Körfez'de gerilim artıyor

Suudi Arabistan'da düzenlenen toplantıya büyükelçiler ve askeri ataşeler katıldı. (Fotoğraf: Said El-Dossary/ Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan'da düzenlenen toplantıya büyükelçiler ve askeri ataşeler katıldı. (Fotoğraf: Said El-Dossary/ Şarku’l Avsat)
TT

Körfez'de gerilim artıyor

Suudi Arabistan'da düzenlenen toplantıya büyükelçiler ve askeri ataşeler katıldı. (Fotoğraf: Said El-Dossary/ Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan'da düzenlenen toplantıya büyükelçiler ve askeri ataşeler katıldı. (Fotoğraf: Said El-Dossary/ Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan petrol tesislerine yalnızca son beş ay içinde üçüncü saldırı gerçekleşti. Saldırıda İran’ın parmak izi var. Enerji hatları ve en önemli petrol tesislerinden biri benzeri görülmemiş bir saldırı ile hedef alındı. İran, devlet olarak askeri operasyon yapmak yerine Irak, Lübnan, Suriye ve Yemen bölgelerindeki milislerini kullanıyor. Yukarıda bahsi geçen milis gruplar arasında olan Hizbullah el-Hicâz, İran rejimi tarafından petrol tesislerine saldırı düzenlemek amacıyla kullanıldı. Aynı şekilde el-Kaide ve DEAŞ de bu amaçla kullanıldı. Ancak son olarak uygulanan savaş taktikleri ve son zamanlarda kullanılan SİHA teknolojisi, söz konusu örgütlere sonuçlarını hesaba katmadıkları maceralara atılma noktasında itici güç oldu.
Abkayk (Abqaiq) ve Hurays (Khurais) petrol tesislerine düzenlenen terör saldırısının ardından Körfez’de tansiyon yükselmişti. Ancak daha öncesinde İran ve çeşitli bölgelerdeki milisleri ile ABD ve bazı Avrupa devletleri arasında gerginlik yaşanıyordu. Avrupa devletleri İran nükleer anlaşmasının yeniden düzenlenmesini ve İran’a yardım edilmesini talep ediyordu. Körfez ülkelerinin talepleri ise havada kalıyordu. Avrupa ülkeleri İran’dan sadece iyi komşuluk ilişkilerine dikkat etmesi gibi basit taleplerde bulunmuşlardı.
Petrol ve Gaz üretiminin yüzde elliden fazla azalmasına yol açan Abkayk ve Hurays saldırılarından önce bölgedeki gerilimi tırmandıran başka nedenler de vardı. Bunar arasında özellikle bu yılın başından bu yana dolaylı olarak süren çatışmaların şiddetinin artması, petrol tankerlerine el koyuması, SİHA krizlerinin yaşanması ve petrol boru hatlarının hedeflenmesi ön plana çıktı.
İtidal Zemini
Suudi Arabistan, İran’la yüzleşmeye karar verdi ve bölgede İran ve müttefiklerini birbirine bağlayabilecek zincirin halkalarını kırdı. Bölge “halka başkent” şeklinde isimlendirildi. Analistler İran’ın dini hedeflerini gerçekleştirmek için Arap ülkelerinin başkentlerinde hakimiyet kurmaya ve Suudi Arabistan çevresinde devletsizliği dayatmaya çalıştığı görüşünde. Bu yüzden analistler İran ile yapılacak mücadeleyi bölge için dönüm noktası olarak görüyor. Riyad bölgenin korunmasında yeni bir eğilimin öncülüğünü yapıyor. Yeni bir eğilime ihtiyaç duyulmasının ise birçok nedeni var. Bunlar, ABD’nin eski yönetimlerinin DEAŞ’la mücadelede gevşek politika izlemesi, İran’ın kuzeyde Hizbullah güneyde ise Husiler ile yürüttüğü terör eylemlerine sessiz kalınması, aynı şekilde İran’ın Kuveyt, Bahreyn ve Suudi Arabistan gibi Körfez ülkelerinin istikrarına darbe vurma çabalarına karşı tepki verilmemesi olarak sıralanıyor.
Yemen ile en uzun sınıra sahip olan Suudi Arabistan, Husi darbesinden önce Yemen’de olup biteni yakından takip ediyordu. Zira Yemen’de tutuşturulacak bir kıvılcım Suudi Arabistan’ı doğrudan ilgilendiriyordu. Husilerin hedefi bölgede milisleri bulunan İran’ın hedefi anlamına geliyor.
