BM: Hudeyde’den geri çekilme, devam ediyor

Hudeyde limanı önündeki Husi milisler (Reuters)
Hudeyde limanı önündeki Husi milisler (Reuters)
TT

BM: Hudeyde’den geri çekilme, devam ediyor

Hudeyde limanı önündeki Husi milisler (Reuters)
Hudeyde limanı önündeki Husi milisler (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) Hudeyde Anlaşması'nı Destekleme Misyonu (UNMHA), Husilerin plan uyarınca üç limandan (Hudeyde, el-Salif ve Ras İsa) geri çekilme sürecine başladığını açıkladı.
Limanlardan geri çekilme süreci BM ekipleri tarafından aynı anda takip edildi. İlerleyen günlerde de askeri tezahürlerin ve mayınların ortadan kaldırılması bekleniyor. BM, yarın, söz konusu üç limanda konuşlanmanın ilk adımını resmen onaylayacak.
Yeniden Düzenleme Koordinasyon Komitesi (RRC) Başkanı Michael Lollesgaard, Husilerin üç limandan çekilmelerini ateşkes uygulamasının ilk adımı olarak değerlendirdiklerini açıkladı. Lollesgaard, Yemen hükümetinin BM’nin talebi üzerine ilk aşamanın uygulanmasına dair taahhüdünü açıkladığını ve bir sonraki adımlara ilişkin taraflarla istişarelerin sürdüğünü belirtti.
Geri çekilme, el-Salif Limanı’ndan başladı
Öte yandan Hudeyde’deki hükümet güçleri sözcüsü Tuğgeneral Vaddah el-Debiş, BM gözlem ekibinin hükümet ekibi içerisindeki gözlemcilere Husi milislerin geri çekilme ve hükümet güçlerinin dahil olma mekanizmaları hakkında bilgi verdiğini ifade etti. Debiş, geri çekilmenin, el-Salif Limanı’ndan başladığını belirtti.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre ise tek taraflı başlayan geri çekilme, artık tek taraflı devam etmiyor. Ancak Hudeyde’de daha geniş kapsamlı bir konuşlanma sürecinin ilk aşaması olarak gerçekleşiyor.
Tuğgeneral Vaddah el-Debiş, yaptığı açıklamada, “RRC Başkanı ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tavsiyeleri ile birçok soru açığa kavuşturuldu. Geçtiğimiz Cumartesi günü, RRC Başkanı Michael Lollesgaard ve hükümet ekibi arasında ikili bir toplantı düzenlendi. Toplantı, belirli bir zaman çizelgesi çerçevesinde geri çekilmeye ilişkin çeşitli hususlara ve BM’nin liderlik rolünün canlandırılmasına değindi” dedi.
Debiş, hükümet ekibinin General Lollesgaard’a bir zaman çizelgesi belirlenmesini şart koştuğunu belirtti. Aktarılana göre BM ile hükümet ekibi gözlemcileri tarafından liman ithalatının denetimi amacıyla özel bir mekanizmanın yanı sıra soruşturma ve denetleme mekanizmalarının etkinleşmesi, mayın ve silah tezahürlerinin temizlenmesi, ilk aşamanın tamamlanması için belirli bir zaman çerçevesi üzerinde anlaşmaya varıldı.
Yemen’deki mevcut çatışmalar ve insani kriz kapsamında ise BM Kadınlar Kalkınma Fonu (UNIFEM), Yemen limanlarına (Hudeyde ve el-Salif) giden ticari gemilerin 2018 yılından itibaren boşaltımı taleplerinin incelenmesine ek olarak soruşturma ve denetleme yoluyla ticari malzemelerin serbest ve engelsiz akışını kolaylaştırmakla yükümlü.
Limanlara yönelik talepler Ulaştırma Bakanlığı tarafından yönetiliyor
Debiş ise Yemen hükümetinin, Haziran 2017’de bir sonraki işarete kadar Ras İsa Limanı’na yönelik izinleri askıya aldığını söyledi. Meşru Yemen hükümetinin kontrolü altındaki diğer Yemen limanlarına (Aden, el-Mukelle, vb) yönelik tüm talepler, doğrudan Ulaştırma Bakanlığı tarafından yönetilmekte.
Debiş, ayrıca bir geminin bu limanların dış sınırına ulaşmasından 5 gün önce tam izin taleplerinin sunulması gerektiğini söylerken, bu süreden sonra gelen tüm izin taleplerinin boşaltım sürecinde gecikmeye yol açacağını ifade etti.
Öte yandan BM Kalkınma Programı (UNDP), 12 Mayıs’ta kuvvetlerin tam konuşlandırılmasının ardından, Yemen’in batısındaki Hudeyde limanlarının geliştirilmesi için çalışılacağını açıkladı.
Alman Haber Ajansı’nın (DPA) aktardığına göre UNDP, yayınladığı bir bildiride, “Hudeyde, Ras İsa ve el-Salif limanlarına askeri ve güvenlik kuvvetlerinin konuşlanmasıyla, liman verimliliğinin ve üretkenliğinin artmasına yardımcı olmaya hazırız” ifadelerine yer verdi.
Yeniden konuşlanma süreci tamamlandıktan sonra UNDP gözlem kuleleri, kaldırımlar ve navigasyon kanalları da dahil olmak üzere liman tesislerinin geliştirilmesine katkı sağlanacağı belirtildi. UNDP’nin Yemen temsilcisi de “Bu durum, bu limanlardaki normal faaliyetlerin canlanması için sarf ettiğimiz çabaların ilk aşamasıdır” dedi.
Temsilci ayrıca, “Liman fonksiyonlarının mümkün olan en kısa sürede yeniden faaliyete geçebilmesi için ulusal ve uluslararası uzmanlığın yanı sıra geniş deneyimlerimizden faydalanıyoruz” açıklamasında bulundu.



