Libya Ulusal Ordusu Batı Bölgesi Komutanı: Uluslararası destek almadan Trablus'ta ilerliyoruz

Libya Ulusal Ordusu Batı Bölgesi Operasyon Odası Komutanı Abdusselam el-Hassi (Şarku’l Avsat)
Libya Ulusal Ordusu Batı Bölgesi Operasyon Odası Komutanı Abdusselam el-Hassi (Şarku’l Avsat)
TT

Libya Ulusal Ordusu Batı Bölgesi Komutanı: Uluslararası destek almadan Trablus'ta ilerliyoruz

Libya Ulusal Ordusu Batı Bölgesi Operasyon Odası Komutanı Abdusselam el-Hassi (Şarku’l Avsat)
Libya Ulusal Ordusu Batı Bölgesi Operasyon Odası Komutanı Abdusselam el-Hassi (Şarku’l Avsat)

Libya Ulusal Ordusu (LNA) Batı Bölgesi Operasyon Odası Komutanı Tuğgeneral Abdusselam el-Hassi, Mareşal Halife Hafter'in geçtiğimiz hafta sonu başkent Trablus'u “kurtarmak” için başlattığı askeri operasyonun, silahlı milisler yok edilmedikçe ve bütün hedeflere ulaşmadıkça durmayacağını söyledi.
LNA’nın Fayiz es-Serrac başkanlığındaki uluslararası toplum destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçlerine karşı verdiği savaşın yönetildiği Libya’nın başkenti Trablus yakınlardaki askeri karargâhtan Şarku’l Avsat’a telefonla röportaj veren Tuğgeneral el-Hassi, bir takım ülkelerden destek aldıkları iddialarını yalanlarken, LNA’nın Trablus'a hareket etme niyetini hiçbir ülkeye haber vermediğini söyledi.
“Altın General” lakaplı Hassi, sessiz mizacı ve ordunun 3 numarası olarak biliniyor. LNA’nın operasyona başlamasından bu yana sahada ilerleme kaydettiğini söyleyen Tuğgeneral el-Hassi, silahlı milislerin Trablus’ta UMH güçlerini desteklemek amacıyla ülkenin batısındaki Mısrata’daki savaş hattına girme ihtimali de dâhil olmak üzere bir takım olası savaş senaryolarından söz etti.
İşte röportajın tam metni:
-Trablus'a yönelik ilerleyişini durdurması için LNA’ya yapılan çağrıları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ordu, hiçbir baskıya cevap verme niyetinde değil. Böyle bir şey mümkün değil, düşünülemez bile.
-Operasyon ne kadar sürer?
Trablus'a girilmesi, milislerin ortadan kaldırılması ve ülkede güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanması şeklindeki hedeflerimize ulaşana dek.
-Operasyonun planlandığı gibi mi gidiyor?
Evet. Gidişat planlanan şekilde sürüyor.
-Bu operasyonda herhangi bir ülkeden destek alıyor musunuz?
Yerli kaynaklarımızla çalışıyoruz. Bu tamamen LNA’ya ait bir operasyon. Gireceğimiz bölgelere ulaşana kadar mühimmat yardımları sağlanıyor. Subaylar, gönüllüler ve askerler, ordunun yiyecek ve mühimmatı gibi tüm ihtiyaçları için elinden geleni yapıyor.
-Şuan 8’inci gününde olan operasyonda planlanan tam olarak bu muydu?
Evet. Hala planlanan programa göre devam ediyoruz.
-Milislerin Mısrata hattına girmesi bekleniyor muydu?
Evet. Elbette.
-Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?
Her şey tamamen hesaplandı.
-Dışardan Trablus'taki silahlı milislere destek var mı?
Elbette. Aksi takdirde, bu milislere kim destek verirdi. Bize yabancılardan ne uçak nede gemi geliyor. Avrupa Birliği Komisyonu yasakları sadece bize karşı uyguluyor. Başkalarına karşı gözleri kapalı. Tüm diplomatlar ve diplomatik misyonlar, Libya'nın yalnızca Trablus’tan ibaret olduğuna inanıyorlardı. Ama şimdi bundan vazgeçtiler... Kendi ülkelerine, vatanlarına güvenmeyenler, bir gün gelir onu satarlar.
-Hiç silahlı grupların komutanlarından veya unsurlarından gözaltına aldığınız oldu mu?
Bugüne kadar komutanları değil ama onlarca unsuru gözaltına aldık. Haklarında soruşturmalar yürütülüyor. Onlara gerçekten iyi davranıyoruz. Onları ve ailelerini tanıyoruz. Bu gençler kandırıldılar.
