Arap Birliği: Zorluklarla mücadele etmek için Arap ittifakı şart

Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Husam Zeki
Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Husam Zeki
TT

Arap Birliği: Zorluklarla mücadele etmek için Arap ittifakı şart

Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Husam Zeki
Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Husam Zeki

Arap Dünyasının siyaset sahnesi bir dizi yeni gelişmeye tanıklık ediyor. Bu gelişmeler arasında krizlerin çözülmesi, Arapların fikir birliğine varma çabaları, bazı Arap ülkelerinin Suriye ile ilişkileri, İsveç müzakereleri ile Yemen krizini aşma girişimleri ve üç ay içerisinde Arap dünyasında gerçekleştirilecek üç zirve: Beyrut'ta bir Arap kalkınma zirvesi, Tunus'ta bir Arap zirvesi ve Mısır'da bir Arap-Avrupa zirvesi yer alıyor.
Arap Birliği (AL) Genel Sekreter Yardımcısı Husam Zeki, AL koridorlarında ve kulislerinde yapılan çalışmalar hakkında Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulundu.
Anlaşmazlıkların üstesinden gelinmesi için bilgeliğe, diplomasiye, herkesin çıkarlarına hizmet eden ortak eylemin gelecekteki vizyonunun belirlenmesine ve anlaşmazlıkların ötesine bakılmasına ihtiyaç olduğunu dile getiren Husam Zeki, AL Konseyi tarafından kabul edilen kararların meşruiyetin ve hükümetin desteklenerek Yemen’deki varlığının güçlendirilmesi yönünde olduğunu belirtti. Yabancı veya bölgesel müdahaleler olmaksızın bölge halklarının ve liderlerin krizlerin çözümünde rol alması gerektiğine odaklanan Zeki, ayrıca Arap Birliği sisteminin gelişmesi ve Arap krizlerini çözme yeteneği hakkında da açıklamalarda bulundu.
Yemen Krizi
İsveç'teki müzakerelerin sonucunu nasıl görüyorsunuz? Yemen'de barış sağlanabilir mi?

-Yemen'deki hayatın tekrar normal hale dönmesine ve sosyal uyumun gerçekleşmesine ilişkin bütün destekler Genel Sekreter tarafından memnuniyetle karşılanmaktadır. Arap Birliği Konseyi tarafından kabul edilen kararlar iyi bilinmektedir. Bunlar arasından en önemlisi meşruiyetin ve hükümetin desteklenerek Yemen’deki varlığının güçlendirilmesidir. BM elçisi ile ilgili olarak, bir BM elçisinin Yemen'deki durumun üstesinden gelmeye çalışırken Arap Birliği’ni ve Genel Sekreteri'ni görmezden gelmesi doğru değil. Bu onun konumunu ve kararlarını bildirmek istemediği anlamına geliyor. Suriye ve Libya'nın uluslararası elçileri daima Arap Birliği (AL) ile koordineli bir şekilde hareket eder ve zaman zaman bakanlık toplantılarına katılırlardı. Genel Sekreter, daha önce Arap Birliği ile koordinasyon ve iletişim eksikliği nedeniyle söz konusu meseleyi BM Genel Sekreteri’ne açmış ve bunun doğru olmayan bir tutum olduğunu söylemişti.
Yemen krizini çözme çabalarının barış ve istikrarın sağlanmasına yardımcı olduğunu düşünüyor musunuz?
- Durum bütün yönleri ile ele alındığı takdirde Arap desteğinin devam etmesinin gerekli olduğu ortaya çıkar. Yemenliler en nihayetinde tek bir halktır ve siyasi ve mezhepsel pozisyonlar arasındaki farklılıklara bakılmaksızın böyle görülmeleri gerekir.
Yemen, Irak, Suriye ve Libya'nın kaderinin bölgesel ülkelere ve onların müdahalelerine, özellikle Türkiye ve İran'a bağlı olduğunu düşünüyor musunuz?
- Maalesef, bu müdahaleler krizlerin daha da karmaşık bir hale gelmesine sebep oluyor. Zaman içinde bölgesel ve uluslararası etkinin azalacağını umuyoruz. Çünkü bu durum krizleri uzatıyor ve karmaşıklaştırıyor. Bu ülkelerin halka kendi kaderlerini belirleme fırsatını tanımaları gerekiyor. Böyle halklar ülkelerinin egemenliğini kontrol edebilecekler.
Suriye krizi
ABD Başkanı Donald Trump'ın ABD birliklerini Suriye'den çekmesi kararına ilişkin hala birtakım soru işaretleri var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

- Yabancı güçlerin Arap ülkelerinden tahliyesi, devlete egemenliği geri getirme yolunda önemli bir adımdır. Bu durumun diğer güçlerin girişine sebep olmaması gerekiyor. Çünkü herhangi bir bölgesel veya uluslararası müdahale Suriye'nin egemenliğini zayıflatıyor. Suriye halkı, belirli bir gönüllü formüle göre ülkelerine geri dönmeli. Çünkü Suriyeliler olmaksızın Suriye yeniden inşa edilmeyecek. Mevcut durum kaosu körüklüyor.
Yeni yılda şu anki Arap krizlerinde, özellikle Yemen, Suriye ve Libya'da bir rahatlamaya tanık olunacak mı?
- Yeni yılın zorluklara ve bölgesel ve uluslararası karmaşıklıklara rağmen üç dosyaya ilişkin olumlu birtakım gelişmelere tanık olacağını umuyorum. Arap ülkelerinin 2019 yılının birtakım olumlu atılımlara tanık olması için çalıştıklarını düşünüyorum.
Beyrut'ta bir Arap kalkınma zirvesi, Tunus'ta bir Arap zirvesi ve Mısır'da bir Arap-Avrupa zirvesi yapılacak. Gelecek üç ay için planlanan bu üç zirvenin maliyetleri temin edildi mi?
- Zirvelere ilişkin üst düzey hazırlıklar tamamlandı. Zirvelerin maliyetleri hususu halledildi. Herhangi bir tehdit söz konusu değil. Arap Birliği’nin özellikle etkinlikler ve faaliyetler hususundaki zayıf bütçesine gelirsek, tüm üye devletlerin ödemelerini bütünüyle yapacağını temenni ediyorum. İstisnai bir duruma tanık oluyoruz. Birlik, kaynaklarının yarısı ile çalışıyor. Ülkelerin önemli bir Arap kurumu olan Arap Birliği’nin rolünü ve etkinliğini yerine getirmesi için düzenli bir şekilde destek olmaları gerekiyor.
Genel Sekreter, Arap atmosferinin arındırılmasına ve asıl dosyalara ilişkin bakış açılarının birbirine yakınlaştırılmasına ilişkin bir görev üstlenecek mi?
- Genel Sekreter, Arap ülkelerini ziyaret ederek ve liderler ve Dışişleri Bakanlarıyla araya gelerek söz konusu atmosferi arındırmayı hedefliyor. Farklılıkların bir kısmının, bu rolün üstesinde gelemeyeceği ölçüde karmaşık hale geldiğinin farkında. Bununla birlikte, bu dosyaları tamamen Arapların ışıklarından uzak bir şekilde açmaktan tereddüt etmiyor ve bir ilerleme kaydetmek umuduyla bütün meseleleri tartışıyor. Bundan dolayı basın spotlarından uzakta bir rol oynuyor.
Arap devletlerinin egemenliğini ihlal etmeye başlayan terörizm karşısında alınan yeni önlemler var mı?
- Arap Birliği, almış olduğu kararlar ve adalet ve içişleri bakanları arasındaki tutumların koordinasyonu ile terörle mücadelede istikrarlı mekanizmalar kurdu. Ayrıca Arap-Arap anlaşması ve desteği kapsamında faaliyet gösteren terörle mücadelede uzmanlaşmış bir uzmanlar komitesi bulunuyor.
