​ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Schenker Şarku’l Avsat’a konuştu: Aramco saldırılarıyla ilgili soruşturmanın sonuçlarını Güvenlik Konseyi’ne sunacağız

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Yakın Doğu İşleri Müsteşar Yardımcısı David Schenker
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Yakın Doğu İşleri Müsteşar Yardımcısı David Schenker
TT

​ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Schenker Şarku’l Avsat’a konuştu: Aramco saldırılarıyla ilgili soruşturmanın sonuçlarını Güvenlik Konseyi’ne sunacağız

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Yakın Doğu İşleri Müsteşar Yardımcısı David Schenker
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Yakın Doğu İşleri Müsteşar Yardımcısı David Schenker

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Yakın Doğu İşleri Müsteşar Yardımcısı David Schenker, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çalışmaları kapsamında Saudi Aramco’ya ait iki petrol tesisine yönelik saldırılara karışan İran’ı kınama hususunda oluşan uluslararası konsensüse övgüde bulundu.
Schenker, 14 Eylül’de Aramco saldırılarında İran’ın rol almasına ABD, Avrupa ve Arap ülkelerinden ortak tepki gösterildiğini ifade etti.
Schenker, ABD, BM ve Suudi Arabistan’dan uzmanların Aramco saldırılarıyla ilgili yürüttüğü soruşturmanın sonuçlarını yakın bir tarihte BM Güvenlik Konseyi’ne sunacaklarını belirtti.
BM Genel Kurulu toplantıları arasında Şarku’l Avsat’a konuşan Schenker, Trump yönetiminin Tahran’ın tasarruflarına karşı ‘stratejik sabrının tükenebileceğini’ belirterek, İran’ın gerilimi tırmandırmaya dönük fiillerini sürdürmesi halinde ABD yönetiminin buna karşılık verebileceğinin sinyallerini verdi. Lübnan Hizbullah’ına yönelik yaptırımların yolda olduğunun işaretlerini veren Schenker, İran’ın bölgedeki kışkırtıcı eylemleriyle mücadele etmek amacıyla Trump yönetiminin öncülüğünde kurulacak Orta Doğu Stratejik İttifakı'nın detaylarının ve esaslarının görüşülmeye devam ettiğini aktardı.
İşte Şarku'l Avsat'ın Schenker ile gerçekleştirdiği röportajın tamamı;
-ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Aramco saldırılarının ardından Suudi Arabistan’a 200 asker, bir Patriot hava savunma bataryası ve 4 kısa menzilli radar sistemi sevk edileceğini açıkladı. Körfez'deki İran saldırılarından korkuyor musunuz? BM Genel Kurulu’nda İran’ı caydırmak için oluşan uluslararası konsensüs sonrası adımlar nelerdir?
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Aramco saldırıları sonrasında Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) ziyaret etti. Ayrıca ABD, müttefiklerini güvenceye almaya, kendilerini savunması için ek savunma kaynakları sağlamaya ve onları İran’ın her türlü istikrarsızlaştırıcı eylemine karşı savunacak askeri üslerin inşası için Amerikan güçleri sağlıyor. İran’ın ne planladığını bilmiyorum. Ancak şimdiye kadar Körfez bölgesinde askeri gerilimi tırmandırıyor. İran’ın bu tür hareketlerine karşı uluslararası diplomatik anlayışının artmasını, Tahran’ın bu tür davranışların tehlikeli olduğu konusunda ikna edilmesini ve askeri gerginliği tırmandırmayı engellemelerini umuyorum. Fakat İran’ın, Aramco’ya saldırmakla oldukça kötü bir planı var. Başkan Trump, bugüne kadar İran’ın bu tür davranışlarına askeri yanıt vermeyerek çok büyük bir sağduyu ve stratejik sabır gösterdi. Ancak İran gerilimi tırmandırmakta ısrarcı olursa bu stratejik sabrın devam edeceğini zannetmiyorum.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu marjında İran’a baskı uygulama, yalnızlaştırma ve düşmanca faaliyetlerine son vermeye itme yönünde birçok tartışma vardı. ABD’nin duruşu netti. Diyalog için hazır olduğumuzu ancak hiçbir ön şartın kabul edilmeyeceğini belirttik. Biz, 14 Eylül Aramco saldırılarına ilişkin soruşturmada Suudi Arabistan, Avrupa ülkeleri ve BM’den uzmanlarla çalışıyor ve ortaya çıkacak sonuçları BM Güvenlik Konseyi’ne sunmaya hazırlanıyoruz. İngiltere, Almanya ve Fransa saldırılara Yemen’deki Husi örgütünün değil İran’ın karıştığına yönelik açıklamalarla ABD ile aynı duruşu sergilediğini gördük.
