Lübnan’daki Norma kasırgasının en zayıf halkası: Mülteciler

Suriyeliler, Lübnan’ın Bekaa Vadisi’nde geçtiğimiz pazartesi günü yağmura ve kara maruz kaldı (AFP)
Suriyeliler, Lübnan’ın Bekaa Vadisi’nde geçtiğimiz pazartesi günü yağmura ve kara maruz kaldı (AFP)
TT

Lübnan’daki Norma kasırgasının en zayıf halkası: Mülteciler

Suriyeliler, Lübnan’ın Bekaa Vadisi’nde geçtiğimiz pazartesi günü yağmura ve kara maruz kaldı (AFP)
Suriyeliler, Lübnan’ın Bekaa Vadisi’nde geçtiğimiz pazartesi günü yağmura ve kara maruz kaldı (AFP)

Lübnan’daki Suriyeli mültecilerin yaşadıkları trajedi, bölgeyi vuran Norma kasırgası ile daha da kötüleşti. Kasırga, onlarca mülteci kampının hasar görmesine neden olurken, mültecilerin ve insani yardım kuruluşlarının sesleri, soğuk hava koşullarının ardından uygun sığınak ve ısıtma malzemelerinin temin edilmesi konusunda yoğunlaştı.
Kar, Lübnan’ın doğusundaki Bekaa’da ve kuzey bölgelerde bulunan mülteci kamplarını kaplarken, yağmur ve çamur da yoğun bir şekilde arttı, bazı çadırların çökmesine ve hasar görmesine neden oldu. Lübnan’daki Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) sözcüsü Lisa Ebu Halid, yaklaşık 8 bin mültecinin yaşadığı 150 mülteci kampının fırtınadan etkilendiğini, 66’sının ciddi şekilde hasar gördüğünü ve 15’inin ise tamamen yıkıldığını söyledi.
Ebu Halid, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, 850 çadırın tufana maruz kaldığını söylerken, 300 mültecinin kamplardan camilere, okullara, akraba veya komşuların evlerine taşındığını belirtti. UNHCR sözcüsü, kuruluşun yerinden edilmiş kişilere yardım etmek için seferber olduğunu, battaniyeler, yataklar, kışlık ayakkabılar gibi kampın yeniden inşası için gerekli malzemeleri dağıttığını ve bu sebeple ısıtma malzemelerine yönelik nakit yardımı içeren bir kış yardımı programı bağlattığını açıkladı. Lisa Ebu Halid, “Kuruluşun tüm hareketleri, yerel kurum ve derneklerin yanı sıra İçişleri ve Sosyal İşler Bakanlıkları ile koordineli olarak sağlanır” dedi. UNHCR ayrıca, 50 bin mültecinin Norma kasırgası dolayısıyla tehlikede olduğunu belirten bir bildiri yayınladı.
Öte yandan 64 bin mülteci ile mültecinin en fazla bulunduğu alan olarak nitelendirilen Lübnan’ın doğu sınırındaki Arsal kasabasındaki yüzlerce çadır sular altında kaldı, bazıları ise rüzgarın etkisiyle yerle bir oldu.
Şarku’l Avsat ise rejim güçleri ve muhalif unsurlar arasındaki çatışmalardan kaçarak 4 ay önce Suriye’nin kuzeyindeki İdlib’den el-Taybe kampına gelen Sabha ile görüştü. Eski bir sobayı tutuşturmak için kamp yakınlarından karton ve naylon parçaları toplayabildiğini söyleyen Sabha, gözleri görmeyen iki çocuğunu sıcak tutmak için bir dükkandan eski ayakkabılar aldığını belirtti.
Rakka’da yerinden edilmiş Abdul Ali el-Ziyab el-Ali de Şarku’l Avsat’a, sobanın çadırın bir dekoru haline geldiğini ifade etti. El-Ziyab el-Ali, “BM’nin bize sağladığı 260 bin Lübnan lirası (1000 Türk lirası) yardım, süt ve çocukların ihtiyaçları için yeterli değil” dedi.
