Ünlü İngiliz ekonomist O’Neill: "Türkiye, genişleyen BRICS’in parçası olacak bir ülke"

"Çin’in ekonomik olarak ağırlığının hissedildiği BRICS oluşumu içerisindeki ülkelerin, Türkiye’nin de oluşumun bir parçası olmasını çok ciddi bir şekilde isteyeceğini düşünüyorum"

AA
AA
TT

Ünlü İngiliz ekonomist O’Neill: "Türkiye, genişleyen BRICS’in parçası olacak bir ülke"

AA
AA

Küresel piyasalarda BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) kısaltmasının mucidi olarak bilinen İngiliz ekonomist Jim O’Neill, Türkiye’nin genişleyen BRICS’in parçası olabilecek bir ekonomi olduğunu belirtti.

İngiltere’nin eski Başbakanı David Cameron’ın kabinesinde Ticaret Bakanlığı görevini de yürüten O’Neill, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Son zamanlarda uluslararası medyada çok sayıda ülkenin BRICS’e katılmak için başvuruda bulunduğunu belirten haberlerin yer aldığını hatırlatan O’Neill, “Ben bunu daha çok gelişen dünyanın sembolik bir girişimi olarak görüyorum. Gelişen dünya, küresel yönetime karşı ve 2. Dünya Savaşı sonrasında ABD’nin hakimiyetinin oluşturduğu statükoya karşı tatminsizliğini ortaya koymaya çalışıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

1999-2021 yılları arasında merkezi Londra’da bulunan dünyaca ünlü düşünce kuruluşu Chatham House’un Konsey Başkanlığı görevini de yürüten O’Neill, daha önce Türkiye’yi gelişen ekonomilerin oluşturduğu MINT (Meksika, Endonezya, Nijerya, Türkiye) kısaltması içerisinde sınıflandırmıştı.

Bu kez Türkiye’nin genişlemek isteyen BRICS içerisinde yer alabileceğini belirten O’Neill, “Türkiye birçok yönden genişlemiş bir BRICS grubunun parçası olacak bir ülkedir. Özellikle son 20 yıla bakılacak olursa. Türkiye, ABD merkezli sistemin ve yeni dünya düzeninin komplikasyonlarıyla mücadele etti.” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin alternatif oluşumları ve iş birliği fırsatlarını değerlendirdiğine işaret eden İngiliz ekonomist O’Neill, “Türkiye'nin bunu birçok yönden eşsiz coğrafyası nedeniyle yapması gerekiyor. Aynı zamanda, belki de modern Türk (devletinin) yöneticileri batı sisteminin faydalarını görebileceklerini düşündükleri gibi, farklı bir sistemin de faydaları olabileceğini düşünüyor olabilirler.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin BRICS’in genişlemesinde potansiyel bir aday konumunda olduğuna işaret eden O’Neill, “Çin’in ekonomik olarak ağırlığının hissedildiği BRICS oluşumu içerisindeki ülkelerin, Türkiye’nin de oluşumun bir parçası olmasını çok ciddi bir şekilde isteyeceğini düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

“Türkiye (Ukrayna Savaşı’nda) arabuluculuk rolü oynayabilen tek ülke”

Türkiye’nin içerisinde bulunduğu coğrafyada artan stratejik önemine de değinen O’Neill, “Türkiye, hem Rusya hem Ukrayna tarafından güvenilmesi, arabuluculuk rolü oynayabilen tek ülke olması açısında eşsiz bir ülke. Türkiye gibi bunu yapabilen ülkelerin olması önemli.” ifadesini kullandı.

Rusya ekonomisinin yaklaşık bir yıl önceki tahminlere göre daha iyi bir performans sergilediğini belirten O’Neill, “Batının yaptırım stratejisinin Rusya üzerinde reel etki gösterdiğini düşünmüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Daha önce uzun yıllar Goldman Sachs’ın başekonomistliği de yapan O’Neill, gelişmiş ekonomilerin merkez bankalarının neredeyse ekonominin hız kesmesi için çaba göstererek yüksek enflasyon seviyelerini dizginlemeye çalıştığını kaydetti.

ABD Merkez Bankası Fed’in son açıklamalarında enflasyonu düşüşünü sürdürmesi durumunda parasal sıkılaştırmanın da sonlandırılabileceğine ilişkin işaretlerin verildiğini belirten İngiliz ekonomist, Fed’in bu yönde atabileceği adımlardan gelişen ekonomilerin de önümüzdeki dönemde olumlu yönde etkilenebileceğini belirtti.

İngiltere’de ekonomik görünüme de değinen O’Neill, ülkenin 2016 yılında yapılan Avrupa Birliği (AB) referandumundan bu yana oldukça zorlu bir süreçten geçtiğini, entelektüel ve politik anlamda verilmiş olan “çılgınca kararın” sonuçlarıyla mücadele ettiğini kaydetti.

O’Neill, “Ticaret pozisyonumuz kötüleşti. Ortada kalifiye çalışan ihtiyacının olmasına rağmen siyasi olarak göçmenlik ile ciddi meselelerimiz var. Ekonominin büyüme becerisinin zayıfladığı gözlemleniyor. Birçok yönden, altta yatan görünüm oldukça iç karartıcı.” ifadelerini kullandı.

19 ülke BRICS'e katılmak için başvuruda bulundu

BRICS Güney Afrika Temsilcisi Anil Sooklal, geçen ay Bloomberg'e yaptığı değerlendirmede, halihazırda 19 ülkenin birliğe katılmak için başvuruda bulunduğunu belirtmişti.

BRICS ülkelerinin temsilcilerinin, 2-3 Haziran'da genişleme stratejisini değerlendirmek üzere Güney Afrika'nın başkenti Cape Town'da toplanacağını hatırlatan Sooklal, "13 ülke resmen başvurdu. Buna ek olarak 6 ülke de gayri resmi olarak başvuruda bulundu." İfadesini kullanmıştı.

2006'da oluşturulan “BRIC” (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin), 2010 yılında Güney Afrika'nın başvurusunu kabul ederek “BRICS” adını almıştı.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe