​DEAŞ celladı Jack pişman değil!

Old Bailey: Aile, DEAŞ üyesi oğullarına para göndermeye çalıştı

DEAŞ celladı Jack Lets (Facebook)
DEAŞ celladı Jack Lets (Facebook)
TT

​DEAŞ celladı Jack pişman değil!

DEAŞ celladı Jack Lets (Facebook)
DEAŞ celladı Jack Lets (Facebook)

İngiliz terörist Jack Letts’in ebeveynleri, Cuma günü Suriye’deki DEAŞ’a katılan oğullarına para göndermekten suçlu bulunarak, hapis cezasına çarptırıldı.
Old Bailey Mahkemesi Pazartesi günü Oxford’da yaşayan çifti Suriye’ye seyahat ederek DEAŞ’a katılan oğullarına para göndermekle suçladı.
İngiliz mahkemesi, 58 yaşındaki John Letts ve 57 yaşında Oxford’daki bir hayır kurumunda çalışan Sally Lane’i ise 15 ay hapis cezasına çarptırdı. Cezaları bir yıl ertelenen Letts ve Lane bu süre içinde herhangi bir suç işlemezse hapse girmeyecek.
Çift 2015 yılında “Cihatçı Jack” olarak bilinen oğullarına, İngiltere’ye dönmek istediğini söylediğinde yaklaşık 2 bin 200 dolar göndermeye çalışmıştı.
Çift, oğullarının kuşatma altındaki Rakka’da büyük bir tehditle karşı karşıya olduğunu ifade ederek, doğru karar almaya çalıştıklarını ve kendilerine herhangi bir yardım sağlamamasına rağmen polisle işbirliği yaptıklarını söyledi. DEAŞ’a katılmak için İngiltere’den ayrılan ve şu anda 23 yaşındaki Jack, İngiltere düşmanıydı. Gençliğinde İslam’ı kabul eden Jack, daha önce intihar saldırısı düzenlemek istediğini söylemişti. Jack’in annesi geçtiğimiz hafta Old Bailey’deki duruşma sırasında, Eylül 2014’te oğlunun kendisini arayarak Suriye’de olduğunu söylediğinde paniğe kapıldığını, 2015’te ise oğlunun kendisine buradan ayrılmak istediğini söylediğini bildirdi. Anne Lane oğluna iki defa para göndermeye çalıştı ancak ikisinde de yakalandı. Letts ve Lane çifti mahkemede, polis ve hükümetin kendilerini yalnız bıraktığını ve oğullarının herhangi bir suç işlememesine rağmen Kürtlerin kontrolü altında bulunan Suriye’nin kuzeyinde tutulduğunu ifade etti. Savcılar çiftin attıkları adımların yasal sonuçlarının farkında olduklarını fakat bunu görmezden geldiklerini söyledi. Mayıs 2014’te Arapça öğrenmek için Ürdün’e gitti. Daha sonra Kuveyt’e giden Jack, orada evlendi. Eylül 2014’te ailesini arayan Jack, babasının geri dönmesi için ısrar etmesine rağmen Suriye’de kalmaya karar verdi. 2015 yılında Facebook üzerinden İngiliz askerlerine karşı intihar saldırısı yapmak istediğini söyledi. Ancak aynı yılın sonunda ülkesine geri dönmek istedi ve ailesi bu amaçla ona para göndermeye çalıştı. Medyada tanınan ismiyle ‘Cihatçı Jack’ bugün Suriye’nin kuzeydoğusunda DEAŞ’lı tutuklular arasında bulunuyor.
BBC geçtiğimiz yıl Ekim ayında 23 yaşındaki Jack ile röportaj yaptı fakat ailesinin ona para gönderdiği ortaya çıkmasından sonra yayınlamadı. İçişleri Bakanlığı bu konu hakkında bir açıklamada bulunmadı fakat daha önce yaptığı açıklamada İngiliz asıllı DEAŞ savaşçılarının ülkeye girişinin engellendiğini belirtti.
Jack Letts BBC’ye verdiği röportaj, yıllarını Suriye’deki DEAŞ saflarında geçirdiğinin en büyük kanıtı. Jack verdiği röportajda baskı altında olmadığını ve 16 yaşında İslam’ı kabul ettiğini söyledi. İslam’a girdikten 2 yıl sonra Oxford’daki okullardan birinde gördüğü eğitimi yarıda bırakarak, DEAŞ’a katılmak için Suriye’ye gitti. Irak’ın Felluce şehrindeki DEAŞ safları arasında etkili bir ailenin kızı ile evlendi. Şimdiye kadar hiç görmediği bir çocuğu oldu. 2017 yılında DEAŞ saflarından ayrıldı fakat Suriye’nin kuzeyindeki Kürt güçleri tarafından tutuklandı. Jack BBC’ye verdiği demeçte, Suriye’ye kafası karışık olduğu bir dönemde gittiğini belirtti.
Jack Letts ebeveynlerine saygı göstermemesine rağmen, ebeveynleri onun için hapse girmeyi göze almıştı. Hakimler, şu anda 23 yaşında olan Jack’ın hala hayatta olduğunu ve Suriye’nin doğusunda Kürtlerin kontrolü altında olan Rağve bölgesindeki bir hapishanede tutulduğunu söyledi. İngiltere Dışişleri Bakanlığı, bölgede konsolosluk temsilciliği olmadığını bildirdi. Jack’ın ülkesine dönmek için istekli olmaması ve işbirliği yapmaması oldukça dikkat çekici. Annesinin eve dönmesi için gösterdiği büyük çabalara rağmen Jack, BBC’ye verdiği demeçte, “Doğrusunu söylemek gerekirse İngiliz hükümetinin beni kurtarmak ve buraya getirmek için baskı yapması son umudum değil. Bu doğru bir fikir de değil” ifadelerini kullandı.



