Körfez'de gerilim artıyor

Suudi Arabistan'da düzenlenen toplantıya büyükelçiler ve askeri ataşeler katıldı. (Fotoğraf: Said El-Dossary/ Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan'da düzenlenen toplantıya büyükelçiler ve askeri ataşeler katıldı. (Fotoğraf: Said El-Dossary/ Şarku’l Avsat)
TT

Körfez'de gerilim artıyor

Suudi Arabistan'da düzenlenen toplantıya büyükelçiler ve askeri ataşeler katıldı. (Fotoğraf: Said El-Dossary/ Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan'da düzenlenen toplantıya büyükelçiler ve askeri ataşeler katıldı. (Fotoğraf: Said El-Dossary/ Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan petrol tesislerine yalnızca son beş ay içinde üçüncü saldırı gerçekleşti. Saldırıda İran’ın parmak izi var. Enerji hatları ve en önemli petrol tesislerinden biri benzeri görülmemiş bir saldırı ile hedef alındı. İran, devlet olarak askeri operasyon yapmak yerine Irak, Lübnan, Suriye ve Yemen bölgelerindeki milislerini kullanıyor. Yukarıda bahsi geçen milis gruplar arasında olan Hizbullah el-Hicâz, İran rejimi tarafından petrol tesislerine saldırı düzenlemek amacıyla kullanıldı. Aynı şekilde el-Kaide ve DEAŞ de bu amaçla kullanıldı. Ancak son olarak uygulanan savaş taktikleri ve son zamanlarda kullanılan SİHA teknolojisi, söz konusu örgütlere sonuçlarını hesaba katmadıkları maceralara atılma noktasında itici güç oldu.
Abkayk (Abqaiq) ve Hurays (Khurais) petrol tesislerine düzenlenen terör saldırısının ardından Körfez’de tansiyon yükselmişti. Ancak daha öncesinde İran ve çeşitli bölgelerdeki milisleri ile ABD ve bazı Avrupa devletleri arasında gerginlik yaşanıyordu. Avrupa devletleri İran nükleer anlaşmasının yeniden düzenlenmesini ve İran’a yardım edilmesini talep ediyordu. Körfez ülkelerinin talepleri ise havada kalıyordu. Avrupa ülkeleri İran’dan sadece iyi komşuluk ilişkilerine dikkat etmesi gibi basit taleplerde bulunmuşlardı.
Petrol ve Gaz üretiminin yüzde elliden fazla azalmasına yol açan Abkayk ve Hurays saldırılarından önce bölgedeki gerilimi tırmandıran başka nedenler de vardı. Bunar arasında özellikle bu yılın başından bu yana dolaylı olarak süren çatışmaların şiddetinin artması, petrol tankerlerine el koyuması, SİHA krizlerinin yaşanması ve petrol boru hatlarının hedeflenmesi ön plana çıktı.
İtidal Zemini
Suudi Arabistan, İran’la yüzleşmeye karar verdi ve bölgede İran ve müttefiklerini birbirine bağlayabilecek zincirin halkalarını kırdı. Bölge “halka başkent” şeklinde isimlendirildi. Analistler İran’ın dini hedeflerini gerçekleştirmek için Arap ülkelerinin başkentlerinde hakimiyet kurmaya ve Suudi Arabistan çevresinde devletsizliği dayatmaya çalıştığı görüşünde. Bu yüzden analistler İran ile yapılacak mücadeleyi bölge için dönüm noktası olarak görüyor. Riyad bölgenin korunmasında yeni bir eğilimin öncülüğünü yapıyor. Yeni bir eğilime ihtiyaç duyulmasının ise birçok nedeni var. Bunlar, ABD’nin eski yönetimlerinin DEAŞ’la mücadelede gevşek politika izlemesi, İran’ın kuzeyde Hizbullah güneyde ise Husiler ile yürüttüğü terör eylemlerine sessiz kalınması, aynı şekilde İran’ın Kuveyt, Bahreyn ve Suudi Arabistan gibi Körfez ülkelerinin istikrarına darbe vurma çabalarına karşı tepki verilmemesi olarak sıralanıyor.
Yemen ile en uzun sınıra sahip olan Suudi Arabistan, Husi darbesinden önce Yemen’de olup biteni yakından takip ediyordu. Zira Yemen’de tutuşturulacak bir kıvılcım Suudi Arabistan’ı doğrudan ilgilendiriyordu. Husilerin hedefi bölgede milisleri bulunan İran’ın hedefi anlamına geliyor.