-Dışişleri Bakanı Pompeo, Körfez İşbirliği Konseyi’ne üye ülkelerin yanı sıra Ürdün ve Irak dışişleri bakanlarıyla bir araya geldi. Deniz güvenliği ve bölgesel koordinasyon konularının görüşüldüğü toplantıda, Stratejik Ortadoğu İttifakı ile ilgili yeni bir gelişme var mı?
Bu ittifakın çeşitli güvenlik, ekonomik ve politik katmanları var. Ancak, temel olarak bölgesel boyutları olan ve bölgesel işbirliği ile ilgili bir güvenlik anlaşmasıdır. Bazı ortaklar bu ittifaka katılmaya karar verdi. Biz de bazı unsurlara ve maddeleri inceliyoruz. Bununla ilgili çok tartışma var. Başkan Trump’ın da katılımıyla Körfez ülkelerinin yanı sıra Irak ve Ürdün’ün de bulunduğu iki günlük bir toplantı yapıldı. Bu çerçevede bölgede barış ve güvenliği sağlamak ve İran'ın istikrarsızlaştırıcı eylemleriyle mücadele etmek dâhil müttefiklerle birlikte çalıştığımız tüm detayları tartışıyoruz.
-ABD’nin, Lübnan Hizbullah’ı başta olmak üzere İran’ın bölgedeki vekâlet güçlerini takip etmeye dair güçlü adımları var. ABD yönetimi, önümüzdeki süreçte Hizbullah ve diğer vekâlet güçlerine karşı yaptırımlara mı hazırlanıyor?
Evet, İran’ın Hizbullah ve Husi örgütü gibi bölgede vekâlet güçleri bulunuyor. Burada aynı zamanda Irak, Yemen ve Lübnan’da İran’ın bölgedeki terör ajandası ile aynı fikirde olmayan büyük bir çevre var. Ancak İran’ın vekâlet güçleri yine de oldukça aktif. Birkaç hafta önce, ABD’nin New Jersey eyaletinde Hizbullah adına saldırı hazırlığındaki İranlı ajanlar tutuklandı. ABD yönetimi Hizbullah’ın para elde edeceği tüm yolları kesmek ve mali fon kaynaklarını iptal etme dosyasını inceliyor. Bu kapsamda Lübnan merkezli Jammal Trust Bank'ı yaptırım listesine aldık.
-ABD, Hizbullah’a destek veren başka bankaları veya Lübnanlı kurumları yaptırım listesine alır mı?
Yaptırımları ihlal eden ve Hizbullah'a fon sağlayan bir banka tespit ettiğimizde, dini ve mezhepsel ilişkilerine bakılmaksızın yaptırım listesine alırız. Önümüzdeki süreçte bu kapsamda listeye alınacak bazı kişi isimleri bulunuyor.
-Lübnan ve İsrail sınırının çizilmesi meselesinde yeni bir gelişme var mı? Akdeniz’de doğalgaz keşif haklarıyla ilgili Türkiye, Yunanistan ve Mısır arasındaki anlaşmazlıkta ABD’nin konumu nedir?
Doğu Akdeniz'de çok büyük doğalgaz keşif çalışmaları yapılıyor. Ayrıca tüm ülkelerde, müzakereler yoluyla çözümler bulunabilir, çünkü sınırlar belirlendiğinde ekonomik faydalar ortaya çıkar. Selefim, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı David Satterfield bu meseleyi üstlendi ve İsrail ile Lübnan arasında deniz sınırının belirlenmesi hususunda düzenlenen doğrudan müzakerelerde önerilerde bulundu. Bu müzakereler zor ve karmaşıktı. Müzakerelerin nihai aşamasına ulaştık. Lübnan’dan anlaşmayı imzalamasını bekliyoruz. Bunun için onları teşvik ediyoruz. Zira Lübnan GSMH’nın yüzde 165’ini temsil eden bir borca sahip. Bu, dünyadaki en yüksek borç oranını oluşturuyor. Lübnan’ın İsrail sınırındaki 9 ve 10 numaralı parselde doğal gaz aramaları yapılıyor. Bu alanlar, İsrail’e 45 yıl doğalgaz rezervi sağlayabilir ve Lübnan da şuan buradan gelecek gelirden faydalanabilir. Umarım bu gerçekleşir ve Lübnan Hükümeti bunun çıkarları için en iyisi olduğuna karar verir, müzakerelere girer ve bu fırsatı değerlendirir.



Ahmed eş-Şera Şarku'l Avsat'a konuştu: Suriye hiçbir Arap ülkesi için endişe kaynağı olmayacak

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera
Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera
TT

Ahmed eş-Şera Şarku'l Avsat'a konuştu: Suriye hiçbir Arap ülkesi için endişe kaynağı olmayacak

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera
Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda, “Suriye devrimi rejimin devrilmesiyle sona erdi… Bunun başka bir yere ihraç edilmesine izin vermeyeceğiz” dedi. Eş-Şera ülkesinin ‘hiçbir Arap ya da Körfez ülkesine saldırmak ya da onları endişelendirmek için bir platform olmayacağını’ vurguladı.

