Cezayirliler, askeri değil, sivil devlet sloganı attı

Cezayir'de gösteriler sürüyor (Reuters)
Cezayir'de gösteriler sürüyor (Reuters)
TT

Cezayirliler, askeri değil, sivil devlet sloganı attı

Cezayir'de gösteriler sürüyor (Reuters)
Cezayir'de gösteriler sürüyor (Reuters)

Yüzbinlerce Cezayirli protestocu sokaklara akın etti. Eylemciler, 22 Şubat’tan bu yana halkın savunduğu devlet ve demokrasi ilkesine aykırı davranıldığını belirterek ellerinde “Genelkurmay Başkanı'nın siyasi işlere karışmaması” yönünde sloganların yazılı olduğu dövizler taşıdı.
Eylemciler ayrıca, 4 Ekim’de düzenledikleri yürüyüş sırasında “Askeri değil, sivil devlet”, “Diktatörce yönetimden hoşnut değiliz”, “Cezayir’i kurtarın” ve “Ülkeyi serbest bırakın” gibi sloganlar da attı. Siyasetin askeri yönetimden uzaklaştırılmasını talep eden eylemciler, 12 Aralık’ta yapılması düzenlenmesi planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerini de “yetersiz koşullar ile hareketin istediği şartların ve güvencelerin yerine getirilmemesi” dolayısıyla kabul etmediklerini vurguladı.
 Halk hareketinin 33'üncü cuma günü de sokağa inen eylemciler, cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki adayları “halkın taleplerini göz ardı ederek yönetimin planına dahil olmakla” suçladı.
Gösterilerle eş zamanlı olarak başkentteki protestoların fotoğraflarını çeken gazeteci Buzeyd Eşhelalen gözaltına alınmasından birkaç saat sonra serbest bırakıldı.
Protesto gösterileri sırasında çok sayıda polis de halk hareketinin en ünlü yerlerinden olan Diduş Murad Caddesi'ndeki Kültür ve Demokrasi Topluluğu partisinin binası önünde konuşlandı. Polis güçleri çok sayıda parti yandaşının da binadan ayrılarak gösterilere katılmasını engelledi. Parti lideri Muhsin Belabbas ve gazeteci eşi ise eylemciler arasında ön saflarda görüldü.
Avukat ve aktivist olan Tarık Marah, 4 Ekim’de düzenlenen gösterilere dikkati çekerek başkent Cezayir, Vahran, Konstantin, Annaba, Bejaia, Burc Bu Ariric Vilayeti, Tizi Vuzu ve Bumerdas da dahil birçok şehirde protestoların düzenlendiğini belirtti. Halkın halen taleplerini haykırdığını vurguladı.
Cezayir’deki Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Düzenleme Bağımsız Otorite Başkanı Muhammed Şarfi, geçen perşembe gecesi el-Kabail bölgesinde eylemcilerin 12 Aralık’taki cumhurbaşkanlığı seçimlerini kabul etmediklerini belirtmek için bazı belediyelerdeki seçmen sayımıyla ilgilenen büroları tahta ve çivilerle kapatmasını ise görmezden geldi. Şarfi, 4 Ekim’de gazetecilere yaptığı açıklamada seçim otoritesiyle iş birliği yapmayı kabul etmeyen ve ülkenin doğusundaki Kabail bölgesine mensup olan belediye başkanlarının “yasal açıdan seçim hazırlıklarının karşısında durmasının mümkün olmadığını, çünkü yasanın, lojistik ve maddi açıdan hakları belirlediğini” söyledi. Yetkili, bir ay önce seçim hazırlıkları yetkisini İçişleri Bakanlığı ve belediyelerden alan seçim yasası düzenlemelerine de atıfta bulundu. Hükümet düzenlemelerin daha önce milyonlarca insanın oy kullanamamasına neden olan “dolandırıcılık hayaletini” ortadan kaldırmak amacıyla “seçim sürecinde daha fazla şeffaflık sağlamayı” amaçladığını açıkladı.
Sayıları 100’ü aşan adaylar arasında dürüst rekabet çağrısı yapan Muhammed Şarfi, Cezayir halkının seçimler hususunda ikiye bölündüğünü belirterek bir tarafın cumhurbaşkanlığı seçimlerini reddettiğini diğer tarafında ise “ülkenin meşru bir liderinin olması için” seçimleri desteklediğini ifade etti.
Şarfi, yerel medya organlarına yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Seçmen listelerinin incelenmesine 22 Eylül itibariyle başlandı ve 6 Ekim’e kadar da devam edecek. Vatandaşların oy kullanmak üzere kayıt yaptırması hususunda yüksek bir oran kaydettik. Bu oran ise gelecek seçimleri göz ardı edilemeyecek bir fırsat olarak gördüklerini yansıtıyor. Onlar, gerçek bir değişim istiyor.”
Başkent Cezayir’in 100 km doğusundaki Buyra vilayeti belediyeleri, geçen perşembe günü ülkedeki tüm belediyelerin tanık olduğu (1541 belediye) seçim merkezlerinin kapatılması gibi sıcak bir gelişmeye tanık oldu. Merkezler, seçimlerin arifesinde faaliyete yeniden başlayacak. Yerel gözlemcilere göre bu gelişmeler, cumhurbaşkanlığı seçimlerine muhalefet olanlar ve seçimleri destekleyenler arasındaki, ordu tarafından da desteklenen bir çatışmanın başlangıcı olacak.
Diğer taraftan yönetimdeki siyasi partilerden Demokratik Ulusal Birlik, 4 Ekim’de son toplantısı sırasında 60 yaşındaki eski Kültür Bakanı İzzeddin Mihubi’nin parti genel sekreterliğine aday olduğunu duyurdu. Birlik, Abdulaziz Buteflika’nın (1999- 2019) görev süresiyle bağlı olarak yolsuzluk suçlamaları nedeniyle iki aydır cezaevinde tutulan eski Başbakan Ahmed Uyahya tarafından yönetiliyor. Gözlemciler, Mihubi’nin diğer adaylar karşısındaki kazanma şansının zayıf olduğunu belirtirken ordunun da 72 yaşındaki eski Başbakan Abdulmecid Tebbun ve 74 yaşındaki Ali Benflis üzerinde bahis oynadığına dikkati çekti.



