Salih Müslim’den Şarku’l Avsat’a ‘güvenli bölge’ açıklaması

Salih Müslim
Salih Müslim
TT

Salih Müslim’den Şarku’l Avsat’a ‘güvenli bölge’ açıklaması

Salih Müslim
Salih Müslim

PYD eski Başkanı Salih Müslim, Suriye’nin kuzeyinde oluşturulması planlanan güvenli bölgede Türkiye’nin rol almasını ‘işgal olarak niteleyeceklerini ve buna karşı koyacaklarını’ söyledi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Müslim, gündemdeki güvenli bölge ve Adana Mutabakatı’na yönelik açıklamalarda bulundu.
Müslim’in açıklamaları, Washington’da bulunan ABD ve Türk heyetlerinin, güvenli bölge haritasını masaya yatırdığı bir zamanda geldi. Bu kapsamda, Cerablus kentinden Fişhabur Sınır Kapısı'na kadar 28 ila 32 kilometre derinlikte ve 500 kilometrekare uzunluğunda güvenli bir bölge oluşturulması bekleniyor.
Müslim, “Türklerin güvenli bölgeyi denetim altına almak istediğinden bahsediyorlar. Türkiye’nin bölgede varlığını reddediyoruz. Zira halk bunu işgal olarak niteleyecek ve karşı koyacaktır. Suriye’nin kuzeyinde herhangi bir Türk müdahalesi işleri daha da kötüleştirecektir. Biz, güvenli bölgenin uluslararası güçlerin gözetiminde olmasını ve Türk müdahalesine karşı uluslararası gözlemcilerin bulunmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
Türkiye ve ABD’nin güvenli bölge ile ilgili vardığı uzlaşı 7 bin YPG unsurunun bu bölgenin dışına çıkarılması, ABD’ye ait ağır silahların geri alınması ve bu bölgedeki ABD askeri üslerinin kapatılmasını kapsıyor.
Müslim, konuşmasının devamında, “Desteğe ihtiyacımız var çünkü saldırıya uğruyoruz. Şüphesiz halkı koruyabilecek öz gücümüz var. Uluslararası Koalisyon ve gözetleme noktalarının bölgeyi Türk müdahalesinden koruması gerekir” ifadelerini kullandı.
“Bunu uygulamaya karar verirlerse bizim de söyleyecek bir sözümüz var”
'Suriye'nin Yarını' adlı muhalif hareketin lideri Ahmet Carba’nın, Araplardan oluşan Nukhba güçleri ve Irak Kürt bölgesinde eğitim almış olan Roj Peşmergeleri kuvvetlerinden oluşturulacak 8 ila 12 bin savaşçının güvenli bölgeye konuşlandırılması formülü ile ilgili olarak Müslim, İsrail’in talimatıyla kurulan Antoine Lahad liderliğindeki Güney Lübnan Ordusu'na işaretle, “Bunu reddediyoruz. Hepimiz (Antoine) Lahad’ın akıbetini biliyoruz. Onlar da çabaladılar ancak başarısız oldular. Bunu uygulamaya karar verirlerse bizim de söyleyecek bir sözümüz var” dedi.
Carba, Ankara, Washington ve Erbil’den onay alan formülünü bugünkü Mosova ziyaretinde Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’a sunacak.
ABD’nin güvenli bölge teklifine karşı Rusya ise 1998’de Ankara ve Şam arasında imzalanan Adana Mutabakatı’nı yeniden gündeme getirmişti. Anlaşmada yer alan maddelerden birinde, Türkiye’nin güvenlik endişelerine karşı Ankara’ya Suriye’nin kuzeyinde 5 kilometreye kadar askeri operasyon düzenleme hakkı tanınıyor. Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihlerde Abdullah Öcalan Suriye’den çıkarılmış ve PKK’ya bağlı kamplar kapatılarak örgütün üst düzey yöneticileri Türkiye’ye teslim edilmişti.
Müslim, “Adana Mutabakatı, Suriye krizinin ve 8 yıl süren savaşın başlangıcıydı. Anlaşmanın yenilenmesi, yeni savaşlar anlamına geliyor. Adana Mutabakatı Suriye’nin Türkiye’ye teslim edilmesi olarak görüyoruz. Zaten rejim bu anlaşmayı halktan gizlemişti. Çünkü Suriye’nin yararına hiçbir madde içermiyor. Bu nedenle, anlaşmanın yenilenmesini Suriye’den Türkiye’ye yeni bir teslimat şeklinde değerlendiririz” değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan Moskova ile iletişimi sürdürdüklerini belirten Müslim, özyönetim heyetinin Moskova’ya sunduğu ‘yol haritasında’ Rusya gözetiminde Şam ile müzakere yapma talebinde bulunduklarını ve ‘Moskova’dan cevap beklediklerini’ söyledi.
Suriyeli Kürtlerin Moskova’ya sunduğu yol haritasındaki 10 madde şöyle;
1. Suriye topraklarının birliği,
2. Suriye’de demokratik bir cumhuriyet kurulması ve özerk bir Kürt bölgesinin bu sistemin parçası olması,
3. Özerk yönetimin Şam’daki parlamentoda temsil edilmesi,
4. Bu yönetimin Suriye devletinin bayrağının yanında dalgalandıracağı bir bayrağının olması,
5. Özerk yönetimin diplomatik ilişkilerinin Suriye halkının ve anayasasının çıkarları ile çelişmemesi, Şam’ın dış politikasının tanınması,
6. Suriye ordusunun tanınması, SDG’nin Suriye ordusuna katılıp sınırları korumakla görevlendirilmesi,
7. Özerk yönetimdeki iç güvenlik birimlerinin Suriye anayasası ile çelişmeyecek bir şekilde yerel konseylere bağlı olarak çalışması,
8. Arapça’nın Suriye’nin tamamının resmi dili olduğunun kabul edilmesi ve anadili eğitiminin özerk bölgede eğitimin temelini oluşturması,
9. Özerk bölgede tarih, kültür ve edebiyat gibi derslerde eğitim yerel dillerde yapılması,
10. Suriye’nin kaynaklarının bölgelere adil biçimde dağıtılması.



