​Ala Mübarek ile gazeteci Edib arasında polemik

​Ala Mübarek ile gazeteci Edib arasında polemik
TT

​Ala Mübarek ile gazeteci Edib arasında polemik

​Ala Mübarek ile gazeteci Edib arasında polemik

Devrik Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in en büyük oğlu olan Ala Mübarek, şahsi Twitter hesabında yayınladığı bir video nedeniyle Mısırlı gazeteci Amr Edib ile tartışma yaşadı.
Videonun bir bölümünde, Mübarek’in Cumhurbaşkanlığı dönemi hakkındaki olumlu değerlendirmeleri yer alırken, diğer bölümünde Cumhurbaşkanlığından istifa etmesi sonrasında yaptığı iki farklı değerlendirme yer alıyor. Edib, bu iki değerlendirme arasındaki çelişkiye işaret ederek ‘yorumsuz’ ifadesini paylaştı.
Ala Mübarek’in bu paylaşımının eski Cumhurbaşkanı Mübarek’in 11 Şubat 2011’de Mısır’da, özellikle de Tahrir Meydanı’nda meydana gelen büyük protestolar sonrasında istifa etmesinin sekizinci yıldönümüne denk gelmesi dikkati çekti.
Binlerce twitter kullanıcısı paylaşım ile etkileşime girdi. Bazı yorumcular videonun içeriğini desteklerken bir kısmı ise karşılaştırmayı eleştiren yorumlar yaptı.
Gazeteci Amr Edib günlük olarak “MBC Mısır” TV kanalında yayınlanan “Hikâye” adlı programı aracılığıyla saatler sonrasında paylaşıma cevap verdi.
Programın başlangıcında kendisinin Mübarek veya çocukları hakkında hatta tutukluluk halinden sonra dahi asla konuşmadığını ifade ederek, Ala Mübarek'in babasının istifasının yıldönümünde kendisine saldırdığı şeklindeki yorumları haksız 
Videoya yorum yapanlara Mübarek’in Mısır'ı yönettiği süreyi hatırlatarak, oğullarının yargılandığı davalara dikkat çekti ve tutukluluk süreleri boyunca kendileri hakkında herhangi bir değerlendirme yapmadığını söyledi.
2014'teki Kahire Ceza Mahkemesi, “Cumhurbaşkanlığı Sarayı” olarak bilinen davada eski Cumhurbaşkanı Mübarek'i üç yıl, oğulları Ala ve Cemal Mübarek'i dört yıl hapis cezasına çarptırmıştı. Ayrıca 21 milyon geri ödeme olmak üzere 125 milyon Mısır Cüneyhi miktarında para cezasına çarptırmıştı.
Edib konuşmasına Ala’yı tartışmaya veya mahkemede yüzleşmeye devam ederek kendisi hakkındaki veya babasının gerek Mısır’ı yönettiği sürede veya 2011 Ocak devrimi sonrasındaki istifa sürecinde yaptığı yorumlarda gizlediği bir şeyin olmadığını ilan etti.
Eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in oğulları Ala ve Cemal, “borsa manipülasyonu” olarak bilinen davada yargılanmaları devam ediyor.
Kahire Ceza Mahkemesi kendilerini dinlemek üzere duruşmayı 23 Mart'a erteledi.
Ala Mübarek Mısırlı gazetecilerle tartışmaya girdiği ilk olay değil. Geçtiğimiz Ekim ayında Mısırlı gazeteci ve “Ahbaru’l Yevm” adlı haber kuruluşunun yönetim kurulu başkanı Yasir Rizk ile tartışmaya girdi. Tartışmanın arka planında “Ala Mübarek’in, 2022'de Müslüman Kardeşler ile işbirliği içinde Cumhurbaşkanlığına aday olmayı isteyebileceği” yorumları üzerineydi.
Mübarek'in oğulları son zamanlarda sosyal hayatta yeniden görünmeye başladılar. Ancak açıkça siyasi yorumlarda ve etkinliklerde yer almadılar. Geçtiğimiz sekiz yıl boyunca evlilik, taziye veya sanatsal etkinliklerde görünmüşlerdi.
Fakat son zamanlarda kişisel sosyal medya platformları aracılığıyla takipçileri ile aktif etkileşime geçmeye başladılar. Ala Mübarek, Edib kendisine yanıt verdikten sonra bile krizi tetikleyen ilk yorumu hakkındaki yorumlarına cevap vermeye devam etti.



