Çin’den Suudi Arabistan, Mısır, Fas ve Türkiye'de elektrikli otomobil üretim hedefi

Suudi Arabistan’ın yatırım ve çeşitlendirme politikası, 150 bin elektrikli otomobil üretim hedefine ulaşmasını cazip hale getiriyor

Çin'in merkez doğusunda bulunan Jiangsu eyaletinin Suzhou şehrindeki Taikang Uluslararası Konteyner Terminali’nde gemilere yüklenmeyi bekleyen binlerce BYD elektrikli araç, 8 Şubat 2024 (AFP)
Çin'in merkez doğusunda bulunan Jiangsu eyaletinin Suzhou şehrindeki Taikang Uluslararası Konteyner Terminali’nde gemilere yüklenmeyi bekleyen binlerce BYD elektrikli araç, 8 Şubat 2024 (AFP)
TT

Çin’den Suudi Arabistan, Mısır, Fas ve Türkiye'de elektrikli otomobil üretim hedefi

Çin'in merkez doğusunda bulunan Jiangsu eyaletinin Suzhou şehrindeki Taikang Uluslararası Konteyner Terminali’nde gemilere yüklenmeyi bekleyen binlerce BYD elektrikli araç, 8 Şubat 2024 (AFP)
Çin'in merkez doğusunda bulunan Jiangsu eyaletinin Suzhou şehrindeki Taikang Uluslararası Konteyner Terminali’nde gemilere yüklenmeyi bekleyen binlerce BYD elektrikli araç, 8 Şubat 2024 (AFP)

Şerif Muhammed

Ortadoğu ve Kuzey Afrika pazarı, Çinli şirketlerin bölgede elektrikli araç üretmesi için cazip bir coğrafya olsa da bu yükselen trendin arkasında başka bir neden daha yatıyor; o da artan gümrük vergileri. Avrupa Birliği (AB) geçtiğimiz temmuz ayında, mevcut yüzde 10'luk gümrük vergisinin yanında Çin'de üretilen elektrikli araçlara, otomobil üreticilerinin Pekin'den aldıkları sübvansiyonların yüzdesine bağlı olarak, yüzde 17,4 ila 37,6 arasında ek gümrük vergisi getirme planını açıkladı.

Kasım ayında yapılacak oylamanın ardından uygulamaya geçecek olan bu geçici korumacı hamle, AB otomobil modellerinin Avrupa pazarlarında ABD’li SAIC ya da Çinli Geely gibi üreticilerle rekabet edebilmesini sağlamayı amaçlıyor. Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi olan Çin'de teknoloji, kaynak ve enerji maliyetlerinin düşük olması, Çinli otomobil üreticilerine, elektrikli otomobilleri genellikle Çinli muadillerinden çok daha yüksek fiyatlı olan Mercedes-Benz ve Volkswagen gibi Avrupalı devlere karşı avantaj sağlıyor.

Ancak AB’nin gümrük vergileri, BMW ve Tesla da dahil olmak üzere Çin’de araç üreten Batılı otomobil üreticileri için de maliyetleri arttırıyor. Bu yüzden söz konusu hamle, Çin'in yanı sıra Avrupa ve ABD’de bazı çevreler tarafından muhalefetle karşılandı.

“ABD'nin Çin’de üretilen elektrikli araçlara uyguladığı ve şu an yüzde 100 olan gümrük vergisi oranlarını dört katına çıkarması Çinli otomobil üreticilerini gelişmekte olan pazarlara doğru itiyor.

Çinli otomobil üreticiler, doymuş bir iç pazar ve yurtiçindeki ekonomik yavaşlama nedeniyle yurtdışına açılırken, gümrük vergilerinden kaçınmanın bir yolu olarak elektrikli araçları Batı ülkelerinden uzak yerlerde üretmeye yöneliyor.

Çin'in merkez doğusundaki Jiangsu eyaletinde bulunan BYD fabrikasındaki elektrikli araç montaj hattında çalışan iki işçi, 6 Temmuz 2020 (AFP)Çin'in merkez doğusundaki Jiangsu eyaletinde bulunan BYD fabrikasındaki elektrikli araç montaj hattında çalışan iki işçi, 6 Temmuz 2020 (AFP)

AlixPartners Otomotiv ve Sanayi Eş Başkanı Andrew Bergbaum, Al Majalla’ya yaptığı açıklamada gümrük vergilerinin Çin'den ithal edilen ürünlerin satışını azaltacağını, ancak Çin'de fabrika kurulmasını hızlandıracağını düşünüyor. Avrupa’nın fazla üretim kapasitesine sahip doymuş bir pazar olduğunu belirten Bergbaum, “Gelişmekte olan pazarlar daha büyük yatırım fırsatları sunuyor. Yakında aralarında Çinli şirketlerin de olduğu otomobil üreticileri tarafından dünyanın farklı yerlerinde en az dokuz yeni elektrikli araç fabrikası kurulacak” dedi.

Suudi Arabistan’ın sanayileşme ve ihracat için sunduğu fırsatlar

Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın küresel üretim portföyünün bir parçası olması muhtemel. Bölge, yılda 4 ila 5 milyon ünitelik bir pazara sahip ve bu da onu tek başına cazip kılıyor.

“Suudi Arabistan, 2030 Vizyonu çerçevesinde 2026 yılında 150 bin ve dört yıl sonra 500 bin elektrikli araç üretme hedefi de dahil olmak üzere ekonomisini çeşitlendirmeye çalışıyor.

Suudi Arabistan'ın elektrikli otomobil satışları açısından büyük bir pazar olduğunu ve on yılın sonunda yılda bir milyon araca yaklaşacağını belirten Bergbaum, Suudi Arabistan'ın kendi tedarikçi tabanını ve gerekli altyapıyı oluşturmaya çalıştığını vurguladı.

Suudi Arabistan’ın ayrıntılı yatırım politikasının da onu cazip bir ülke kıldığını ifade eden Bergbaum, “Suudi Arabistan, 2030 Vizyonu çerçevesinde 2026 yılında 150 bin ve dört yıl sonra 500 bin elektrikli araç üretme hedefi de dahil olmak üzere petrol gelirlerine bağımlı olan ekonomisini çeşitlendirmeye çalışıyor” dedi.

Lucid Group Suudi Arabistan'daki ilk otomobil fabrikasını açtı (Lucid Group)Lucid Group Suudi Arabistan'daki ilk otomobil fabrikasını açtı (Lucid Group)

Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu (PIF), önümüzdeki yıl üretime başlayacak ve ülkede otomotiv sektörüne öncülük edecek elektrikli otomobil üreticisi Ceer'i kurmak için Tayvan merkezli Foxconn ile ortak bir girişim başlattı.

Rhodium Group'un Çin Kurumsal Danışma Ekibi'nde kıdemli araştırmacı olan Gregor Sebastian, Körfez ülkeleri arasındaki en zengin ülke olan Suudi Arabistan’ın lüks otomobil sektörü için büyük bir endüstriyel potansiyele sahip olduğunu, ancak işgücü maliyetinin elektrikli araç endüstrisi için bir engel oluşturabileceğini düşünüyor.

“Çin'in en büyük otomobil üreticisi olan BYD, Türkiye'de yılda 150 bin araç kapasiteli elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araç üretim tesisi için imza attı.

Öte yandan BYD ile Türkiye arasında, 2026 yılının sonlarında üretime başlaması ve 5 bin kişiye doğrudan istihdam sağlanması planlanan 1 milyar dolarlık bir otomobil fabrikası kurulması için anlaşmaya varıldığı açıklandı.

Geçtiğimiz ay duyurulan anlaşmaya göre Çin'in en büyük otomobil üreticisi olan BYD, temmuz ayında elektrikli araç üretimini yılda bir milyon araca çıkarmak için 5 milyar dolarlık bir teşvik paketi açıklayan Türkiye'de, yılda 150 bin araç kapasiteli elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araç üretim tesisi için imza attı. Bir diğer Çinli elektrikli araç üreticisi Chery de Türkiye’de bir fabrika kurmak için Türk yetkililerle görüşmelerini sürdürüyor.

