​ABD raporu: Sağcı terörizm düşündüğümüzden daha tehlikeli

Güney Kaliforniya Üniversitesi Şiddete Varan Aşırıcılıkla Mücadele Araştırmaları Merkezi (CVE) Direktörü Erroll Southers (Merkez Fotoğrafı)
Güney Kaliforniya Üniversitesi Şiddete Varan Aşırıcılıkla Mücadele Araştırmaları Merkezi (CVE) Direktörü Erroll Southers (Merkez Fotoğrafı)
TT

​ABD raporu: Sağcı terörizm düşündüğümüzden daha tehlikeli

Güney Kaliforniya Üniversitesi Şiddete Varan Aşırıcılıkla Mücadele Araştırmaları Merkezi (CVE) Direktörü Erroll Southers (Merkez Fotoğrafı)
Güney Kaliforniya Üniversitesi Şiddete Varan Aşırıcılıkla Mücadele Araştırmaları Merkezi (CVE) Direktörü Erroll Southers (Merkez Fotoğrafı)

2008-2017 yılları arasında gerçekleşen şiddet olaylarının yüzde 71’inin aşırı sağcılar ve beyaz ırkın üstünlüğünü savunan kimseler tarafından gerçekleştirildiği belirtildi.
Dün yayınlanan ABD raporuna göre, 2008-2017 yılları arasında gerçekleşen şiddet olaylarının yüzde 71’inin aşırı sağcılar ve beyaz ırkın üstünlüğünü savunan kimseler tarafından gerçekleştirildiği belirtilerek, bu durumun ABD hükümetinin yanı sıra, Kongre üyeleri, mahkemeler, polisler ve soruşturmacılar tarafından dikkate alınması gerektiği aktarıldı.
Raporda, geçtiğimiz Cuma günü Yeni Zelanda’da gerçekleşen ­ve 50 kişinin hayatını kaybettiği cami saldırısının yeni bir şey olmadığı aktarılırken, bu durumun herhangi bir ideolojiyi izleyen tüm aşırı radikallerde (Beyaz ırkın üstünlüğü savunanalar ve İslam kimliği taşıyanlar) ortak olduğu belirtildi. Yeni Zelanda’da 50 kişiyi öldüren teröristin dünyadaki aşırılık yanlılarının fikirlerini basitçe etkilediği belirtilirken, özellikle ABD’de bu durumun çok sık görüldüğü düşünülüyor. Raporda ayrıca yaşanan saldırının tam olarak terörizm olarak isimlendirilmesi gerektiği belirtildi.
Güney Kaliforniya Üniversitesi’nin Kamu Siyaseti ve Şiddete Varan Aşırıcılıkla Mücadele Araştırmaları Merkezi (CVE) tarafından yayınlanan raporda, uzun yıllar radikallerin nefret ettikleri toplulukların terörize edildiği belirtildi. Rapor, 2015 yılında ABD’nin Güney Carolina eyaletine bağlı Charleston kentinde Emanuel Afrikan-Methodist Episcopal Kilisesi’ne düzenlenen saldırı, 2017 yılında DEAŞ’ın Charlottesville’deki saldırısı gibi birçok nefret saldırısına işaret ediyor.
Rapor, medyanın kamuoyundaki tartışmalardan payını almadığını ve beyaz fanatiklerin büyük ölçüde bilinmediğini vurguladı. Raporda ayrıca, Washington’da Afrika kökenli bir spikere yapılan saldırı ve Minnesota eyaletinde bulunan bir camiye yapılan saldırının beyaz ırkın savunucusu olan iki kişi tarafından düzenlenen saldırılara örnek olduğu belirtildi.
CVE Direktörü Erroll Southers dün USA Today gazetesine konu ile ilgili yaptığı açıklamada, aşırı sağcı şiddeti takip etmenin zor olduğunu belirterek, ABD terör yasasının tam anlamıyla gerçeği kovuşturmadığını söyledi. Southers, bu saldırılarda genellikle polis ve yargı belgelerinde terörizm kelimesine nadiren rastlandığına işaret etti. Federal savcıların bu sözcüğü kullanmaktan kaçındığını belirten CVE Direktör, aşırı sağ unsurlar tarafından şiddetli bir eylem gerçekleştirildiğinde ancak bunun mümkün olduğunu belirtti. Bu konuya ilişkin olarak Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI) görev üstlenmesi gerektiğini ifade eden Southers, Yeni Zelanda’da camilere yapılan saldırının ardından basın toplantısı sırasında hiç tereddüt etmeden olayı terörist bir saldırı olarak nitelendiren Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern’den ders çıkarılabileceğinin altını çizdi.
Rapor, Güney Yoksulluk Hukuk Merkezi’nin (SPLC) 2018’de ABD’de beyaz ırkın üstünlüğünü savunan gruplarda yüzde 50 artış olduğunu belirttiği bir zamanda geldi. Geçtiğimiz yıl sağcı teröristler ABD ve Kanada’da en az 40 kişiyi öldürmüştü. Bu rakam, 2017 yılında beyaz ırkın üstünlüğünü savunan kişilerin 17 kişiyi öldürmesi ile kıyaslandığında, önemli derecede artış yaşandığını gözler önüne seriyor.



