Sudan'da yeni bir dönem başlıyor

Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) ve Ahmed Rebi dün Anayasa Bildirisi’ni imzaladıkları sırada (Reuters)
Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) ve Ahmed Rebi dün Anayasa Bildirisi’ni imzaladıkları sırada (Reuters)
TT

Sudan'da yeni bir dönem başlıyor

Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) ve Ahmed Rebi dün Anayasa Bildirisi’ni imzaladıkları sırada (Reuters)
Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) ve Ahmed Rebi dün Anayasa Bildirisi’ni imzaladıkları sırada (Reuters)

Sudan’da 3 yıl sürecek ve genel seçimlerle nihayetlenecek geçiş dönemine ilişkin anayasa bildirisinin imzalanmasının ardından yeni bir döneme girildi. İmza törenine bir dizi komşu ülke liderinin yanı sıra Arap ve Afrika ülkelerinin temsilcileri ile bölgesel ve uluslararası kuruluşlardan yetkililer de katıldı. Bu temsilcilerden bazıları tanık sıfatıyla anayasa bildirisini imzaladılar. Ayrıca katılımcıların çoğu Sudan’da yaşanan büyük değişime yönelik desteklerini dile getirdikleri kısa konuşmalar yaptılar.
Ordu ile siviller arasında 4 Ağutos’ta imzalanan anlaşma, 30 yıllık iktidarın ardından el-Beşir’in devrilmesiyle son bulan 8 aylık gösterilere ve protestolara son verdi. Anayasa bildirisi, el-Beşir’in Nisan ayında devrilmesinden bu yana iktidarda olan Askeri Geçiş Konseyi’nin (AGK) feshedilmesini ve Abdülfettah el-Burhan’ın başkanlığında 5 asker ve 6 sivilden oluşan egemenlik konseyinin yönetime gelmesini öngörüyor.  Konseye ilk 21 ay boyunca Abdülfettah el-Burhan başkanlık edecek ve kalan 18 ayda ise konsey başkanlığı sivillere devredilecek. Bununla birlikte bu ayın sonunda Abdullah Hamdok başkanlığında yürütme yetkisini bütünüyle elinde bulunduracak sivil bir hükümet kurulacak.
Anayasa bildirisi AGK Başkan Yardımcısı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) ile Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri’nden (ÖDBG) bir lider tarafından imzalandı. 3 saatten fazla süren imza töreninin gerçekleştirildiği mekanın çevresinde binlerce vatandaş bir araya geldi. Törende Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed Ali, Kenya Cumhurbaşkanı Uhuru Kenyatta, Çad Cumhurbaşkanı İdris Debi ve Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit, Mısır Başbakanı Mustafa Madbuli ve çok sayıda dışişleri bakanı da hazır bulundu.
Abdülfettah el-Burhan: Gençleri devlet kurmaya çağırıyoruz
AGK Başkanı Abdülfettah el-Burhan imza töreninin sona ermesinin ardından yeşil bir örtünün içine konan belgeyi taşıdı, havaya kaldırdı ve katılımcıların alkışları ortasında belgeyi gösterdi. Askerler ile siviller arasında hakim olan vatanseverlik ruhuna övgüde bulunan el-Burhan, taraflar arasındaki güveni güçlendirme çağrısı yaptı ve anayasa bildirisi kapsamındaki hükümlere uyulacağına, iktidarın sivillere devredileceğine ve güvenlik, kamu özgürlükleri ve demokratik dönüşümün korunacağına dair söz verdi.
Muhammed Naci el-Esam: 30 yıllık yokluğumuzdan dolayı dünyadan özür diliyoruz
Öte yandan ÖDBG üyesi Muhammed Naci el-Esam yaptığı uzun konuşmada, geçiş dönemine ilişkin nihai anlaşmaların imzalanmasıyla birlikte ülkede yeni bir sayfanın açıldığını ve yolsuzluk ve ihlallerle geçen dönemin geride bırakıldığını söyledi.
ÖDBG’nin istisna olmaksızın bütün savaş bölgelerinde kapsamlı bir barış sağlanması için çalışacağını dile getiren el-Esam, oturma eylemini kırma girişimleri sırasında işlenen suçlara ilişkin soruşturmalar konusundaki kararlılıklarını vurguladı ve bu suçlara karışan hiç kimsenin cezasız kalmayacağını belirtti. Uluslararası topluma 30 yıl süren bir yokluktan dolayı özür mesajı ileten el-Asam, Sudan'ın bir an önce uluslararası topluma katılması için çalışılması çağrısında bulundu. Ayrıca dini gruplara ve sivil gruplara, aralarındaki farklılıklara rağmen barış içinde birlikte yaşamaları çağrısı yaptı. Irkçılığın ve kabileciliğin bir kenara bırakılması ve hoşgörünün teşvik edilmesi çağrısında bulunan el-Asam, vatanın değerinin her şeyin üstünde olduğunu ve  Sudan'ın farklı bölgeleri arasında eşitliği sağlamanın gerekliliğini vurguladı.
Öte yandan askeri müessesinin ülkenin koruma kalkanı olduğu nitelendirmesinde bulunan el-Asam, ülke içerisindeki silahlı hareketlere, ülkede kapsamlı bir barışın sağlanması için yapıcı bir diyaloğa girmeleri çağrısında bulundu.
Şarku’l Avsat’a konuşan Milli Ümmet Partisi Genel Başkanı Sadık el-Mehdi, geçiş dönemine ilişkin belgelerin imzalanmasının ardından yapılan kutlamalar hakkında “ulusal bayram” nitelendirmesinde bulundu. Totaliter bir rejimden demokratik sisteme geçilirken karşı karşıya kalınabilecek bazı zorluklar konusunda uyarıda bulunan el-Mehdi, “Birçok engel ve zorlukla karşılaşılacağı doğrudur, fakat halkın iradesi ve gençlerin kararlılığı bu engellerin üstesinden gelinmesini sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed Ali, Sudan’da geçiş dönemine ilişkin imzalanan anlaşmanın yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu söyledi ve geçiş dönemi boyunca desteklerini sürdüreceğini taahhüt etti. Konuşması sırasında işbirliği ve kenetlenme çağrısında bulunan Abiy Ahmed, demokrasiye doğru giden yola şu anda girildiğini dile getirdi. Ayrıca demokratik dönüşümü sürdürmenin, demokrasinin ilkelerine bağlı kalmanın ve herkesle işbirliği içerisinde kurumlar kurmak gerektiğinin altını çizdi.
Mısır Başbakanı Mustafa Madbuli, Kahire'nin Sudan halkının umutlarına verdiği desteği vurguladı ve geçiş dönemine ilişkin anlaşmanın imzalanmasında katkıları bulunan bölgesel çabalara övgüde bulundu. Sudan’ın kıtadaki seçkin konumunu tekrar kazanana kadar bölgesel ve uluslararası forumlarda kendisini destekleyeceklerini belirten Madbuli, siyasi destek de dahil olmak üzere, önümüzdeki dönemde Sudan’a mümkün olan her türlü desteği sağlamaktan geri durmayacaklarını belirtti. Anlaşmanın bundan sonraki aşamada Sudan için bir yol haritası teşkil ettiğini ve herkesin bu konuda yardımcı olacağını dile getiren Madbuli, imzalanan anlaşmayla birlikte Sudan’da yeni bir döneme girildiğini kaydetti.
Musa Faki: Tarihi bir başarı
Afrika Birliği (AfB) Komisyonu Başkanı Musa Faki, Sudanlı taraflar arasında imzalanan anlaşmanın önemini vurguladığı konuşmasında, engellerin ve zorlukların üstesinden gelmek için gösterilen çabalara övgüde bulundu. Anlaşmayı tarihi bir başarı olarak nitelendiren Faki, bunun Sudan halkın çok büyük zorluklara göğüs germe iradesinin bir göstergesi olduğunu söyledi. Ayrıca Sudan'daki mevcut durumun felaketler, açgözlülük ve çatışmaları netice veren savaşlar nedeniyle çok karmaşık olduğunu belirtti.