Hamas: Direniş grupları, İsrail'in ateş altında yeni gerçekler dayatmasına izin vermeyecek

Hamas, direnişin tüm kesimlerinin ateşkes anlaşmasına bağlı olduğunu bildirdi. (Reuters)
Hamas, direnişin tüm kesimlerinin ateşkes anlaşmasına bağlı olduğunu bildirdi. (Reuters)
TT

Hamas: Direniş grupları, İsrail'in ateş altında yeni gerçekler dayatmasına izin vermeyecek

Hamas, direnişin tüm kesimlerinin ateşkes anlaşmasına bağlı olduğunu bildirdi. (Reuters)
Hamas, direnişin tüm kesimlerinin ateşkes anlaşmasına bağlı olduğunu bildirdi. (Reuters)

Hamas bugün yaptığı açıklamada, anlaşmaya sorumlu bir iradeyle bağlı kalan ve bağlılığını sürdüren tüm direniş gruplarının ‘düşmanın ateş altında yeni gerçekler dayatmasına izin vermeyeceğini’ belirtti.

Hamas tarafından yapılan basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Gazze Şeridi'ndeki halkımıza karşı yapılan hain saldırılar, İsrail'in ateşkes anlaşmasını baltalamak ve zorla yeni denklemler dayatmak niyetinde olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Amerikan hükümetinin Netanyahu'nun faşist hükümetine suçlarını sürdürmesi için siyasi koruma sağlaması da buna yardımcı oluyor.”

Şarku’l Avsat’ın Filistin Enformasyon Merkezi'nden aktardığı basın açıklamasında, “ABD yönetiminin işgali destekleyen taraflı tutumu, çocuklarımızın ve kadınlarımızın kanının dökülmesinde fiili bir ortaklık ve saldırganlığın devamı için doğrudan bir teşviktir. İşgalci güçler, bu tehlikeli adımın, bunun pratik ve siyasi sonuçlarının ve Trump'ın planını ve ateşkes anlaşmasını bozma girişiminin tüm sorumluluğunu taşımaktadır” denildi.

Açıklamanın devamında, “Dünya, çocuklarımızın ve kadınlarımızın kanının ucuz olmadığını ve anlaşmaya sorumlu bir iradeyle bağlı kalan ve bağlılığını sürdüren tüm direniş gruplarının, düşmanın ateş altında yeni gerçekler dayatmasına izin vermeyeceğini anlamalıdır” ifadesi yer aldı.

Hamas, ‘arabulucular ve garantörlerin söz konusu saldırgan adım karşısında tüm sorumluluklarını üstlenmelerini ve işgalci hükümete katliamları durdurması ve anlaşmanın şartlarına tam olarak uyması için acil baskı uygulamalarını’ istedi.