-Trablus’u kurtarma operasyonunun planlayıcısı olarak yeterli silah olmadığı şeklinde bir sorun olduğunu düşünüyor musunuz?
Asla. Biz ilerledikçe, milislerin bıraktığı silahlar bize kalıyor. Bu da moralimizi yükseltiyor.
-LNA Trablus’a girdiğinde başkent sakinlerine ne olacak?
Neden bu sorunun tersini sormuyorsunuz? Trablusluların bizim için neler düşündüklerini biliyor musunuz? Trablus’un gül ve kına şehri olarak adlandırıldığını duymuşsunuzdur. Trablus sakinlerinin LNA’yı güllerle ve kutlamalarla karşılayacağını düşünüyorum.
-Peki ya Trablus Uluslararası Havaalanı’nın milislerin kontrolü altında olmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Havaalanının çok geniş bir alan üzerine kurulu olduğunu biliyorsunuzdur. Bunlar boş alanlar. Bazen düşman olsalar bile bazı hedeflerin ötesine geçiyoruz ve ilerliyoruz. Havaalanı çok büyük ve şu anda bizim için bir hedef değil. Alternatif havaalanları var.
-LNA şuan nasıl konuşlandırıldı?
Ordunun planlanan bölgelerin yarısından fazlasını kontrol ediyor.  Trablus’tan gelen milislerle çatışmaların son iki gündür şiddetlenmesine rağmen, bazı bölgelerde planın dörtte üçünü tamamladık.
-Herhangi bir ülkeye başkente doğru harekete geçme niyetiniz olduğunu söylediniz mi?
Kimseye haber vermedik. Halkımız ve ülkemiz için irademiz ve milli hedeflerimiz var. Bizler otorite öğrencileri değiliz. Bakan veya başkan olmayı istemiyoruz. Sadece halkımızın rahat etmesini istiyoruz.
-ABD ve uluslararası toplumdan gelen çatışmaların durdurulması çağrılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Onların halklarıyla mı çalışıyoruz? Üzerimizde hiçbir inisiyatifleri olmayanlar, bize nasıl talimat ve öneride bulunabiliyorlar? Onlardan daha eski bir tarihe sahibiz. Fakat bazı Araplar kendilerine saygı duymuyorlar. Libya ordusunu tahrip ettiler. Başkentlerini silahlı milisler ve radikaller işgal etse sessiz kalırlar mıydı? Burası ABD’nin başkenti Washington olsa, ABD ordusu harekete geçmez miydi? Bununla birlikte Fransız ordusunun bir avuç gösterici için başkente indiğini unutmayın... Bu tüm Libyalılar için adaletin sağlanması ve onurlarının geri kazanılması için gerçekleşen bir operasyon.
-Açıklamalarınız oldukça keskin ve sert. Sizce bunun ne gibi yansımaları olur?
Neye mal olacağını biliyorum. Fakat askeri ya da siyasi olarak başıma geleceklerle ilgilenmiyorum. Hiçbir şey umurumda değil. Herhangi siyasi veya askeri bir gelecek istemiyorum. Ben sadece bir vatan istiyorum. Kimsenin bana teşekkür etmesini beklemiyorum. Batıda beni iyi tanırlar. Çatışmayı durdurmaktan bahsettiklerini biliyorum. Fakat bize karşı kullanabilecekleri bir şeyleri yok. Bana Allah’ın dilediğinden başka ne yapabilirler? Yurtdışında olmayan varlıklarıma el mi koyacaklar? Evim ve maaşımdan başka bir malım yok.



Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanı Şarku’l Avsat’a konuştu: Sınır komşumuz olan Türkiye'yi kışkırtmak gibi bir niyetimiz yok

Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)
Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanı Şarku’l Avsat’a konuştu: Sınır komşumuz olan Türkiye'yi kışkırtmak gibi bir niyetimiz yok

Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)
Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)

Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanı Süleyman Oso, konseyin, sınır komşusu Türkiye ile karşı karşıya gelmek istemediğini söyledi. Türkiye'nin uzun bir sınırı paylaşan komşu bir ülke olduğunu ifade eden Oso, Türkiye'nin Suriye'deki Kürt halkının mahremiyetine saygı göstereceğini umduğunu belirtti.