Mısır ve Fas da bu alanda birer cazibe merkezi

Bergbaum, Mısır ve Fas gibi Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki diğer ülkelerin de gelişen otomotiv endüstrilerine sahip olduklarını, bu nedenle altyapı, tedarik tabanı ve eğitimli işgücünün halihazırda bulunduğunu belirterek, bu ülkelerin üretim için cazibe merkezleri olduklarını vurguladı. Bergbaum’a göre Mısır’ın para biriminin son aylarda değer kaybetmesi ve göreceli olarak istikrarlı bir ülke olması, bazı yabancı şirketleri cezbedebilir. Ortadoğu'nun en kalabalık nüfusuna sahip olan ülke, bir kez daha baş gösteren likidite kriziyle mücadele ederken para birimi lira mart ayında neredeyse yüzde 40 değer kaybederek 2022 yılından bu yana dördüncü devalüasyonunu gördü.

“Mısır temiz enerjiye olan bağımlılığını artırmaya ve elektrikli araç yatırımları için cazip olabilecek sanayisini geliştirmeye çalışıyor.

Mısır aynı zamanda temiz enerjiye olan bağımlılığı arttırmak ve özel sektör yatırımları için cazip olabilecek sanayi sektörünü canlandırmak istiyor. Şarku’l Avsat’ın Majalla’dan aktardığı habere göre hükümetin son birkaç yıldır Çinli bir şirketle yerel olarak elektrikli otomobil üretmek üzere ortaklık kurma girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı.

Mısır merkezli otomobil şirketi GV Investments geçtiğimiz mayıs ayında, Mısır'da elektrikli araç modellerinin montajı ve üretimi için Çinli FAW Group ile bir anlaşma imzaladı. General Motors’un (GM) ortağı Al-Mansour Automotive de Mısır'da batarya ile çalışan araçlar üretmeyi planlıyor.    

Fas'ın Tanca kentinin doğusundaki Renault-Nissan fabrikasında otomobil parçalarının montajından bir kare, 12 Mart 2018 (AFP)Fas'ın Tanca kentinin doğusundaki Renault-Nissan fabrikasında otomobil parçalarının montajından bir kare, 12 Mart 2018 (AFP)

Öte yandan otomotiv sektörü geçtiğimiz yıl yaklaşık 14 milyar dolar değerinde olan ülke ihracatının büyük bölümünü üreten Fas'ta bir Renault-Nissan fabrikası bulunuyor. Fabrika yılda yaklaşık 400 bin otomobil üretim kapasitesine sahip, ancak henüz Çinli otomobil şirketlerini ağırlamış değil.

Çin'in Avrupa'ya açılan kapısı Fas

Kuzey Afrika ülkelerinden Fas, şu sıralar elektrikli batarya üreticilerinin ilgisini çekmeye çalışıyor. Çinli otomobil aküsü üreticileri Hailiang ve Shinzoom tarafından her biri 900 milyon dolardan fazla değerde iki fabrika ve diğer benzer projeler kurulacak.

“Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinin Avrupa'ya yakınlığı, burayı Avrupa pazarlarına elektrikli araç ihracatı için potansiyel bir merkez haline getiriyor.

İç talep ve düşük işletme maliyetleri, bölgenin Avrupa'ya yakınlığı ve AB ile ticaret anlaşmaları gibi bazı Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi ülkelerindeki elverişli koşullar, bölgeyi Avrupa pazarlarına elektrikli araç ihracatı için potansiyel bir merkez haline getirirken, gümrük vergilerinden kaçınmak için bir arka kapı olarak da görülebilir.

Elektrikli araçlar son on yılda Avrupa'da yaygın olarak kullanılmaya başlarken, son yıllarda Almanya ve Fransa gibi ülkelerde yıllık satış rakamları yüz binlerle ifade ediliyor.