Trump'ın aralık ayı başında İsrail'e yapacağı ziyaretle ilgili görüşmeler

ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv- Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv- Reuters)
TT

Trump'ın aralık ayı başında İsrail'e yapacağı ziyaretle ilgili görüşmeler

ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv- Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv- Reuters)

“I24 News” televizyonu, dün, Amerikan ve İsrailli yetkililerin, Başkan Donald Trump'ın önümüzdeki aralık ayı başında İsrail'e yapacağı ziyaretle ilgili görüşmelerin sürdüğünü bildirdi.

Ziyaretin kesinleşmesi halinde, Trump'ın ikinci dönem başkanlığı sırasında Kudüs'e yaptığı ilk ziyaret olacak.


Binlerce kişi Kopenhag'da Gazze'deki savaşın sona ermesi için gösteri düzenledi

Kopenhag'da Filistin yanlısı gösteriye 10 binden fazla kişi katıldı (AP)
Kopenhag'da Filistin yanlısı gösteriye 10 binden fazla kişi katıldı (AP)
TT

Binlerce kişi Kopenhag'da Gazze'deki savaşın sona ermesi için gösteri düzenledi

Kopenhag'da Filistin yanlısı gösteriye 10 binden fazla kişi katıldı (AP)
Kopenhag'da Filistin yanlısı gösteriye 10 binden fazla kişi katıldı (AP)

Kopenhag'da dün düzenlenen Filistin yanlısı gösteriye 10 binden fazla kişi katıldı. Gösteride, Gazze'deki savaşın sona ermesi ve Danimarka'nın Filistin devletini tanıması talep edildi.

Fransız haber ajansına (AFP) göre yürüyüşe Oxfam, Greenpeace ve Uluslararası Af Örgütü'nün yanı sıra sendikalar, siyasi partiler, sanatçı grupları ve Greta Thunberg gibi aktivistler de dahil olmak üzere yaklaşık 100 kuruluş katıldı.

Polis, protestocuların sayısına dair bir tahminde bulunmadı.

Çoğunluğu çocuklu ailelerden oluşan protestocular, Danimarka parlamento binasının dışında güneşli bir havada toplandı, bayraklar salladı, dövizler taşıdı ve "Silah satışlarına son", "Filistin'e özgürlük" ve "Danimarka soykırıma hayır diyor" sloganları attı.

İsrail'in geleneksel destekçisi Danimarka, Avrupa Birliği başkanlığını kullanarak İsrail hükümetine Gazze'deki savaşı sona erdirmesi için baskı yapacağını açıkladı. Başbakan Mette Frederiksen, savaşın “sınırları aştığını” ifade etti.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Danimarka, yakın gelecekte Filistin Devleti'ni tanımayı düşünmediğini açıkladı.

43 yaşındaki protestocu Michelle Abelros, AFP'ye yaptığı açıklamada, "İktidardakiler soykırımı durdurmuyor, bu nedenle protestoya iştirak edip tüm liderlere olan bitene katılmadığımızı göstermek çok önemli" ifadelerini kullandı.


İsrail İran'a yeniden saldırmayı planlıyor

İsrail'in geçtiğimiz haziran ayında İran'ın nükleer tesislerine saldırı düzenlediğini açıklamasının ardından Natanz Nükleer Tesisi’ndeki patlamalardan yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz haziran ayında İran'ın nükleer tesislerine saldırı düzenlediğini açıklamasının ardından Natanz Nükleer Tesisi’ndeki patlamalardan yükselen dumanlar (AFP)
TT

İsrail İran'a yeniden saldırmayı planlıyor

İsrail'in geçtiğimiz haziran ayında İran'ın nükleer tesislerine saldırı düzenlediğini açıklamasının ardından Natanz Nükleer Tesisi’ndeki patlamalardan yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz haziran ayında İran'ın nükleer tesislerine saldırı düzenlediğini açıklamasının ardından Natanz Nükleer Tesisi’ndeki patlamalardan yükselen dumanlar (AFP)

İsrail, ABD’den İran'a ‘önleyici saldırı’ düzenlemesine izin vermesini istiyor.

İsrailli araştırmacı ve İsrail ordusunun Askeri İstihbarat Dairesi (AMAN) eski yetkilisi Albay Jack Neira’ya göre Tel Aviv'de Tahran’ın maruz kaldığı aşağılayıcı askeri operasyonlara misilleme olarak saldırı hazırlığı içinde olduğu görüşü hakim.  Bu yüzden, İran'ın askeri kapasitesinin büyük bir kısmı felç edilmiş durumda olduğundan mevcut durumda İran'a karşı önleyici bir saldırı düzenlenmesi gerekiyor.

İsrail'in kendisine suikast girişiminde bulunduğu yönündeki haberlerin ardından yaklaşık bir ay sonra ilk kez ortaya çıkan İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney yaptığı açıklamada, “İran'ın düşmanları, halk, yetkililer ve ordu arasındaki güçlü duruş ve birlikten, İran halkına ve rejimine boyun eğdirilemeyeceğini anlamışlardır” ifadelerini kullandı.