“Bana ne okuduğunu söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim!”
Kuşkusuz bu iddia hiçbir bilimsel çalışmaya dayanmasa da tecrübe, bu ifadenin gerçeklikten uzak olmadığını ortaya koyuyor. Gerçekten de bir insanın okuduğu kitaplar, ruha sahip olduğu farz edilen okuyucunun ruhuna ışık tutuyor.
Özellikle şu kaynayan zamanlarda İran meseleleriyle ilgilenenler, İran İslam Cumhuriyeti Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney hakkında çıkan bir kitabı okumaktan yabancı kalmayacaktır. Özellikle de fuardan bir bölüm, Hamaney’in gençken okumayı sevdiği kitaplara ayrılmışken…
Yayınlanan yeni kitap, bir biyografi kitabı gibi görünüyor. Arapça olarak yazılan kitap, “Başarı Sabırla Beraberdir” adını taşırken, kitabın Farsça çevirisi “Bir Damla Kan Yakuta Dönüştü” başlığıyla yayınlandı. Kitapta, Hamaney’in gerek Farsça gerekse de evrensel romanları okuma tutkusundan ve romanların onun üzerinde bıraktığı etkilerden söz ediliyor.
O halde gençliğinde “Yüce Rehber” Ali Hamaney'in gönlünü esir alan romanlar nelerdi?
Hamaney’in kitap listesinin başında, casusluk ve komplolar hakkında Michel Zevaco tarafın yazılmış olan 10 kitap var. Zevaco’nun genel hatları oldukça basit görünüyor: Bir karakteri ya da tarihi bir olayı ele alan Zevaco, ele aldığı bu konuya sıkıntı ve kederden büyük bir doz ekleyerek onu bir kurguya dönüştürüyor. Zevaco’nun tasvir ettiği dünya, cinsellik, şiddet, komplo ve ihanet etrafında dönüyor.
Zevaco’nun en ünlü çalışmalarından olan Borgia’da, Ortaçağ'da Floransa siyasi arenasını elinde tutan Borgia ailesinin büyüklerinden biri, sarışın kız kardeşi Lucrezia Borgia’ya tecavüz edilmesi teklifinde bulunuyor.
Zevaco’nun Nostradamus romanları ise geleceği görebildiğini iddia eden bir sahtekarın biyografisini anlatıyor. Zevaco’nun en ünlü romanları Les Pardaillan başlığıyla bir seri olarak yayınlandı. Fakat bu kitaplardan sadece iki tanesi Farsçaya çevrilmiş durumda.
Anarşist veya otoriter olmayan bir harekete mensup olan Zevaco, bundan dolayı egemen Avrupa sınıfları tarafından yapılan yolsuzluğu ortaya koymaya çalışıyor. Ayrıca dini, şiddetle reddeden Zevaco, dinin ‘kitlelerin zehri’ olduğunu düşünüyor.
Zevaco’nun Saint Barthélemy katliamıyla ilgili en iyi yazılarından bazıları, Kral Charles'in kötü niyetli annesi Catherine de Medicis’in tavsiyesiyle katlettiği Protestanlar etrafında dönüyor.
Hamaney’in sevdiği bir diğer isim ise Alexander Duma'dır. 19. yüzyıl yazarlarından olan Duma’ın en ünlü eserleri arasında “Üç Silahşörler”, “Monte Kristo Kontu”, “Yirmi Yıl Sonra” ve cinsellik, para ve güç peşinde koşan bir dolandırıcı olan Joseph Balsamo’nun maceralarının anlatıldığı “Cagliostro” yer alıyor. Her ne kadar her iki yazar arasında birçok noktada benzerlikler bulunsa da, Duma’nın çalışmaları Zevaco’nun eserlerinden daha az cinsellik, intikam ve şiddet içeriyor.
Hamaney’in sevdiği bir diğer 19’uncu yüzyıl yazarı ise Arsen Lüpen serisi ile bilinen Fransız romancı Maurice Leblanc’dır. Leblanc’ın çalışmaları Duma ve Zevaco’nun eserleriyle şu iki noktada örtüşüyor: “Birincisi, gerçek dünyaya alternatif olarak hayali bir dünya kurmak. İkincisi ise kahramanın burjuva sınıfının gelenek ve göreneklerini hor görmesi.”
Ayrıca Hamaney, gençliğinde yayınlanan neredeyse bütün İran romanlarını okuduğunu söylüyor.
İran romanları, Hamaney’in gençliğinde nadiren özellikle Emile Zola, Hector Malot ve Anatole France gibi Fransız yazarların eserlerinin ötesine geçebiliyordu. Hameney tarafından temsil edilen İranlı gençlerin gözünde Fransa, dünya çapında “büyük edebi güç” idi. İranlı aydınlar İngilizlerden nefret ettikleri için 1950'lere kadar kimse büyük İngiliz romanlarını çevirmeye yeltenmedi. Amerikan edebiyatının ise İran’da on yıllık bir geçmişi var. Ayrıca Rus edebiyatı hakkında da basit birtakım bilgiler vardı. Bu ise kısmen İranlı aydınların iki asır boyunca İran’ın düşmanı olarak değerlendirdikleri Rusya nefretinden kaynaklanıyor.
İlginçtir ki, Hamaney’in zamanındaki bütün İranlı romancılar, kendilerine ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılan kadınları kilit figürler olarak eserlerinde işlemişlerdir. Ali Daşti’nin romanlarından biri, erkeklerin hâkim olduğu bir dünyanın merdivenini tırmanmak için güzelliğini kullanmaya karar veren Fitna adlı bir kahramanı ele alıyor. Muhammed Hicazi’nin romanlarından birinin kahramanı olan Ziba ise kadınları kenarda tutmaya çalışan bir dünya içesinde kendisine bir yer bulabilmek için sihre başvuruyor. Bununla birlikte bu kitaplar arasında, Cevad Fadıl’ın umutsuz bir aşk hikayesini konu aldığı ve diğer edebi eserler arasında farklı bir yere sahip olan bir romanı bulunuyor. Diğer eserlerde olduğu gibi bu romanda da kadın, bir kahraman rolü oynuyor.
Zamanın en çok satan romanı, Muhammed Ali Afgani’nin “Ebu Hanım’ın Eşi” isimli romanıydı. Bu kitap ülkede kadınların durumuyla ilgili geniş çaplı tartışmalara yol açmış ve kitabı konu alan bir film ve bir de televizyon dizisi çekilmişti.
Öte yandan Hamaney, bütün bu kitaplara âşık olduğunu söylüyor. Ancak ironik bir şekilde, Hamaney’in gençliğinde tutkuyla okuduğu tüm romanlar, 1999 yılında Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi tarafından yayınlanan “kamu ahlakını bozan ve dini değerleri ihlal eden” yasaklı kitaplar listesinde yer alıyordu. Bundan dolayı İranlılar bugün, Hameney’in aşık olduğu bu tür kitapları okumaktan mahrum kalıyorlar.
Hamaney’in gençliğinde tutkuyla okuduğu kitaplar bugün İran'da yasaklı!
Hamaney’in gençliğinde tutkuyla okuduğu kitaplar bugün İran'da yasaklı!
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة