Türkiye'nin 2050'de doğal gaz üretiminde 13 milyar metreküpe ulaşacağı öngörülüyor

Türkiye'nin, 2050 itibarıyla yıllık 13 milyar metreküp doğal gaz üretim miktarına ulaşarak Batı pazarları ile Orta Doğu ve Rusya'daki başlıca enerji tedarikçileri arasında konumlanacağı öngörülüyor.

AA
AA
TT

Türkiye'nin 2050'de doğal gaz üretiminde 13 milyar metreküpe ulaşacağı öngörülüyor

AA
AA

AA muhabirinin Gaz İhraç Eden Ülkeler Forumunun hazırladığı son rapordan derlediği bilgilere göre, Türkiye'nin Karadeniz'deki doğal gaz üretiminin yıldan yıla artırması bekleniyor.

Karadeniz'de bulunan Sakarya gaz sahasında üretimin bu yıl 1,6 milyar metreküpe ulaşacağı tahmin edilirken, sahanın ilk fazında en yüksek üretimin 3,5 milyar metreküp olacağı öngörüldü.

Sakarya gaz sahasının ikinci fazındaki geliştirmenin de tamamlanmasıyla üretimin yıllık toplam 11 milyar metreküpe ulaşacağı hesaplandı.

Raporda, Sakarya gaz sahasındaki gelişmelerin önemine işaret edilerek, "Türkiye'nin 2050 itibarıyla 13 milyar metreküp doğal gaz üretimine ulaşması bekleniyor." ifadesi kullanıldı.

Sakarya sahasının genişletilmesi ve Güney Akçakoca Alt Havzası'ndaki olası keşiflerle üretim miktarının artabileceğine dikkat çekildi.

Türkiye'nin bölgesel merkez olma adımları

Türkiye'nin yaptığı çalışmalarla Batı pazarları ile Orta Doğu ve Rusya'daki başlıca enerji tedarikçileri arasında stratejik ve kilit ülke olmak için adımlar attığı belirtilen raporda, "Türkiye, Avrupa'nın geri kalanına olan boru hattı bağlantısı ve üç yeniden gazlaştırma terminalindeki yükleme tesisleri sayesinde bölgesel bir merkez rolüne doğru ilerlemeye başlamıştır." değerlendirmesinde bulunuldu.

Raporda, Rusya ve Türkiye'nin 2022'den bu yana Türkiye'de uluslararası bir gaz merkezi kurmayı ve Rus gazının bu girişime önemli ölçüde dahil olmasını planladığına işaret edildi.

Türkiye'nin 2022'de 54 milyar metreküp doğal gaz ithal ettiği belirtilen raporda, bu miktarın yüzde 72'sinin boru hatları aracılığıyla alındığı kaydedildi.

Türkiye'nin doğal gazda kaynak çeşitliliğine vurgu yapılan raporda, Rusya, İran ve Azerbaycan'dan boru hatlarıyla doğal gaz alındığı, ayrıca toplam yıllık 27 milyon ton kapasiteye sahip 5 sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) terminalinin bulunduğu belirtildi.

Net doğal gaz ithalatının 2050 itibarıyla yıllık 55 milyar metreküpe ulaşacağı tahminine yer verilen raporda, şunlar kaydedildi:

"Türkiye'nin LNG ithalatının 2050'de yıllık 8 milyon tona gerileyerek marjinal düşüş yaşayacağı tahmin edilmektedir. Bu beklenti, Rusya, Azerbaycan ve İran gibi çeşitli ülkelerden boru hattı gazının verimli bir şekilde tedarik edilmesi ve Türkiye pazarının kaynaklarının çeşitlendirilmesinden kaynaklanmaktadır. Türkiye, 2022'de doğal gaz yatırımlarında büyük bir gelişme yaşadı. Özellikle Karadeniz'deki Sakarya projesinin ilk aşamasının etkisiyle 2022'de upstream gaz yatırımı 1,6 milyar dolar artarak 2,3 milyar dolar olarak kaydedilmiştir. Uzun vadede Türkiye'nin 8,7 milyar dolar tutarında upstream sermaye yatırımıyla 13 milyar metreküp gaz üretimine ulaşması beklenmektedir."