 Riyad yeni bir ekonomi planı açıkladı. Bu plan ile Arap ülkelerinin liderleri ve hükümetleriyle birlikte çalışarak bölgeyi kalkındırmayı hedefliyor. Veliaht Prens Muhammed bin Selman bölgeyi “Yeni Avrupa” olarak nitelendiriyor. Yemen savaşına rağmen Suudi Arabistan bu şekilde başarılı bir adım atmıştı. Ancak bölgedeki reform çalışmaları halen devam ediyor.
Beyaz Saray’ın ilkeleri
ABD Başkanı Donald Trump'ın yeni politikasıyla İran'a ekonomik yaptırımların hızı arttı ve Trump böylece tutumunu ortaya koymuş oldu. Roosevelt’in meşhur Nazik konuş, büyük sopa taşı' sözü Trump’ın Körfez’deki tutumunu anlatıyor gibi. Ancak biraz daha farklı. Trump’ın Körfez’deki tutumu tam anlamıyla ABD’nin eski Başkanı Eisenhower’ın "Körfezi korumak" ilkesinde karşılık buluyor.
ABD yönetimlerinin sert söylemlerinden ziyade güçlü bir askeri harekat Körfez tehdidinin ortadan kaldırılmasını mümkün kılacak.
Washington ne yapacak?
Fakat İran’ın gerilimi tırmandırması ve enerji arzlarını hedef alması üzerine şu soru ortaya çıkıyor: Washington neden sert söylemlerde bulunmanın dışında bir politika izlemiyor?
Afrika ve Ortadoğu alanında uzman araştırmacı Glen Carey, iki Suudi petrol tesisinin hedef alınmasını İran'ın oynamış olduğu tehlikeli bir oyun olarak niteledi. Donald Trump yönetiminin bugünkü tutumunun yeni bir strateji izlenmesi sonucu ABD modelinden sapma olarak nitelenemeyeceğini belirtti. Carey, Afganistan ve Irak'taki savaş sendromunun Beyaz Saray politikasına yeni bir yaklaşım getirdiğini de sözlerine ekledi. Çünkü etkili bir diplomasi ile sorunları çözülebilmek varken savaş yolunu tercih etmek ABD için doğru olmayacaktır.
Glen Carey, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
“Bugün bölgede şahit olduğumuz manzara, 1980'lerdeki 'tanker savaşları' olarak bilinen durumun da ötesine geçti. Bugün, bölgede hakimiyet kurduğu birtakım başkentlerden SİHA araçları yollamak ve gemilere el koymak gibi faaliyetlerde bulunan İran’a uyarı mesajları gönderildi. İran’la yaşanan kriz diplomatik yollardan çözülebilir. ABD ve İran arasındaki diyalog 15 Temmuz'da İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ve ABD Senatörü Rand Paul görüşmesi ile başladı. Donald Tump’ın askeri operasyon kararının rafa kaldırıldığını açıkladığı konuşmasında bu konudaki tutumunu net bir şekilde ortaya koydu. Trump, askeri operasyon kararının birçok boyutu olduğunu ve herhangi bir askeri operasyon kararı alınmadan önce askeri uzmanların konuyu tartışmalarını gerekli görüyor.”
Savaş senaryoları
Bölgede ardı ardına meydana gelen olaylar gelecekte yaşanacak senaryolara ilişkin soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. İran geçen temmuz ayından bu yana bölgede birtakım saldırılar gerçekleştiriyor. Son olarak Suudi petrol tesislerine saldırı düzenleyen İran savaş yemini etmiş görüntüsü veriyor.
Suudi askeri uzmanı Amr el-Amiri, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bugün yaşadıklarımız, Suudi Arabistan’a ve küresel ekonomiye karşı açılmış bir savaş. İran’ın elinin daha fazla güçlenmemesi için dünya sorumluluk almalı. Trump yönetiminin nükleer anlaşmadan çekilmesinden bu yana Körfez petrolünü terk etmeme tehdidinde bulunan İran, uluslararası toplum tarafından ciddi bir tepkiyle karşılaşmadı. Bu sessizlik İran’ın elinin güçlenmesine neden olacak.”
Siyasi analistler, ekonomik ambargonun yeniden uygulanacağına işaret ediyor. Askeri uzmanlar da Yemen, Lübnan ve Suriye’de İran milislerinin vurulmasının İran'ın bölgedeki imajının tersine çevrilmesini sağlayacağını savunuyor. Milislerin hedef alınmasının, aynı şekilde İran'ın bölgede gerçekleştirdiği saldırıların ve barışa giden yollara mayın döşeme girişimlerinin son bulmasına katkı sağlayacağı belirtiliyor.



Infantino, Şarku’l Avsat'a konuştu: Dünya, Suudi Arabistan'da düzenlenecek 2034 Dünya Kupası'nı keyifle izleyecek

TT

Infantino, Şarku’l Avsat'a konuştu: Dünya, Suudi Arabistan'da düzenlenecek 2034 Dünya Kupası'nı keyifle izleyecek

Infantino, Şarku’l Avsat'a konuştu: Dünya, Suudi Arabistan'da düzenlenecek 2034 Dünya Kupası'nı keyifle izleyecek

Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) Başkanı Gianni Infantino, Suudi Arabistan’ın küresel futbol sahnesinde önemli bir merkez hâline geldiğini söyledi. Son yıllarda yaşanan farklı ve hızlı dönüşümün, uluslararası düzeyde etkili bir varlık ortaya çıkardığını belirten Infantino, Suudi Arabistan'da dünyanın önde gelen futbol yıldızlarını bünyesinde barındıran küresel nitelikte bir yerel lig oluştuğunu ifade etti. Infantino, söz konusu ligin dünyadaki en iyi üç lig arasına girme yolunda ilerlediğini kaydetti.

zxcvf
FIFA Başkanı Gianni Infantino, Suudi Arabistan liginin dünyanın en iyi üç liginden biri olma yolunda ilerlediğini iddia etti. (Şarku’l Avsat)

Infantino, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, Suudi Arabistan Milli Takımı’nın 2022 Dünya Kupası’nda Arjantin karşısında elde ettiği çarpıcı sürprizin ardından, 2026 Dünya Kupası’nda da İspanya karşısında benzer bir başarıyı tekrarlayabilecek kapasiteye sahip olduğunu söyledi. Infantino, Suudi futbolunun yalnızca A Milli Takım düzeyinde değil, alt yaş grupları seviyesinde de dikkat çekici bir gelişim gösterdiğini vurguladı. Aynı zamanda ülkedeki kadın futbolunun da, son yıllarda futbol otoritelerinin bu alana verdiği ilgi sayesinde daha güçlü bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu ifade etti.

Öte yandan Infantino, Suudi Arabistan’ın 2034 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak olmasının kendisine kişisel bir mutluluk verdiğini belirterek, Suudi Arabistan’ın misafirperver bir ülke olduğunu, köklü bir kültüre, zengin bir mutfağa ve özgün bir halka sahip bulunduğunu, tüm bu unsurların büyük futbol organizasyonunun başarısına katkı sağlayacağını dile getirdi.

fvg
FIFA Başkanı Gianni Infantino, Suudi Arabistan milli takımının Dünya Kupası'ndaki sürprizlerini tekrarlayabilecek kapasitede olduğunu söyledi. (Şarku’l Avsat)