Libya’nın yurtdışında dondurulmuş fonlarının çözülmesine yönelik olası gizli anlaşmalar

Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)
Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)
TT

Libya’nın yurtdışında dondurulmuş fonlarının çözülmesine yönelik olası gizli anlaşmalar

Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)
Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)

Zayed Hediyye

Libya'da Abdulhamid ed-Dibeybe’nin başbakanı olduğu Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) son aylarda karşı karşıya kaldığı siyasi ve ekonomik krizler devam ederken UBH ile ABD yönetimi arasında yapılan anlaşmalara ilişkin uluslararası basında art arda çıkan haberler UBH’nin sıkıntılarını daha da arttırdı. Bu anlaşmalar arasında Washington'da dondurulan Libya fonlarının, ABD'ye bu fonların bir kısmının verilmesi karşılığında çözülmesini amaçlayan bir anlaşma da yer alıyor.

Bu anlaşmanın onaylanması halinde bu hamle, Temsilciler Meclisi'nin (TM) yeni bir bütçe vermeyi reddetmesi ve Libya’nın doğu kampının ABD ve Türkiye gibi Libya sahnesindeki önde gelen ve etkili olan uluslararası tarafların teveccühünü kazanmayı başarması sonucu UBH’nin son dönemde rakiplerine karşı gerilediği ekonomik ve siyasi düzeylerdeki konumunu iyileştirmesine katkı sağlayacak.

Washington için cazip bir anlaşma

Anlaşmanın ayrıntıları, İngiltere merkezli Middle East Eye haber sitesi ve diğer uluslararası basın kaynakları tarafından hazırlanan ve UBH ile Trump yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan ve 30 milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen fonlarına ilişkin gizli müzakerelerden bahseden bir haberde ortaya çıktı.

Söz konusu habere göre taraflar arasındaki görüşmeler geçtiğimiz nisan ayı sonlarında Katar'ın başkenti Doha'da gerçekleşti. ABD Başkanı Trump'ın Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı Massad Boulos ile UBH Başbakanı Dibeybe’nin Ulusal Güvenlik Danışmanı ve kuzeni İbrahim ed-Dibeybe’nin bir araya geldiği görüşmede, Libya'nın, Washington'ın dondurulan fonların çözülmesinde rol oynaması karşılığında, dondurulan fonların bir kısmını belirli ABD kuruluşlarına verme planı ele alındı.

