ABD'li araştırmacılar Aramco saldırılarında kullanılan füzeleri inceliyor

ABD istihbaratı İran'ın güneybatısındaki askeri üslerde saldırı hazırlığı olarak değerlendirilen olağandışı bir hareketlilik tespit etti (Reuters)
ABD istihbaratı İran'ın güneybatısındaki askeri üslerde saldırı hazırlığı olarak değerlendirilen olağandışı bir hareketlilik tespit etti (Reuters)
TT

ABD'li araştırmacılar Aramco saldırılarında kullanılan füzeleri inceliyor

ABD istihbaratı İran'ın güneybatısındaki askeri üslerde saldırı hazırlığı olarak değerlendirilen olağandışı bir hareketlilik tespit etti (Reuters)
ABD istihbaratı İran'ın güneybatısındaki askeri üslerde saldırı hazırlığı olarak değerlendirilen olağandışı bir hareketlilik tespit etti (Reuters)

Tarık eş-Şami
New York Times’ın haberine göre ABD’li araştırmacılar, Suudi Arabistan petrol saldırılarında hedefine ulaşamayan cruise füzelerinden çıkarılan, zarar görmemiş devre kartları üzerindeki incelemelerine hız verdi. Devre kartındaki bilgiler sayesinde füzenin kaynağının tespit edilmesi bekleniyor. Araştırmacıların ayrıca İranlı yetkililerin saldırılara dahil olma kapsamını öğrenmek için saldırı öncesi ve sonrasında yapılan iletişim trafiğini gözden geçirdikleri belirtildi.
ABD yönetimi içerisinde de saldırıların İran’dan geldiğinin kanıtlanması halinde nasıl bir yanıt verileceği meselesinin yoğun bir şekilde tartışıldığı görülüyor.
NYT’nin istihbarat brifingine katılan üst düzey ABD’li yetkiliye dayandırdığı habere göre, Suudi Arabistan’ın petrol tesislerine yönelik saldırıların ardından olay yerine intikal eden adli tıp uzmanları kruz füzelerine ve silahlı insansız hava araçlarına (SİHA) ait parçaları topladı. Suudi uzmanlar sahada yaptığı incelemelerde hedefine ulaşamayan kruz füzelerine ait zarar görmemiş devre kartlarına ulaşmayı başardı. ABD’li araştırmacılar devre kartındaki bilgilere ulaşmaya ve böylece füzelerin kaynağını saptamaya çalışıyor.
New York Times’a konuşan kaynak, ABD’li yetkililer arasında ağır basan görüşün, fırlatılan cruise füzelerinin İran’ın kuzeyindeki Körfez suları üzerinden Irak hava sahasından geçerek Suudi Arabistan’a ulaştığı yönünde.
Gazeteye konuşan ve isminin açıklanmasını istemeyen diğer bir ABD’li yetkili de ABD istihbaratının İran'ın güneybatısındaki askeri üslerde saldırı için hazırlık olarak değerlendirilen olağandışı bir hareketlilik tespit ettiğini belirtti.
Cevap seçenekleri
Bir taraftan saldırıların kaynağını belirlemeye dönük soruşturmalar devam ederken diğer taraftan da Trump yönetimi, müttefikine yöneltilen saldırılara karşı verilecek cevap seçenekleri üzerinde tartışıyor.
New York Times’ın haberine göre ABD Savunma Bakanı Mark Esper ve Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford, Trump’a İran’ın füze depolama alanlarının vurulması ve İran’ın petrol altyapısına yönelik askeri ya da siber operasyonları da içeren saldırı yapılması seçeneklerini önerdi
Orantılı saldırı
Yapılan yorumlar ABD’nin söz konusu saldırılara gerginliği daha fazla tırmandırmayacak, orantılı bir saldırı yapmayı düşündüğü yönünde.
New York Times’a konuşan ABD’li yetkililer, özellikle yaklaşmakta olan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantılarına işaretle ABD’nin toplantı öncesinde saldırıyla karşılık vermekten ziyade diplomasi ve ekonomi alanında İran üzerinde baskı kurmaya çalışacağını belirtti. Nitekim askeri güce başvurulmasının toplantılarda İran tarafının elini güçlendirebileceği yönünde değerlendirmeler mevcut.
Reddedilebilir kanıtlar
ABD’li yetkililerin söz konusu saldırılarda kullanılan füze, SİHA ve teknolojilerin İran’a ait olduğundan şüphe duymamakla birlikte, saldırının İran’da tasarlanıp vekâlet güçleri tarafından mı düzenlendiği yoksa bizzat İran topraklarından mı gerçekleştiği konusunda henüz net bir sonuca ulaşamadıkları belirtiliyor.
Bazı ABD’li yetkililer söz konusu saldırıların İran’dan yapıldığı konusunda ikna olmuşken diğer bazıları ise İran’ın füzelerin havalandığı bölgenin gizli kalması için tedbirler aldığını ve eldeki kanıtların ‘reddedilebilir kanıtlar’ olduğu görüşünde.
ABD’li yetkililere göre Washington yönetimi halihazırda Suudi Arabistan’a yönelik saldırıların detaylarının ve istihbarat değerlendirmelerinin olduğu bir rapor hazırlamış durumda. Ancak raporun içeriğini kamuoyuyla Suudi Arabistan’ın onay vermesinin ardından paylaşmayı düşünüyor.
New York Times, ABD’nin raporunun Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun BM Genel Kurulu toplantılarına davet edilen Suudi yetkililer ve sahada incelemelerde bulunan uluslararası uzmanlarla görüşmesi sırasında açıklamasının beklendiğini aktardı.
Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre CIA'in eski Direktör Yardımcısı Michael Morell, bir süre önce George Mason Üniversitesi’nde verdiği konferansta bu saldırıların arkasından İran’ın çıkması halinde bunun bir savaş eylemi olduğunu ve ABD’nin yanıt vermesini gerektirdiğini ifade etti. Ancak Morell, yapılacak bir saldırının orantılı olması, İran petrol tesisleri yerine füze üretim bölgeleri ve mühimmat depolarının hedef alınması gerektiğini söyledi.
Morell ayrıca ABD’nin bu saldırıya tek başına değil, İngiltere ve Fransa gibi müttefik güçlerle birlikte düzenlemesinin önemine dikkat çekti.
ABD'nin eski Genelkurmay Başkanı Mike Mullen, 1979'da iki taraf arasındaki ilişkilerin kopmasından bu yana İranlılarla iletişim eksikliğinden dolayı durumun ciddiyetine işaret etti. Bu durumun çatışma riskini tırmandırmaktan ve yanlış hesapları bertaraf etmekten kaçınmaya izin vermediğini söyledi.



Oxfam: Güney Sudan vatandaşlarının yarısı şiddetli açlık çekiyor

Güney Sudan'ın Bor kentindeki bir hastanenin yetersiz beslenme tedavi koğuşunda çocuklarıyla birlikte oturan anneler, (Arşiv_AP)
Güney Sudan'ın Bor kentindeki bir hastanenin yetersiz beslenme tedavi koğuşunda çocuklarıyla birlikte oturan anneler, (Arşiv_AP)
TT

Oxfam: Güney Sudan vatandaşlarının yarısı şiddetli açlık çekiyor

Güney Sudan'ın Bor kentindeki bir hastanenin yetersiz beslenme tedavi koğuşunda çocuklarıyla birlikte oturan anneler, (Arşiv_AP)
Güney Sudan'ın Bor kentindeki bir hastanenin yetersiz beslenme tedavi koğuşunda çocuklarıyla birlikte oturan anneler, (Arşiv_AP)

Oxfam bugün yaptığı açıklamada, Güney Sudan nüfusunun neredeyse yarısının akut açlıkla karşı karşıya olduğunu, şimdiye kadarki en düşük seviyede ve yetersiz yardım aldığını belirtti.

İngiltere merkezli kuruluş, Batılı ülkelerin yardım bütçelerini kısmasının ardından Güney Sudan'a 2025 yılı için ayrılan 1,6 milyar dolarlık insani yardım planının yalnızca yüzde 40'ının ulaştığını ifade etti.

Oxfam, yaklaşık altı milyon Güney Sudanlının şiddetli açlık çektiğini, temiz su ve sanitasyon hizmetlerine yeterli erişimden yoksun olduğunu ve bu sayının nisan ayına kadar 7,5 milyona ulaşmasının beklendiğini açıkladı.