ABD, Ortadoğu’ya ilk kamikaze İHA filosunu konuşlandırdı

Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
TT

ABD, Ortadoğu’ya ilk kamikaze İHA filosunu konuşlandırdı

Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)

ABD ordusu, bugün (Çarşamba), Ortadoğu’da konuşlandırılacak ilk tek yönlü saldırı tipi (kamikaze) insansız hava araçları (İHA) filosu için yeni bir görev gücü oluşturduğunu açıkladı.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Savunma Bakanı Pete Hegseth’in dört ay önce düşük maliyetli ve hızlı temin edilebilen İHA teknolojilerinin edinilmesi ve konuşlandırılmasını hızlandırma talimatının ardından Scorpion Strike (TFSS- Akrep Sokması) adlı görev gücünü hayata geçirdi.

CENTCOM’a göre bu görev gücü, sahadaki birliklere hızlı şekilde düşük maliyetli ve etkili saldırı İHA kapasitesi sağlamak amacıyla tasarlandı. Yeni görev gücü, Ortadoğu’da konuşlu olan “FLM–136 Lucas” tipi düşük maliyetli saldırı İHA’lardan oluşan bir filoyu şimdiden kurmuş durumda.

Lucas İHA’ları geniş menzile sahip ve otonom çalışacak şekilde tasarlandı. Fırlatma yöntemleri arasında “mancınık/katapolt”, roket destekli kalkış, yer sistemleri ve mobil platformlar bulunuyor.

CENTCOM Komutanı Amiral Brad Cooper, “Bu yeni görev gücü, yeniliği caydırıcılık unsuru olarak kullanmamızı sağlıyor. Müttefiklerimizi gelişmiş İHA yetenekleriyle donatmak, Amerikan askeri gücünü ve yeniliğini ön plana çıkarıyor, kötü niyetli aktörleri caydırıyor” dedi.

ABD basınına göre FLM-136 İHA’sı, İran’ın yaygın olarak kullandığı “Shahd 136” İHA’larını model alıyor. İran ve desteklediği milisler, bu İHA’larla ABD güçlerini ve ticari gemileri hedef aldı; Rusya ise aynı modeli Ukrayna’daki şehir ve birliklere saldırılarda kullandı.

