Anadolu'da unutulan Hitit kenti

Anadolu'da unutulan Hitit kenti
TT

Anadolu'da unutulan Hitit kenti

Anadolu'da unutulan Hitit kenti

Anadolu’da unutulmuş Hititlerin en büyük kentlerinden birisi olan Sarissa, kültür turizmine kazandırılmayı bekliyor.
Sivas'ın Altınyayla ilçesinde bulunan 3 bin 500 yıllık Hitit kenti Sarissa, kültür ve tarih turizmine kazandırılmayı bekliyor. Marburg Üniversitesinden Arkeolog Prof. Dr. Andreas Müller Karpe başkanlığındaki arkeolojik kazılarla gün yüzüne çıkartılan Sarissa, elde edilen bulgular ile tarihe ışık tutarken toprak altında kalan gizemleri ile Anadolu'daki keşfedilmeyi bekleyen kültür mirasları arasında yer alıyor. Dünya tarihinde Hititler ile Mısırlılar arasındaki ilk yazılı anlaşmanın yapıldığı yer olarak kabul edilen antik kent, Hititlerin Anadolu'daki en büyük kentlerinden de birisi. Tarihçiler Hititlerin Sarissa'da yaz aylarında ibadet amaçlı konakladıklarını iddia ediyor. 
Altınyayla Belediye Başkanı Sinan Akbulut, Sarissa'nın kültür ve tarih turizmine kazandırılmasını arzuladıklarını belirterek, “Sarissa, Hititlerin Anadolu'daki en büyük kentlerinden birisi. Sivas ili Altınyayla ilçesinde Akkuzulu mezrasında bulunan bir tarihi eserimiz. Gerçekten de ülkemizin en büyük tarihi eserlerinden birisi. Turizme kazandırılması gerektiği kanaatini taşımaktayım. Bizler de belediye olarak bu konuda elimizden gelen ne varsa her türlü çalışacağız. Sarissa'yı bizler düşünce olarak Altınyayla ilçesi ve Delilyaz Beldesi uhdesinde belediye olarak yükleneceğimiz hizmet noktasında altyapısında her türlü desteği vermeye hazırız. Yalnız Sarissa'nın tarihe kazandırılması için belediye bütçemizin yeterli olmadığını biliyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığımız bu konuda bizlere destek verirse Sarissa bir açık hava müzesine haline gelir. Sarissa'yı dünyanın duymasını, bilmesini istiyoruz. Hititler dünyadaki dört büyük uygarlıktan birisi. Sarissa da gerçekten dini turizm noktasında paylaşabileceğimiz ya da dini turizmi yaşatabileceğimiz bir alan” dedi.
İlk anlaşma Sarissa'da yazıldı 
Sarissa'da yapılan arkeolojik kazılarda büyük bir tapınak, birçok tablet, tarihteki ilk yazılı anlaşma, çömlekten yapılmış ikiz boğa (Rhyton) heykeli ve çok sayıda eser çıkartıldı. Kazılarda bulunan M.Ö. 1285 yılında tabletlere işlenmiş tarihteki ilk yazılı anlaşmanın Mısırlılarla Hititler arasında yapılan Kadeş Barış Anlaşması'nın metni olduğu tespit edildi. Metinde, ‘Sarissa'nın Fırtına Tanrısı'nın şahitlik etmiştir‘ ifadelerinin yer aldığı ortaya çıkartıldı.
Sivas İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından derlenen bilgilere göre Sarissa'da bulunan çivi yazılı Hitit tabletlerinden yola çıkarak bu antik kentte kralların konakladığı, dini bayramların yapıldığı düşünülüyor. Kazı ekibinin ‘C Binası' dediği 76 metre uzunluğundaki tapınak binasının M.Ö. 1525 yılında inşa edildiği düşünülüyor. Bina, ‘Hitit kentlerinde bulunanların en büyüğü' olarak tanımlanıyor. Mitolojide ‘Fırtına Tanrısı'nın hayvanları' arasındaki boğadan burada bir çift bulundu. Kazılarda bulunan tabletler arasında 18 fal, 3 bayram metni, 12 dinsel kült dokümanı bulundu. Kazılarda elde edilen birçok kalıntı Sivas Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyor.  