Elektrikli otomobillerdeki şarj derdi tarihe mi karışıyor?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Elektrikli otomobillerdeki şarj derdi tarihe mi karışıyor?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Elektrikli araçların şarj edilmesi gerekiyor ve halka açık şarj cihazlarının sayısı, benzin pompalarıyla karşılaştırıldığında daha az, işlemi tamamlamak için de daha fazla zamana ihtiyaç duyuluyor.

Ancak The Automobile Association'ın yeni verileri, elektrikli araçların şarjının bitmesi ve arızalanma kaygılarının fazla büyütülmüş olabileceğini ortaya koyuyor.

Son istatistikler, 2024'te The Automobile Association'in aldığı yardım çağrılarından yalnızca yüzde 1,85'inin elektrikli araçların biten bataryalarıyla ilgili olduğunu gösteriyor. Bu oran, geçen sene yüzde 2,26'ydı.

Her 5 sürücüden 2'si aracın şarjının biterek arızalanmasından endişelenirken, veriler bu durumun çok az sayıda sürücüyü etkilediğine işaret ediyor.

The Automobile Association, günde yaklaşık 8 bin arızaya müdahale ettiğini aktardı. Batarya bittiği için çağırıldıklarında asıl sorun, genellikle aracın şarj edilememesi oluyor.

Kurum, arızaların çoğunun lastikler veya 12 voltluk batarya sorunları gibi hem benzinli hem de elektrikli araçlarda ortak olan problemlerden kaynaklandığını belirtti.

2015'ten bu yana boş batarya yüzünden yaşanan arızalar azalıyor. O yılda yardım çağrılarının yüzde 8'i, tükenmiş batarya hücreleri yüzünden yapılmıştı.

O zamandan beri, daha fazla şarj cihazı ve daha iyi menzile sahip araçlar, sürücülerin düşük şarj nedeniyle arıza yaşamasını önlemeye yardımcı oluyor.

The Automobile Association, çağrıların yüzde 1'inin benzin ve dizelle çalışan araçların yakıtının bitmesinden kaynaklandığını ve zamanla düşük şarj yüzünden yapılan çağrıların da bu seviyeye ineceğini söyledi.

The Automobile Association'in başkanı Edmund King şöyle dedi:

The Automobile Association'in son sayıları, elektrikli araç arızalarının yüzde 2'sinden azının 'şarjın bitmesi' nedeniyle olduğunu gösteriyor, bu da menzil kaygısının geçmişte kalacağına işaret ediyor. 'Şarjın bitmesi' arızalarının çoğu, şarjın sıfıra inmesinden değil, ya şarjın azalması ya da araçların şarj kapaklarının takılması gibi teknik sorunlardan kaynaklanıyor. Son 8 yılda şarjı biten elektrikli araçların oranı yaklaşık yüzde 80 azaldı, bunun nedeni şarj cihazlarının sayısının ve güvenilirliğinin artması, müşterilere şarj sonrası daha iyi destek verilmesi, yeni elektrikli araçların menzilindeki gelişme ve sürücü eğitimi ve bilgilendirme sürecinin iyileşmesi.

Birleşik Krallık'ta artık neredeyse 1 milyon elektrikli araba şarj cihazı var; bu sayı, sürücülerin ihtiyaçlarına yetişmeyi desteklese de otomobil endüstrisi, hâlâ piyasaya daha fazla ve daha hızlı modeller sürmekte istekli.

Ancak Zapmap'e göre, şarj cihazlarının çoğu evlere yerleştirilmiş halde ve sadece 65 bini halka açık.

Her halükarda bozuk şarj cihazları ve yüksek ücretlerin, elektrikli araç sürücüleri için sıkıntı yarattığı sıkça bildiriliyor.

Özel şarj şirketleri, istediği ücretlendirmeyi yapabiliyor ve ücrete KDV eklemek zorunda kalıyor, bu da kilovat saatlik ücretlerde büyük farklara yol açabiliyor.

Elektrikli araç satın alanların çoğu, filo işleten şirketler ya da sokak dışında park yerleri olan, araçlarını düşük maliyetle, kendileri şarj edebilen ev sahipleri.

Otomobil endüstrisi, araçların kitlesel olarak benimsenmesi için halka açık ucuz şarj imkanlarına ihtiyaç duyulduğu uyarısını yapıyor.

Independent Türkçe