* Son yıllarda Suudi Arabistan'daki spor hareketinin, özellikle Ronaldo ve Benzema gibi büyük yıldızların transferiyle birlikte, küresel futbol haritası üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bugün Suudi Arabistan, Cristiano Ronaldo ve daha birçok yıldızın varlığıyla modern futbolun güçlü bir merkezi haline geldi. Ancak sadece yıldız transferlerini değil, yerel futbolun ve Suudi Arabistan Milli Takımı’nın gücünü de unutmamak gerekiyor. Son Dünya Kupası’nda Arjantin’e karşı alınan zafer de bunun önemli bir göstergesi. Tüm bunlar, Suudi Arabistan’ı küresel futbol arenasında etkili bir güç haline getirdi ve bu son derece olumlu bir gelişme. Dünyanın her yerinde futbola ihtiyaç var ve ben Suudi futbolunun büyümeye devam etmesini, her geçen gün daha da iyi hale gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum.

df
Suudi Arabistan'da düzenlenecek 2034 Dünya Kupası, tüm dünyanın konuşacağı bir turnuva olacak. (Şarku’l Avsat)

* Sizce Suudi Arabistan Milli Takımı, 2026 Dünya Kupası'nda elde ettiği başarıyı İspanya'ya karşı tekrarlayabilecek mi?

Bu gerçekten ilginç bir soru. Bence her şey mümkün. Elbette grup zorlu, ancak Suudi Arabistan, herhangi bir rakibi yenebileceğini gösterdi. Bu nedenle taraftarlar, oldukça heyecanlı ve çekişmeli bir mücadele izlemeyi bekleyebilir.

* Suudi Arabistan Ligi'ni bugün dünya genelindeki en iyi liglerle kıyasladığınızda hangi seviyede görüyorsunuz?

Bugün geldiğimiz nokta, Suudi Arabistan Ligi’nin dünyanın en iyi üç ligi arasında yer alma yolunda olduğunu söylememizi sağlıyor. Bu hedefler yüksek, ama kesinlikle mümkün. Taraftarların coşkusunu görüyoruz, modern futbol stadyumlarını görüyoruz. Ayrıca 2034 Dünya Kupası ve Asya Kupası hazırlıkları kapsamında inşa edilen yeni altyapıyı da gözlemliyoruz. Çok sayıda oyuncu Suudi Arabistan’da oynamak için geliyor.

Genç yeteneklerin gelişimini ve Suudi Arabistan Ümit Milli Takımı’nın her geçen gün güçlendiğini görüyoruz. Ülkedeki futbol kültürü zaten oldukça güçlü. Bu nedenle lig büyüyor ve etkisi artıyor; sadece Suudi Arabistan’da değil, Avrupa, Amerika ve Asya’da da varlığı hissediliyor. Herkes Suudi Arabistan Ligi’nden söz ediyor. Bu durum, dünyanın pek çok diğer ligi için geçerli değil. Lig sürekli gelişiyor ve giderek daha iyi hâle geliyor.

sdv
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 2034 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapmak üzere hazırlanan sözleşmeyi imzalarken (Şarku’l Avsat)

* Suudi Arabistan’ın 2034 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak olması hakkında ne düşünüyorsunuz?

FIFA’nın, Suudi Arabistan’a 2034 Dünya Kupası’nı verme kararını geçen yıl oybirliğiyle almış olmasından dolayı çok mutluyum. Bu karar, tüm futbol dünyasının Suudi Arabistan’da Dünya Kupası düzenlenmesini onayladığı anlamına geliyor. Bu organizasyon, Suudi Arabistan’ı tamamen yeni bir seviyeye taşıyacak ve elbette hem ülkedeki topluma hem de Suudi Arabistan’ın uluslararası imajına güçlü bir etki yapacak.

