Ömer ed-Dakir: Devrimci Cephe ile önemli konularda anlaşmaya vardık

Ömer ed-Dakir (EPA)
Ömer ed-Dakir (EPA)
TT

Ömer ed-Dakir: Devrimci Cephe ile önemli konularda anlaşmaya vardık

Ömer ed-Dakir (EPA)
Ömer ed-Dakir (EPA)

Sudan Kongre Partisi Genel Başkanı Ömer ed-Dakir, silahlı Devrimci Cephe ile uzun süre istişarelerde bulunan Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) heyetinin bir dizi önemli konuda anlaşmaya vardığını açıkladı.
Şarku’l Avsat’a verdiği özel röportajda Devrimci Cephe'nin geçiş dönemine ilişkin anayasa bildirisi hususunda memnuniyetsizliğini dile getiren Dakir, heyet üyelerinin bildirideki 69'uncu maddeye ilişkin yaptığı düzenlemeler sonrasında çözüme ulaşıldığını belirtti.
Devrimci Cephe'nin ÖDBG’nin bir parçası olduğunu ve geçiş döneminde tüm iktidar organlarına katılma hakkının bulunduğunu belirten Dakir, konuya dair şunları söyledi;
“Özgürlük ve Değişim koalisyonu ile Askeri Geçiş Konseyi arasında nihai anlaşmanın imzalanmasının öncesinde belge üzerinde düzenlemelerin yapılmasını umuyoruz. Bizim için önemli olan anlaşmazlıkları çözmek ve barış sürecini geçiş döneminin öncelikleri arasında koymaktır.”
Sudan Kongre Partisi Genel Başkanı Ömer ed-Dakir,  Şarky'L Avsat'a verdiği röportajda müzakerelerden ülkedeki son duruma dair birçok konuda açıklamalarda bulundu.
-Addis Ababa'dan Kahire'ye Devrimci Cephe ile ÖDBG arasındaki istişarelerin neticesi ne oldu?
Kahire'de yapılan toplantılar Addis Ababa’daki istişarelerimizin devamıdır. Devrimci Cephe bayrağı altındaki silahlı hareketler, bu toplantılar sırasında objektif sorunları gündeme getirdi. Ancak ÖDBG ile AGK arasında uzlaşılan anayasa bildirisinin, Devrimci Cephe liderliğini tam anlamıyla tatmin ettiği söylenemez. Görüşmeler sırasında 66’ıncı ve 67’inci maddeye ilişkin çekincelerini dile getirdiler. Kahire'de bu çekinceleri tartıştık ve çözüme ulaştık. Ancak geçici hükümetin oluşumunun zamanlaması konusundaki farklı görüşler nedeniyle tam bir uzlaşıya varılmadı. Ortak bir vizyona ulaşmak amacıyla Devrimci Cephe’deki yoldaşlarımızla görüşmeye devam edeceğiz.
-Ulaştığınız çözüm nedir?
Anayasa bildirisinin 66’ıncı maddesinin metninde düzenlemeler yapıldı ve geçici hükümet ile silahlı hareketler arasında imzalanan barış anlaşmalarının bildiriye dahil edilmesi kararlaştırıldı.
-Devrimci Cephe, ÖDBG ile arasındaki bir anlaşmadan geri çekildiğinden bahsediyor. Anlaşma neydi?
Addis Ababa'da bir dizi önemli konuda anlaşmaya vardık. Ancak ÖDBG içerisinde yer alan bazı güçler toplantılara katılan koalisyon heyetinin yetkilendirilmediğini söyledi. ÖDBG içerisindeki bloklar arasında bazı hususlarda görüş ayrılıkları var. Bizim için önemli olan takım ruhuyla anlaşmazlıkların üstesinden gelmek ve ortak bir hedefe odaklanmaktır. Barış meselesi geçiş dönemi konularının arasında öncelikli bir konuma sahiptir.
-Devrimci Cephe ile anlaşmaya varılmaması, geçici hükümetin çalışmalarının önünde engel teşkil eder mi?
Devrimci Cephe ile tam bir uzlaşıya varmak için kararlılıkla ve içten bir gayretle çalışacağız. Bu temel konulara ilişkin anlaşmazlıkların ne geçiş dönemine ne de ülkeye hiçbir faydası yoktur.
-Devrimci Cephe bünyesindeki silahlı hareketlere bu kadar ehemmiyet verilirken neden Abdülaziz el-Helu ve Abdulvahid en-Nur hareketleri görmezden geliniyor?
Herhangi bir tarafın görmezden gelinmesi söz konusu değil. ÖDBG Abdülaziz el-Helu liderliğindeki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) ile görüşmelerde bulunması için Juba'ya bir heyet göndermişti. Ancak hareket, kuruluşundan sonra doğrudan sivil hükümetle müzakere yapmayı tercih etti. Devrimci Cephe ise Özgürlük ve Değişim koalisyonun bir parçasıdır. Bu nedenle, Devrimci Cephe ile gerçekleştirdiğimiz görüşmeler barış meselesiyle sınırlı değil.  Bilakis koalisyonun iç birliği, örgütsel ve politik çalışmaları hakkında da kendileriyle istişarelerde bulunuyoruz.  İletişim ve diyalog yoluyla, silahlı mücadelenin tüm hareketlerinin özgürlük ve değişim güçleri koalisyonunun bir parçası olmasını ve devrime katıda bulunmalarını umuyoruz.
-Nida Sudan Koalisyonu güçlerinin başbakan ve hükümet bakanlarının ataması için Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri dahilinde bir liderlik konseyi oluşturulması şartını öne sürdüğü söyleniyor. Bu ne kadar doğru?
Nida Sudan Koalisyonu güçleri, Özgürlük ve Değişim koalisyonunun bütün blokları tarafından kabul edilen bir pozisyon ortaya koydular. Bu tutum, Özgürlük ve Değişim koalisyonunun örgütsel ve politik çalışmalarını geliştirme ihtiyacına odaklanıyor. Bunun amacı ise devrim koalisyonunun bir koalisyon hükümetine geçmesidir. İktidarın karşı karşıya kalacağı çeşitli zorluklara cevap verilmesini sağlayacak örgütsel bir gelişme olmaksızın yeni aşamaya giremeyiz.
-Anayasa bildirisinde başbakana, parti mensuplarından iki kişiyi geçiş hükümetinde bakan olarak atama hakkı veriliyor. BU isimler kimler? Üzerlerinde uzlaşıya varılabilir mi ve hangi bakanlıklara getirilecekler?
Bu, siyasi anlaşmanın hükümlerinden biri olmakla birlikte anayasa bildirisinde bulunmuyor. Geçici hükümet, üzerinde ittifak edilen hususlar doğrultusunda bir teknokratlar hükümeti olacak. Bu doğrultuda yeterlilik sahibi kimselerin nitelendirildiği ‘bağımsız’ kelimesinin açıklanması mahiyetinde anayasa bildirisine bir ek yapıldı. Dolayısıyla bu, bir kişinin parti mensubu olmasının adaylıktan men edilmesi için bir ölçü olmadığını gösteriyor. Adaylar belirtilen ölçüler doğrultusunda talep edilen yeterliliğe sahip oldukları takdirde herhangi bir sorun olmayacak. Bakanlar listesinin nihai hali, başbakanın özgürlük ve değişim koalisyonu ile gerçekleştireceği istişareler sonrasında kendisi tarafından belirlenecek.
-Sizce geçiş döneminde karşı karşıya kalınacak zorluklar nelerdir ve Sudan Kongre Partisi olarak sizin de desteğinizi alan hükümet bununla nasıl başa çıkabilir?
Partimizin geçiş sürecinde karşı karşıya kalacağı birçok zorluk var. Karşı devrim planları ve önceki rejimin unsurlarının yanı sıra koalisyon içerisindeki yoldaşlarımızla devrimin hedeflerini ve birliğimizi muhafaza etmek gibi sorunlarla karşı karşıya kalacağız. En önemli zorluklardan biri, Sudan halkının öncelikleri doğrultusunda istikrarlı ve güçlü bir şekilde çalışmaları sürdürmektir. Bunların başında barış, içerisinde bulunulan yaşam koşulları ve demokratik dönüşüm meseleleri geliyor. Partimizin ve halkın bunların üstesinden geleceğine güveniyoruz. Halkımızla birlikte hayalini kurduğumuz yolda yürümeye devam ediyoruz. Yolun yarısında geri dönmeyeceğiz.
-Sudan'ın yaşadığı zorluklar ve karmaşıklıkların geçiş döneminin hedeflerine ulaşılamamasına yol açacağına dair birtakım endişeler var. Bu konudaki yorumunuz nedir?
Sudan gerçeğinin karmaşık ve büyük zorlukları olduğu doğrudur. Fakat Sudan halkının birliği ve iradesi ile bu sorunlarla yüzleşeceğine ve bilinçli bir şekilde ele alarak bunların üstesinden geleceğine inanıyorum. Geçiş dönemi iktidarı nasıl olursa olsun Sudan devrimcileri gözleri açık bir şekilde uyuyarak sürekli bir şekilde iktidarı denetleme görevini yerine getirecektir. Devrimin hedeflerine doğru kat edilen yolda karşısına çıkabilecek herhangi bir engeli aşabilecek güçlü bir irade var.



Darfur Bölgesi Valisi Minawi Al-Majalla’ya konuştu (1): 15 Nisan’da tanık olduklarım bunlar… Hamideti, HDK üyelerini savaştan bir ay önce Hartum'a taşıdı

Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi’nin 2019 yılında çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)
Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi’nin 2019 yılında çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)
TT

Darfur Bölgesi Valisi Minawi Al-Majalla’ya konuştu (1): 15 Nisan’da tanık olduklarım bunlar… Hamideti, HDK üyelerini savaştan bir ay önce Hartum'a taşıdı

Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi’nin 2019 yılında çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)
Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi’nin 2019 yılında çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)

Sudan sahnesinin önemli isimlerinden biri olan Mini Arko Minawi, yalnızca Darfur Bölgesi’nin mevcut valisi değil, aynı zamanda bölgede faaliyet gösteren Sudan Kurtuluş Hareketi’nin de lideri. Minawi, Sudan'da 2019 yılının nisan ayında eski Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir rejiminin düşmesini sağlayan ‘Aralık Devrimi’nin başarıya ulaşmasının ardından, 2020 yılı sonlarında Cuba Barış Anlaşması'nın imzalanması sonrası hükümete katıldı. Minawi’nin Sudan Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile ilişkileri, HDK Komutanı Orgeneral Muhammed Hamdan Dagalu (Hamideti) ile yaşadığı anlaşmazlıklar ve son yıllarda ülkede yaşanan dönüşümlerin içinde yer alması, tanık olduklarını anlatmasını önemli hale getiriyor.

Al-Majalla, Minawi ile Sudan'daki son durum ve Hamideti’nin ‘iki general (Burhan ve Dagalu) arasındaki savaşın’ başladığı 15 Nisan 2023 tarihinden bir ay önce komutasındaki HDK’yı ve ağır mühimmatlarını Hartum'a nakletmesine ve öncesinde iki generallin birlikte eski Başbakan Abdullah Hamduk hükümetine yaptıkları darbeye ilişkin gözlemleriyle ilgili kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın Al-Majalla’dan aktardığı röportajda, Minawi, 15 Nisan’da savaşın durdurulması için son dakika çabalarında oynadığı rolünden bahsederken o gün Hamideti'nin Hartum'daki konutuna doğru yola çıktığı sırada Hamideti’nin kendisine, Sudan Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı’nın ve Ordu Komutanı Orgeneral Burhan’ın kaldığı yerin bulunduğu ve yoğun çatışmaların yaşandığı Matar Mahallesi'nde olduğundan ateş hattında bulunduğu ve yoğun çatışmalar yaşandığı için konutuna gelmemesini söylediğini anlattı. Minavi, iki general arasındaki bu savaşın artık kontrolden çıktığını iki hafta sonra anladığını söyledi.

Hamideti komutasındaki HDK tarafından işgal edilen Darfur’daki saha koşullarından, Rus paralı asker grubu Wagner güçleriyle ilişkisinden ve Sudan'daki altın maden rezervi arayışlarından söz eden Minawi, HDK'nın operasyon odalarında yabancı subayların olduğunu vurguladı.