Söz konusu mekanizmanın pratik olmaktan daha ziyade teorik olduğunu düşünüyor musunuz?
- Sadece bir teoriden ibaret değil. Son zamanlarda terör operasyonlarında gördüğümüz modellerin başarısız devletlerde bulunduğuna tanık oluyoruz. Kısa sürede yükselen terörle geleneksel yollarla mücadele etmeyi zorlaştıran yeni formlarla uğraşacak merkezi bir idari otorite yok. Geleneksel olmayan yöntemler geliştirmek gerekiyor. Libya’daki DEAŞ ile Suriye ve Irak'taki DEAŞ bir değil. Hepsi kaos yaymaya ve devletleri, varlıklarını ve yapılarını yok etmeye yönelik radikal bir ideolojiye dayanan yenilenen eski oluşumların isimleridir. Bu nedenle, herkes bu yeni modele karşı mücadele etmek için işbirliği yapmalıdır.
Rolüne yönelik eleştirilere rağmen AL sisteminin gelişimi neden bu kadar gecikti?
- Arap Birliği (AL), kendisine fırsat verildiği takdirde tüm gelişmelere ayak uydurabilir ve her türlü krize müdahale edebilir. AL'nin krizlerin çözümüne katılmasına ilişkin davet edilmemesi –ta ki gelişebilsin- ile ilgili ifadelere gelirsek, bu gerçekçi değil çünkü gelişme devam ediyor ve durmayacak. Lahdar İbrahimi’nin raporundan sonra faaliyet gösteren birkaç komite var. Bu komitelerin sonuçlarının, her ne kadar komiteler yavaş bir şekilde çalışsalar da, çalışmalarını tamamlamaya ve gerekli görüş birliğine ulaşmak için düzenli olarak toplantılar yapmaya çalıştıkları doğrudur.
-Gelişme, yapılardaki veya sözleşmelerdeki düzenlemeleri içeriyor mu?
Arap sistemi politik, ekonomik, sosyal ve kültürel bakımdan birtakım sorunlar içeriyor. Bu nedenle hepsinin her zaman gelişmesi ve modernize edilmesi gerekiyor. Fakat Arap Birliği tüzüğünde öngörüldüğü gibi bunun ancak fikir birliği ile gerçekleşmesi gerekiyor.
Arap ülkeleri arasında fikir birliğinin bulunmamasının Arap kararının gücünden daha zayıf olduğunu düşünmüyor musunuz?
- Dünya üzerindeki bütün örgütlenmeler içerisindeki devletler arasında birtakım anlaşmazlıklar olur. Avrupa, Asya, Afrika ve Güney Amerika’daki bölgesel ve uluslararası konferanslara katıldım. Bütün bu oluşumlar, sorunlar bir kenara bırakıldığı takdirde çözüme ve fikir birliğine ulaşabilir ve böylece kendisi ile anlaşmazlıkların yükünün azalacağı neticeleri verecek konular üzerine odaklanabilirler. Anlaşmazlıkların üstesinden gelinmesi için bilgeliğe, diplomasiye, herkesin çıkarlarına hizmet eden ortak eylemin gelecekteki vizyonunun belirlenmesine ve anlaşmazlıkların ötesine bakılmasına ihtiyaç vardır.



Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Hazırlık Komitesi Genel Koordinatörü Kıblavi Şarku’l Avsat’a konuştu: Geçiş dönemi için anayasal bir deklarasyon ve teknokrat bir hükümet gerekiyor

Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)
Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)
TT

Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Hazırlık Komitesi Genel Koordinatörü Kıblavi Şarku’l Avsat’a konuştu: Geçiş dönemi için anayasal bir deklarasyon ve teknokrat bir hükümet gerekiyor

Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)
Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)

Beşşar Esed rejiminin devrilmesi ve Suriye'de Ahmed eş-Şera liderliğinde yeni bir yönetimin başa gelmesinin ardından Suriye dosyasındaki gelişmeler dikkatle takip ediliyor. Belki de buradaki en önemli soru, eş-Şera'nın medya açıklamalarında duyurduğu Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin detaylarının, bir hazırlık komitesinin oluşturulmasının ve kabul edilecek koşullara göre kimlerin davet edilip kimlerin dışarıda bırakılacağıdır.

dsvfbg

Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Hazırlık Komitesi Genel Koordinatörü, Suriyeli yazar ve siyasi araştırmacı Dr. Mueyyed Gazlan Kıblavi, Şarku’l Avsat'ın sorularını yanıtladı.

Kıblavi, ‘Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'ne davet edilecek şahsiyetlerin mevcut ya da geçmiş mücadeleleri, Suriye davasına katılımları ve devrimci faaliyetleri nedeniyle davet edileceğini’ vurguladı. Siyaset yapmayan devrimciler olduğu gibi, devrimi pratik etmeyen siyasetçiler de olduğunu belirten Kıblavi, gençlik kategorisinin, kadın kategorisinin, muhalifler kategorisinin ve mahkûmlar kategorisinin önemine dikkat çekti. Kıblavi, “Kategoriler çok. Örneğin, şu ana kadar 15 kategori belirledik ve henüz kategorize edilmemiş olanlar da var. Bu sayı 20 kategoriye ulaşabilir ve bazı kategoriler diğerleriyle birleştirilebilir” ifadelerini kullandı.

Devrimden önce ve sonra Suriye toplumunun kategorize edilmesinin her zaman sorunlu olacağını vurgulayan Kıblavi, “Bu yüzden kongreyi, bu sosyal yelpazeler (şu anda oluşmakta olan siyasi topluluk) arasında anlayış ve iletişim alanları için bir başlangıç olarak gördük. Çünkü Suriye'de elli yıl boyunca oluşuma izin verilmedi, yasaklandı. Düşünce tutsak edildi ve oluşum suç sayıldı” şeklinde konuştu.

dsfvgb
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) ile ABD Dışişleri Bakanlığı heyeti arasında geçtiğimiz eylül ayında Ankara'da yapılan toplantıdan (SMDK)

Kıblavi, “Bu daha başlangıç. Dolayısıyla, içeridekiler kendi siyasi bileşenlerini oluşturma fırsatına sahip değilken ya da gelecekteki Suriye'ye doğru ilerlemek için belirli bir ideolojinin arkasına saklanamazken, dışarıda oluşturulan bileşenleri davet edemeyiz” dedi.

Kıblavi sözlerini şöyle sürdürdü: “Şam Deklarasyonu, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK), Suriye Ulusal Konseyi ve diğerleri gibi oluşturulan siyasi kurumlarla dışarıdakiler birçok bölünmeden muzdaripti, devlet başkanlığı ve seçimlerde hizipçilikten muzdaripti ve sokak tarafından meşrulaştırılmamıştı. Bu nedenle oluşum koşulları mevcut koşullardan tamamen farklı olan siyasi yapıları davet etmekten kaçındık.”

Kıblavi sözlerine şöyle devam etti: “Şimdi bileşenler yeni Suriye'deki hedeflerini ilan etmeye başlayacaklar ve şöyle diyecekler: Ben belli bir grubun bileşeniyim, belli bir siyasi yelpazenin bileşeniyim ya da belli bir siyasi ideolojinin bileşeniyim, taleplerim bunlar ve saygı görmek ve dahil edilmek istediğim yol bu. Yurtdışında kurulan bileşenlere gelince, onlar kotalara alışkındı ve kotalar muhalif kurumların bileşiminde ve yapısında mevcuttu. Bu gayet açık. Ekim 2011'de İstanbul'da kurulan Suriye Ulusal Konseyi, Müslüman Kardeşler ve Şam Deklarasyonu gibi onlarca yıl önce kurulan siyasi gruplar Suriye meselesindeki ağırlıklarına göre kota alırken, devrimci hareket marjinal kaldı ve siyasi uygulamalarda ağırlıkları olmadı.”

Bu nedenle Kıblavi, “Otuz kırk yıldır Suriye'de bulunmayan siyasetçilerin temsil edilmesi kabul edilemez. Zira oluşturdukları organlar bir ‘bileşen’ olarak kabul edilemez. Bu, içeride kalan ve -izin verilmediği için- herhangi bir siyasi faaliyette bulunamayan Suriye halkına yapılan bir haksızlıktır” ifadelerini kullandı.

*Eş-Şera daha önceki açıklamalarında davetlerin muhalif organlara değil, bireylere yapılacağını söylemişti... Peki, örneğin SMDK'dan şahsiyetler davet edilecek mi?