Suudi Arabistan, misafirperver bir ülke, köklü bir kültüre, zengin bir mutfağa ve özel bir halka sahip. Dünya, Suudileri tanımak ve Suudi misafirperverliğini deneyimlemek istiyor; işte bu tam olarak gerçekleşecek. Ülkenin şimdi hazırlık için sekiz yılı var ve yapılacak çok iş bulunuyor. Ancak Suudi Arabistan kesinlikle dünyanın gelişine hazır olacak ve dünya 2034’te Suudi Arabistan’da bulunmaktan büyük keyif alacak.

xc
FIFA Başkanı Gianni Infantino, Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinin açıklandığı törende (Şarku’l Avsat)

* Suudi Arabistan’ın, uluslararası büyük spor organizasyonlarına ev sahipliği yapması ve yıldız oyuncuları çekmesiyle yaşadığı büyük dönüşümü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu, Suudi Arabistan’da birkaç yıldır devam eden gerçek bir dönüşüm. Ülke, sadece futbolda değil, sürekli olarak farklı spor etkinliklerine ev sahipliği yapıyor; bunlar arasında boks, tenis ve çok sayıda diğer organizasyonlar yer alıyor. Bu etkinlikler yalnızca Suudiler, Ortadoğu veya Arap dünyası tarafından değil, tüm dünya tarafından takip ediliyor.

Bu durum, Suudi Arabistan gibi büyük bir ülkenin sadece bölgesel değil, küresel çapta ne kadar etkili olabileceğini gösteriyor. Bu nedenle, Suudi Arabistan’ın tarihi bir adım attığını düşünüyorum. Bu vizyon, elbette Kral Selman, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve onların ekibi tarafından şekillendirildi. Amaç, ülkeyi dünyaya açmak ve Suudi Arabistan’ı sadece politik ve ekonomik alanda değil, spor alanında da istikrarlı ve etkili bir konuma taşımak.

zsx
FIFA Başkanı Gianni Infantino, Suudi Arabistan'da kadın futbolunun gelişimini övdü. (AFP)

* Suudi Arabistan kadın futbolunun son dönemde elde ettiği başarıları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu durumdan gerçekten çok mutluyum ve bence insanlar bu konuyu yeterince konuşmuyor. Suudi Arabistan’ın kadınlar futbol ligi kurma kararı çok önemli bir adım. İki yıl önce Suudi Arabistan Kadınlar Ligi maçlarından birine bizzat katıldım; maçta 4 bin kişi vardı. Maç çok iyiydi ve milli takım artık uluslararası maçlara katılabilecek düzeyde. Takım, sadece birkaç yıl önce dördüncü maçını oynuyordu ve o zamandan bu yana 40’tan fazla karşılaşma yaptı. Şu anda, sanırım, FIFA sıralamasında 161. sırada yer alıyor ve sürekli yükseliyor.

Dünyanın, Suudi Arabistan gibi bir ülkenin kadın futboluna ev sahipliği yapmasının ne kadar büyük bir etki yarattığını fark edip etmediğini bilmiyorum. Bu çok önemli, cesur bir adım ve Suudi Arabistan Futbol Federasyonu ile ülke için büyük bir kazanım. Kadın futbolu Suudi Arabistan’da daha da büyüme potansiyeline sahip. FIFA olarak biz de bu ülkede kadın futbolu turnuvaları ve etkinlikleri düzenlemeyi arzu ediyoruz.

* Suudi Arabistan Milli Takımı’nın maçlarını izlediniz; taraftarlar ve stadyum atmosferi hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Muhteşem. Gerçekten muhteşem ve olağanüstü bir atmosfer vardı. Suudi Arabistan, köklü bir futbol kültürüne sahip ve bu yeni bir durum değil; yılların birikimi sonucu oluşmuş bir gelişim. Milli takım ve kulüp maçlarında taraftarları izlediğinizde, 90 dakika boyunca tezahürat yaptıklarını ve coşkuyla maçı takip ettiklerini görüyorsunuz.

* Suudi Arabistan Kalkınma Fonu, FIFA aracılığıyla stadyumların geliştirilmesi için 1 milyar dolara kadar kredi sağlayacak. Hangi ülkeler bu girişimden yararlanacak ve koşullar neler olacak?