Özgürlük ve Değişim Güçleri (ÖDG) Merkez Konseyi’ni eleştiren Minawi, “Sudan Silahlı Kuvvetleri ile HDK’nın arasını açtılar. HDK Komutanı’nı askeri adım atmaya ikna eden de onlardı. Çok basit bir hesap yaptılar. Birkaç saat içinde darbe olacak, ardından her şey sona erecekti. Sonra ÖDG-Merkez Konseyi'ndeki kardeşlerimiz, rakiplerini tasfiye edecek ve bazı ülkelerin korumasında sınırsız gücün tadını çıkaracaklardı” diye konuştu. Minawi, “Hamideti ve Hamduk aynı düzenin iki kanadı” ifadelerini kullandı.

İşte Darfur Bölgesi Valisi ve Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi ile Zoom uygulaması üzerinden yaptığımız röportajın birinci bölümü:

*Öncelikle 15 Nisan 2023 günü neredeydiniz? O gün ne oldu?

O gün (15 Nisan), bir süre önce geldiğim Hartum'daydım ve çatışmaların başlamasından sonra yaklaşık iki hafta orada kalmaya devam ettim.

*O güne geri dönebilir miyiz? Neredeydiniz, neler yaşandı? Özellikle askeri düzeyde ne oldu? O gün Sudan Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile ya da HDK Komutanı Orgeneral Muhammed Hamdan Dagalu ile temas kurdunuz mu?

15 Nisan’dan bahsetmeden önce, anlatmaya biraz öncesinden başlamamız gerekiyor. Çünkü HDK’nın, 15 Nisan öncesi özellikle Darfur’dan ve komşu ülkelerden başkent Hartum’a personel taşıdığını gözlemledik. Bundan tam bir ay önce 14 Mart'ta Hartum'dan Darfur'a yaklaşık bin 200 kilometre uzunluğunda bir rotaya doğru gidiyordum. Yol boyunca üç günlük yolculuğumda her biri 150 ile 200 arasında HDK mensubunu taşıyan araçlar ve kamyonetlerin Hartum'a doğru ilerlediklerine net bir şekilde tanık oldum. Bizzat Darfur'dan Hartum'a giden ve Sudan dışındaki ülkelerden de Darfur üzerinden savaşçı taşıyan 67 kamyon saydım.

FOTO: Sudan Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (ortada) ve HDK Komutanı Orgeneral Muhammed Hamdan Dagalu (ortada sol), askeri darbeden kaynaklanan krizin sona erdirilmesine yönelik Hartum’da sivil liderlerle birlikte bir ön anlaşmanın imzalandığı törene katıldılar, 5 Aralık 2022 (AFP)
Sudan Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (ortada) ve HDK Komutanı Orgeneral Muhammed Hamdan Dagalu (ortada sol), askeri darbeden kaynaklanan krizin sona erdirilmesine yönelik Hartum’da sivil liderlerle birlikte bir ön anlaşmanın imzalandığı törene katıldılar, 5 Aralık 2022 (AFP)

*Bir ay önce mi?

Evet, savaşın başlamasından tam bir ay önceydi. Ayrıca (Kuzey) Darfur'un yönetim şehri el Faşir'e giderken şehrin girişinde Hartum'a nakledilmeyi bekleyen HDK üyeleri olduğunu gördüm. Sayıları çok fazlaydı. Yedi binden fazla HDK mensubu kendilerini Hartum'a taşıyacal kamyonları ve nakliye araçlarını bekliyordu.

*O sıra Hartum'a nasıl bir atmosfer hakimdi?

Tüm huzursuzluklara, özellikle ordu ile HDK arasında yaşanan sorunlara ve bu sorunların daha sonra savaşın çerçevesi haline gelen, Çerçeve Anlaşmasının imzalanması sonrasında geliştiğine tanık oldum. Eğer ordu ile HDK savaşmasaydı, o anlaşmayı imzalamayı reddeden siyasi hareketlerle ve güçlerle savaşacaklardı. Böyle bir durumda, ordu ile HDK güçlerini birleştirebilirlerdi. Ancak bu savaşın arkasında, bazıları arkadaşım olan ÖDG-Merkez Konseyi’nden isimler vardı.

Eğer HDK ile ordu savaşmasaydı, anlaşmayı imzalamayı reddeden siyasi hareketlerle ve güçlerle savaşacaklardı.