Kıblavi bu soruya şu cevabı verdi: “Elbette davetler bireylere yönelik olacak, muhalif oluşumlara değil. SMDK’dan da bazı şahsiyetler davet edildi. Zira bu siyasi oluşumların hedefleri temelde bir noktadaydı ve şimdi değişti. Devrim öncesi ile devrim sonrası aynı değil. Ayrıca bu oluşumların içinde hizipler, siyasi partiler ve parti akımları gibi başka bileşenler de var. Bu nedenle sadece bireyleri davet etmeye karar verdik.”

Varlıkları sona erdi

Kıblavi, muhalif oluşumlar ilk kurulduğunda belirtilen kuruluş amaçlarından birinin, devrimin zafere ulaşması halinde bu oluşumların varlığının sona ereceği olduğunu belirtti. Bu, devrimin zafere ulaşması ve rejimin düşmesi halinde söz konusu oluşumların kendilerini feshedeceklerine dair birden fazla kez yapılan açıklamaydı. Dolayısıyla bu varlıklar artık zaman ve bağlam dışıdır.

*Salı günü yaptığınız açıklamalarda, Suriye'deki askeri güçlerin temsilcisi olarak Askeri Operasyonlar Dairesi'nin davet edileceğini söylediniz. Aslında, Suriye devriminin başında rejimden ayrılan ve maddi ve manevi bedel ödeyen askeri personel, Esed sonrası Suriye'de tamamen göz ardı edildiklerini hissediyor. Suriye Ulusal Diyalog Kongresi onları yeni Suriye'yi müzakere etmek üzere davet etmeyecek mi?

Kıblavi şu cevabı verdi: “Ordudan ayrılanlar Savunma Bakanlığı bünyesinde değerlendirilecek, ancak bu henüz tamamlanmamış bir aşama. Çünkü hazırlanmakta olan pek çok lojistik mesele var. Ordudan ayrılanlar Savunma Bakanlığı'na dahil edilecek. Bağımsız olarak davet edilecek ayrı bir siyasi ya da askeri unsur değiller, Askeri Operasyonlar Dairesi'ne bağlı olacaklar.”

Ön koşullar

*Farklı Suriyeli gruplara ulaşmak için kriterler neler? Davet kriterleri neler?

Kıblavi, “Ne kadar adil ya da teknik olmaya çalışırsak çalışalım, herkes için adil olamayız ve herkesi tatmin edemeyiz. Suriye halkını sınıflandırmak ve bu sınıflandırmada adil olmak istersek, devrimci hareket, devrimci savaşçı, kendi topraklarında devrim yapmamış siyasi düşünür, belirli bir bölgeye ait olan ve Suriye'de bulunan tüm etnik ve ırksal bileşenler olarak ayrılırlar. Ayrıca çeşitli şehirler arasında dağılmış bileşenler de var. Tüm bu bileşenler arasından kongreye katılacak uygun kişiler seçilecek. Böylece bölgeleri kapsamış, toplumsal çeşitliliği sağlamış, gençleri, tutukluları ve siyasi aktivistleri, entelektüel ve devrimci olarak kuşatmış olacağız. Açıkçası bu biraz kapsamlı sayılır” ifadelerini kullandı.

*Peki, tüm Suriye için yüzde 100 adil olacak mı?

Kıblavi şöyle cevapladı: “Tabii ki mümkün değil. Dünyada davet kriterlerinde yüzde 100 adil olan hiçbir kongre yoktur. Bu bağlamda tarafsız olmamız gerekmediğini unutmayın. Bizden istenen gelecekteki Suriye'nin çıkarlarını düşünmemiz.”

CSDVFBR
Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera ve askeri gruplar arasında yapılan toplantıda yeni Suriye'de askeri kurumun nasıl şekilleneceği ele alındı. (Askeri Operasyonlar Dairesi)

Bir sonraki hükümetin şekli

*Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera, mevcut hükümetin tek renkli olduğunu kabul etti. Kongrenin toplanmasının yakın olduğu konuşulurken, bir sonraki hükümetin Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin içinden çıkacağına dair sorular akla geliyor. Bu hükümetin katılımcı bir hükümet olacağına dair herhangi bir ön yargı var mı? Ayrıca, bir sonraki hükümet sisteminin şeklini yani başkanlık mı yoksa parlamenter mi olacağını konferans katılımcıları mı belirleyecek?

