İsrail, Trump’ın kararının Suriye'deki Türk ve İran faaliyetlerine destek olacağını düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu son seçim kampanyasında, ABD Başkanı Donald Trump ile olan ilişkisinden faydalandı (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu son seçim kampanyasında, ABD Başkanı Donald Trump ile olan ilişkisinden faydalandı (AP)
TT

İsrail, Trump’ın kararının Suriye'deki Türk ve İran faaliyetlerine destek olacağını düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu son seçim kampanyasında, ABD Başkanı Donald Trump ile olan ilişkisinden faydalandı (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu son seçim kampanyasında, ABD Başkanı Donald Trump ile olan ilişkisinden faydalandı (AP)

İsrailli üst düzey yetkililer, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’nin kuzeyindeki ABD birliklerini geri çekip Kürt müttefiklerini Türkiye ile karşı karşıya getirme kararı ile ilgili “derin endişelerini” dile getirdi. Tel Aviv’deki siyasi ve güvenlik birimlerinin bu karar karşısında şaşkına döndüğünü söyleyen yetkililer, Kürt birliklerin DEAŞ terör örgütünün yenilgisine katkı sağladıklarını belirterek, Suriye’deki Türk ve İran faaliyetleri hakkında açıklamalarda bulundu.
İsrail'de yayın yapan Kanal 13’ün haberine göre, bir üst düzey yetkili, İsrail'in Güvenlik İşleri İçin Küçültülmüş Bakanlar Kurulu’nun (Kabinet), İran, Suriye ve Irak konusunun yanı sıra, Trump’ın 2020 ABD Başkanlık seçimlerini masaya yatırdığını ifade etti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Trump’ın bu kararı karşısında sessiz kalırken, son üç yıldır almış olduğu kararlar nedeniyle en yakın müttefikine övgüler yağdırıyordu. Yetkililer, Netanyahu’nun en yakın müttefikinin bugün bölgedeki ortaklarına sırtını dönerek onları bölgede yalnız bıraktığını ifade etti. Bir yetkili konu ile ilgili açıklamasında, “İsrail şimdi eleştiri ve ya itiraz hakkı olmadan bedel ödüyor. Her ne kadar Trump, Suriye’deki tırmanış konusunda müttefik olarak kalsa da, Netanyahu acı ve protestoyu ifade edecek bir kelime bulamıyor” dedi.
İsrail Kamu Yayın Kuruluşu'nun (Makan) haberine göre, Kabinet’ten kıdemli bir bakan, Trump’ın “yalnızlaşma siyaseti” için geri çekilme kararı aldığını belirtti. Bakan açıklamasında, Trump’ın sadece İran’ın ABD’ye ait insansız hava aracını (İHA) düşürmesine tepki vermemesi değil, İran’ın ABD’nin müttefiki olan Suudi Arabistan’a saldırması konusunda da bir şey yapmadığını belirterek, bu durumun İran’ı eleştiren ABD halkının beklentileriyle ters düştüğünü söyledi. Yetkili, ABD birliklerinin Suriye’den geri çekilme konusunun özellikle İran’ın işine yarayacağını işaret etti.
Yediot Aharonot gazetesindeki siyasi yorumcu Shimon Shiffer, Başbakan Netanyahu’nun Beyaz Saray’daki “en cana yakın başkan” olarak övdüğü Trump’ın, “sırtından bıçaklama” kararının yalnızca Kürtler için değil İsrail içinde geçerli olduğunu dile getirdi. Shiffer, Başkan Trump’ın çekilme kararının üç yıllık savaşın ardından ABD ile beraber savaşan Kürt müttefiklerinin çabalarını boşa çıkardığını belirterek, bütün kırmızı ışıkların yanması gerektiğine atıfta bulundu. Trump’ın bir kez daha uluslararası ilişkiler konusunda anlaşılmayan bir lider olduğunu vurgulayan Shiffer, Trump’ın bir süper güç liderinden beklenilen şeyler hakkında fikrinin olmadığını öne sürdü.
Trump’ın Suriye’den geri çekilme kararını Netanyahu’ya bildirmediğine işaret eden Shiffer, bu durumun endişe verici olduğunu belirterek, ABD Başkanı’nın “Bu saçma sonu olmayan savaştan kurtulmanın zamanı geldi” ve "Kürtler bizimle savaştı, ancak bunu yapmaları için onlara büyük miktarda para ve ekipman ödemesi yapıldı” açıklamasına dikkati çekti. Shimon Schiffer, bu ifadelerin dikkate alınması gerektiğini söyledi. Shiffer açıklamalarına, “Bir gün kendimizi Trump’ın savaşçılarının deyimi ile kabile savaşında bulacağız. Trump, İsrail tarafından çürük bir senet haline geldi. Artık güvenilmez. İran’ın bizi kışkırtmaya devam edeceği konusunda gerçek bir endişe var, bu bizi ABD şemsiyesi olmadan Ayetullahlarla yüzleşmeye zorluyor. Gözümüzün önünde ortaya çıkan stratejik gerçeklik, tüm kartlarını Donald Trump’ın sepetine koyan Netanyahu adına bir öz hesaplama olmalı” şeklinde devam etti.
Haaretz gazetesinin Ortadoğu İlişkileri Analisti Dr. Zvi Bar’el ise, “Kürtler, Donald Trump’a güvenilmemesi gerektiğini bilmeli” dedi. Bunun için ABD Başkanı’nın görev süresi boyunca ihlal ettiği İran nükleer anlaşmasından geri çekilme, çeşitli ticaret anlaşmalarının ihlali ve “balon” gibi görünen Yüzyılın Anlaşmasını içeren maddeleri saymanın yeterli olduğuna değinen analist, Filistinlilere yardımın askıya alınması, yani anlaşmamalar yapmama ve çözüm konusundaki başarısızlık gibi konulara da değindi. Suriye’nin kuzeyine düzenlenen Türk harekâtının ise bunun başka bir bölümü olduğuna dikkati çeken Bar’el, Kürtlerin, DEAŞ terör örgütüne karşı mücadelede büyük kan döktüklerini ifade etti.
Dr. Zvi Bar’el, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) ve Merkezî İstihbarat Teşkilatı (CIA) ile çelişen Trump’ın hamlesini, Türkiye’nin Suriye konusunda ABD ile ilişkilerinin ötesinde geniş kapsamlı bir etkisi olacağını belirtti. Bu durumun ABD’nin Ortadoğu’da hiç arkadaşı olmadığı hipotezi ile eşleştiğini ve herhangi bir anlaşmanın yürürlükte kalamayacağını gösterdiğini ifade etti. ABD’nin Suriye’den çekilmesinin politik açıdan bakıldığında İran’a fayda sağladığını vurgulayan Bar’el, bu durumun ABD’ye güvenilmemesi gerektiği iddialarını güçlendirdiğini, çünkü kriz anlarında dahi müttefiklerini yalnız bırakabildiğine işaret etti.



