Suriye halkının isteklerini boşa çıkarmadı. Türkiye ister yardım elini uzatarak ya da sınırlarının istikrarını koruyarak olsun Suriye halkına karşı herhangi bir olumsuz davranışta bulunmadı. Türkiye de istikrarlı bir ülkedir ve Suriye'nin egemenliğinden ödün vermediği sürece Suriyeliler olarak bizim için uygun olan her türlü anlaşmaya açığız” ifadelerini kullandı.

Gelecekte bir çatışma yok

Öte yandan Türkiye ile İsrail arasında Suriye'de gelecekte bir çatışma yaşanmayacağını vurgulayan gazeteci yazar ve siyaset uzmanı Firas Rıdvanoğlu şunları söyledi:

“Suriye'de Türkiye ile İsrail arasında gelecekte bir çatışma olmayacak. ABD’nin, bizzat Başkan Trump’ın İsrail'den Türkiye ile bir çözüm bulmasını istediğinde ortaya koyduğu tutumuna tanık olduk. Trump’ın bu açıklamaları, İsrail'in Suriye dosyasında Türkiye'ye karşı duruşunun ABD tarafından reddedildiğinin bir göstergesidir. Çünkü Suriye dosyasında yapılacak herhangi bir hata büyük bir savaşa yol açabilir. Suriye'deki durum, Lübnan'ın güneyinde duruma benzemez. Zira Hizbullah bölgesel olarak desteklenmiyor olabilir, ancak Şam bölgede önemli bir düğüm noktası olduğundan Suriye'deki durum farklı. Bu yüzden ABD, İsrail'in iddialarını reddetti.”

İstikrar arayışı

Rıdvanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’nin Suriye’de kurmak istediği askeri üslere gelince, Türkiye bu üsleri nereye kuracağını İsrail'in isteklerine göre değil, kendine nasıl uygun geliyorsa ona göre seçecektir. Türkiye’nin bu üsleri Suriye'nin kuzeyi, güneyi, batısı ve doğusundaki tüm sınırlarını gözetlemek amacıyla Suriye'nin merkezinde kuracağı tahmin ediliyor. Öte yandan Suriye hükümeti İsrail ile bir çatışma istemiyor. Türkiye ile İsrail arasında da Suriye’de bir çatışma yaşanmasını istemiyor. Suriye açıkça istikrar istediği ve İsrail’in de bu istikrara hizmet etmek için ne yapması gerekiyorsa onu yapması gerektiği mesajını veriyor.

Güvenlik koordinasyonu

Türkiye ile İsrail arasında güvenlik alanında kesinlikle bir koordinasyon olduğuna ve bu koordinasyonun herkes için en iyisi olduğuna inanan Rıdvanoğlu, “İsrail'in Türk hükümeti aracılığıyla Suriye'ye mesajlar göndermesi mümkün olduğu gibi Suriye'nin de Türkler aracılığıyla İsrail'e mesajlar göndermesi mümkün. Ancak Türkiye’nin Suriye'deki askeri varlığına ilişkin karar, Ankara ve Şam arasında alınması gereken ortak bir karardır ve akıllıca alınmalıdır. Genel olarak uluslararası toplum, ABD ve Avrupa, Suriye'de istikrarın sağlanması yönünde bir eğilim gösteriyor” şeklinde konuştu.

Karşı karşıya gelme korkusu

Suriyeli akademisyen ve araştırmacı Abdurrahman en-Nayif, Independent Arabia’ya yaptığı özel açıklamada, Türkiye ve İsrail arasında Suriye'de yaşanan gerilimin her geçen gün arttığını ve Suriye'nin bir kez daha askeri çatışmaya sürüklenme korkusuyla uluslararası bir rekabet alanı haline geldiğini söyledi. Bu durumun İsrail'in güneydeki kara harekâtından Suriye'nin derinliklerindeki hava saldırılarına kadar uzanan ve Türkiye'nin Suriyelilerin acı çekmeye devam etmelerine neden olacağını ve ülkede istikrarın sağlanmasını engelleyeceğini düşündüğü provokatif hamlelerinden kaynaklandığını ifade eden Nayif, “Türkiye için Suriye'nin istikrara kavuşması kendi çıkarına, zira bu kendi sorunlarının bir kısmını çözecek. Ancak Ankara ile Tel Aviv arasında askeri bir çatışma yaşanmayacak. Çünkü Türkiye bölgesel bir güç ve NATO üyesi. İsrail ise provokasyon tutkusuyla mümkün olduğunca çok şey kazanmayı amaçlıyor” yorumunda bulundu.

dfrgt
Gözlemciler Türkiye'nin Suriye dosyasındaki en önemli aktörlerden biri olduğunda hemfikir (AFP)

İsrail'in düzenlediği saldırıların Türkiye'ye açık bir mesaj vermeyi amaçladığını düşünen Nayif’e göre bu saldırılar bölgesel barışı tehdit ediyor ve terörizmi körüklüyor. Ankara ise Suriye'nin istikrara kavuşmasını istiyor. Çünkü Suriye, özellikle Kürt meselesinde Türkiye'nin istikrarı için kilit bir faktör. Dolayısıyla Suriyeliler anlayış göstermeli, çünkü Suriye tükenmiş durumda.