Elbette birçok ülke bu destekten faydalanacak. Lübnan, senin bir Lübnanlı gazeteci olman vesilesiyle özel bir örnek; kesinlikle modern, gelişmiş ve yüksek standartlarda yeni bir stadyuma sahip olmalı. Bu, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn’a verdiğim bir söz. Bu destek, Suudi Arabistan Kalkınma Fonu veya başka bir proje aracılığıyla olabilir, detayları daha sonra göreceğiz.

Dünya genelinde birçok ülke, bir stadyuma bile sahip değil. Sadece Afrika’da 20’den fazla ülke milli takım maçlarını kendi topraklarında oynayamıyor. Lübnan, Asya’da kendi sahasında maç oynayamayan ülkelerden biri; başka ülkeler de benzer sorunlar yaşıyor.

FIFA Başkanı olarak benim hedefim, her ülkede en az bir stadyumun uluslararası maçlara ev sahipliği yapabilmesini sağlamak. İşte bunu başarmak istiyoruz ve Suudi Arabistan Kalkınma Fonu ile doğru ortaklığı bulduk. Bu bir kredi; yani geri ödeyeceğiz, ancak bu, stadyum inşasına yatırım yapmamıza imkân tanıyor. Toplamda 1 milyar dolara kadar yatırım yapılacak ve düzenlemeler ile rehberler gelecek yıl başında ilan edilecek.

FIFA’nın önceliği, maçlarını kendi sahasında oynayamayan ülkelere yönelmek olacak. Bu sayede her ülkenin çocukları ve halkı, kahramanlarını kendi ülkelerinde futbol oynarken izleyebilecek. Bu çok özel bir durum ve futbolun gelişimi üzerinde büyük bir etki yaratacak.

axsdf
FIFA Başkanı Gianni Infantino, dünyanın Suudi Arabistan'da düzenlenecek 2034 Dünya Kupası'nı keyifle izleyeceğine inanıyor. (Reuters)

* Bu projeden yararlanacak ülkelerin yerine getirmesi gereken koşullar neler? FIFA’ya araziyi mi tahsis etmeleri gerekiyor?

Evet. Biz stadyumun inşasını finanse edeceğiz. Tek ihtiyacımız olan arazi. Arazi ücretsiz olarak sağlanmalı. Ayrıca stadyuma ulaşım yolları, su ve elektrik bağlantıları da temin edilmeli. Geri kalan her şeyi biz sağlayacağız. Böylece her ülkede bir futbol mücevheri yaratacağız.

* Gianni Infantino’nun kaç pasaportu var ve Lübnan pasaportu sizin için ne ifade ediyor?

(Gülerek) Birkaç pasaportum var; Lübnan, İtalya ve İsviçre. Lübnan pasaportu benim için kalben Lübnanlı olmak demek. En önemli husus bu.

* Bu röportajın sonunda Arap dünyasındaki futbolseverlere bir mesajınız var mı?

Arapçam çok iyi değil… “Ben Lübnanlıyım, biraz Arapça konuşuyorum, mutlu bir yıl dilerim.” Başka ne söylememi istersiniz?

* İngilizce olarak Arap dünyasındaki futbolseverlere bir mesaj verebilir misiniz?

Tabii. Belki Arap taraftarların farkında olmadığı bir konu var: Gelecek yıl Dünya Kupası’na 7 Arap ülkesi katılacak. Bu, şimdiye kadar bir dil açısından en yüksek sayı. Irak’ın da katılma şansı hâlâ var; eğer katılırsa, Arapça konuşan ülke sayısı 8 olacak. Bu da demek oluyor ki, Dünya Kupası’nda Arapça konuşulacak. Arapça, gelecek yıl Kuzey Amerika’da en çok konuşulan dillerden biri olacak. Bunu dört gözle bekliyorum; çünkü Araplar oyuna eşsiz bir tutku getiriyor. Çok teşekkür ederim. Beni takip edin, ben Gianni Infantino.