*Yani bu, savaşın ayak seslerini duyduğunuz ve aslında iki general arasındaki savaşın kaçınılmaz olduğunu düşündüğünüz anlamına mı geliyor?

Savaş öncesindeki tüm işaretler savaşın yaklaştığını ve kanlı ya da kansız bir darbenin olabileceğini gösteriyordu. Hartum'da bir yılı aşkın bir süre yaptığımız gözlemler ve Hartum'da bulunduğumuz dönemde tespit ettiğimiz göstergeler, böyle bir durumun yaklaştığını işaret ediyordu. Bu işin planlayıcılarının ve sorumlularının tamamı, açıkça ve tüm delilleriyle ÖDG-Merkez Konseyi'ndeki kardeşlerimizdi. Ordu ile HDK’nın arasını açtılar. HDK Komutanı’nı askeri adım atmaya ikna eden de onlardı. Çok basit bir hesap yaptılar. Birkaç saat içinde darbe olacak, ardından her şey sona erecekti. Sonra ÖDG-Merkez Konseyi'ndeki kardeşlerimiz, rakiplerini tasfiye edecek ve diplomatik bir kucaklaşma olarak gördükleri bazı ülkelerin koruması altında sınırsız gücün tadını çıkaracaklardı.” 

*Tüm bunların arkasında ÖDG’nin olduğuna mı inanıyorsunuz?

ÖDG, tasfiye listelerinin hazırlanmasına kadar tüm süreçlerde yer aldı.14 Nisan’ı 15 Nisan’a bağlayan son dakikalarda Hartum'da, cumhurbaşkanlığı konutundaydım. Onlar da Burhan'la birlikteydiler. Saat biri çeyrek geçe Burhan’ın yanından ayrılarak Hamideti’nin yanına gittiler. Darbeci rollerini ve iktidarı ele geçirme yönündeki kötü niyetlerini örtbas etmenin zamanı gelmişti. Biz de buna şahidiyiz. Yalnız değildim, hatta bazılarımız durumu sakinleştirmeye ve onların 'sıfır saatine' ulaşmak için yaptıkları düzenlemeleri engellemeye çalışıyorlardı.

*O güne dönecek olursak, Hamideti ile Burhan arasında ÖDG üyelerinin katıldığı bir toplantı yapıldığı biliniyor. Siz de o toplantıda mıydınız?

Ben o toplantıya katılmadım ama toplantıya ÖDG'nin tamamı değil, ÖDG - Merkez Konseyi kanadı katıldı. Burhan ile Hemedti arasında ÖDG - Merkez Konseyi’nin katıldığı çok sayıda görüşme oldu. Bu görüşmeler, darbe düşünülmeden önce yapılmıştı. Sessiz kalmış olabilirler, ama geçiş sürecine gerçek dokunuşlar yapmak isteyen ÖDG - Demokratik Blok kanadı ve Sudanlı diğer siyasi güçleri tasfiye etmeye yönelik komploların konuşulduğu toplantılar olduğu da bir gerçek.

Bu yüzden çoğunlukla bir arada olunsa da özellikle son dakikalarda ve son 72 saatte ÖDG üyelerinin çoğu Burhan ve Hamideti arasında mekik dokudular. Dr. Cibril İbrahim, Malik Agar ve Muhammed İsa Aliyu, hatta Abdullah Masar ve Dr. Taceddin Said gibi bazen orada olup bazen olmayan bazı isimlerle birlikte sakinleştirme ve olacakları engelleme girişimimizi sürdürüyorduk. Gayretli bir girişime öncülük ediyorduk. Gerçek anlamda iyi niyetle yapılan bir girişimdi. Girişimi bizi yanına çağıran ve bu girişime dahil eden General (Şemseddin) el-Kabaşi başlattı. Bizden duruma müdahale etmemizi istedi. Biz de onun isteği üzerine müdahale ettik.

*Ancak girişim başarısızlıkla sonuçlandı ve savaş patlak verdi, değil mi?