Afrika Birliği'nin (AfB) Sudan Özel Temsilcisi Muhammed el-Hasan Lebat, Afrika kıtasının Sudan’ın arkasında bulunduğunu dile getirerek, taraflar arasında imzalanan anlaşmanın Sudan halkının iradesinin sonucu olduğuna dikkat çekti. Ayrıca Afrika kıtasının, ülkelerinin bağımsızlığını koruma konusunda kararlı olduğunu ve imzalanan anlaşma ile dünya devletlerine krizlerini çözme becerisi konusunda bir ders verdiğini belirtti.
Cubeyr: Sudan’la tarihi ilişkilerimiz var
Suudi Arabistan'ın Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Adil el-Cubeyr dün Hartum’da düzenlenen basın toplantısında, Arap ve İslam ülkelerinden, tarihinde yeni bir sayfa açan Sudan’ın arkasında durmalarını talep etti.
Afrika Birliği (AFP) ve Etiyopya’nın Sudan içişlerine yönelik yabancı müdahaleleri reddeden tutumunu desteklediklerini dile getiren Cubeyr, Sudan halkının istikrar ve güvenliğinin sağlanmasının gerekliliği ve önemi konusundaki inançları doğrultusunda tüm Sudanlı taraflarla temasları sürdürdüklerini belirtti.
Öte yandan Suudi Arabistan Krallığı adına Arap ve İslam ülkelerini ve uluslararası toplumu Sudan’ın yanında durmaya çağıran Cubeyr, Sudan’ın tarihinde kararlılıkla yeni bir sayfanın kapısını araladığını ve ülke halkının terörizm ve radikalizmden uzak bir şekilde ülkenin hak ettiği büyüme ve istikrarı dört gözle beklediklerini kaydetti.
Bahreyn Dışişleri Bakanı Şeyh Halid bin Ahmed Al Halife, Sudan halkı tarafından kaydedilen bu büyük başarı için gerçekleştirilen kutlamaların, Sudan halkının özgür halklara sunmuş olduğu örneklerin bir parçası olduğu değerlendirmesinde bulundu. ÖDBG ve AGK’nın büyük bir neşeyle sonuçlanan bu tarihi aşamaya varmada gösterdikleri çabalardan ötürü övgülerini dile getiren Al Halife, yaşananların Sudan halkı adına parlak bir geleceği müjdelediğini ve Sudan halkın taleplerini gerçekleştirme konusundaki kararlılığını ve iradesini gösterdiğini belirtti.
 Kuveyt Başbakan Yardımcısı Enes Salih ise Sudanlı taraflar arasında imzalanan anlaşmanın Sudan'ın daha geniş ufuklara yöneldiği yeni bir dönemin başlangıcı ve güçlü bir Sudan’ın inşası için bir temel olduğunu söyledi. Kuveyt’in bütün kalbiyle Sudan halkının yanında durduğunu belirten Salih, Sudan’ın istikrarı ve güvenliği konusundaki kararlılıklarını dile getirdi.
Useymin: Görkemli bir başarı
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Yusuf bin Ahmed el-Useymin, anlaşmanın ülkenin içinde bulunduğu krizden bir çıkış yolu ve geleceği inşa etmeye yönelik atılan bir adım olduğunu dile getirerek, bugün elde edilenlerin kelimenin tam anlamıyla bir Sudan başarısı olduğunu söyledi.
AGK Başkanı Andülfettah el-Burhan’ın daveti üzerine bu büyük törene katılmak için Sudan’a geldiğini dile getiren el-Useymin, “Yalnızca Sudanlılar için değil, aynı zamanda topraklarının doğusundaki ve batısındaki bütün Araplar ve Müslümanlar için bir mutluluk vesilesi oldu. Bugün Sudan’da elde edilenin kelimenin tam anlamıyla görkemli bir Sudan başarısı olduğu söylenebilir” ifadelerini kullandı.
Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Halil İbrahim ez-Zevadi, Sudan halkının önlerine çıkan bütün engellerin üstesinden gelebilme, ülkeyi kalkındırma ve güvenliği sağlama kabiliyetine sahip olduğunu söyledi. Ayrıca şu anda tüm dünyanın ve dost ülkelerin bu tarihi anda tanıklık ettiğini dile getirdi.
 AGK Başkanı Andülfettah el-Burhan, Afrika Birliği'nin (AfB) Sudan Özel Temsilcisi Muhammed el-Hasan Lebat, Etiyopya'nın Sudan Özel Arabulucusu Mahmud Derir ve Etiyopya’nın Hartum Büyükelçi’sine müzakereler sırasında oynadıkları önemli rollerden ötürü madalya verdi.