Faysal bin Ferhan ve Safadi bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ele aldılar

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Riyad'da Ürdünlü mevkidaşı ile yaptığı görüşmede (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Riyad'da Ürdünlü mevkidaşı ile yaptığı görüşmede (SPA)
TT

Faysal bin Ferhan ve Safadi bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ele aldılar

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Riyad'da Ürdünlü mevkidaşı ile yaptığı görüşmede (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Riyad'da Ürdünlü mevkidaşı ile yaptığı görüşmede (SPA)

Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Dr. Ayman Safadi, resmi bir ziyaret için Riyad'a geldi.

Riyad'daki Kral Halid Uluslararası Havalimanı'na varışında, kendisini Dışişleri Bakan Yardımcısı Mühendis Velid bin Abdulkerim el-Hureyci karşıladı.

sdfr
Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı, Ürdün Dışişleri Bakanı'nın Riyad'a gelişi sırasında kendisini karşılarken (SPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı, Ürdün Dışişleri Bakanı'nın Riyad'a gelişi sırasında kendisini karşılarken (SPA)Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, dün Riyad'da Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri ve Gurbetçiler İşleri Bakanı Ayman Safadi'yi kabul etti.

Görüşmede, iki ülke arasındaki kardeşlik ve tarihi ilişkiler gözden geçirildi ve çeşitli alanlarda ortak iş birliğini geliştirme fırsatları ele alındı.

ght
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Riyad'da Ürdünlü mevkidaşıyla yaptığı görüşme sırasında (SPA)

Bölgesel ve uluslararası alandaki son gelişmeler ve bunlara ilişkin çabaların koordinasyonu da görüşüldü.


Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Pakistan Ordusu Başkomutanına Birinci Sınıf Kurucu Nişanı'nı takdim etti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Pakistan Ordusu Başkomutanına Kurucu Nişanı verdi, (SPA)
Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Pakistan Ordusu Başkomutanına Kurucu Nişanı verdi, (SPA)
TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Pakistan Ordusu Başkomutanına Birinci Sınıf Kurucu Nişanı'nı takdim etti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Pakistan Ordusu Başkomutanına Kurucu Nişanı verdi, (SPA)
Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Pakistan Ordusu Başkomutanına Kurucu Nişanı verdi, (SPA)

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman bin Abdulaziz, Pakistan Ordusu Başkomutanı Mareşal Asim Munir'e, Kral Selman bin Abdulaziz'in emri doğrultusunda, dostluk ve ortak iş birliği bağlarını pekiştirme ve güçlendirme, ayrıca Suudi Arabistan-Pakistan ilişkilerini geliştirme konusundaki seçkin çabaları nedeniyle Birinci Sınıf Kral Abdulaziz Madalyası'nı takdim etti. Bu tören, Suudi Savunma Bakanı'nın dün Riyad'daki makamında Pakistan Ordusu Başkomutanını kabulü sırasında gerçekleşti.

fr
Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Pakistan Ordusu Başkomutanına Kurucu Nişanı verdi, (SPA)  

Prens Halid bin Selman, Mareşal Asim Munir'i, Pakistan Ordusu Başkomutanlığına atanması nedeniyle tebrik ederek başarılar diledi.

Görüşmede, Suudi Arabistan-Pakistan arasındaki tarihi ilişkiler, iki kardeş ülke arasındaki savunma alanındaki stratejik iş birliği gözden geçirildi ve uluslararası barış ve güvenliğin temellerinin atılması çabalarının yanı sıra ortak ilgi alanlarına giren diğer konular ele alındı.

Toplantıya Savunma Bakan Yardımcısı Prens Abdulrahman bin Muhammed bin Ayyaf, Genelkurmay Başkanı Korgeneral Feyyad bin Hamid el-Ruveyli, Savunma Bakanı İstihbarat İşleri Danışmanı Hişam bin Abdulaziz bin Saif ve İslamabad'daki Suudi Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Tuğgeneral Bender bin Hamad el-Hakbani katıldı.

Pakistan tarafında ise Pakistan'ın Krallık Büyükelçisi Ahmed Faruk, , Savunma Kuvvetleri Komutanı Sekreteri Tümgeneral Muhammad Javad Tariq ve Pakistan'ın Krallık Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Tuğgeneral Muhsin Javed katıldı.