 Riyad yeni bir ekonomi planı açıkladı. Bu plan ile Arap ülkelerinin liderleri ve hükümetleriyle birlikte çalışarak bölgeyi kalkındırmayı hedefliyor. Veliaht Prens Muhammed bin Selman bölgeyi “Yeni Avrupa” olarak nitelendiriyor. Yemen savaşına rağmen Suudi Arabistan bu şekilde başarılı bir adım atmıştı. Ancak bölgedeki reform çalışmaları halen devam ediyor.
Beyaz Saray’ın ilkeleri
ABD Başkanı Donald Trump'ın yeni politikasıyla İran'a ekonomik yaptırımların hızı arttı ve Trump böylece tutumunu ortaya koymuş oldu. Roosevelt’in meşhur Nazik konuş, büyük sopa taşı' sözü Trump’ın Körfez’deki tutumunu anlatıyor gibi. Ancak biraz daha farklı. Trump’ın Körfez’deki tutumu tam anlamıyla ABD’nin eski Başkanı Eisenhower’ın "Körfezi korumak" ilkesinde karşılık buluyor.
ABD yönetimlerinin sert söylemlerinden ziyade güçlü bir askeri harekat Körfez tehdidinin ortadan kaldırılmasını mümkün kılacak.
Washington ne yapacak?
Fakat İran’ın gerilimi tırmandırması ve enerji arzlarını hedef alması üzerine şu soru ortaya çıkıyor: Washington neden sert söylemlerde bulunmanın dışında bir politika izlemiyor?
Afrika ve Ortadoğu alanında uzman araştırmacı Glen Carey, iki Suudi petrol tesisinin hedef alınmasını İran'ın oynamış olduğu tehlikeli bir oyun olarak niteledi. Donald Trump yönetiminin bugünkü tutumunun yeni bir strateji izlenmesi sonucu ABD modelinden sapma olarak nitelenemeyeceğini belirtti. Carey, Afganistan ve Irak'taki savaş sendromunun Beyaz Saray politikasına yeni bir yaklaşım getirdiğini de sözlerine ekledi. Çünkü etkili bir diplomasi ile sorunları çözülebilmek varken savaş yolunu tercih etmek ABD için doğru olmayacaktır.
Glen Carey, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
“Bugün bölgede şahit olduğumuz manzara, 1980'lerdeki 'tanker savaşları' olarak bilinen durumun da ötesine geçti. Bugün, bölgede hakimiyet kurduğu birtakım başkentlerden SİHA araçları yollamak ve gemilere el koymak gibi faaliyetlerde bulunan İran’a uyarı mesajları gönderildi. İran’la yaşanan kriz diplomatik yollardan çözülebilir. ABD ve İran arasındaki diyalog 15 Temmuz'da İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ve ABD Senatörü Rand Paul görüşmesi ile başladı. Donald Tump’ın askeri operasyon kararının rafa kaldırıldığını açıkladığı konuşmasında bu konudaki tutumunu net bir şekilde ortaya koydu. Trump, askeri operasyon kararının birçok boyutu olduğunu ve herhangi bir askeri operasyon kararı alınmadan önce askeri uzmanların konuyu tartışmalarını gerekli görüyor.”
Savaş senaryoları
Bölgede ardı ardına meydana gelen olaylar gelecekte yaşanacak senaryolara ilişkin soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. İran geçen temmuz ayından bu yana bölgede birtakım saldırılar gerçekleştiriyor. Son olarak Suudi petrol tesislerine saldırı düzenleyen İran savaş yemini etmiş görüntüsü veriyor.
Suudi askeri uzmanı Amr el-Amiri, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bugün yaşadıklarımız, Suudi Arabistan’a ve küresel ekonomiye karşı açılmış bir savaş. İran’ın elinin daha fazla güçlenmemesi için dünya sorumluluk almalı. Trump yönetiminin nükleer anlaşmadan çekilmesinden bu yana Körfez petrolünü terk etmeme tehdidinde bulunan İran, uluslararası toplum tarafından ciddi bir tepkiyle karşılaşmadı. Bu sessizlik İran’ın elinin güçlenmesine neden olacak.”
Siyasi analistler, ekonomik ambargonun yeniden uygulanacağına işaret ediyor. Askeri uzmanlar da Yemen, Lübnan ve Suriye’de İran milislerinin vurulmasının İran'ın bölgedeki imajının tersine çevrilmesini sağlayacağını savunuyor. Milislerin hedef alınmasının, aynı şekilde İran'ın bölgede gerçekleştirdiği saldırıların ve barışa giden yollara mayın döşeme girişimlerinin son bulmasına katkı sağlayacağı belirtiliyor.