Gazze savaşı: ABD, Filistinlilerin canlı kalkan olarak kullanıldığını biliyordu

İsrail askerleri, Gazze savaşında Hamas'ın kurduğu tünelleri imha ediyor (Reuters)
İsrail askerleri, Gazze savaşında Hamas'ın kurduğu tünelleri imha ediyor (Reuters)
TT

Gazze savaşı: ABD, Filistinlilerin canlı kalkan olarak kullanıldığını biliyordu

İsrail askerleri, Gazze savaşında Hamas'ın kurduğu tünelleri imha ediyor (Reuters)
İsrail askerleri, Gazze savaşında Hamas'ın kurduğu tünelleri imha ediyor (Reuters)

ABD istihbaratının, İsrailli yetkililerin Filistinlileri Gazze’de canlı kalkan olarak kullanma planlarından haberdar olduğu ortaya çıktı. 

Adlarının paylaşılmaması şartıyla Reuters’a konuşan kaynaklar ABD’nin, İsrail ordusunun Gazze’deki tünellere düzenlediği operasyonlarda Filistinlileri canlı kalkan olarak kullanmayı değerlendirdiğine dair istihbarat topladığını söylüyor. 

Yetkililer, 2024’ün sonlarına doğru toplanan bu istihbaratın Joe Biden yönetimiyle paylaşıldığını belirtiyor.

Biden yönetimindeki bazı isimler, Filistinlilerin canlı kalkan olarak kullanıldığından uzun süredir şüpheleniyordu. 

Amerikan istihbarat yetkililerinin bu bilgileri Tel Aviv yönetimiyle paylaşıp paylaşmadığının netleştirilemediği aktarılıyor. 

Öte yandan İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), "sivillerin canlı kalkan olarak kullanılmasına müsaade edilmediğini" savunurken, iddialarla ilgili soruşturma başlatıldığını bildirdi. 

Haberde, canlı kalkan olarak kullanılan Filistinlilerin sivillerden mi yoksa mahkumlardan mı oluştuğuna dair bilgi verilmiyor. 

İsrail askerlerinin ordunun talimatıyla hareket edip etmediğinin de belirlenemediği bildiriliyor. 

İsrail Başbakanlık Ofisi, Biden döneminden yetkililer ve CIA yorum taleplerini yanıtsız bıraktı.

Diğer yandan Amerikan haber ajansı Associated Press (AP), bu yıl mayısta yayımladığı haberinde İsrail'in Gazze'de Filistinli sivilleri sistematik şekilde canlı kalkan olarak kullandığını yazmıştı. 

Ajansın İsrail askerleriyle Filistinli tutuklulardan edindiği bilgilere dayandırdığı haberinde, Filistinlilerin operasyonlarda patlayıcı ve bubi tuzağı riskine karşı bina ve tünellere önden gönderildiği savunulmuştu. Bu vakaların hem Gazze hem de Batı Şeria’daki harekatlarda yaşandığı aktarılmıştı.

2024'te yaklaşık üç hafta boyunca İsrail ordusu tarafından gözaltında tutulan Filistinli Eymen Ebu Hamadan, Gazze’de farklı birimler tarafından canlı kalkan olarak kullanıldığını söylemişti. 

IDF ise sivillerin askeri harekatlara zorla katılmasının yasak olduğunu bildirmiş, iddialarla ilgili soruşturma başlatıldığını açıklamıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Times of Israel


İsrailli yerleşimciler Batı Şeria'da bir camiyi yaktı

Filistinli bir çiftçi (solda), Batı Şeria'nın Ramallah kentinin kuzeydoğusundaki Silvad köyü yakınlarında hasat edilen bir zeytinliğe yaklaşan İsrailli yerleşimciyi engellemeye çalışıyor. (AFP)
Filistinli bir çiftçi (solda), Batı Şeria'nın Ramallah kentinin kuzeydoğusundaki Silvad köyü yakınlarında hasat edilen bir zeytinliğe yaklaşan İsrailli yerleşimciyi engellemeye çalışıyor. (AFP)
TT

İsrailli yerleşimciler Batı Şeria'da bir camiyi yaktı

Filistinli bir çiftçi (solda), Batı Şeria'nın Ramallah kentinin kuzeydoğusundaki Silvad köyü yakınlarında hasat edilen bir zeytinliğe yaklaşan İsrailli yerleşimciyi engellemeye çalışıyor. (AFP)
Filistinli bir çiftçi (solda), Batı Şeria'nın Ramallah kentinin kuzeydoğusundaki Silvad köyü yakınlarında hasat edilen bir zeytinliğe yaklaşan İsrailli yerleşimciyi engellemeye çalışıyor. (AFP)