Girişim sırasında 15 Nisan günü saat dokuzda ilk kurşun sıkıldı. Benim ayarladığım randevuya göre Sayın Hamideti ile konutunda görüşmemiz gerekiyordu. Çatışmalar sırasında Menşiye’deki evimden Hamideti’nin Sudan Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı’ndaki konutuna giderken onu aradım. Bana çatışmaların yoğunlaştığını ve zarar görebileceğimi öne sürerek konutuna gitmememi istedi. Nitekim evine girmek ısrar ettim ama giremedim, hatta Genel Komutanlığın kapısına kadar ulaştım. Ancak çatışmalar vardı. Her yerden mermi sesleri geliyordu ve ben de geri döndüm. Oysa onunla konutunda görüşmeye kararlıydım. Ancak o sırada konuttan çıktığından haberim yoktu.

FOTO: Hamideti ve Minawi, ülkedeki başlıca beş isyancı grupla barış anlaşması imzaladıktan sonra tokalaşırken, 31 Ağustos 2020 (Reuters)
Hamideti ve Minawi, ülkedeki başlıca beş isyancı grupla barış anlaşması imzaladıktan sonra tokalaşırken, 31 Ağustos 2020 (Reuters)

*Siz onun konutuna giderken Hamideti sizinle telefonda konuşuyordu. Peki, size ne söyledi?

Benimle Menşiye’den onun Genel Komutanlık’taki konutuna gittiğim sırada telefonda konuştu.

*Size ne söyledi?

Benden, Sudan Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı’nın ve Ordu Komutanı Orgeneral Burhan’ın kaldığı yerin bulunduğu ve yoğun çatışmaların yaşandığı Matar Mahallesi'nde olduğundan ateş hattında olduğu ve yoğun çatışmalar yaşandığı için konutuna gitmememi istedi. Ancak daha sonra o sıra konutunda olmadığını öğrendim.

Çatışmaların başlamasından iki hafta sonra durumun kontrolden çıktığını anladım.

*Bu, Hamideti ile aranızdaki son görüşme miydi?

Hayır. Savaş sırasında da temasa geçtik. Birinci ve ikinci günden itibaren, hatta konutuna giremeyip saat 12 civarında eve geri döndüğümde bile onu aradım. Çalışmalar, çatışmaların başlamasından iki hafta sonrasına kadar devam etti.

*Darfur Bölgesi Valisi ve askeri ve siyasi bir lider olarak Burhan ve Hamideti ile konuşarak savaşın durdurulması için çaba sarf ettiniz. Çatışmaların kontrolden çıktığını ne zaman anladınız?

Çatışmaların başlamasının ikinci haftasında işlerin kontrolden çıktığını anladım. Çatışmalar başlarda sadece askeri bölgelerde yaşanıyordu. Ancak çatışmaların ikinci haftasında HDK üyeleri evlere girip kendilerine esirler aramaya başladılar. Bu da savaşın başlangıcı oldu. Mayıs ayı sonlarında Darfur'un batısındaki el-Cenine ve Murni'de çok büyük bir kaosun yaşandığı çatışmaların, savaştan ziyade etnik ve kabilesel tasfiye girişimleri olduğu anlaşıldı.

FOTO: Hartum’da HDK ile ordu arasındaki çatışmalar sırasında düzenlenen hava saldırısının ardından binaların üzerinden yükselen dumanlar, 1 Mayıs 2023 (Reuters)
Hartum’da HDK ile ordu arasındaki çatışmalar sırasında düzenlenen hava saldırısının ardından binaların üzerinden yükselen dumanlar, 1 Mayıs 2023 (Reuters)

HDK, haziran ayı başlarında Kuzey Darfur'a girdiğinde oradaydım. Çatışmalar başladı. Bölgenin önde gelen kabilelerinin reislerinin, ileri gelenlerinin ve topluluklarının yanı sıra, bireylerini de hedef alan etnik tasfiyeler gerçekleşti. Tüm bunlar, savaşın ordu ile HDK arasında olmaktan ziyade kontrolden çıkmaya başladığının ve Sudanlıların zarar göreceğinin çok açık göstergeleriydi.

*Röportajın “Darfur Bölgesi Valisi Minawi Al-Majalla’ya konuştu (2): Sudan’ın bölünmesini oldubittiye getirmek istiyorlar… HDK'nın operasyon odalarında yabancı subaylar var” başlıklı ikinci bölümü yarın yayında.