​Yemen İçişleri Bakanlığı: Husiler milyonlarca mayın ve patlayıcı döşedi

Yemen’in batı sahili şeridinde mayın temizleme operasyonu (AFP)
Yemen’in batı sahili şeridinde mayın temizleme operasyonu (AFP)
TT

​Yemen İçişleri Bakanlığı: Husiler milyonlarca mayın ve patlayıcı döşedi

Yemen’in batı sahili şeridinde mayın temizleme operasyonu (AFP)
Yemen’in batı sahili şeridinde mayın temizleme operasyonu (AFP)

Yemen Polis ve Güvenlik Sektörleri İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Tuğgeneral Ahmed el-Musay, İran destekli darbeci Husilerin Yemen'in farklı noktalarına bir milyondan fazla mayın ve patlayıcı madde döşediğini açıkladı.
Musay, “Mayın tehdidi çok büyük. Bu sorun, Yemenlilerin hayatlarını ve geleceklerini tehdit eden büyük bir sorun haline geldi. Mayınlar ve diğer patlayıcı maddeler, geleceği tehdit eden en tehlikeli silahları temsil ediyor. Husilerin yollara rastgele döşediği mayın yoğunluğu sebebiyle güvenli bir hayat olmayacak” dedi.
Suudi Arabistan’ın mayın temizleme programı olan “MESAM”a göre, mayınlardan en çok zarar görenler siviller. Ayrıca Husiler, yollara, tarlalara, yerleşim alanlarına, sivillerin bulunduğu her alana kasıtlı olarak mayın döşedi. Bu bağlamda yetkililer, “denizde ve karada yoğun şekilde dağıtılmış olunan mayınlar sebebiyle ülkede istikrar ve kalkınmanın zor olacağını” ifade etti.
Tuğgeneral Ahmed el-Musay, İran’dan ve Lübnan Hizbullah’ından uzmanlar aracılığıyla Husiler tarafından döşenen mayınların diğerlerinden daha tehlikeli olduğuna, çünkü bu mayınların ısı yoluyla veya herhangi bir nesnenin yaklaşmasıyla patladığına dikkati çekti. Yetkili, Husilerin bu mayınları en çok, batı sahiline, Cevf bölgesine, el-Beyda ve Saada’nın el-Buga kasabasına döşediğini belirtirken, mayınların Kızıldeniz’deki uluslararası deniz trafiği açısından büyük bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.
Musay, Yemen’de döşenen mayınların insani, yasal ve tarihi açıdan tüm sorunluluğunu İran ve Yemen’deki kolu olan Husilere yüklerken, bu mayınlar dolayısıyla ülkenin, dünyaca meşhur kahve ülkesinden mayın yetiştiren bir ülkeye dönüştüğünü ifade etti.
Yemen'de MESAM vurgusu
Tuğgeneral Ahmed el-Musay, MESAM’ın Yemen’deki en önemli insani projelerden birine dönüştüğünü, Yemen topraklarının tasfiyesinde, mayınların modern plan ve programlarla temizlenmesinde büyük rol oynadığını vurguladı. Yetkili, Suudi Arabistan’a da verdiği destek için teşekkür etti.
Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi’nin yürüttüğü MESAM projesi kapsamında çalışan uzmanlar, Yemen’deki Husi milislerinin Ağustos ayının başından bu yana döşediği 2 bin 638 mayını etkisiz hale getirdiklerini açıkladı.
MESAM projesi genel müdürü Usame el-Kasibi, Ağustos aynın ikinci haftasında mühendislerin, 965 mayını ve patlamamış mühimmatı etkisiz hale getirdiğini ve bu ayın başından itibaren da bu rakamın 2 bin 638’e ulaştığını duyurdu.
Kasibi, geçtiğimiz hafta proje ekiplerinin 458 tankere yönelik çok sayıda mayını temizlediğini, bu ayın ikinci haftasında da 490 patlamamış mühimmatın etkisiz hale getirildiğini söyledi.
Geçen yıl projenin başlamasından bu yana MESAM’da faaliyet gösteren ekiplerin, Rağvan kasabası ve bazı alanlar da dahil olmak üzere Husi milislerle askeri çatışmalara tanık olan alanların çoğunda binlerce mayını imha ettiği ve bu bölgelerin güvenliğini sağlamaya çalıştığı belirtildi.
Ülkede çatışmalar devam ediyor
Yemen’deki farklı savaş cephelerine dair gelişmeler çerçevesinde Sana’nın kuzeybatısındaki Hacca’da, ülkenin güneyindeki el-Dali’de, Taiz’de, el-Beyda’da, Sirvah’ta, Marib’de ve Cevf’te Husi milisler ve ulusal ordu arasında çatışmalar devam ediyor.
Yemen’in batısındaki Kızıldeniz’e uzanan Hudeyde’nin kıyı şeridinde darbeci milislerle çatışmalarda devam ediyor. Hays, el-Dureyhimi, el-Tuhayta’nın yanı sıra Hudeyde şehrinin kurtarılmış alanlarında ortak kuvvetlere ait mevzi ve mahallelerde çeşitli silahlarla bombardımanlar da sürüyor.
Kurban Bayramı’nın üçüncü gününde ikiside 13 yaşında olan Salva Abdulkadir ve Fatıma Hasan Salim, Hays bölgesindeki bir mahalleyi hedef alan milis bir keskin nişancı tarafından vurulmaları sonucu yaralandı. 28 yaşındaki Salim Muhammed Hadim de göğsüne isabet eden bir şarapnel parçası dolayısıyla yaralandı. Yaralılar, tedavi edilmek üzere hastaneye kaldırıldı.
Husi milisler, günlük bombardımanlarına devam ederek, uluslararası yasaları ihlal etmeyi de sürdürdü.
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından sağlanan ateşkesten bu yana Hudeyde’deki ortak kuvvetler, şehrin güneyinde kaybedilen mevziileri yeniden kazanmak için Husiler tarafından gerçekleştirilen sızma girişimlerini geri püskürttü.
Beşinci askeri bölgedeki ulusal ordu, geçtiğimiz Salı günü Hacca vilayetinin kuzeyindeki Hayran kasabasının doğusunda Husiler tarafından başlatılan saldırıları da engelledi. Bölgede taraflar arasında çatışmalar patlak verirken, çok sayıda kişi öldü ve yaralandı. Ordu, birçok silaha da el koydu.
Üçüncü askeri bölge komutanı Tuğgeneral Faysal Ali Kayid Hasan, İran destekli Husi milislerin hezimete uğradığını, Yemen ve halkını kontrol edemeyeceklerini, zaferin yakın olduğunu vurguladı.
Ali Kayid Hasan, geçtiğimiz Salı günü Sirvah’ın kuzeyindeki birkaç askeri cepheyi ve Marib’in batısındaki Sirvah cephesinde görev yapan ulusal ordu güçlerini ziyaret etti.
Tuğgeneral, ziyaret sırasında ordu güçlerinin, tüm bölgeler Husi darbesinden kurtulana kadar direnişine ve saldırılara karşı koyma sabrına övgüde bulundu.



Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.


Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.