Tazmanya'da 122 yıllık şişe içinde mesaj bulundu

Şişe, Tazmanya'daki Cape Bruny Deniz Feneri'nde uzman ressam tarafından bulundu (Brian Painter/Tasmanya Parklar ve Yaban Hayatı Servisi)
Şişe, Tazmanya'daki Cape Bruny Deniz Feneri'nde uzman ressam tarafından bulundu (Brian Painter/Tasmanya Parklar ve Yaban Hayatı Servisi)
TT

Tazmanya'da 122 yıllık şişe içinde mesaj bulundu

Şişe, Tazmanya'daki Cape Bruny Deniz Feneri'nde uzman ressam tarafından bulundu (Brian Painter/Tasmanya Parklar ve Yaban Hayatı Servisi)
Şişe, Tazmanya'daki Cape Bruny Deniz Feneri'nde uzman ressam tarafından bulundu (Brian Painter/Tasmanya Parklar ve Yaban Hayatı Servisi)

Tazmanya'da, Avustralya'nın en eski deniz fenerlerinden birinin duvarına gizlenmiş 122 yıllık bir şişe mesajı gün yüzüne çıkarıldı. Keşif, tarihçilerin büyük ilgisini çekti.

Nadir bulunan bu mesaj, bu hafta Tazmanya'daki Bruny Adası'nda yer alan Cape Bruny Deniz Feneri'nin fener odasında, rutin koruma çalışmaları sırasında keşfedildi. Buluntuyu fark eden kişi, uzman ressam Brian Burford'dı.

Tazmanya Parklar ve Yaban Hayatı Servisi (PWS), ressamın duvarın paslanmış bölümünde çalışırken "alışılmadık bir şey" fark ettiğini ve daha yakından incelediğinde bunun içinde mektup bulunan cam şişe olduğunu anladığını belirtti.

Şişe, Hobart'a getirildi ve Tazmanya Müzesi ve Sanat Galerisi'nden (TMAG) konservatörler, bitüm kaplı mantarı keserek içindeki hassas içeriği dikkatlice çıkardı.

İçinde, Hobart Denizcilik Kurulu'nun o zamanki Deniz Fenerleri Müfettişi James Robert Meech tarafından kaleme alınmış, 29 Ocak 1903 tarihli, el yazısıyla yazılmış iki sayfalık mektup bulunan bir zarf vardı.

Mektupta, deniz fenerinde yapılan önemli iyileştirmeler, ahşap merdivenin yerine yeni demir spiral merdivenin takılması, yeni beton zemin ve yeni fener odasının yapılması gibi ayrıntılar yer alıyordu.

dfghty
Tazmanya'daki Cape Bruny Deniz Feneri'nde uzman ressam tarafından bulunan şişe (Brian Painter/Tazmanya Parklar ve Yaban Hayatı Hizmetleri)

Ayrıca, ışığın yanıp sönme dizisindeki değişiklikler kaydedilmiş. Daha önce 50 saniyelik döngüyle yanıp sönen ışık, üç saniyelik aydınlık ve ardından 19,5 saniyelik karanlık şeklinde değiştirilmiş ve projede yer alan bekçilerin ve işçilerin adları listeleniyor. PWS'ye göre çalışmalar Denizcilik Kurulu'na 2 bin 200 sterline mal olmuş, bu da bugün yaklaşık 474 bin Avustralya dolarına (yaklaşık 12,5 milyon TL) denk geliyor.

PWS Tarihi Miras Müdürü Annita Waghorn, mesajın durumunun olağanüstü olduğunu söyledi.

"Mektup tek parça halinde çıktığında odadaki heyecanı hissedebiliyordunuz" dedi.

Bu mektup bize deniz fenerinde yapılan çalışmalar ve bu çalışmaları üstlenen kişiler hakkında fikir veriyor. Bu bilgiler, Bruny Adası ve Cape Bruny Deniz Feneri'nin zengin tarihine katkıda bulunuyor.

scdfrgt
Cape Bruny deniz fenerindeki şişede yazarın imzaladığı mesajın ikinci sayfası (Tazmanya Parklar ve Yaban Hayatı Servisi)

TMAG konservatörleri, eski kağıdı korumak için nemlendirme işlemi kullanarak gevşetip düzleştirdi. Mektup nihayetinde halka açık olarak sergilenecek ancak yeri henüz doğrulanmadı.

İlk olarak 1838'de faaliyete geçen Cape Bruny Deniz Feneri, 1996'da hizmet dışı bırakılıp yerine yakındaki güneş enerjisiyle çalışan ışık konana kadar 150 yıldan uzun bir süre gemilere Avustralya'nın en tehlikeli sularından bazılarında rehberlik etmişti.

Buluntu, tarihçileri ve PWS yetkililerini şaşırttı çünkü fener odası 1903'te kurulduğundan beri mühürlü duvar alanına kimse erişmemişti.

Yerel medyanın "son yılların en önemli deniz feneri keşiflerinden biri" diye nitelendirdiği mesaj, eyaletin denizcilik geçmişine ışık tutan bir zaman kapsülü niteliğinde.

Independent Türkçe