Şam'daki eş-Şaab Sarayı'nda dün gerçekleştirilen röportajda eş-Şera, “Yaptıklarımızı ve başardıklarımızı mümkün olan en az hasar ve kayıpla gerçekleştirdik… İran'ın bölgedeki projesi 40 yıl geriye gitti” dedi.

Eş-Şera, “Körfez ülkelerinin ulaştığı gelişmişlik düzeyini takdir ediyoruz ve ülkemiz için de bunu arzuluyoruz. Suudi Arabistan çok cesur planlar yaptı ve bizim de arzuladığımız bir kalkınma vizyonuna sahip. Hiç şüphe yok ki, bizim arzuladığımız şeylerle birçok kesişme noktası var ve ister ekonomik ister kalkınma iş birliği açısından olsun, bu noktalarda bir araya gelebiliriz” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera ile yaptığı röportajın tam metni;

* Pek çok Batılı ve bölgesel ülkeye güvence verdiniz. Ancak Körfez ülkelerine ve etkili Arap ülkelerine doğrudan bir mesaj vermediniz. Onlara söyleyecek bir şeyiniz yok mu?

- Elbette Arap ülkelerine söyleyecek sözümüz var; Özellikle de Suriye'nin İran için bir platforma dönüştüğü ve buradan dört büyük Arap başkentini yönettiği ve girdiği ülkelerde savaş ve yolsuzluk çıkardığı için… Körfez'in güvenliğini istikrarsızlaştıran ve bölgeyi uyuşturucu ve Captagon ile dolduran da İran. Dolayısıyla tüm bölge için büyük çıkarlar anlamına gelen İranlı milislerin ortadan kaldırılması ve Suriye'nin İran silahları için bir platform olarak tamamen kapatılması konusunda mümkün olan en az hasar ve kayıpla yaptığımız ve başardığımız şey diplomatik yollarla, hatta baskıyla elde edilmemiştir.

x cvgfbnh
Ahmed eş-Şera dün Şam'da Bisan eş-Şeyh ile yaptığı röportaj sırasında

Eski rejimle Arap ilişkilerinin yeniden kurulduğuna ve bazı tavizler karşılığında Arap Birliği'ne geri döndüğüne dair işaretler geldiğinde, bunun başarısız olacağından emindik. Çünkü bu rejimin hiçbir taviz vermeyeceğini ve bu jesti iyi niyetle karşılamayacağını biliyorduk. Hatta Ürdün tarafıyla yapılan bir toplantıda, Captagon'u onlara ihraç etmekteki ısrarın nedeninin sorulduğu ve cevabın da “yaptırımlar kaldırılmadıkça durmayacağı” şeklinde olduğu bize sızdırıldı.

Bugün Körfez'in stratejik güvenliğinin daha emniyetli ve güvenli hale geldiğini söylüyoruz. Çünkü İran'ın bölgedeki projesi 40 yıl geriye gitti.

Ahmed eş-Şera: Varlığımız kimse için tehdit değil

* Söz konusu ülkelere Suriye'nin bu sorunlu kişiler için bir sığınak olmayacağı konusunda nasıl güvence veriyorsunuz?

- Şu anda devlet inşası aşamasındayız. Suriye devrimi, rejimin devrilmesiyle sona erdi… Bunun başka bir yere ihraç edilmesine izin vermeyeceğiz. Suriye herhangi bir Arap ya da Körfez ülkesine saldırmak ya da onları endişelendirmek için bir platform olmayacak. Suriye devrimine birçok insan katıldı ama bugün devlet inşasının yeni bir aşamasındayız. Bu ülkelerle etkili stratejik ilişkiler kurmaya çalışıyoruz. Suriye, savaşlardan ve başkalarının çıkarları için bir platform olmaktan yoruldu. Artık ülkemizi yeniden inşa etmemiz ve güven sağlamamız gerekiyor. Çünkü Suriye Arap olaylarının merkezinde yer alan bir ülke.

Şam'daki varlığımız kimseye tehdit anlamına gelmiyor. Körfez ülkelerinin ulaştığı gelişmişlik düzeyini takdir ediyoruz ve ülkemiz için de bunu arzuluyoruz. Suudi Arabistan çok cesur planlar yaptı ve bizim de arzuladığımız bir kalkınma vizyonuna sahip. Hiç şüphe yok ki bizim arzuladığımız şeylerle birçok kesişme noktası var ve ister ekonomik ister kalkınma iş birliği açısından olsun, bu noktalarda bir araya gelebiliriz.

* Eski rejimin güç ve kontrolüne tabi olan komşunuz Lübnan ile ilişkilerinizi nasıl görüyorsunuz?