Mısır Türkiye’den neden SİHA alıyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mısırlı mevkidaşı Sisi, Kasım ayında Riyad’da düzenlenen Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nin oturum aralarında görüştü (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mısırlı mevkidaşı Sisi, Kasım ayında Riyad’da düzenlenen Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nin oturum aralarında görüştü (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır Türkiye’den neden SİHA alıyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mısırlı mevkidaşı Sisi, Kasım ayında Riyad’da düzenlenen Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nin oturum aralarında görüştü (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mısırlı mevkidaşı Sisi, Kasım ayında Riyad’da düzenlenen Arap Birliği-İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nin oturum aralarında görüştü (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 14 Şubat’ta Kahire’ye yapması beklenen ziyaretten hemen önce, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, iki ülke arasındaki normalleşme süreci kapsamında, Mısır’ın Türkiye’den silahlı insansız hava aracı (SİHA) alacağını açıkladı.

Bu adım, Mısır’ı Türkiye’den SİHA almaya iten nedenlere ilişkin soru işaretlerini gündeme getirdi.

Uzmanlar anlaşmayı, ilişkilerin yeniden canlanmasının ardından ‘iki ülke arasında artan yakınlaşmanın göstergesi’ olarak değerlendirdi.

Fidan Pazar günü yaptığı açıklamada şunları söyledi;

Normalleşme süreci büyük ölçüde tamamlandı. İki ülke arasındaki ilişkiler bölgenin güvenliği ve ticareti açısından önemlidir. Akdeniz’in güvenliği için Mısır’la ciddi ilişkiler kurmamız gerekir. Mısır’a SİHA verme konusunda onlarla anlaştık.

Erdoğan’ın Kahire ziyareti, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin on yıl süren bir kopuşun ardından geçen yıl büyükelçilik seviyesine yükseltilmesinden bu yana ilk ziyaret olacak.

Erdoğan, Kahire’ye son ziyaretini Kasım 2012’de gerçekleştirmiş ve ziyaret sırasında merhum Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile görüşmüştü.

Fidan açıklamasında, Erdoğan’ın Mısırlı mevkidaşı Abdulfettah Es-Sisi ile ticaret, enerji ve güvenlik dahil ikili ve bölgesel konuları görüşeceğini de bildirdi.

Mısır-Türkiye ilişkileri, Ankara’nın 30 Haziran 2013 devriminin ardından Mısır’da yasaklanan Müslüman Kardeşler (İhvan) grubuna verdiği destek nedeniyle, tam on yıl süren kesinti ve gerginlikten sonra, geçtiğimiz aylarda artan bir normalleşme eğilimine tanık oldu.

İki ülke, geçtiğimiz Temmuz ayında diplomatik ilişkileri büyükelçilik düzeyine çıkardıklarını açıkladı ve iki ülke cumhurbaşkanları geçtiğimiz yıl uluslararası etkinliklerin oturum aralarında iki kez bir araya geldi.

İki ülkenin bakanları ve önde gelen yetkilileri de birçok kez bir araya geldi.

Türkiye’nin SİHA anlaşması, iki ülke arasındaki ilişkilerin özellikle askeri alanda normalleşmesinin yeni bir işareti olarak görülüyor.

Mısırlı askeri uzman emekli Tümgeneral Samir Farag, özellikle son zamanlarda SİHA’ların önemine dikkat çekti.

Şarku’l Avsat’a görüş bildiren Farag, “Modern savaşlarda, önemi Rusya-Ukrayna savaşı sırasında ortaya çıkan insansız hava araçları da dahil olmak üzere yeni yöntemler ve silahlar var” dedi.

Farag, Türkiye’nin Bayraktar’ının yanı sıra İran, Çin, Rus ve ABD menşeili olmak üzere çeşitli askeri SİHA’lar olduğuna vurgu yaparak, “Her tipin kendine has potansiyeli, kabiliyeti ve diğerinden farklı yükü var” dedi.

Uluslararası Siyasi Çalışmalar Enstitüsü’nün (ISPI) 2021 tarihli raporunda, “Bundan önceki beş yıl içinde İsrail hariç Ortadoğu bölgesinde SİHA’lara yapılan harcamanın miktarı 1,5 milyar dolardı. Önümüzdeki on yılda SİHA pazarına yapılan yatırımların 100 milyar dolara ulaşması bekleniyor” denildi.

Türkiye’nin SİHA’ları büyük ün kazandı ve Suriye, Libya, Azerbaycan ve Ukrayna’daki savaşta görülen rollerinin ardından uluslararası talep arttı.