Siyasette ticaret

Harmoon Araştırmalar Merkezi'nde araştırmacı olan Muhammed es-Sukkari, Beşşar Esed rejiminin düşmesi ve Şam’da yeni bir yönetimin kurulmasının Suriye dosyasındaki bölgesel aktörlerin değişmesine ve dönüşmesine katkıda bulunduğunu söyledi. Belki de en önemli değişikliklerden birinin Birinci Dünya Savaşı'ndan bu yana türünün ilk örneği olan İsrail ile Türkiye’nin coğrafi olarak yakınlaşması olduğunu vurgulayan Sukkari, “İsrail'in sadece çıkarları değil, Washington'daki siyasi itibarı da dahil olmak üzere çeşitli endişeleri var. Dosyayla ilgili güç dengelerini yeniden çizen bu itibar, siyaseti ticarete benzer bir durum olarak gören Trump'ın yaklaşımını etkileyebilir ve Suriye dosyasında İsrail ve Türkiye de dahil olmak üzere ittifaklarını geleneksel politikalardan uzaklaşarak bölgesel değişkenleri maksimize eden etkileşimli politikalara doğru yeniden formüle etmesine neden olabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Trump'ın son açıklamalarının İsrail'in artık Suriye'deki tek güç olmadığının ve Türkiye'nin Suriye içindeki ağırlığını arttırarak yeni angajman kuralları çizebileceğine dair işaretler taşıdığına dikkati çeken Sukkari, “Ancak bu kez durum sadece İsrail'in değil, Türkiye'nin de işine geliyor. Bu da iki tarafı çatışmak yerine koordinasyon kurmaya itiyor. Washington'ın Suriye'de İsrail ve Türkiye arasındaki angajman kuralları meselesini çözmek istediğine ve Trump'ın yeni politikasına (bölgede barış) hizmet etmediği için yeni bir savaşa sürüklenmek istemediğine inanıyorum. Tüm bu gerçekler, ABD'nin arabuluculuğuyla Suriye meselesinde ve İsrail ile Türkiye’nin yeni varlığının niteliği konusunda siyasi bir anlaşmaya varma olasılığının arttığını gösteriyor. Mümkün olan en yüksek kazanımları elde edebilecek gerilimin sürekli tırmandırılması bağlamı dışında arabuluculuk dosyası çözüme kavuşturulmadan kuralların belirlenmesi zor olabilir. Türkiye'nin şüphesiz Suriye'nin orta kesimlerinde askeri üsler kurmaktan ziyade Şam ile Türkiye'nin nüfuzunu arttıracak bir ortak savunma anlaşması imzalamayı istiyor” ifadelerini kullandı.

Diğer oyuncular

Öte yandan siyasi uzman Nureddin el-Baba, Suriye'de Türkiye ile İsrail arasında tansiyonun düşeceğini ve öngörülebilir bir gelecekte bir çatışmaya dönüşmeyeceğini düşünüyor. Türkiye’nin Suriye'de askeri üsler kurmasının Türkiye ile İsrail arasında değil, Suriye ile Türkiye arasında bir anlaşmanın yapılmasını gerektirdiğini ifade eden Baba, “Temelde iki taraf arasında bir anlaşma imzalanana kadar iki taraf arasında bir çatışma yok ve her iki taraf da gelecekte çatışma niyetinde değil” değerlendirmesinde bulundu.

Suriye ve İsrail arasında Türkiye'den daha fazla arabuluculuk yapabilecek taraflar olduğunu söyleyen Baba, bu tarafların kimler olduğunu söylemekten kaçındı.

Türk akademisyen ve siyasi uzman Tuşkan Tarık, Ankara ile Tel Aviv arasında olası çatışmaların önlenmesini ve Türkiye tarafından Suriye'nin orta kesimlerinde askeri üsler kurulmasını garanti altına alan bir anlaşma imzalanmasının mümkün olduğunu söyledi. Türkiye ve İsrail arasında Suriye konusunda koordinasyon olduğuna dikkat çeken Tarık, Türkiye'nin Suriye ve İsrail arasında arabulucu rolü oynayabileceğini belirtti.

Türkiye'nin Suriye dosyasındaki en önemli aktörlerden biri olduğu, Şam'ın Türkiye'nin ülkedeki rolünden memnuniyet duyduğu, Türkiye ile stratejik bir ittifak kurmak istediği konusunda hemfikir olan gözlemciler, Ankara ve Tel Aviv arasında doğrudan askeri bir çatışma olmayacağını ve silahların başaramadığını diplomatik yollarla başarabileceklerini vurguladılar.