Filistinli bir aktivist, bu sabah erken saatlerde Batı Şeria'nın kuzeybatısındaki Salfit'te yerleşimcilerin bir camiyi yakıp duvarlarına ırkçı sloganlar yazdığını bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre, yerleşim faaliyetlerine karşı mücadele eden aktivist Nazmi Selman, “Yerleşimciler bugün şafak vakti Deyr İstiya ve Kifl Haris kasabaları arasında, Salfit'in kuzeybatısında bulunan el-Hace Hamide Camii'ni yakınca bölge sakinleri şaşkına döndü” dedi.

“Yerleşimciler caminin girişine yanıcı maddeler döktüler, ancak bölge sakinlerinin müdahalesi yangının tüm camiye yayılmasını engelledi” diyen Selman, ‘yerleşimcilerin caminin duvarlarına Araplara ve Müslümanlara karşı ırkçı sloganlar yazdıklarını’ belirtti.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise dün, Batı Şeria'da İsrailli yerleşimcilerin son şiddet dalgasının, ABD'nin desteklediği ateşkes çabalarını baltalayabileceğinden endişe duyduğunu ifade etti. Batı Şeria'daki olayların Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi tehlikeye atıp atmayacağına ilişkin bir soruya yanıt veren Rubio, “Umarım böyle bir şey olmaz... Böyle bir şey beklemiyoruz. Bunun olmaması için elimizden gelen her şeyi yapacağız” ifadelerini kullandı.

fr
İsrailli yerleşimciler, Batı Şeria'nın Ramallah kentinin kuzeydoğusundaki Silvad köyü yakınlarında hasat edilen bir zeytinliğe yaklaşmaya çalışıyor. (AFP)

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir de dün, Filistinlileri hedef alan bir dizi saldırının ardından Batı Şeria'daki yerleşimci şiddetini durdurma sözü verdi.

İsrail polisi ve ordusu, Batı Şeria'nın Tulkerim kenti yakınlarında Filistinlilerin yaralandığı ve mülklerin tahrip edildiği çatışmaların ardından güvenlik güçlerinin bir dizi yerleşimciyi gözaltına aldığını açıkladı.

Ordu, ‘maskeli İsrailli sivillerin Filistinlilere saldırıp bölgedeki mülklere ateş açması’ üzerine güçlerini bölgeye gönderdiğini ve yaralanan dört Filistinlinin tedavi için hastaneye sevk edildiğini belirtti.

Zamir “İsrailli sivillerin Filistinlilere saldırdığı son şiddet olaylarından haberdarız. Bu olayları şiddetle kınıyorum” şeklinde konuştu.

Zamir, ordunun ‘yasalara uyan halkın itibarını zedeleyen küçük bir azınlığın suçlu davranışlarını hoş görmeyeceğini’ ifade etti. İsrail, 1967'den beri Batı Şeria'yı işgal altında tutuyor ve 500 binden fazla İsrailli, Filistin topraklarındaki yerleşim yerlerinde yaşıyor.

Yerleşimciler Filistinlilere karşı şiddet eylemleri gerçekleştiriyor ve Filistinliler, İsrail güçlerinin genellikle saldırganları tutuklamadığından şikâyet ediyor. Batı Şeria'daki tüm yerleşim yerleri uluslararası hukuka göre yasadışı.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), Ekim 2025'in 2006'da bu tür saldırıların kaydedilmeye başlanmasından bu yana en şiddetli ay olduğunu ve 264 saldırının can ve mal kaybına yol açtığını belirtti. İsrail makamları, faillerin neredeyse hiçbirini sorumlu tutmadı. 2023 Ekim ayında Gazze Şeridi'nde savaşın patlak vermesinden bu yana Batı Şeria'da şiddet artıyor. Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre, savaşın başlamasından bu yana Batı Şeria'da en az bin 3 Filistinli İsrail güçleri ve yerleşimciler tarafından öldürüldü. Aynı dönemde, İsrail'in resmi rakamlarına göre, Batı Şeria'da Filistinliler tarafından düzenlenen saldırılarda askerler de dahil olmak üzere 43 İsrailli öldürüldü.