AB’nin önümüzdeki on yılın ortalarına kadar benzinle çalışan otomobilleri aşamalı olarak kullanımdan kaldırma planı, Avrupa'daki elektrikli araç satışlarının yaklaşık dörtte birine hâkim olan Çinli otomobil üreticilerini bölgeye yönlendirebilir.

AB’nin ABD merkezli Tesla ile kıyasıya rekabet eden BYD'ye uygulamaya hazırlandığı yüzde 17,4'lük yeni gümrük vergisi, Çinli şirketin Türkiye'deki yeni fabrikasını Avrupa pazarlarına ihracat yapmak için kullanabileceği spekülasyonlarına yol açtı. Son iki yılda satılan toplam elektrikli otomobillerin yaklaşık yüzde 9'unu Türkiye'de satan BYD, fabrikayı Avrupa'ya hitap etmek için kullanma niyetinde olup olmadığına dair herhangi bir açıklamada bulunmadı. Ancak Türkiye'nin Avrupa Birliği ile yaptığı gümrük anlaşması yoluyla kıtaya önemli bir otomobil ihracatçısı olması, Türkiye’de fabrika açma hamlesini cazip kılıyor.

Otomobil ihracatının büyük çoğunluğunu Akdeniz'in diğer yakasındaki Avrupa ülkelerine yapan Mısır ve Fas'ın da AB ile ticaret anlaşmaları bulunuyor.

“Rhodium Group'tan Gregor Sebastian: Çinli otomobil şirketlerinin Çin dışındaki ülkelerde üretim yapma ve Avrupa'ya ihraç etme eğilimi ters etki yaratabilir.

Bloomberg'in haberine göre FAW Group'un Mısır'daki üretiminin 2025'in ilk çeyreğinden itibaren, önümüzdeki beş yıl içinde Avrupa pazarları da dahil olmak üzere çeşitli noktalara ihraç edilmesi planlanıyor. 

Riskli bir hamle

Rhodium Group'tan Gregor Sebastian’a göre bu hamlenin tüm yararlarına rağmen Çinli otomobil şirketlerinin Çin dışındaki ülkelerde üretim yapma ve Avrupa'ya ihraç etme eğilimi ters etki yaratabilir.

Avrupa Komisyonu’nun bu konuyu yakından inceleyeceğine inandığını ifade eden Sebastian, “Avrupa Komisyonu’nun daha önce Çin'deki üretim faaliyetlerine karşı önleyici vergiler uygulamak zorunda kaldığı durumlar oldu. Bu vergiler, denizaşırı elektrikli araç fabrikaları sadece montaj için kullanılsa ve batarya ve şasi gibi temel bileşenler Çin'den ithal edilse bile uygulanabilir” şeklinde konuştu.

Sebastian, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Elektrikli otomobil sektörünün en öne çıkan sektör olduğu açık, ancak Avrupa yeni sübvansiyon düzenlemelerinin tamamını Çin'in güneş ve rüzgâr projelerini engellemek için kullandı. Ayrıca değerlendirmemize göre BYD gibi şirketler, bu yeni gümrük vergileriyle bile Avrupa'ya karlı bir şekilde ihracat yapabilir. Bu durum, en azından mevcut jeopolitik koşullar altında, Çinli otomobil üreticileri için gümrük vergilerini aşmayı gereksiz hale getiriyor.”

