Rusya, Avrupa’ya petrol ve doğalgaz ihracatındaki kayıpları telafi etmek için Çin ve Hindistan’a güveniyor

Rusya bu yıl Sibirya'nın Gücü 1 boru hattı aracılığıyla Çin’e 22 milyar metreküpten fazla doğal gaz ihraç edecek (Reuters)
Rusya bu yıl Sibirya'nın Gücü 1 boru hattı aracılığıyla Çin’e 22 milyar metreküpten fazla doğal gaz ihraç edecek (Reuters)
TT

Rusya, Avrupa’ya petrol ve doğalgaz ihracatındaki kayıpları telafi etmek için Çin ve Hindistan’a güveniyor

Rusya bu yıl Sibirya'nın Gücü 1 boru hattı aracılığıyla Çin’e 22 milyar metreküpten fazla doğal gaz ihraç edecek (Reuters)
Rusya bu yıl Sibirya'nın Gücü 1 boru hattı aracılığıyla Çin’e 22 milyar metreküpten fazla doğal gaz ihraç edecek (Reuters)

Rusya Başbakan Yardımcısı Alexander Novak, Rusya’nın petrol ihracatını Avrupa’dan Çin ve Hindistan’a yönlendirdiğini söyledi.

Rusya’nın enerji sektöründen sorumlu Novak, Rus devlet kanalı Rossiya 24’e verdiği demeçte, “Petrol ihracatındaki payı yüzde 45-50’ye çıkan Çin ve Hindistan, mevcut durumda ana ortaklarımız haline geldi” dedi.

Daha önce neredeyse hiç sevkiyat almayan Hindistan’ın önemli bir alıcı haline geldiğini söyleyen Novak, “İki yıl içinde Hindistan’a yapılan tedarikin toplam payı yaklaşık yüzde 40’a yükseldi” ifadelerini kullandı.

Rusya’nın daha önce Avrupa’ya petrol ve petrol ürünlerinin yüzde 40 ila 45’ini sağladığını belirten Novak, “Bu yıl ise bu rakamın toplam ihracatın yüzde 4 ila 5’ini aşmamasını bekliyoruz” dedi.

Novak, Rusya’nın bu yıl Sibirya'nın Gücü 1 boru hattı aracılığıyla Çin’e 22 milyar metreküpten fazla doğal gaz ihraç edeceğini söyledi.

Bu yıl, Kuzey Denizi rotası üzerinden Çin’e yaklaşık 1,5 milyon ton ham petrol teslim edildi.

Novak’a göre analistler, Brent ham petrol fiyatlarının 2024’te varil başına 80 ila 85 dolar arasında değişmesini bekliyor.

Novak ayrıca, Rusya’nın OPEC+ anlaşmasına sorumlu bir şekilde katkıda bulunduğunu, petrol endüstrisinin istikrarlı çalışmasını ve stratejik gelişimini garanti ettiğini belirtti.

ABD’nin geçtiğimiz ay yaptırım uyguladığı, Rusya’nın en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) projelerinden Arktik LNG 2’ye değinen Novak, projede sevkiyatın 2024’ün ilk çeyreğinde başlayacağını sözlerine ekledi.



Trump kabul etmez ama Çin'le ticaret savaşında gözünü ilk kırpan o oldu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Trump kabul etmez ama Çin'le ticaret savaşında gözünü ilk kırpan o oldu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

ABD Masters Turnuvası'nda golf izleme, bu oyunu bizzat oynama, masaları gezme ve Mar-a-Lago'da yemek yiyenleri selamlama arasında Donald Trump'ın Bertrand Russell'ı incelemek için çok az zaman bulduğunu tahmin etmek makul olur.

Bu üzücü çünkü Britanyalı filozofun 1922'de yayımlanan Çin Sorunu kitabını özümsemek, sadece bu pasajla bile ona ve Amerika'ya fayda sağlayabilir:

Çin ulusu dünyadaki en sabırlı ulus, yüzyılları diğer ulusların on yılları gördüğü gibi görüyor. Temelde yok edilemez ve beklemeye gücü yeter.

Mandarin dilinde Donald Trump'ın bile dikkatini çekebilecek bir başka kısa ifade de var: Birebir çevrildiğinde "Acı yemek" anlamına gelen "chi ku", şikayet etmeden acı çekmek manasında kullanılıyor.

Russell'ın gözlemlediği gibi, Çin'in kültürünü ve yaklaşımını böyle özdeyişler tanımlar. Bugün Pekin'in, ABD'nin dünyanın en kalabalık ülkesiyle ekonomik rekabetini çarpıcı bir şekilde tırmandırmasına karşı kullandığı stratejinin ardında onlar yatıyor.

ABD Başkanı halihazırda göz kırptı ya da göz kırpıyormuş gibi göründü. Cuma günü Çin, ABD'den ithal edilen mallara uygulanan vergiyi yüzde 84'ten yüzde 125'e çıkararak Trump'ın tarifelerine karşılık verdi. Hafta sonu ABD'nin akıllı telefonları, bilgisayarları ve diğer tüketici elektroniği ürünlerini kendi vergi artışlarından muaf tuttuğu açıklandı. Bu bir geri adım gibi görünüyordu.

ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick ise "Hayır" dedi. Bu ürünler belirli ülkelere uygulananların haricindeki vergilerle yakında karşılaşacaktı. Daha sonra Trump, bir sosyal medya paylaşımında bu ürünlere muafiyet tanınmadığını iddia ederek kararlı bir tavır sergiledi. Büyük harfler ortaya çıktı:

Tarifelere yönelik yürüteceğimiz ulusal güvenlik soruşturmalarında Yarı İletkenlere ve TÜM ELEKTRONİK TEDARİK ZİNCİRİNE bakıyoruz.

Yine de mevcut muafiyet, bir geri adım gibi görünüyordu.

Başkan Şi her zamanki gibi hiçbir şey söylemedi. Gelecek günlerde ve haftalarda daha fazlasını bekleyebiliriz: Bir tarafta kas gösterme ve bağırma, karşı cephede sakin metanet.

Bu, Çin'in sarsılmayacağı anlamına gelmiyor. Trump ve çevresinin hesaplarına göre Çin'in ABD'ye ihtiyacı var. Trump'ın sürekli atıfta bulunduğu bu devasa ticaret dengesizliği olmadan, Çin'in ihracatı için buna denk bir pazar yok. Şi ve çalışma arkadaşlarının, ülkelerinin hızla artan refahı, nüfusunu beslemesi ve aynı zamanda şişen orta sınıfın servetindeki artışı körüklemesi için ABD'ye bel bağladığını düşünüyorlar.

Ticaret söz konusu olduğunda, ABD-Çin mücadelesi yeni bir mesele değil. Hatta Trump ilk döneminde ikisi arasındaki eşitsizliğin üstesinden gelmeye çalıştı. Çin, dış ticareti teşvik etmeyi sürdürürken iç tüketimi ve kendi kendine yetmeyi artırma anlamına gelen "ikili dolaşım" veya "yeni kalkınma modeliyle" yanıt verdi.

Trump ikinci kez şansını deniyor. Ancak daha az odaklanmış bir şekilde, üç hedefi tek bir saldırıya dönüştürüyor: Federal geliri artırmak, Kanada ve Meksika gibi ülkeleri uyuşturucu tedariki gibi finansal olmayan nedenlerle cezalandırmak ve daha eşit bir ticaret dengesi sağlamak. Bu, üç danışman grubunu içeriyordu ve bir karmaşa reçetesi oluşturdu.

Aynı zamanda ekonomiyi siyasetle harmanlamaya çalıştı ve tarifeler söz konusu olduğunda ikisi birbiriyle kaynaşmıyor. Ekonomistlere her zaman tarifelerin kötü bir fikir olduğu, dayatılmaması ve bunlara cevap verilmemesi gerektiği öğretilir. Ancak Trump, Amerika'nın siyasi onayını aldığına ve çoğu Amerikalının kendisini destekleyeceğine inanıyor.

Trump bu hamlenin yaklaştığının sinyalini defalarca verdi. Çinliler hazırlık yapabilmiştir. Trump ilk salvoyu yaptığına göre, Amerika'nın üç hedefi vurmak için bir füze ateşlemeye çalışmasını izleyebilirler.

Trump, Çin'in ticaret fazlasına odaklanırken, ABD yönetiminin kendilerine önemli miktarda borçlu olmasından kaynaklanan kilit bir karta sahip olduklarının bilincindeki Çin, öncesinde Trump'ı ikinci bir devlet ziyaretine davet ederek muhtemelen eldeki tek kartını oynayan Birleşik Krallık'ın aksine, metanetini koruyup güvende kalabilir.

Çin, Amerikan dolarlarını doğrudan elden çıkarmasa da sertliğini başka yollarla ifade edebilir: ABD yatırımlarını yavaşlatarak, daha az yatırım yaparak ve sermayeyi başka yerlere yönlendirerek. Çin'in elindeki bir diğer güvence de üretimdeki küresel hakimiyetinin Amerika'nın finansal hizmetler ve yapay zekadaki hegemonyasıyla eşleşmesi. Dağınık ABD yaklaşımının artırdığı bölünmeden de faydalanabilirler. Avrupa, Pekin'e yaklaşmaya hazırlanma işaretlerini halihazırda gösteriyor.

Her iki süpergücün de canı yanacaktır, bunu yapmayacak kadar birbirlerine bağımlılar. Ancak ABD'nin yüksekten atmasını da bir zafer olasılığı gibi yorumlamak da bir hata olabilir. Bir uzlaşma sağlamak zorundalar. Bunun her iki lidere de itibar kaybettirmeden başarılması kritik önemde.

Trump ne söylerse söylesin ve Şi de ne söylemezse söylemesin, rekabetlerinin nereye varacağı neredeyse kesin.

Independent Türkçe