- Gerçekten de Lübnanlı kardeşlerimiz Şam'a gelişimiz ve bunun Lübnan'da bir tarafı diğerine karşı güçlendireceği konusunda çok fazla endişe duydular. Aslında biz Lübnanlı komşumuzla otoriter bir ilişki değil, saygı ve alışveriş ilişkisi istiyoruz ve kendi ülkemizde yapacak yeterince işimiz olduğu için Lübnan'ın içişlerine karışmak istemiyoruz. İyi ilişkiler kurmak istiyoruz. Tüm Lübnanlılara aynı mesafede duracağız. Onları tatmin eden şey bizi de tatmin eder.

dvfrgbthy
Ahmed eş-Şera, Esed'in düşmesinin ardından Şam'daki Emevi Camii'nde

Ahmed eş-Şera: Suriye, sahip olduğu zenginlikle tek bir görüşün hakimiyetine girmeyecektir

* Bir ulusal diyalog konferansından ya da kapsayıcı bir ulusal toplantıdan ve Suriye'de yeni bir aşamayı tesis edecek bir anayasadan bahsettiniz. Ancak hangi mekanizmayı benimseyeceksiniz? Suriye halkının tüm kesimlerinin, özellikle de halk ve askeri tabanınızın yeni ılımlı söyleminize katılmayabilecek bir kesiminin temsil edilmesini nasıl sağlayacaksınız?

- Son kısımda sizinle aynı fikirde olmayabilirim, ancak genel olarak Suriyelilere kişisel görüşlerimi empoze etmek istemiyorum. Bunu deneyimli ve uzman hukukçulara bırakıyorum, böylece hukuk, insanlar arasındaki ilişkiyi formüle etmede ayrım çizgisi olacaktır. Suriye büyüklüğünde ve zenginliğinde, farklı bileşenleri olan bir ülkenin tek bir görüşün hakimiyetinde olmasını bekleyemeyiz. Bu farklılık iyi ve sağlıklıdır. Bu zafer bir grubun diğerine karşı zaferi değil, tüm Suriyelilerin zaferidir. Önceki rejime sadık olduğunu düşündüğümüz kişilerin bile sevinçlerine şahit olduk. Çünkü insanların ne hissettiklerini ya da düşündüklerini söylemeleri mümkün değildi. Toplumun her kesiminden tüm Suriyelilerin ülkelerini koruyacak kadar bilinçli olduklarından eminim.

Kısacası benim arzum, farklılıklarımızı çözerken başvurabileceğimiz kapsayıcı bir anlaşmaya ve bir hukuk devletine ulaşmaktır.

Ahmed eş-Şera: İntikam peşinde koşmayacağız

* Sizi bekleyen pek çok çetrefilli dosyadan biri de zorla kaybedilenlerin, cezaevlerinde ve toplu mezarlarda kaybedilenlerin dosyası. Bu konuyu nasıl ele alacaksınız?

- Aslında biz siyasi bir rejimle değil, kelimenin tam anlamıyla bir suçlular ve haydutlar çetesiyle savaşıyorduk. Hem barışta hem de savaşta tutuklamalar, zorla kaybetmeler, öldürmeler, yerinden etmeler, aç bırakmalar, kimyasal silahlar, sistematik işkence... Bugün davanın bittiğini söylüyoruz. Dolayısıyla, insanların Sednaya Hapishanesi’nden sorumlu olanlardan, varil bombaları ve kimyasal silahlar atanlardan ve bilinen zulümleri işleyenlerden hesap sorma hakkını saklı tutarak, olaylara intikam açısından bakamayız. Bu kişiler sorumlu tutulmalı ve yargılanmalıdır. İsimleri bilinmeyen kişilere gelince, insanların bu kişileri de sorumlu tutmak için haklarında suç duyurusunda bulunma hakları vardır.

scvdfb
Ahmed eş-Şera, Şam'da BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen ile görüştü

Önemli olan, kısıtlamaları kırmış olmamız ve uzman kuruluşların bu göreve yardımcı olmak üzere gelmiş olmalarıdır. Kayıp kişilerin dosyalarını takip etmek hem yaşayan hem de ölü olan kişilerin akıbetlerini belirlemek ve ailelerinin ölüm belgeleri, miras gibi işlerini kolaylaştırmak üzere uzmanlaşmış bir bakanlık kurulacaktır. Bu çok iş demek, ancak hakikate ulaşmalıyız.

* Beşar Esad'ın oturduğu yerde, Halk Sarayı'nda bizi ağırlamak nasıl bir duygu?

- (Gülüyor) Dürüst olmam gerekirse, hiç rahat değilim. Ancak burası halka açık olması gereken bir yer. Böylece halk burayı ziyaret edebilir ve çocuklar bu avlularda oynayabilir.