Suudi Arabistan ve Pakistan arasında ortak savunma ve caydırıcılık ittifakı

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Pakistan Başbakanı dün Riyad'da resmi görüşmelerde bulundu (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Pakistan Başbakanı dün Riyad'da resmi görüşmelerde bulundu (SPA)
TT

Suudi Arabistan ve Pakistan arasında ortak savunma ve caydırıcılık ittifakı

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Pakistan Başbakanı dün Riyad'da resmi görüşmelerde bulundu (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Pakistan Başbakanı dün Riyad'da resmi görüşmelerde bulundu (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman ile Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif dün Riyad'da ortak bir stratejik savunma anlaşması imzaladı. Her iki ülkenin de güvenliğini güçlendirme ve bölgede ve dünyada güvenliği ve barışı sağlama çabalarının bir parçası olarak imzalanan anlaşmaya göre bir ülkeye yapılan saldırı, her iki ülkeye de yapılmış sayılacak.

Anlaşma, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ile Pakistan Başbakanı arasında yapılan bir toplantının ardından gerçekleşti. İki taraf arasındaki görüşmelerde, çeşitli alanlarda iki ülke arasındaki stratejik ortaklıkların güçlendirilmesi ve bölgesel ve uluslararası gelişmeler ele alındı.

Anlaşma, iki ülke arasındaki uzun süreli güvenlik ve askeri iş birliğinin bir sonucuydu. Bu iş birliği, ortak güvenlik kaderi ilkesine dayanan savunma ortaklığında yeni bir döneme doğru ilerliyor.

İki tarafın ortak açıklamasın göre anlaşma ‘iki ülke arasındaki savunma iş birliğinin çeşitli yönlerini geliştirmek ve herhangi bir saldırıya karşı ortak caydırıcılığı güçlendirmek amacını taşıyor.

Pakistan Başbakanı dün sabah saatlerinde Riyad'a resmi ziyaret için geldi ve resmi karşılama töreni düzenlendi. Suudi Arabistan Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait F-15 savaş uçakları, Şerif’in uçağı Suudi Arabistan hava sahasına girdikten ona eşlik etti.

Pakistan’ın Riyad Büyükelçiliği'nden bir kaynak dün yaptığı açıklamada, ziyaretin ‘iki ülke arasındaki ikili ilişkileri ve iş birliğini güçlendirmek ve karşılıklı çıkarlar konusunda iki ülkenin kararlı tutumlarını teyit etmek amacıyla gerçekleştirildiğini’ söyledi.

Suudi Arabistan'ın eski İslamabad Büyükelçisi Ali Avad Asiri, iki ülke arasındaki savunma ilişkilerinin askeri uzmanlık ve gücün yanı sıra Suudi Arabistan’ın mali imkanları ve stratejik konumu ile birleştiğine inanıyor. Bunun iki ülke ve liderleri arasındaki güçlü güven ile taçlandırıldığını ifade eden Asiri’ye göre iki ülkenin liderleri ne kadar değişirse değişsin, ilişkiler her yeni liderlikle daha da güçlenip derinleşiyor. Şarku’l Avsat’a konuşan Asiri, bu ayırt edici iş birliğinin, iki ülkenin güvenliğini zayıflatmak isteyen herkese güçlü bir mesaj gönderdiğini söyledi.


Halid bin Selman ve Cooper bölgesel gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General Brad Cooper ile Riyad'da bir araya geldi (SPA)
Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General Brad Cooper ile Riyad'da bir araya geldi (SPA)
TT

Halid bin Selman ve Cooper bölgesel gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General Brad Cooper ile Riyad'da bir araya geldi (SPA)
Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General Brad Cooper ile Riyad'da bir araya geldi (SPA)

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman bin Abdülaziz, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General Brad Cooper ile bölgedeki son gelişmeleri, uluslararası barış ve güvenliğin sağlanmasına yönelik ortak çabaları görüştü.

Riyad'da dün gerçekleştirdikleri görüşmede Prens Halid bin Selman ve Cooper, askeri ve savunma alanlarındaki ikili iş birliğini gözden geçirdi.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre görüşmeye Suudi tarafından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Feyyaz bin Hamid er-Ruveyli, Müşterek Kuvvetler Komutanı Korgeneral Fahd el-Selman ve İstihbarat İşleri Bakanı Danışmanı Hişam bin Saif katıldı. Amerikan tarafından ise Suudi Arabistan'daki ABD Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Allison Dilworth ve çok sayıda yetkili katıldı.


Riyad'da Suudi Arabistan-İran görüşmeleri

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman dün İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani’yi kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman dün İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani’yi kabul etti. (SPA)
TT

Riyad'da Suudi Arabistan-İran görüşmeleri

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman dün İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani’yi kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman dün İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani’yi kabul etti. (SPA)

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani ile iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ve bölgedeki son gelişmeleri görüştü.

Görüşme, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ile İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri ve beraberindeki heyetin dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'nda bir araya gelmesiyle gerçekleşti. Suudi Arabistan tarafında görüşmeye, Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman bin Abdulaziz, Devlet Bakanı, Bakanlar Kurulu Üyesi ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve Genel İstihbarat Servisi Direktörü Halid el-Humeydan katıldı.

Öte yandan Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Riyad'daki toplantı sırasında İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri ile iki ülke arasındaki ilişkileri gözden geçirdi. Görüşmelerde bölgesel gelişmeler, güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik çabalar ve karşılıklı ilgi alanına giren bir dizi konu ele alındı.

Laricani, iki ülke arasındaki istişarelerin devamı niteliğindeki ziyaret kapsamında dün erken saatlerde Riyad'a geldi.