Birleşmiş Milletler tarafından belgelendiği üzere, Güney Sudan'ın petrol zenginliğini çalan elitlerin yolsuzluğu, ülkeyi neredeyse her türlü temel hizmetten mahrum bıraktı.

Oxfam'ın Güney Sudan Ülke Direktörü Şebnem Baloch yaptığı açıklamada, "Dünya, tam da hayatları tehlikedeyken, yardıma en çok ihtiyaç duyanları terk ediyormuş gibi hissediyorum" ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Güney Sudan, 2011 yılında bağımsızlığını kazandı, ancak kısa süre sonra iki milyondan fazla insanı yerinden eden yıkıcı bir beş yıllık iç savaş yaşadı. Barış anlaşmasının çökmesiyle birlikte çatışmanın bu yıl yeniden alevlenebileceğinden endişe ediliyor.

Ayrıca savaştan kaçan yüz binlerce Sudanlıya da ev sahipliği yapıyor.

Sınır kasabası Renk'teki transit merkezlerine her gün yaklaşık bin kişi geliyor. Ancak Oxfam önümüzdeki ay buradaki operasyonlarını yüzde 70 oranında azaltmak zorunda kaldı ve şubat ayına kadar yeni fon sağlamazsa operasyonlarını tamamen durduracağını açıkladı.


Rapor: ABD barış planının son hali Kiev için çok daha iyi

Rus insansız hava aracı saldırısının ardından Kiev'de hasar gören bir bina (DPA)
Rus insansız hava aracı saldırısının ardından Kiev'de hasar gören bir bina (DPA)
TT

Rapor: ABD barış planının son hali Kiev için çok daha iyi

Rus insansız hava aracı saldırısının ardından Kiev'de hasar gören bir bina (DPA)
Rus insansız hava aracı saldırısının ardından Kiev'de hasar gören bir bina (DPA)

AFP'ye konuşan konuya yakın bir kaynak, ABD'nin Ukrayna'daki çatışmayı çözmeye yönelik son taslak planının Kiev için "çok daha iyi" hükümler içerdiğini söyledi.

Kaynak, "Ukrayna, ABD ve Avrupalılar, Amerikan önerisini uygulanabilir hale getirdi ve şimdi Kiev için çok daha iyi" ifadelerini kullandı.

Kaynak, bu versiyonun Ukrayna'nın planın ilk versiyonundaki 600 bin askerlik orduya kıyasla 800 bin kişilik bir ordu bulundurmasına olanak sağladığını ifade etti.

 


ABD-Rusya, güncellenmiş Ukrayna barış planı hakkında görüşüyor

Trump ve Zelenskiy Beyaz Saray'da, (AFP)
Trump ve Zelenskiy Beyaz Saray'da, (AFP)
TT

ABD-Rusya, güncellenmiş Ukrayna barış planı hakkında görüşüyor

Trump ve Zelenskiy Beyaz Saray'da, (AFP)
Trump ve Zelenskiy Beyaz Saray'da, (AFP)

ABD ve Rusya, ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen orijinal planda yapılan güncellemelerin ardından, Ukrayna'da barış için 19 maddelik bir plan üzerinde görüşmeler yürütüyor. Haberlere göre iki taraf pazartesi günü Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'de ilk tur görüşmelerini, dün ise ikinci tur görüşmelerini gerçekleştirdi. Ukrayna askeri istihbarat başkanı Kirill Budanov da şu anda Abu Dabi'de bulunuyor.

Ukraynalı üst düzey bir yetkili dün, Washington ile Kiev'in, ABD'nin Ukrayna'daki savaşı sona erdirme planının temel noktaları konusunda anlaşmaya vardığını bildirdi.

Moskova, Başkan Trump'ın planına yönelik Ukrayna ve Avrupa itirazlarını aşabilme yeteneğine güveniyor. Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Dmitriy Peskov, Rus tarafının daha önce incelediği planın değiştirildiğini söyledi. Ancak sözcü, görüşmelerin içeriğini açıklamakta aceleci davranmayarak, "Planın içeriğindeki değişikliklerle ilgili medya haberleri hakkında yorum yapmak imkansız; medya son derece çelişkili bilgiler yayınlıyor" ifadelerini kullandı.