Şarku’l Avsat’ın Middle East Eye'den aktardığı kaynaklara göre plan Trump'ın ekibinin ciddi ilgisini çekmiş ve planın uygulanmasına yönelik mekanizmaların takibi için iç görüşmeler çoktan başladı. Ancak bu durum, bazı tarafların dondurulmuş Libya fonlarını bir sonraki aşamada siyasi olarak değerlendirme niyetleri hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Libyalı yetkililerden yalanlama

Öte yandan Libya Yatırım Otoritesi (LIA), fonların serbest bırakılmasına ilişkin olarak basında yer alan haberleri yalanladı. Bu iddiaların doğruluktan yoksun olduğunu ve güvenilir kaynaklara ya da yetkili makamlar tarafından yayınlanan resmi raporlara dayanmadığını vurgulayan LIA, tüm yatırım portföylerinin ve egemen fonlarının Denetim Bürosu ve İdari Kontrol Dairesi gibi yerel kuruluşların yanı sıra akredite sahibi uluslararası denetçiler de dahil olmak üzere uluslararası kuruluşlar tarafından periyodik izlemeye tabi tutulduğunu ve hesaplarının uluslararası kabul görmüş yönetişim, açıklama ve şeffaflık standartlarına uygun olarak düzenli olarak gözden geçirildiğini kaydetti.

Libya’dan hamleler

ABD son zamanlarda Libyalı kurumların ve önde gelen resmi şahsiyetlerin Libya’nin ABD bankalarında dondurulmuş fonlarının serbest bırakılmasına yönelik hamleleri için aktif bir arena haline geldi. Libyalı resmi kaynakların tahminlerine göre bu fonlar Libya'nın yurtdışındaki toplam fonlarının yüzde 25'inden fazlasını oluşturuyor ve yaklaşık 200 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.

Bu hamlelerden en öne çıkanı, birkaç gün önce İngiltere merkezli Africa Confidential dergisinin sayfalarında yayınlanan ve Libya Devlet Varlıklarının Geri Kazanımı ve Yönetimi Ofisi (LAROM) eski Başkanı Muhammed el-Menseli'nin ‘çalıntı’ olarak nitelendirilen ve 50 milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen Libya’nın yurtdışındaki fonlarını kurtarmaya yönelik hamlelerinin ardından ABD makamları tarafından tutuklanmasının hangi koşullarda gerçekleştiğinden bahseden tartışmalı bir haberde ortaya çıktı.

Africa Confidential haberinde, Muhammed el-Menseli'nin geçtiğimiz yıl aralık ayında Washington'da Dışişleri, Adalet ve Hazine bakanlıkları yetkilileriyle bir araya geldiğini ve Muammer Kaddafi rejimi tarafından ABD’deki gizli hesaplara kaçırılan paraları Libya'nın geri alma niyetini kendilerine bildirdiğini aktardı. Habere göre Menseli bundan sadece birkaç hafta sonra 7 Ocak'ta izinsiz eylemlerde bulunduğu ve çifte vatandaşlığa sahip olduğu gerekçesiyle tutuklandı.

Libya’nın fonları onlarca yıldır dondurulmuş durumda

Libya'nın yurtdışında dondurulan fonları, 2011 yılında Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinden bu yana ülkenin karşı karşıya kaldığı en çetrefilli konulardan biri. Zira o tarihten bu yana göreve gelen hiçbir hükümet bu dosyayı yerinden oynatmayı başaramadı. Libya’nın yurtdışındaki fonları, 17 Şubat 2011'deki halk ayaklanmasını bastırmakla suçlanmasının ardından Kaddafi rejimine yaptırım uygulanmasını öngören 1973 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı kapsamında dondurulmuştu.