Kıblavi bu soruyu, “Kongre, bir sonraki hükümet sisteminin şeklini belirlemeyecek. Çünkü kongre bir yasama organı değil. Parlamento, kongrenin hazırlayacağı çalışma ve belgelerden kaynaklanabilecek prosedürlerin bir parçası” diye yanıtladı.

“Genel sekreterlik gibi seçilmiş bir danışma komitesi” olduğunu da ifade eden Kıblavi, “Komiteler sayıca fazla olduğu için hükümet sisteminin parametrelerini belirlemek üzere mini komiteler seçilebilir. Elbette hükümet sistemi önerilecek ya da onaylanacaktır. Bundan sonra mevcut çalışmalar sona erecek ve çok hassas bir aşama olan geçiş dönemi için teknokratlar hükümeti olması beklenen bir hükümet kurulacaktır. Suriye'nin geleceğine gelince, bunu Suriye halkı ve tartışmaların başlangıç noktası olarak kabul edilen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi sırasında fikirlerin billurlaşması belirleyecek. Tüm bu göstergeler Suriye'deki hükümet sistemini belirleyecektir. Daha da önemlisi, kongreden kaynaklanacak anayasal boşluk, söz konusu anayasal boşluğu doldurarak geçici bir anayasal bildiri yayınlayacak olan uzman bir komite tarafından doldurulacaktır” dedi.

Kongrenin zamanlaması

*Kongrenin yakın zamanda toplanmasına tanık olacak mıyız? Yoksa beklemek mi gerekiyor? Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne kimlerin davet edileceğini hazırlık komitesi mi belirleyecek?

Kıblavi şu cevabı verdi: “Hazırlık komitesi ilgili makamlardan onay aldıktan sonra çalışmalarına başlayacak. Tarih konusuna gelince, hazırlık komitesi oluşturulduktan sonra, davet edilen şahsiyetler ve gruplarla iletişim kurmak yeterli zaman alacak. Meselelerin çözüme kavuşturulması bir hafta ya da belki 9 gün sürebilir.”

SCDVFEGR
Eski rejim ordusu mensupları, 1 Ocak'ta Suriye'nin Humus kentindeki uzlaşma merkezlerinde kayıt yaptırmak için sıraya girerken Esed'in fotoğrafını çiğniyorlar. (AP)

Kıblavi, “Hazırlık komitesi davetler için kriter belirlemez. İçeriden ve dışarıdan davetlilerin lojistiğini kolaylaştıran ve onlarla kongreye davet edildiklerini ve katılıp katılmayacaklarını kısaca görüşen bir komitedir. Yani konferans öncesi aşamanın lojistiğini kolaylaştıran ve ön kolaylaştırıcılığını yapan bir komite; sonuçlara ya da davet kriterlerine karar veren bir komite değil. Aday gösterecek olanlar genel olarak sivil toplum örgütleri olacak ve doğal olarak sendikalar da bunların arasında yer alacak” şeklinde konuştu.

Komite seçimi için kriterler

Hazırlık komitesi üyelerinin hangi kriterlere göre seçileceği sorulduğunda ise Kıblavi şu yanıtı verdi:

“Bu kişiler Suriye'deki en nitelikli kişiler olmayacak. Çünkü bu çok zor. Ancak yurt içinde olduğu kadar yurt dışındaki devrimci siyasi ortama ve bölgesel dağılıma dair bilgi ve aşinalıkları da göz önünde bulundurulacak. Hazırlık komitesi üyesinin bileşenler hakkında bilgi sahibi olması, devrim ve siyasi süreç konusunda daha önce deneyim sahibi olması ve Suriye'deki siyasi çevreler arasında ya da elbette yurtdışında sürekli faaliyet göstermesi ve tanınması nedeniyle Suriye arenasında bilinmesi gerekir.”