Oso, Türkiye-Suriye yakınlaşması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Esed arasında yakın zamanda bir görüşme yapılacağına dair çıkan söylentilerle ilgili özellikle de ENKS içinde Kürtlerin endişeli olup olmadığına ilişkin soruları yanıtladı.

Oso Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, ENKS’nin Suriye muhalefetinin bir parçası olduğunu dile getirdi. Oso kapsamlı çözümün, Suriye'deki azınlıklar ve milliyetler meselesine adil bir çözüm bulmayı da içeren uluslararası kararlarda yattığını vurguladı.

ENKS’nin Suriye devrimine katıldığından bu yana Suriye'nin ulusal çıkarlarını temel aldığına dikkat çeken Oso, “Ulusal haklarımız için endişe duyuyoruz. Bu rejim, varlıklarının anayasal olarak tanınmasını ve ulusal haklarının güvence altına alınmasını isteyen Kürt halkının taleplerini karşılamıyor. Kürt halkının ulusal haklarını halen inkâr ediyor” ifadelerini kullandı.

Oso ayrıca, Suriye'deki Kürt bölgesiyle ilgili olarak rejim ve Türkiye arasında anlaşmalar yapılacağına olan inancını dile getirdi.

sdcfvgbr
Halep'in kuzeyindeki el-Bab kentinde askeri karargah önünde gerçekleşen halk protestolarından (arşiv)

Oso, Türkiye'deki mültecilerin Türk nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde yaşanan ihlallere ve gösterilere maruz kalmasıyla ilgili olarak şunları söyledi: “Rejim aygıtlarının baskı ve zulmü nedeniyle evlerini terk eden Suriyeli mültecilere yönelik Türkiye, Lübnan ve Irak'taki nefret söylemini endişeyle takip ediyoruz. Türk muhalefeti tarafından Suriyeli mültecilere karşı uygulanan bu söylemi şiddetle kınıyoruz.”

Oso, ‘bunun devam etmesine izin vermenin Türk devletinin çıkarına olmadığını ve mültecileri korumak için acil yasal çözümler getirilmesini beklediklerini’ vurguladı.

Özerk yönetim seçimleri

Oso, özerk yönetim belediye seçimlerine katılmayı reddetmeleri hususunda ise “Bu seçimleri boykot ettiğimizi resmî açıklamalarla duyurduk” dedi.

asdf
Ed-Derbasiye kasabası sakinleri Suriye'nin kuzeydoğusundaki yerel seçimler için yapılan ön seçimlerde oylarını kullandı. (Şarku’l Avsat)

Oso sözlerini şöyle sürdürdü: “Üzerinde mutabık kaldığımız maddelerden biri de yerel seçimlerin düzenlenmesiydi. O dönemde, seçim maddesi de dahil olmak üzere siyasi anlaşmanın yüzde 70'inden fazlasını tamamlamıştık. Bu maddede iktidar ortaklığı, ortak bir yönetim kurulması, ENKS'nin geçiş döneminde 11 ay boyunca bölge yönetiminde gerçek bir ortak olması, uygun koşulların yaratılması, vatandaşlar arasında güvenli bir atmosfer oluşturulması, yönetimin bölgedeki tüm siyasi bileşenleri temsil ettiği konusunda onlara güven verilmesi ve bölge sakinlerinin sandığa gidip özgürce oylarını kullanmaları için güvenlerinin arttırılması konusunda anlaşmıştık. Ancak, bu müzakereler, karşı tarafın uzlaşmazlığı nedeniyle kısa sürede sekteye uğradı ve çöktü.”

sdvfr
Suriye seçimlerinde Şam'daki adayların kampanya afişleri (AFP)

ENKS’nin son seçimlere katılmayı reddetmesinin nedenine ilişkin olarak Oso, “Suriye'de seçimlerin yapılması için 2254 sayılı uluslararası kararla belirlenen koşullar mevcut değildi. Baskı ve otoriter yönetimin varlığında da hiçbir zaman bu güvenli koşullar olmayacak. İster özerk yönetim belediye seçimleriyle ilgili olsun, ister Suriye Halk Meclisi seçimleriyle ilgili olsun hepsinin sonuçları iktidar partileri lehine belirleniyor” açıklamasında bulundu.

Oso, yönetim seçimlerinin başka askeri işgallere yol açacağından korktuğunu ifade etti. Yönetim seçimlerine devam ederse kuzeyde yeni bir Türk askeri operasyonu konusunda ciddi endişeler olduğunu vurgulayan Oso, Türkiye'nin daha önce Afrin'i almakla tehdit ettiğini ve tehdidini gerçekleştirdiğini, ayrıca Rasulayn ve Tel Abyad'ı almakla tehdit ettiğini ve tehdidini gerçekleştirdiğini belirtti.

ENKS Başkanlığı’nın ABD Suriye Özel Temsilcisi ile yaptığı görüşmeye de değinen Oso, “ABD Temsilcisi, ABD yönetimi adına müzakerelerin yeniden canlandırılması için bir girişimde bulundu ve bu müzakerelerin başarıya ulaşması konusunda ciddi olduklarını söyledi. Biz de kendisine karşı tarafın, yani PYD’nin ihlalleri nedeniyle müzakerelerin durduğunu, zira daha önce SDG Komutanı Mazlum Abdi ve ABD'nin eski Suriye Özel Temsilcisi Yardımcısı David Brownstein'ın taahhütlerini içeren bir garanti belgesi imzalandığını söyledik. Garanti belgesi kapsamında müzakerelere geri dönmeye hazır olduğumuzu ifade ettik” şeklinde konuştu.

ENKS Başkanı, Kürt hareketinin iki tarafı arasındaki çıkmazda bir ilerleme sağlanmasının zor olduğunu düşünüyor. “Bugüne kadar bu çıkmazda bir ilerleme kaydedilemedi. Buradaki durumu daha da karmaşık hale getiren şey, bu ayın başlarında kaçırılan 12 üyesinin serbest bırakılması talebiyle ENKS’nin düzenlediği barışçıl toplantı sırasında ENKS destekçilerine ve üyelerine yapılan saldırı oldu” diyen Oso, söz konusu saldırının ABD'nin Kürt-Kürt müzakerelerini yeniden canlandırma çabalarını baltalamaya yönelik bir mesaj olduğunu açıkladı.

Suveyda ayaklanması

Başka bir bağlamda Oso, Suveyda’da yaşananlar hakkında şunları söyledi: “Suriye'deki Kürt halkının kıymetli vilayeti olan ve Dürzi kardeşlerimizi de içeren Suveyda’daki protestoların başlamasından bu yana ENKS, özgürlük, demokrasi ve tüm Suriyeliler yararına federal bir Suriye için yapılan bu barışçıl protestoların yanında yer aldı.”

dvfbr
Suriye seçimlerinde Şam'daki adayların kampanya afişleri (AFP)

Uluslararası topluma Suriye krizinin çözümüne yönelik kararların uygulanmasını hızlandırma çağrısında bulunan Oso, “Tüm Suriyelilerin ekonomik durumunun çok kötü olması ve mutlak çoğunluğun yoksulluk tehdidi altında yaşaması nedeniyle Suriye halkı bir bütün olarak açlığa, yoksulluğa ve yokluğa daha fazla tahammül edemez. Sığındıkları ülkelerde yerlerinden edilen Suriyeli mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilenlerin trajedilerini unutmamalıyız” ifadelerini kullandı.

Oso, ENKS’nin Suriye muhalefetiyle kurduğu ittifakın Suriyelilerin kurtuluşu için bir seçenek olduğunu vurguladı. “Koalisyonun ve müzakere organının bir parçasıyız. Uluslararası sponsorluk altında oluşturulan anayasa komitesinin de bir parçasıyız. Kaderimiz bir bütün olarak Suriye halkıyla bağlantılı. Muhalefet saflarına katıldığımızda Suriye halkının yanında durmayı seçtik” şeklinde konuşan Oso, koalisyonda ve Suriyeli muhalif güçlerle birlikte temsil edilmelerinin her konuda aynı fikirde oldukları anlamına gelmediğini belirtti. Özellikle de Afrin, Rasulayn ve Tel Abyad kentlerinde yaşanan ihlaller ve buralardaki hizipçi kaos hakkında kesinlikle farklı noktalarda olduklarını beyan eden Oso sözlerini şöyle noktaladı:

“Afrin, Rasulayn ve Tel Abyad şehirlerinden Haseke ve Kamışlı kamplarına yerleştirilen tüm yerinden edilmiş insanlar, geçici koalisyon hükümetine bağlı gruplar tarafından yönetilen evlerine dönmeyi dört gözle bekliyor. Umarım koalisyon bu konudaki karar ve politikalarını yeniden gözden geçirir ve yerinden edilen herkesin evlerine ve mülklerine dönmesi için çalışır. ENKS bu konuyu ilgili tüm taraflarla birlikte ele almak için çalışıyor.”