13 yüzyıllık İslam mirası: Mekke-i Mükerreme Kütüphanesi

 Mekke-i Mükerreme Kütüphanesi
Mekke-i Mükerreme Kütüphanesi
TT

13 yüzyıllık İslam mirası: Mekke-i Mükerreme Kütüphanesi

 Mekke-i Mükerreme Kütüphanesi
Mekke-i Mükerreme Kütüphanesi

İslam dünyasının en eski kütüphanelerinden biri olan Mekke-i Mükerreme Kütüphanesi, 350 binden fazla nadir kitap ve el yazması bulunduruyor. Rasûlullah'ın (s.a.v.) doğduğu yer olarak bilinmesi nedeniyle de Mekke-i Mükerreme şehrinde tarihsel ve kültürel öneme sahip.
Mekke-i Mükerreme Kütüphanesi, Abbâsî Halifesi Mehdî döneminde (742-785) inşa edildi.
Şarku’l Avsat’a demeç veren Mekke-i Mükerreme  Kütüphanesi Müdürü Dr. Abdurrahman eş-Şehri, kütüphanenin 13 yüzyıldan bu yana araştırma ve bilgi kaynakları sağlama noktasında küresel liderliğe odaklandığını dile getirdi.
Mekke-i Mükerreme  Kütüphanesi’nin amacının, Suudi Arabistan'ın sürdürülebilir kalkınmaya yönelik vizyonu doğrultusunda, medya, bilim, teknik ve sanat gibi her alandaki sistemin gelişimi ve bilginin uygulanması üzerine çalışmak olduğunu ifade etti.
Tarihi kütüphanenin hedefleri arasında, bilgi kaynakları hizmetleri sağlanması yoluyla üniversite eğitim sistemini destekleme olduğunu da aktaran eş-Şehri, “Amacımız, çeşitli tür ve formlardaki bilgileri en yeni teknik araçlarla geliştirme ve aktarmanın yanı sıra yüksek kaliteli arama ve erişimi kolaylaştırmak için bilgi hizmetleri alanındaki son gelişmeleri takip etmek” diye konuştu.
Mekke-i Mükerreme  Kütüphanesi’nin, bilgi merkezleri, kütüphaneler ve ilgili taraflarla işbirliği yaptığına dikkat çeken eş-Şehri, ayrıca insan gelişimi ve bilgi bilinci için eğitim kursları düzenleme aracılığıyla da toplum hizmetine katkıda bulunduklarını kaydetti.
Kütüphanenin iki bin metrekareden büyük bir alana sahip ve 13 kattan oluştuğunu belirten eş-Şehri, binada erkekler için beş, kadınlar için bir salon, toplantı ve eğitim salonlarının yanı sıra İslami mirasın yeniden canlandırılması için bir bilimsel araştırma merkezi ile ses ve görsel prodüksiyon idaresi bulunduğu bilgisini de verdi.
Eş-Şehri’nin verdiği bilgiler doğrultusunda, kütüphanede 6 bin 842 orijinal el yazması, Arap ve yabancı fotoğrafçıların 2 bin 634 eseri, 200 bin cilt ve 8 bin nadir kitabın yanında eski gazeteler bölümünde 4 bin 443 gazete dosyası yer alıyor.



George Clooney'nin eşi, ilişkilerini anlattı

(AP)
(AP)
TT

George Clooney'nin eşi, ilişkilerini anlattı

(AP)
(AP)

Shahana Yasmin 

Amal Clooney, hayatını eşi George Clooney'yle paylaştığı için nasıl da "son derece şanslı" hissettiğini anlattı.

İnsan hakları avukatı yeni bir röportajda, Ocean's Eleven'ın yıldızıyla birlikte mesleki sorumlulukları ve ebeveynlik arasında kurdukları dengeden bahsetti.

Glamour için Charlotte Tilbury'ye konuşan Amal, "Yaptığım işi çok destekleyen bir hayat arkadaşım var. Bu yüzden özür dilemem ya da kendimi dizginlemem gerekiyormuş gibi hissetmiyorum" dedi.

Anne olduğumda, ki bu tabii ki yeni bir aşamaydı, bana 'Güvenlik Konseyi'nde konuşman olduğunu biliyorum. Senin gitmen lazım, çocuklarla ben ilgilenirim, endişelenme' diyen ilk kişinin o olduğunu hatırlıyorum. Her günümü onunla paylaştığım için kendimi son derece şanslı hissediyorum. Ve şimdi 4 kişiyiz. Ve bunların hiçbirini cepte görmüyorum. Sadece onlarla birlikte olmanın getirdiği kahkaha ve neşenin kıymetini biliyorum.

Eylül 2014'te evlenen çiftin 2017'de Alexander ve Ella adındaki ikizleri dünyaya geldi.

Amal, çocuklarını spot ışıklarından uzak tutmak için evde telefon kullanmama politikası izlediğinden de söz etti. 

Avukat, "Özel anlar ve alanlar yaratmak giderek zorlaşıyor. Ama aynı zamanda bu yüzden evde çok eğleniyoruz. Artık herkesin telefonunu almak için kullandığım bir telefon sepetim var! İnsanların aile ve arkadaşlarıyla baş başa kaldığı, güvenli ve samimi bir iletişim kurabileceğini hissettiği o dengeyi kurmak önemli" dedi. 

Ve ebeveyn olmanın, bazı müdahalelerden daha fazla rahatsızlık duymak anlamına geldiğini söyleyebilirim. Bu yüzden çocuklarımızın bu durumdan olumsuz etkilenmemesi için elimizden geleni yapıyoruz. Çocuklarımızı herkesin gözü önüne koymuyoruz, hiçbir zaman fotoğraflarını falan paylaşmıyoruz.

George da daha önce çocuklarını medya manşetlerinden uzak tutmanın kendisi için ne kadar önemli olduğunu söylemişti.

Aktör geçen yıl GQ'ya verdiği bir röportajda şöyle demişti:

Amacım onları korumak, çocuklarımın fotoğraflarının çekilmesini istemiyorum. Çok ciddi konularla, cidden kötü adamlarla uğraşıyoruz ve çocuklarımızın fotoğraflarının ortalıkta dolaşmasını istemiyoruz. Bu yüzden özel hayatımızı korumak için çok çaba sarf etmemiz gerekiyor ve tahmin edebileceğiniz gibi bu zorlu bir iş.

Amal ayrıca The King's Trust için Buckingham Sarayı'yla yaptığı hayırseverlik çalışmaları ve Amal Clooney Kadınların Güçlendirilmesi Ödülü'nün başlatılması hakkında da uzun uzun konuştu.

Amal "Kenya, Hindistan ve Pakistan gibi yerlerin en ücra köşelerinde, beceri kazandırma ve eğitim yoluyla kadınları güçlendirmeye çalışan bu kuruluşun faaliyetlerinin bir örneğine ışık tutma fırsatı bulduğumuz için gerçekten çok duygulandım ve onur duydum" dedi.

Independent Türkçe, independent.co.uk/life-style