Barrack: Suriye, DEAŞ, Hizbullah ve DMO'nun ortadan kaldırılmasına katkıda bulunacak

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (DPA)
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (DPA)
TT

Barrack: Suriye, DEAŞ, Hizbullah ve DMO'nun ortadan kaldırılmasına katkıda bulunacak

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (DPA)
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (DPA)

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack bugün yaptığı açıklamada, Şam’ın DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu’na (DMUK) katılmasının ardından DEAŞ’ın kalıntıları ile İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), Hamas ve Hizbullah gibi yapıların ‘terör ağlarını çökertme’ çabalarına katkı sağlayacağını duyurdu.

Barrack’ın açıklamaları, Washington liderliğindeki DMUK’un dün gece, Suriye’nin koalisyonun 90. üyesi olarak resmen aralarına katıldığını açıklamasının hemen ardından geldi. Bu adım, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera’nın pazartesi günü Beyaz Saray’a gerçekleştirdiği tarihi ziyaret sırasında kararlaştırıldı. Söz konusu adım, Suriye’nin cihatçı geçmişinden kopuşu simgeliyor.

Barrack, X platformunda yaptığı paylaşımda, “Şam artık aktif olarak DEAŞ’ın kalıntıları, DMO, Hamas, Hizbullah ve diğer terör ağlarına karşı mücadelede bize yardımcı olacak. Uluslararası barış çabalarında kararlı bir ortak olarak yer alacak” ifadelerini kullandı.

Ziyaret öncesinde ABD cuma günü Şera’yı terör listelerinden çıkardı. Bu adım, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin de kendisine uyguladığı yaptırımları kaldırmasının hemen ardından geldi.

Barrack, Şera’nın ziyaret sırasında ‘DMUK’a katılma taahhüdü verdiğini’ ve bunun Suriye’nin bir zamanlar terör kaynağı olmasından, terörle mücadelede bir ortak hâline geçişini simgelediğini belirtti.

İran, 2011’deki barışçıl protestoların şiddetle bastırılmasının ardından DMO aracılığıyla Beşşar Esed rejimine kritik destek sağladı. Lübnan merkezli Hizbullah gibi müttefik gruplarla birlikte askeri müdahalesi ve ardından Rusya’nın hava desteği, sahadaki güç dengelerini Esed lehine değiştirdi. İran, Esed rejimi 2024’te devrilene kadar Suriye’de güçlü bir askeri varlık sürdürdü.

ABD ise 2014’te kurduğu DMUK kapsamında Suriye ve Irak’ta asker konuşlandırıyor. DMUK, örgütün iki ülkede geniş alanları ele geçirmesinin ardından 2017’de Irak’tan, 2019’da ise Suriye’den tamamen temizlenmesini sağladı. Bu mücadelede, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) öncü rol oynadı ve DMUK tarafından desteklendi.

ABD’nin Ankara Büyükelçisi de olan Barrack, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı bir paylaşımda, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani arasında ‘önemli bir toplantı’ yapıldığını duyurdu.

Barrack, “Bir sonraki aşama için yol haritası belirlendi. Bu aşama, SDG’nin Suriye’nin yeni ekonomik, savunma ve sivil yapısına entegrasyonunu içeriyor” dedi.

SDG lideri Mazlum Abdi, ekim ayında AFP’ye verdiği röportajda, geçiş yönetimi ile güçlerinin Savunma ve İçişleri bakanlıklarına entegrasyonu konusunda ‘ön anlaşma’ sağlandığını açıklamıştı.

Abdi, salı günü X platformunda yaptığı paylaşımda, Suriye’nin DMUK’a katılmasını memnuniyetle karşıladı ve bunu ‘örgütün kalıcı şekilde yenilgiye uğratılmasına ve bölgeye yönelik tehdidinin ortadan kaldırılmasına yönelik ortak çabaları güçlendiren kritik bir adım’ olarak nitelendirdi.

Abdi ayrıca, Barrack ile yaptığı görüşmede, Şera’nın Washington ziyareti kapsamında SDG’nin Suriye devletine entegrasyon sürecini hızlandırma taahhüdünü teyit ettiğini belirtti.