Bu adım, İran’ın ABD’ye ait imha edilmiş İHA’ları taklit edip yeniden mühendislik yoluyla kendi versiyonlarını üretme taktiğini andırıyor. ABD’ye ait “RQ-170 Sentinel” gibi İHA’lar bu yöntemle kopyalanmıştı.

Yeni “FLM-136” İHA’sı tamamen otonom kontrol özellikli olup, insan müdahalesine neredeyse gerek duymuyor. Hedefe yönlendirme için sensörler ve yapay zekâdan yararlanıyor ve yaklaşık 6 saat boyunca uçabiliyor.

ABD’nin Ortadoğu’ya saldırı tipi İHA filosu konuşlandırması, yaklaşık iki yıl önce üç Amerikan askerinin, Ürdün’ün kuzeydoğusundaki bir üsse İran yapımı bir saldırı İHA’sı ile düzenlenen saldırıda hayatını kaybetmesinin ardından geldi.

ABD ordusu, mali yıl 2026 sonunda tüm birimlerin küçük, tek yönlü saldırı İHA’larıyla donatılmasını hedefliyor.


ABD neden Venezuela’nın petrol kaynaklarına göz dikti?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
TT

ABD neden Venezuela’nın petrol kaynaklarına göz dikti?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)

ABD uyuşturucu kaçakçılığını önleme gerekçesiyle Venezuela’ya baskıyı artırırken, Donald Trump’ın asıl hedefinin ülkedeki petrol yatakları olduğu belirtiliyor. 

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC+) üyelerine ve Genel Sekreter Heysem el-Gays’a pazar günü gönderdiği mektupta, ABD’nin petrol kaynaklarını ele geçirmek istediğini söylemişti. 

Maduro yönetimi, ABD’nin eylemlerinin ülkeyi "istikrarsızlaştırmayı" ve ihracat kapasitesini zayıflatmayı amaçladığını savunuyor. 

Mektupta, bu gerilimin devam etmesi halinde Venezuela’nın petrol üretiminin ve dünya piyasasının istikrarının "ciddi şekilde tehlikeye girebileceği" belirtilerek OPEC+ üyelerine dayanışma çağrısı yapılmıştı.

Kolombiya lideri Gustavo Petro da Trump’ın "uyuşturucuyla mücadeleyi bahane ederek Venezuela’daki petrol kaynaklarını ele geçirmeye çalıştığını" söylemişti. 

ABD Dışişleri Bakanlığı ise Karayipler’deki askeri yığınağın uyuşturucu kaçakçılığını ve düzensiz göçmen akışını engelleme amacı taşıdığını, Venezuela’nın petrol kaynaklarıyla ilgisi olmadığını savunmuştu. 

ABD Enerji Enformasyon Dairesi’ne göre Venezuela, dünyadaki ham petrol rezervlerinin neredeyse beşte birine sahip. Yaklaşık 303 milyar varil ham petrole denk gelen bu miktar, dünyadaki en büyük ham petrol rezervini oluşturuyor. 

Diğer yandan Karakas yönetimi gerek ABD’nin uyguladığı yaptırımlar gerek de ekipman eksikliği nedeniyle bu potansiyeli gerçek anlamda kullanamıyor. Latin Amerika ülkesi günde yaklaşık 1 milyon varil petrol üretiyor. Bu yüksek bir rakam olmasına rağmen küresel ham petrol üretiminin sadece yüzde 0,8'ini oluşturuyor.

CNN’in analizinde, ABD’nin benzin üretimine uygun hafif ham petrol çıkardığına ancak Venezuela’daki gibi ağır ham petrole sahip olmadığına dikkat çekiliyor. Ağır ham petrol üretimi dizel, asfalt ya da fabrikalarla diğer ağır ekipmanlarda kullanılıyor. 