Libya’nın dondurulmuş fonları, eski rejimin yurtdışında doğrudan veya dolaylı olarak sahip olduğu tüm finansal varlıkları, fonları ve ekonomik kaynakları kapsıyor. Resmi verilere göre yurt dışındaki bankalarda bulunan dondurulmuş fonlar, varlıklar ve tahviller de dahil olmak üzere 200 milyar dolar tutarında olduğu tahmin ediliyor.

Bu fonların yüzde 37’si Avrupa’da, yüzde 33’ü Kuzey Amerika’da, yüzde 23’ü Afrika’da, yüzde 6’sı Ortadoğu’da ve yüzde 1’i Güney Amerika bulunuyor.

Devasa yatırımlar

Dondurulan fonlar arasında şimdiki adı Libya Yatırım Otoritesi olan Libya Yatırım Fonu'na ait yatırımlar da yer alıyor. Libya'nın egemen varlık fonu, ülkenin fazla petrol gelirlerini yönetmek ve yatırım yapmak için 2006 yılında kuruldu. Kaddafi döneminde 100 milyar dolardan fazla kaynak tahsis edilen fon, tarım, emlak, finans, petrol ve gaz gibi çeşitli alanlardaki yatırımları yönetiyor ve gelirlerinin milyarlarca dolar olduğu tahmin ediliyor.

Bazı ülkeler geçtiğimiz yıllar boyunca, Libya'nın dondurulmuş fonlarına, bu fonlardan faydalanmak amacıyla göz dikti. Bazıları yasadışı yollardan ve Libya'ya karşı tazminat davaları açarak bu fonları elde etmeye çalıştı, ancak tüm bu girişimler başarısız oldu.

LIA Direktörü Ali Mahmud Reuters'a yaptığı açıklamada, LIA’nın 70 milyar dolarlık fonlarının aktif yönetiminin on yılı aşkın bir süre sonra ilk kez BMGK tarafından bu yılın sonlarına kadar onaylanmasını beklediğini söyledi. Mahmud, LIA'nın mart ayında sunduğu yatırım planının kasım ya da aralık ayında BMGK tarafından onaylanacağından emin olduğunu da sözlerine ekledi.

LIA’nın dört bölümden oluşan planının ilk bölümünün oldukça basit olduğunu belirten Mahmud, bu bölümde fonların dondurulduğu yıllar boyunca biriken fonların tahvil ödemeleri olarak yeniden yatırılmasının planladığını ifade etti.

Birçok hedef

Bingazi Üniversitesi'nde ekonomi ve siyaset bilimi profesörü olan Ali Cuma, UBH’nin bu olası anlaşmayla sadece bir değil, birkaç hedefe ulaşmayı amaçladığını düşünüyor.

Prof. Cuma, Dibeybe hükümetinin Libya'nın yurtdışındaki fonlarının kontrolünü yeniden ele geçirme çabasının öncelikle ekonomik sıkıntısını çözmeyi ya da hafifletmeyi amaçladığını, zira hükümetin şu anda TM başta olmak üzere çeşitli taraflarca kendisine dayatılan iç siyasi ve mali baskı nedeniyle kamu harcamalarını karşılayamadığını söyledi.

Prof. Cuma, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Bu teklif aynı zamanda ABD ve pragmatik tutumlarıyla tanınan yeni başkanı Donald Trump ile ilişkileri geliştirmeyi ve Libya'nın doğu kampının son haftalarda nispeten başarılı olduğu Washington'a karşı üstünlük sağlama çabalarının önünü kesmeyi amaçlıyor.”

Ancak birçok tarafın bu sızıntıları mali kazançlar karşılığında ulusal egemenliğin bir kısmının teslim edilmesi olarak istismar etmeye çalışacağı için anlaşmanın Dibeybe ve UBH üzerindeki olumsuz etkisi konusunda uyaran Prof. Cuma, Dibeybe hükümetinin bu hamlesinin, dondurulmuş fonların geri alınması ile ulusal egemenliğin korunması arasında bir denge kurma becerisi açısından gerçek bir sınav niteliği taşıdığını, fakat mevcut aşamada bu iki zıt kutbu bir araya getirmenin oldukça zor olduğunu vurguladı.