Buldozerler tarafından kamplara uzanan yolları açma çalışması yürüten Arsal Belediye Başkanı Basil el-Huceyri, kampların durumunu “trajik” olarak nitelendirdi. 30 çadırın hasar gördüğümü söyleyen el-Huceyri, “Bu çadırları yeniden inşa etmek için Danimarka Meclisi ile işbirliği içerisinde çalışıyoruz” dedi.
Öte yandan Arsal Belediye Başkanı Yardımcısı Rima Karnabi, Arsal’a yağan karın bu düzeye ulaşacağının beklenmediğini ve bu iklim koşullarına uygun olmayan çadırların hasar gördüğünü vurguladı. Yetkili, “Özellikle de dün öğleden sonra fırtına yeniden başladığı için durum çok kötü bir düzeye ulaştı. Suların çadırları basması ve yaşamanın artık mümkün olmaması dolayısıyla bazı mültecileri başka alanlara transfer etmeyi düşünüyoruz” dedi. 64 bin mültecinin, hala Arsal’da bulunduğunu, 56 bininin kampta 8 bininin de evlerde yaşadığını belirten Karnabi, özellikle ısıtma malzemeleri sağlanarak onlara yardım eli uzatılmasının önemine dikkati çekti.
Geçtiğimiz yıllarda Arsal’da yerinden edilmiş kişilerin sayısı 120 bine ulaştı, yani yerli nüfusun neredeyse 4 katına. Ancak son yıllar ve aylarda, Suriye girişimleri ve Genel Güvenlik Müdürü General Abbas İbrahim’in çabalarıyla Lübnan’dan Suriye’ye mülteci gönderilmeye başlandı.
Geçtiğimiz iki gün içinde sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla çok sayıda aktivist, başta Arsal olmak üzere mülteci kamplarındaki trajik durumu gösteren fotoğraf ve videolar yayınladı. Suriyeli bir aktivist olan Ebu el-Huda el-Humse, Arsal kamplarında sıcaklığın -8’e düştüğünü, çadırların üzerlerindeki kar kalınlığının 30 cm’yi aştığını ve durumun her açıdan felaket anlamına geldiğini vurguladı. Lübnan’daki Suriyeli mülteciler son günlerde iklim koşullarına karşı savunmasız olsa da bölge birçok trajik duruma daha maruz kaldı. Öyle ki bir yağmur fırtınası, Suriye’nin kuzeyindeki kampları etkisi altına aldı, yüzlerce çadır ve çimento evin yıkılmasının yanı sıra durum, mülteciler arasında insani felaketlere neden oldu.
Diğer taraftan Ürdün Sivil Savunma Amiri Nayef el-Navaysa'nın belirttiğine göre sivil savunma ekipleri, çadırların sele maruz kalması sonucunda yaklaşık 120 Suriyeli mülteciyi geçtiğimiz pazartesi günü el-Zaatari kampından tahliye etti. El-Navaysa, medya organlarına yaptığı açıklamada “Çadır sakinleri daha güvenli yerlere tahliye edildi. Çadırlardan su pompalama çalışmaları yapılıyor” ifadelerini kullandı. Yetkili herhangi bir yaralanma vakasından ise söz etmedi.
Aynı şekilde el-Zaatari kampı müdürü Albay Zaher Ebu Şihab, 120 kişinin yani 15’ten fazla Suriyeli ailenin çadırlarının yağmur sularından zarar gördüğünü vurguladı. Şihab, mültecilerin kamptaki uluslararası kuruluşlara ait diğer çadırlara transfer edildiğini ve ısıtma cihazları, battaniyeler ve malzemelerle donatıldıklarını belirtti.
Söz konusu mülteci kampındaki yağmur suyu miktarının ağır olduğu ifade edilirken, suyun tahliye edilmesi için sivil savunma ekiplerinin müdahalesine ihtiyaç duyulduğu vurgulandı.
 



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.