Obeziteden ameliyatsız kurtulmak mümkün mü? Yeni tedavi yöntemi umut vadediyor

Bariatrik embolizasyon yöntemi mide küçültme uygulamasından daha az riskli bulunuyor
Bariatrik embolizasyon yöntemi mide küçültme uygulamasından daha az riskli bulunuyor
TT

Obeziteden ameliyatsız kurtulmak mümkün mü? Yeni tedavi yöntemi umut vadediyor

Bariatrik embolizasyon yöntemi mide küçültme uygulamasından daha az riskli bulunuyor
Bariatrik embolizasyon yöntemi mide küçültme uygulamasından daha az riskli bulunuyor

Mideye kan akışını azaltarak hastaların kilo vermesini sağlayan yeni bir tedavi yöntemi, obezite ameliyatlarına kıyasla daha ucuz ve daha risksiz bir alternatif olacak.  
The Independent'tan Alex Matthews-King'in haberine göre, çığır açan tedavi yöntemi, boru şeklindeki bir sonda yardımıyla kan damarlarına ulaşarak mideye giden bazı atardamarları mikroskobik boncuklarla tıkıyor. Böylece midenin açlığı tetikleyen hormonları salgılaması önleniyor ve herhangi bir hasara yol açmayacak şekilde kan akışı azalıyor.
Böylelikle, ince bağırsağın mide üzerindeki bir keseye bağlandığı ya da kişinin daha hızlı tok hissetmesini sağlayacak gastrik bantlarla midenin sıkıştırıldığı mide küçültme ameliyatı yerine daha az enfeksiyon ve komplikasyon riskli bariatrik embolizasyon yöntemiyle daha sağlıklı kiloverilebilecek. Damar tıkama işlemi diye bilinen embolizasyon tekniği normalde zayıf veya hasar görmüş damara kan akışını durdurmada (anevrizma onarımı) ve kanserli tümörleri oksijenden mahrum bırakmada kullanılıyor.
Radiology isimli bilimsel dergide yayımlanan araştırmaya katılan 20 hastanın ilk 3 ayda fazla kilolarının yüzde 8,2’sini ve çalışmanın sonunda kilolarının yüzde 11,5’ini kaybettiği kaydedildi.  Ayrıca, katılımcıların tümü hayat kalitelerinin arttığını belirtti.
Bu kapsamda yapılan klinik bir araştırmada bariatrik embolizasyon tekniği uygulanan obez hastaların bir yılın sonunda kilolarının yüzde 10’unu verdiği gözlemlendi. 
Ayrıca hastaların iştah kaybı ve daha hızlı doyma hissi yaşamalarının yanı sıra kolesterollerinin düştüğüne dair umut veren işaretler olduğu da kaydedildi.
Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden araştırmanın yazarı Dr. Clifford Weiss yeni tekniğe dair şunları söyledi:  
“Bir fikir olarak başlayan ve on yıllık araştırma sürecinde gelişen tekniğin önemli bir klinik araştırmaya dönüşmesi hepimiz için tatmin edici. Obezitenin kişiselleştirilmiş tedaviler gerektiren kişiselleştirilmiş bir hastalık olduğu gerçek.”
Obezite, ABD ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde gittikçe artan bir sağlık sorunu ve İngiltere Batı Avrupa’nın en şişman ülkesi konumunda.



Bilim insanları yaşlanmayı yıllarca geciktirebilen takviyeyi açıkladı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları yaşlanmayı yıllarca geciktirebilen takviyeyi açıkladı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Uzun yaşam açısından umut verici stratejilere yol açabilecek yeni bir çalışmaya göre günlük D3 vitamini takviyesi almak, biyolojik yaşlanmayı yıllarca önleyebilir.

American Journal of Clinical Nutrition'da perşembe günü yayımlanan çalışmada, ABD'den 55 yaş ve üzeri kadınlarla 50 yaş ve üzeri erkeklerin D3 vitamini ve omega 3 yağ asidi takviyesinden sonra 5 yıl boyunca izlendiği Vital adlı klinik çalışmadan elde edilen veriler değerlendirildi.

Takviyenin özellikle hücrelerdeki telomerler üzerindeki etkisi incelendi; tekrarlayan DNA dizileri olan telomerler, kromozomların uçlarında bulunur ve onların bozulmasını önler.

Kromozomların bu koruyucu başlıkları doğal yaşlanma sürecinde kısalıyor ve yaşa bağlı çeşitli hastalıkların gelişimiyle de bağlantılılar.

Brigham ve Kadın Hastanesi'nden çalışmanın ortak yazarı JoAnn Manson, "Vital, D vitamini takviyelerinin telomerleri koruduğunu ve telomer uzunluğunu muhafaza ettiğini gösteren ilk büyük ölçekli ve uzun vadeli randomize çalışma" diyor.

Bu bulgu özellikle dikkate değer çünkü Vital, D vitamininin iltihaplanmayı azaltma ve ileri seviye kanser ve otoimmün hastalıklar gibi yaşa bağlı belirli kronik hastalıkların riskini düşürmedeki faydalarını da gösterdi.

Daha önceki kısa süreli, küçük ölçekli çalışmalar, D vitamini veya omega 3 yağ asidi takviyesinin telomerleri desteklediğini öne sürse de sonuçlar tutarsızdı.

Araştırmacılar Vital çalışmasında 5 yıl boyunca katılımcılarda D3 vitamini (günde yaklaşık 50 mikrogram) ve omega 3 yağ asidi (günde 1 g) takviyesini takip etti.

Yaklaşık 1054 katılımcının beyaz kan hücrelerindeki telomer uzunluğu, çalışmanın başında, ikinci ve 4. yıllarında incelendi.

Araştırmacılar D3 vitamini takviyesinin telomer kısalmasını 4 yıl boyunca kayda değer derecede azalttığını saptadı.

Bilim insanları "Plaseboyla karşılaştırıldığında, D3 vitamini takviyesi lökosit telomer uzunluğundaki azalmayı önemli ölçüde azalttı" diye yazıyor.

Bu, "plaseboya kıyasla yaklaşık üç yıllık yaşlanmayı" önlemeye eşdeğer.

Ancak omega 3 yağ asidi takviyesinin takip süresince telomer uzunluğu üzerinde önemli bir etkisi olmadığını belirtiyorlar.

Çalışmanın bir diğer yazarı Haidong Zhu "Bulgularımız, hedefe yönelik D vitamini takviyesinin biyolojik yaşlanma sürecine karşı koymada umut verici bir strateji olabileceğini gösteriyor ancak daha fazla araştırmaya ihtiyaç var" diyor.

Omega 3 yağ asitleriyle birlikte veya bunlar olmadan günlük D3 vitamini takviyesi, telomer aşınması veya hücre yaşlanmasına karşı koymada rol oynayabilir.

Independent Türkçe