Addis Ababa’nın Nil Nehri’nin ana kolu üzerine inşa ettiği, Kahire’nin sudan payını etkileyeceğinden korktuğu Nahda Barajı (Rönesans Barajı) nedeniyle Mısır’la ilişkileri gerginleşen Etiyopya da dahil olmak üzere birçok Afrika ülkesi bu SİHA’lardan satın aldı.

Farag açıklamasında, “Mısır’ın silah kaynaklarını çeşitlendirme konusundaki istekliliğinin bir parçası olarak, Türkiye’nin kendisine SİHA sağlama teklifini kabul etti” ifadelerini kullandı.

Ayrıca, Mısır’ın SİHA ürettiğini ancak, Türk menşeili SİHA’nın bunlardan farklı olduğunu ve ülkenin çeşitli yeteneklere sahip modern silahlara sahip olmasının önemli olduğunu belirtti.

Henüz ayrıntıları Ankara tarafından açıklanmayan anlaşmaya ilişkin, Mısır’dan resmi bir yanıt gelmedi.

Mısır ordusu, Aralık ayında Kahire’de düzenlenen EDEX Savunma Sanayii Fuarı’nda, keşif drone’ları da dahil İHA filosunu sergiledi.

Fuarda ayrıca, İHA ve SİHA’ları tespit etmek ve taktik seviyeye kadar karşı koymak için sistemlerin tasarımını ve üretimini içeren bir sistem de tanıtıldı.

Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komitesi Başkanı Tümgeneral Ahmed el-Avadi konuya ilişkin Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi;

Sisi’nin cumhurbaşkanı olmasından bu yana silah kaynaklarını çeşitlendirme konusunda istekli olan Mısır, İsrail’le yapılan barış anlaşması çerçevesinde ABD yardımlarından elde ettikleriyle sınırlı kalmadı, Fransa, Rusya ve birçok ülkeden silah almaya başladı. Bu politika, Mısır ordusunu güçlendirmeyi ve devletin kararlarına siyasi kısıtlamalar getirmeden ulusal güvenliği korumayı amaçlıyor.

Avadi, Mısır ordusunun modern silahlarla desteklenmesi için Türk SİHA’ları almanın önemine de dikkat çekti.

Son yıllarda, Almanya, Rusya ve ABD ile yapılan diğer anlaşmaların yanı sıra, 2021’de 30 Fransız Rafale savaş uçağının satın alınması da dahil olmak üzere, Mısır ordusunun gerçekleştirdiği birçok silah anlaşmasına tanık olundu.

Türkiye konusunda uzman olan Mısırlı araştırmacı Kerem Said, “Mısır-Türkiye ilişkileri askeri ve ekonomik alanda, iki ülke arasındaki uzaklaşma döneminde bile durmadı” dedi.

Şarku’l Avsat’a konuşan Said şu ifadeleri kullandı;

On yıldan uzun süredir devam eden siyasi anlaşmazlığa rağmen, her iki ülke de ilişkilerin tamamen kopma noktasına gelmemesinden yanaydı. Türkiye’nin SİHA anlaşması, Sisi ile Erdoğan’ın Katar’da düzenlenen Dünya Kupası’nın oturum aralarında yaptığı görüşme ve daha sonraki toplantılarda buzdağının kırılmasıyla iki ülke arasındaki ilişkilerde dikkate değer bir yakınlaşmanın göstergesidir.

Kahire ile Ankara arasında eşi benzeri görülmemiş düzeyde ekonomik ilişkilere dikkat çeken Said, “Askeri ve güvenlik işbirliğini geliştirmek ve zorlukların üstesinden gelmek için verimli, destekleyici bir ortam var” dedi.

Said, Mısır’ın herhangi bir yabancı varlığı reddettiği Libya konusunda işlerin daha büyük bir anlaşmaya doğru gittiğini söyleyerek, değerlendirmesine şöyle devam etti;

İki ülke arasında deniz sınırları konusunda da herhangi bir hukuki ihtilaf bulunmuyor ve Akdeniz’deki gizli zenginliklerden yararlanma konusunda anlaşma var. Bu konudaki anlaşmazlık Yunanistan ve Kıbrıs’ladır (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi) ve Kahire bu sorunu yatıştırmada arabulucu rolü oynayabilir.

Said ayrıca, “Erdoğan’ın yaklaşan ziyaretini duyurmak ve SİHA anlaşmasından bahsetmek, daha fazla yakınlaşmaya ve zorlukların üstesinden gelmeye yönelik eğilimi doğruluyor” diye ekledi.