Türkiye'nin CDS'indeki düşüş sürerken, yabancı yatırım bankaları TCMB'den "kararlılık" mesajı aldı

TCMB Başkanı Erkan'ın son Enflasyon Raporu sunumundaki ifadelerinin yine enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığı ortaya koymasıyla Türkiye'nin CDS'indeki gerileme yeniden hız kazandı

(AA)
(AA)
TT

Türkiye'nin CDS'indeki düşüş sürerken, yabancı yatırım bankaları TCMB'den "kararlılık" mesajı aldı

(AA)
(AA)

Yeni ekonomi yönetiminin politikaları ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) sıkılaştırma adımlarıyla Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primindeki (CDS) düşüş sürerken, TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın Enflasyon Raporu sunumuna dair yabancı yatırım bankalarının analizlerinde, "enflasyonda kalıcı ve belirgin bir düşüş sağlanana kadar sıkılaştırmanın devam edeceğine" yönelik kararlılık vurgusu öne çıktı.

Erkan'ın son Enflasyon Raporu sunumundaki ifadelerinin yine enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığı ortaya koymasıyla Türkiye'nin CDS'indeki gerileme yeniden hız kazandı. Mayıs ayında 700 baz puan seviyesinde olan Türkiye'nin CDS'i, 3 Kasım Cuma günü 365 baz puan civarına inerek son 2 yılın en düşük seviyesini gördü.

Türkiye'nin CDS'i, 27 Temmuz'daki Enflasyon Raporu toplantısında ilk kez basının karşısına geçen Erkan'ın açıklamalarının piyasalarda olumlu karşılanmasının ardından 2 yıl sonra ilk kez 400 seviyesinin altına gerilemişti.

TL varlıklara yabancı yatırımcı ilgisinde artışı yansıtan CDS düşüşü; devam eden jeopolitik risklere karşın TCMB'nin dezenflasyonun tesis edilmesine yönelik kararlı adımları, Türkiye'nin dış finansmana erişimi artırmayı sürdürmesi, yabancı yatırımcılarla gerçekleştirilen görüşmelerden olumlu sinyallerle birlikte devam ediyor.

"TCMB, daha fazla sıkılaştırma sinyali verdi"

Yabancı yatırım bankaları, Erkan'ın 2 Kasım'daki Enflasyon Raporu sunumuna dair analizlerinde, "enflasyonda kalıcı ve belirgin bir düşüş sağlanana kadar sıkılaştırmanın devam edeceği" kararlılığına vurgu yaptı.

Merkezi ABD'de bulunan yatırım bankası Morgan Stanley'nin CEEMEA ülkelerine yönelik haftalık raporundaki Türkiye'ye ilişkin değerlendirmede, TCMB'nin son Enflasyon Raporu'nun 2 Kasım'da Ankara'da açıklandığı hatırlatılarak, son Para Politikası Kurulu (PPK) karar metinleriyle uyumlu olarak yapılan iletişimin güçlü bir şekilde enflasyona odaklanıldığını gösterdiği kaydedildi.

Raporda, Erkan'ın "enflasyonda belirgin bir iyileşme sağlanana kadar sıkılaştırma adımlarının devam edeceği" sinyali verdiği ancak politika faizinin seviyesine ilişkin olarak ileriye yönelik spesifik bir yönlendirmede bulunmadığı belirtildi.

TCMB'nin 2023 yıl sonu enflasyon tahmininde yaptığı güncellemenin temel olarak temmuz ayından bu yana enflasyonda kaydedilen artışları yansıttığı, daha da önemlisi, petrol fiyatları ve yönetilen fiyatlardaki yukarı yönlü revizyonlar gibi dışsal faktörlerin etkisiyle TCMB'nin 2024 sonu enflasyon tahminini yüzde 36'ya revize ettiği kaydedilen raporda, şu değerlendirmelere yer verildi:

Çıktı açığı tahminleri, büyümede 2024'ün ikinci yarısından itibaren önemli bir yavaşlamaya işaret etmiştir. TCMB, kümülatif sıkılaştırma adımlarının etkilerinin görülmeye başlandığına ve aylık enflasyon eğiliminde düşüşle iç talepte yavaşlamanın ilk işaretlerine dikkati çekti. Diğer yandan TCMB, enflasyon görünümünde henüz önemli bir iyileşme göremediğini vurgulayarak, bu çerçevede daha fazla sıkılaştırma sinyali verdi. Sayın Başkan Erkan, 'TCMB'nin pozitif reel politika faizine ulaşmayı hedefleyip hedeflemediği' yönündeki soru üzerine, 'TCMB'nin politika adımlarına karar vermek için sadece reel faiz oranlarına odaklanmak yerine enflasyonun tüm belirleyicilerini aylık bazda incelediğini' ifade etmiştir. Kasım ayında politika faizinde 250 baz puanlık artış yapılacağı ve Nisan 2024'te yüzde 40'lık nihai politika faizi seviyesine ulaşılacağına ilişkin tahminimizi koruyoruz. Enflasyon görünümüne bağlı olarak politika faizinin yüzde 40 seviyesine daha erken ulaşma ihtimali de bulunuyor.