Sebastian, ABD pazarını dışarıya daha kapalı hale getirebilecek olan ABD Başkanı Donald Trump'ın yeniden seçilme ihtimalinin yüksek olmasının, Çin'i AB ile büyük ölçekli bir ticaret savaşından uzaklaştıracağı değerlendirmesinde bulundu.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



Suudi Arabistan-Türkiye ilişkilerinde ekonomik ısınma

Görsel: Shutterstock
Görsel: Shutterstock
TT

Suudi Arabistan-Türkiye ilişkilerinde ekonomik ısınma

Görsel: Shutterstock
Görsel: Shutterstock

Turki el-Harbi

Suudi Arabistan-Türkiye ilişkilerinde son yıllarda yaşanan soğukluk, iki ülke arasındaki ticaret hacmini kısıtladı. Ancak 2023 yılına gelindiğinde ilişkiler eski haline dönerken daha da iyiye gitmesi için bir başlangıç noktası oluşturdu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki hükümet, iki ülke arasındaki ihracat hacminin azalmasının ardından özellikle yükselen enflasyon ve Türk lirasındaki gerileme çerçevesinde Suudi Arabistan'a yönelik düşmanca tutumunu bir kenara bıraktı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz yıl Riyad'a yaptığı ziyaret sırasında, iki ülke arasındaki bağların güçlendirilmesinde en önemli faktör olan ekonomik faktörü temel alarak ilişkileri güçlendirmeye çalıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu girişiminde, Türk milliyetçiliğinin ve Araplar üzerindeki üstünlüğünün geri gelmesinin yanı sıra Türkiye'yi turizm ya da iş için ziyaret eden Arapları, özellikle de Körfez ülkelerinden gelenleri dışlama çağrısında bulunan aşırı sağcı partilerin yönlendirdiği ırkçı bir akımla karşı karşıya.

Pozitif iş birliği ve iyimserlik

Dünya son aylarda münferit olaylara tanık oldu. Türkiye’deki bu aşırı sağcı partiler, Türkiye'nin Suudi Arabistan ile kısa sürede inşa ettiği güven ve dayanışmayı yok etme riski oluşturuyor.

Riyad, döviz rezervlerini arttırmak amacıyla geçtiğimiz yıl TCMB’ye 5 milyar dolarlık bir mevduat sağlayarak Türkiye'nin ekonomik toparlanmasına katkıda bulundu.

Ankara, gerek Suudi Arabistan'ın stratejik konumuna duyduğu ihtiyaçtan gerek Ortadoğu ve Afrika'nın en zengin ülkelerinden biri ve güvenilir bir dost olmasından dolayı Riyad'ın Türk ekonomisinin gidişatı üzerindeki etkisinin boyutunu, özellikle de bu yıl yavaş yavaş toparlanmaya başladığı ekonomik kriz sırasında net bir şekilde anladı.

Riyad, döviz rezervlerini arttırmak amacıyla geçtiğimiz yıl Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB) 5 milyar dolarlık bir mevduat sağlayarak Türkiye'nin ekonomik toparlanmasına katkıda bulundu. TCMB, 24 Temmuz'da söz konusu mevduatı kapatarak Suudi Arabistan Kalkınma Fonu'na iade etti.

Suudi Arabistan, Türkiye'nin ilişkileri geliştirme girişimini olumlu karşıladı. Sonuncusu geçtiğimiz temmuz ayında Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan'ın ziyareti olmak üzere, aralarında bakan ve yatırımcıların da bulunduğu kalabalık bir heyeti Türkiye'ye gönderdi. Ziyaret sırasında, iki ülke arasında çeşitli alanlarda ve bölgesel ve uluslararası konularda iş birliğini derinleştirmek amacıyla bir koordinasyon konseyi kurulmasına yönelik bir mutabakat zaptı imzalandı.

dcdev
Suudi Arabistan Savunma Bakan Yardımcısı Halid bin Hüseyin el-Bayari, Cidde'de Baykar Genel Müdür Haluk Bayraktar ile İHA üretimi ve teknoloji transferi anlaşmasının belgelerini değiş tokuş ederken, 18 Temmuz 2023 (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)

En önemlisi geçtiğimiz şubat ayında düzenlenen ve her iki ülkeden bin 240'tan fazla işadamının katıldığı Suudi Arabistan-Türkiye İş Forumu olmak üzere, Suudi Arabistan'ın uluslararası şirketlerle yaklaşık 1 trilyon 800 milyar dolarlık yatırım fırsatları belirlediği çeşitli etkinlikler düzenlendi. Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid bin Abdulaziz el-Falih, bu yatırım alanlarının en büyük faydalanıcısının Türk şirketleri olacağını söyledi.