Trump yönetiminin, bu petrol kaynaklarına ulaşmak için Maduro’yu devirip yerine "Batı yanlısı" bir lider getirmeyi deneyebileceği yorumu yapılıyor. Böyle bir senaryoda Karakas yönetimine uygulanan ağır ekonomik yaptırımları hafifletilebileceği ve Amerikan petrol şirketlerinin ülkede daha yoğun faaliyet gösterebileceği belirtiliyor.

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını bu ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı, uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu tuttuğu Güneşler Karteli'ni (Cartel de los Soles) terör örgütü ilan etmiş, liderinin Maduro'nun olduğunu öne sürmüştü.

Bölgede eylülden bu yana en az 21 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 83 kişiyi öldürdü. 

Independent Türkçe, CNN, Fox News


55 kartel lideri gizlice gönderildi: Amerika’ya hoş geldiniz!

Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
TT

55 kartel lideri gizlice gönderildi: Amerika’ya hoş geldiniz!

Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)

Meksika gizli operasyonlarla yakaladığı kartel liderlerini Donald Trump'ın baskısıyla ABD'ye teslim etti. 

Wall Street Journal'ın haberinde, çete liderlerinin gönderildiği operasyonlardan ilkinin 9 ay önce gerçekleştiği belirtiliyor. Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi'nin (DEA) eski direktörü Derek Maltz'ın mahkumları "Amerika'ya hoş geldiniz!" diye karşıladığı aktarılıyor. 

İkinci operasyonsa ağustosta yapıldı. Meksika yönetiminin, ABD Başkanı Donald Trump'ın baskısıyla toplamda 55 kartel liderini gönderdiği belirtiliyor. 

Mahkumlar arasında Meksika'nın en büyük suç örgütleri olan Sinaloa, Jalisco Yeni Nesil Karteli ve Zetas çetelerinden üst düzey isimlerin yer aldığı ifade ediliyor. 

ABD'ye iade edilenlerden biri de 1985'te DEA ajanı Enrique "Kiki" Camarena'yı öldürmekle suçlanan Rafael Caro Quintero. 

Amerikalı yetkililer, mahkumların çoğunun Meksika'daki uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ağına dair ilk elden bilgiler paylaşabileceğini bekliyor. Kara para aklama operasyonlarından uyuşturucu kaçakçılığında rüşvet alan siyasetçiler, ordu görevlileri ve finans sektörü yetkililerinin adlarının öğrenilebileceği ifade ediliyor.  

Tutukluların, ceza indirimi veya daha rahat hapishane koşulları karşılığında işbirliğine yanaşabileceğine dikkat çekiliyor.

55 kartel liderinin ABD'ye teslim edilmesi için yürütülen gizli operasyonlarda binlerce Meksikalı özel harekatçının görev yaptığı aktarılıyor. 

20 Ocak-2 Mayıs'ta DEA'in direktörlüğünü geçici olarak üstlenen Maltz, "Ajansımızın tarihinde hiç bu kadar çok sayıda kötü adamın Meksika'dan çıkarıldığını görmemiştik" diyor. ABD'ye teslim edilenler arasında paramiliter Zetas uyuşturucu çetesinin liderleri Miguel Angel ve Omar Trevino kardeşlerin de yer aldığını belirtiyor. 

Trump'ın uyuşturucuyla mücadele önlemlerinin artırılmaması halinde gümrük tarifelerini yükseltme tehdidinin, Meksika'nın mahkumları iade etmesinde önemli rol oynadığı yazılıyor. 

Meksikalı yetkililer, devlet başkanı Claudia Sheinbaum'un bu hamleyle "ABD müdahalesinden kurtulduğunu" söylüyor. Uyuşturucuyla mücadele operasyonlarının artırılmaması durumunda Amerikan ordusunun, Meksika'daki fentanil tesislerini ya da kartel liderlerini hedef alan drone saldırıları düzenleyerek ülkeyi "kaosa sürükleyeceğinden" endişelenildiği belirtiliyor.

Kaynaklar, ABD ve Meksika arasında üçüncü bir mahkum transferiyle ilgili görüşmelerin devam ettiğini de bildiriyor. 

Independent Türkçe, Wall Street Journal, New York Times