Gazze'nin kuzeyinde İsrail ateşiyle bir Filistinli öldürüldü... ve Refah'a hava saldırıları düzenlendi

Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
TT

Gazze'nin kuzeyinde İsrail ateşiyle bir Filistinli öldürüldü... ve Refah'a hava saldırıları düzenlendi

Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)

Alman Basın Ajansı'na (DPA) göre bu sabah Gazze Şeridi'nin kuzeyinde İsrail güçleri tarafından bir Filistin vatandaşı öldürüldü.

Filistin Enformasyon Merkezi, yerel kaynaklara dayanarak, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye el-Nazla'da 18 yaşında bir gencin İsrail ordusunun ateşiyle öldürüldüğünü bildirdi.

Merkez ayrıca, İsrail savaş uçaklarının Han Yunus'un doğusuna ve Refah'ın doğusuna hava saldırıları düzenlediğini ve bombalama sonucu patlamalar duyulduğunu belirtti. Ayrıca, İsrail güçlerinin Han Yunus'un doğusundaki binalarda yıkım operasyonları gerçekleştirdiğini de ifade etti.

Kaynaklar, "İsrail savaş uçaklarının bu sabah Refah'ın doğusuna, Han Yunus'a ve Gazze şehrine daha fazla hava saldırısı düzenlediğini" bildirdi.

Merkeze göre, "İsrail güçleri, 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasını ihlal etmeye devam ediyor ve bunun sonucunda yaklaşık 390 şehit ve 1000 yaralı var."

Diğer yandan Başkan Trump'ın Gazze'deki iki yıllık çatışmayı sona erdirme planının bir sonraki aşamasına geçmek için görüşmeler devam ediyor.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre plan, Gazze Şeridi'nde uluslararası "barış konseyi" tarafından denetlenen ve çok uluslu bir güvenlik gücü tarafından desteklenen geçici bir Filistin teknokrat yönetimini öngörüyor. Bu gücün oluşumu ve yetki alanı konusundaki müzakereler zorlu geçti.