T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Suudi Arabistan Genel Dış Ticaret Dairesi: Türkiye'nin Suudi Arabistan'a ihracatı 2022 yılında sadece 800 milyon dolarken 2023 yılında yüzde 100'ün üzerinde bir artışla 2,6 milyar dolara ulaşırken, Riyad ile Ankara arasındaki ticaret hacmi 7 milyar dolara yükseldi.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat tarafından gelecek yılın ‘Suudi Arabistan'la altın yıl’ olarak nitelendirdiği açıklamalarından da anlaşıldığı üzere Ankara, Riyad'la ilişkilerin gelecekte daha da güçleneceği konusunda iyimser. Bolat'a göre iki ülke, ticaret hacmini kısa vadede 10 milyar dolara, uzun vadede ise 30 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor.

Türkiye ile iş birliğinin güçlendirilmesi sadece Suudi Arabistan ile sınırlı kalmayıp, Türkiye ile stratejik ortaklık geliştirme sürecine katılan komşu Körfez ülkelerini de kapsıyor. Bu çerçevede ilk adım olarak geçtiğimiz temmuz ayında iki ülke arasında serbest ticaret anlaşması için müzakereler başlatıldı. Anlaşmanın başarılı olması halinde hem mal hem de hizmetlerden oluşan yerli ürünler için ek bir avantaj sağlayacak ve bunların hem Türkiye hem de Körfez ülkelerindeki yerel pazarlara akışı kolaylaşacak. Ayrıca yatırımların teşvik edilmesine ve korunmasına katkıda bulunacak ve böylece iki taraf arasındaki ticari alışveriş oranı da aratacak.

Bayraktar, iki ülke arasındaki bağları güçlendiriyor

Ankara son yıllarda insansız hava aracı (İHA) sektöründe uzmanlaştı ve Bayraktar İHA üretimi Türkiye'nin en önemli sektörlerinden biri haline geldi. Baykar şirketi tarafından üretilen Bayraktar İHA’nın etkinliği, birden fazla alanda test edildi.

Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı geçtiğimiz yıl Baykar şirketi ile İHA üretiminde kullanılan sistemlerin ve teknolojinin transfer edilerek İHA endüstrisinin yerelleştirilmesini içeren bir satın alma sözleşmesi imzaladı.

İki ülke arasında derinleşen ilişkiler çerçevesinde Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı ve Baykar şirketi, geçtiğimiz yıl, İHA üretiminde kullanılan sistemlerin ve teknolojinin Suudi Arabistan devletine ait savunma şirketi Suudi Arabistan Askeri Sanayii’ne (SAMI) transfer edilerek İHA endüstrisinin yerelleştirilmesini içeren bir satın alma sözleşmesi imzaladı. Sözleşmeye iki ülke arasında savunma alanında yapılan diğer anlaşmalar eşlik etti.

xascdfve
Görsel: Al Majalla

SAMI CEO’su Velid Ebu Halid'e göre bu tür sözleşmeler, Suudi Arabistan 2030 Vizyonu çerçevesindeki savunma harcamalarının yüzde 50'sinin yerelleştirilmesi hedefine katkıda bulunuyor.

Türkiye'de bir milyon Suudi turist

Diğer taraftan turizm, özellikle Türk lirasının değer kaybettiği bir dönemde Türkiye’nin gelirlerinin büyük bir bölümünü oluştururken turistler ülkeye döviz girişinin önemli bir kaynağı olmaya devam ediyor.

Suudi Arabistan dünyada Türkiye'ye en çok turist gönderen ülkeler arasında birinci sırada, Arap dünyasında ise ikinci sırada yer alıyor. Türkiye Turizm ve Kültür Bakanlığı'na göre Türkiye'ye gelen Suudi turist sayısı geçtiğimiz yıl yüzde 70 artışla 784 bini geçti.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra  merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.