Mısır Dışişleri Bakanı: Gazze anlaşmasının korunması ve tam olarak uygulanması gerekiyor

Mısır Dışişleri ve Göçmenlik Bakanı Bedr Abdulati (DPA)
Mısır Dışişleri ve Göçmenlik Bakanı Bedr Abdulati (DPA)
TT

Mısır Dışişleri Bakanı: Gazze anlaşmasının korunması ve tam olarak uygulanması gerekiyor

Mısır Dışişleri ve Göçmenlik Bakanı Bedr Abdulati (DPA)
Mısır Dışişleri ve Göçmenlik Bakanı Bedr Abdulati (DPA)

Mısır Dışişleri ve Göçmenlik Bakanı Bedir Abdulati, bugün yaptığı açıklamada, kalıcı bir ateşkes sağlamak ve Gazze Şeridi'ne insani yardım ulaştırılmasını kolaylaştırmak için Gazze Anlaşması'nın sağlamlaştırılmasının ve tam olarak uygulanmasının önemini vurguladı. Bu sayede Gazze'nin yeniden inşası ve erken toparlanma aşamasının önü açıldı.

Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Bakan Abdulati ile Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski arasında gerçekleşen telefon görüşmesinde, iki ülke arasındaki ikili ilişkileri destekleme ve geliştirme yolları ele alındı ​​ve ortak ilgi alanlarına ilişkin görüş alışverişinde bulunuldu.

Açıklamaya göre iki bakan, Mısır ve Polonya arasındaki seçkin ilişkilerin son yıllardaki seyrini gözden geçirdi. Bakan Abdulati, Kahire'nin ikili iş birliği seviyesini yükseltme ve iki ülke arasındaki ekonomik ortaklığı geliştirme konusundaki istekliliğini vurguladı. Bu kapsamda, ticari ilişkilerin artırılması ve Mısır'a daha fazla Polonya yatırımı çekilmesinin yanı sıra, karşılıklı ziyaretler ve siyasi istişarelerin sonuçlarına dayanarak, önümüzdeki dönemde iki ülke arasındaki ortak ekonomik komitenin çalışmalarına devam edilmesinin önemine vurgu yaptı.

Gazze Şeridi'ndeki durumla ilgili olarak Bakan Abdulati, Şarm El-Şeyh Barış Zirvesi'nin sonuçlarını ve ABD Başkanı Donald Trump'ın planı doğrultusunda savaşı sona erdirme konusunda varılan anlaşmayı gözden geçirdi.


İsrail Savunma Bakanı, Kızılhaç'ın Filistinli tutukluları ziyaretini yasakladı

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
TT

İsrail Savunma Bakanı, Kızılhaç'ın Filistinli tutukluları ziyaretini yasakladı

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin (ICRC) Filistinli tutuklulara yaptığı ziyaretleri, "yasadışı savaşçıları" hedef alan bir yasayı gerekçe göstererek yasakladığını duyurdu.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Katz, ofisinden yaptığı açıklamada, "Bana sunulan görüşler, ICRC'nin hapishanelerdeki teröristlere yaptığı ziyaretlerin devlet güvenliğine ciddi şekilde zarar vereceği konusunda hiçbir şüphe bırakmıyor. Devletin ve vatandaşlarımızın güvenliği her şeyden önemlidir" dedi.

Katz ayrıca, İsrail'in, güçlerine yönelik bir saldırıya yanıt olarak Gazze'ye düzenlediği bir dizi askeri saldırının ardından, Hamas'ın siyasi liderliğinin de bu durumdan muaf olmayacağı konusunda uyardı.

Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları, Gazze Şeridi'nin güneyinde arama çalışmaları sırasında keşfedilen bir tünelde rehinelerin cesetlerini arıyor (AP)Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları, Gazze Şeridi'nin güneyinde arama çalışmaları sırasında keşfedilen bir tünelde rehinelerin cesetlerini arıyor (AP)

Katz'ın ofisinden yapılan açıklamada, Doha'da ikamet eden birçok Hamas siyasi liderine atıfta bulunularak, "Hamas terör örgütünün liderliğinde bulunan hiç kimse için dokunulmazlık olmayacak; ne zırh giyenler ne de tünellerde saklananlar için" denildi. Açıklamada ayrıca, "Bir İsrail askerine karşı kaldırılan her el kesilecektir. İsrail Savunma Kuvvetleri'ne her Hamas hedefine karşı kararlı bir şekilde hareket etme talimatı verildi ve bunu yapmaya devam edecek" ifadeleri yer aldı.