"Enflasyonda kalıcı ve belirgin bir düşüş sağlanana kadar sıkılaştırmanın devam edeceği konusu önemli"

ABD'li çok uluslu yatırım bankası ve finansal hizmetler şirketi Citibank'ın raporunda, TCMB'nin 2023 ve 2024 sonu enflasyon tahminlerini sırasıyla yüzde 65 ve yüzde 36'ya yükselttiği, revize edilen 2023 sonu enflasyon tahmininin genel olarak piyasa beklentisi (yüzde 68) ile uyumlu olduğu ancak 2024 için belirlenen tahmin patikasının üst sınırının olası enflasyon eğilimini daha gerçekçi bir şekilde temsil ettiği vurgulandı.

Raporda, şunlar kaydedildi:

Başkan Erkan'ın vurguladığı konular arasında '2024 yılının ikinci yarısında başlayacak olan dezenflasyonun TL cinsi varlıklara yönelik ilginin artışı, iç talebin dengelenmesi ve enflasyon beklentilerinin çıpalanmasıyla destekleneceği, enflasyonda kalıcı ve belirgin bir düşüş sağlanana kadar sıkılaştırmanın devam edeceği, TCMB'nin, 21 Temmuz ve 2 Kasım tarihleri arasında almış olduğu zorunlu karşılık kararları ile piyasadan 1 trilyon TL'nin üzerinde likidite çektiği, Kur Korumalı Mevduat (KKM) programından çıkış için belirli bir takvim bulunmamakla birlikte TL cinsinden varlıkların cazibesinin arttırılmasına devam edileceği' hususları önem arz etmektedir.



Çin yeni bir ticaret savaşı mı başlatıyor?

Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
TT

Çin yeni bir ticaret savaşı mı başlatıyor?

Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), üretim ve ihracatı artıran Çin'in yeni bir "ticaret savaşı" başlattığını yazıyor. 

Analizde, Çin'in zayıflayan ekonomisini canlandırmak için "fabrikalara steroid bastığı" ve yabancı ülkelerdeki işletmeleri sıkıştırarak yeni bir küresel ticaret savaşı başlattığı savunuluyor. 

Avrupa Birliği, Çin'de üretilen elektrikli otomobillere sağlanan sübvansiyonlar nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında, ülkeden ithal edilen elektrikli araçlara yüzde 38,1'e varan ilave vergi uygulama kararını temmuzda yürürlüğe koymuştu. 

ABD de Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillerin yanı sıra alüminyum ve güneş panellerine ek vergi uygulama kararı almıştı. 

WSJ, Pekin'in stratejisinin yalnızca Batı ülkelerini değil, Türkiye ve Pakistan'ı da tedbir almaya ittiğini hatırlatıyor. Türkiye, Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillere uygulanan ek vergileri yüzde 40'a yükseltmişti. 

Analizde, Çin'in "üretime yatırımı artırarak ekonomiyi canlandırıp, uluslararası alanda fazla tepki çekmeden endüstriyel direncini artırmayı hedeflediği" yorumu yapılıyor.

Haberde, Pekin yönetimine danışmanlık yapan bazı kişilerin, ülkenin üretim ve inşaat sektörüne yatırımından ziyade iç tüketimi öncelendirmesi gerektiğini söylediği aktarılıyor. 

Bunun yerinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in "Eskiyi yıkmadan önce yeniyi kurun" anlayışıyla hareket ederek sübvansiyonlu üretime yatırımların artırılması talimatını verdiği bildiriliyor.

Şi'nin bu politikayı izlemesinin iki nedeni olduğuna dikkat çekiliyor. Analize göre bunlardan ilki, Çin'in ABD ve diğer Batılı ülkelerin ağır yaptırımları karşısında ülke ekonomisini ayakta tutabilecek endüstriyel tedarik zinciri oluşturulmasıyla ilgili. İkinci sebepse Pekin'in "savurganlık" diye nitelediği ABD tarzı tüketime kökten itiraz etmesi.

Diğer yandan analizde, Şi'nin bu stratejisinin Pekin'in kapasite fazlasını azaltmaya çalıştığı eski politikalarına kıyasla bir değişime işaret ettiğine dikkat çekiliyor. 

2015'te Şi'nin, Çin Komünist Partisi'nin eski Merkezi Mali ve Ekonomik İşler Komisyonu Direktörü Liu He'ye, özel sektördeki birçok küçük çelik fabrikasını ve diğer işletmeleri kapatma talimatı verdiği hatırlatılıyor. 

Ancak Çin'in "ABD ve AB'ye ek vergi hamlelerini gerekçelendirme fırsatı vermek istemediği" için üretim fazlasını düşürmeye yönelik bu tür politikaları etkili şekilde uygulamadığı savunuluyor.

Pekin Üniversitesi'nden finans uzmanı Michael Pettis, Çin'in halihazırda küresel üretimin üçte birine sahip olduğuna dikkat çekerek, böyle bir durumda üretimi tekrar iki katına çıkararak yabancı ülkelerin üretimdeki payını azaltmayı istediğini savunuyor ve ekliyor: 

Dünyanın geri kalanı bunun tam tersini istiyor. Kimse buna uyum sağlayamaz.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, BBC