Avn, Lübnan'ın Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu açıkladı

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
TT

Avn, Lübnan'ın Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu açıkladı

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün yaptığı açıklamada, ülkesinin Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu ve Şeba Çiftlikleri sınır bölgesi üzerindeki anlaşmazlığın çözümünün daha sonraki bir aşamaya ertelenebileceğini duyurdu.

Bir basın heyetiyle yaptığı görüşme sırasında yöneltilen bir soruya yanıt olarak şunları söyledi: “Fransa bize Suriye ile olan sınırın haritalarını verdi ve onlar karar verdiklerinde sınırı belirlemeye hazırız. Lübnan komitesi hazır. Deniz sınırının belirlenmesi için bir komite ve kara sınırının belirlenmesi için başka bir komite kurabiliriz.” Sözlerine şöyle devam etti: “Suriye ile ilişkiler yavaş ama iyileşiyor ve en iyisini umuyoruz.”

İsrail ile müzakereler konusunda ise Avn şunları söyledi: “Topraklarımızı işgal eden, her gün bizi hedef alan ve oğullarımızı esir tutan bir güç var. Bunu müzakereden başka nasıl çözebiliriz?” “Herhangi bir ordu savaşa girdiğinde ve çıkmaza girdiğinde, müzakere seçeneği değerlendirilir” ifadelerini kullandı.

Lübnan heyetine Mekanizma Komitesi başkanlığına Büyükelçi Simon Karam'ı seçtiğini açıkladı; bunun nedeninin "kendisinin daha önce Amerika Birleşik Devletleri'nde büyükelçilik yapmış ve Madrid'deki önceki müzakerelere katılmış olması" olduğunu belirtti.

Amerikan elçisi Tom Barrack'ın son açıklamalarına ilişkin olarak Avn, "bu açıklamalar tüm Lübnanlılar tarafından reddedilmektedir" dedi.

Bazı milletvekillerinin Kıbrıs ile deniz sınırlarının belirlenme yönteminden duydukları memnuniyetsizliğe ilişkin olarak, “2011 yılında Cumhurbaşkanı (Necib) Mikati hükümeti sınır belirleme kurallarını koydu ve biz de bu kuralları onayladık. Bu anlaşmanın Meclise gitmesinin gerekli olup olmadığı konusunda Yasama ve Konular Kurulu'na danıştık ve cevap hayır oldu” şeklinde açıklama yaptı.

Bir soruya cevaben, “Kutsal Baba'nın (Papa'nın) altı ay önceki seçiminden bu yana ilk ziyareti ve Güvenlik Konseyi üyelerinin ziyareti, (Mekanizma) Komitesine bir sivilin atanmasıyla eş zamanlı olarak geldi ve bunların hepsi olumlu işaretlerdir” dedi.

Hannibal Kaddafi'nin serbest bırakılmasının ardından Libya ile diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesi hakkındaki bir soruya cevaben Cumhurbaşkanı Avn, “İmam Musa el-Sadr'ın kaybolması meselesi çözülmelidir. Bu meşru bir meseledir ve Lübnan halkı onun ve iki arkadaşının akıbetini bilme hakkına sahiptir” ifadesini kullandı.

ABD'nin Lübnan ordusuna yaptığı yardımla ilgili olarak, "birkaç yardım programı var" diyen Avn, "Önemli olan, ilk defa resmi bir kararda Lübnan ordusuna yardım etmenin gerekliliğinden bahsedilmesi ve bunun bizim için olumlu ve temel bir gelişme olmasıdır" şeklinde konuştu.

Bir soruya cevaben, Hizbullah milletvekillerinden oluşan bir grubun, cumhurbaşkanı seçilmeden önce partiye silahsızlanmadan bahsetmeyen bir savunma stratejisi konusunda söz verdiğine dair iddialarını ve medyada bu sözle ilgili olarak imzaladığı bir belgenin varlığına dair çıkan haberleri yalanlayarak, "Eğer varsa, şimdi yayınlasınlar" dedi.


Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.