Suudi Arabistan Kalkınma Fonu, Türkiye ile 55 milyon dolarlık kredi anlaşması imzaladı

Suudi Arabistan Kalkınma Fonu (SFD), Türkiye ile 55 milyon dolar tutarında yeni bir kredi anlaşması imzaladığını duyurdu

Kredi ile yaklaşık 55 bin metrekare büyüklüğe sahip 5 devlet okulunun rehabilite edilmesi amaçlanıyor (AA)
Kredi ile yaklaşık 55 bin metrekare büyüklüğe sahip 5 devlet okulunun rehabilite edilmesi amaçlanıyor (AA)
TT

Suudi Arabistan Kalkınma Fonu, Türkiye ile 55 milyon dolarlık kredi anlaşması imzaladı

Kredi ile yaklaşık 55 bin metrekare büyüklüğe sahip 5 devlet okulunun rehabilite edilmesi amaçlanıyor (AA)
Kredi ile yaklaşık 55 bin metrekare büyüklüğe sahip 5 devlet okulunun rehabilite edilmesi amaçlanıyor (AA)

SFD'nin açıklamasına göre, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik, SFD Yönetim Kurulu Başkanı Ahmed Al-Khateeb ve SFD İcra Kurulu Başkanı Sultan Al-Marshad'ın katılımıyla anlaşmaya yönelik imza töreni gerçekleştirildi.

Söz konusu kredinin "Devlet Okullarında Depreme Bağlı Riskin Azaltılması Projesi" kapsamında kullanılması hedefleniyor.

İstanbul'da düzenlenen Türkiye-Suudi Arabistan Yatırım ve İş Forumu'nda imzalanan anlaşma kapsamında alınacak kredi ile yaklaşık 55 bin metrekare büyüklüğe sahip 5 devlet okulu rehabilite edilecek.

Proje kapsamında belirlenen okulların, deprem sebebiyle oluşabilecek hasarlardan korunması hedefleniyor. Bu bağlamda, gerekli donanımın ve kaynakların okullara tahsis edilmesi, eğitim kalitesi ve verimliliklerinin sürekliliğinin devam etmesi sağlanacak.

SFD finansmanlığında yürütülen proje, Fon'un Türkiye ile olağan işbirliğini ilerletmesinde de yeni bir dönüm noktasını temsil ediyor.

Proje, öğrencilere kaliteli bir eğitim sağlamayı ve ülkenin sosyo-ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmayı teşvik etmeyi amaçlıyor. Proje aynı zamanda, "Kaliteli Eğitim" maddesi de dahil olmak üzere, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nin gerçekleştirilmesini de destekliyor.

Türkiye'deki eğitim sektörünü destekleme ve ülkenin dünya standartlarında bir eğitim sunma hedefini güçlendirmeyi amaçlayan SDF, son 40 yılda Türkiye'de enerji, sağlık, tarım ve eğitim gibi alanlarda değeri 300 milyon doların üzerinde olan 9 kalkınma projesi ve programını finanse etti.



Çin yeni bir ticaret savaşı mı başlatıyor?

Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
TT

Çin yeni bir ticaret savaşı mı başlatıyor?

Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), üretim ve ihracatı artıran Çin'in yeni bir "ticaret savaşı" başlattığını yazıyor. 

Analizde, Çin'in zayıflayan ekonomisini canlandırmak için "fabrikalara steroid bastığı" ve yabancı ülkelerdeki işletmeleri sıkıştırarak yeni bir küresel ticaret savaşı başlattığı savunuluyor. 

Avrupa Birliği, Çin'de üretilen elektrikli otomobillere sağlanan sübvansiyonlar nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında, ülkeden ithal edilen elektrikli araçlara yüzde 38,1'e varan ilave vergi uygulama kararını temmuzda yürürlüğe koymuştu. 

ABD de Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillerin yanı sıra alüminyum ve güneş panellerine ek vergi uygulama kararı almıştı. 

WSJ, Pekin'in stratejisinin yalnızca Batı ülkelerini değil, Türkiye ve Pakistan'ı da tedbir almaya ittiğini hatırlatıyor. Türkiye, Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillere uygulanan ek vergileri yüzde 40'a yükseltmişti. 

Analizde, Çin'in "üretime yatırımı artırarak ekonomiyi canlandırıp, uluslararası alanda fazla tepki çekmeden endüstriyel direncini artırmayı hedeflediği" yorumu yapılıyor.

Haberde, Pekin yönetimine danışmanlık yapan bazı kişilerin, ülkenin üretim ve inşaat sektörüne yatırımından ziyade iç tüketimi öncelendirmesi gerektiğini söylediği aktarılıyor. 

Bunun yerinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in "Eskiyi yıkmadan önce yeniyi kurun" anlayışıyla hareket ederek sübvansiyonlu üretime yatırımların artırılması talimatını verdiği bildiriliyor.

Şi'nin bu politikayı izlemesinin iki nedeni olduğuna dikkat çekiliyor. Analize göre bunlardan ilki, Çin'in ABD ve diğer Batılı ülkelerin ağır yaptırımları karşısında ülke ekonomisini ayakta tutabilecek endüstriyel tedarik zinciri oluşturulmasıyla ilgili. İkinci sebepse Pekin'in "savurganlık" diye nitelediği ABD tarzı tüketime kökten itiraz etmesi.

Diğer yandan analizde, Şi'nin bu stratejisinin Pekin'in kapasite fazlasını azaltmaya çalıştığı eski politikalarına kıyasla bir değişime işaret ettiğine dikkat çekiliyor. 

2015'te Şi'nin, Çin Komünist Partisi'nin eski Merkezi Mali ve Ekonomik İşler Komisyonu Direktörü Liu He'ye, özel sektördeki birçok küçük çelik fabrikasını ve diğer işletmeleri kapatma talimatı verdiği hatırlatılıyor. 

Ancak Çin'in "ABD ve AB'ye ek vergi hamlelerini gerekçelendirme fırsatı vermek istemediği" için üretim fazlasını düşürmeye yönelik bu tür politikaları etkili şekilde uygulamadığı savunuluyor.

Pekin Üniversitesi'nden finans uzmanı Michael Pettis, Çin'in halihazırda küresel üretimin üçte birine sahip olduğuna dikkat çekerek, böyle bir durumda üretimi tekrar iki katına çıkararak yabancı ülkelerin üretimdeki payını azaltmayı istediğini savunuyor ve ekliyor: 

Dünyanın geri kalanı bunun tam tersini istiyor. Kimse buna uyum sağlayamaz.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, BBC