Fildişi Sahili, El Kaide ile bağlantılı militanlara karşı koymak için ABD casus uçaklarını görevlendirmeyi planlıyor

Casus uçak
Casus uçak
TT

Fildişi Sahili, El Kaide ile bağlantılı militanlara karşı koymak için ABD casus uçaklarını görevlendirmeyi planlıyor

Casus uçak
Casus uçak

Fildişi Sahili’nden iki güvenlik yetkilisi, ülkenin ABD Başkanı Donald Trump yönetiminden, El Kaide bağlantılı militanlara karşı sınır ötesi operasyonlarda kullanılmak üzere ülkenin kuzeyine Amerikan keşif uçakları konuşlandırmasını talep ettiğini söyledi. Yetkililer, Washington’dan gelecek kararın gelecek yıl netleşmesini beklediklerini belirtti.

Terörle mücadelede görevli üst düzey bir yetkili, Abidjan ile Washington’ın bölgesel güvenlik ihtiyaçları konusunda mutabakata vardığını, ancak zamanlamanın hâlâ kesinleşmediğini ifade etti.

Beyaz Saray yorum talebine yanıt vermezken, Pentagon şu anda Fildişi Sahili’nde operasyon planı olmadığını açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı ise değerlendirme yapmaktan kaçındı, ancak “Amerikan çıkarlarıyla bağlantılı olduğunda terörle mücadele hedeflerimizi sürdürmeye devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

Fildişi Sahili Savunma Bakanlığı da yorum talebine yanıt vermedi.

Washington, geçen yıl Batı Afrika’daki ana üssünü kaybetmişti. Nijer’in güvenlik desteği için Rusya’ya yönelmesi üzerine ABD, 100 milyon dolar değerindeki insansız hava aracı (İHA) üssünden çıkarılmıştı.

Bu üs, Sahel bölgesinde El Kaide ve DEAŞ bağlantılı gruplara ilişkin kritik istihbarat sağlıyordu. Küresel Terörizm Endeksi’ne göre, geçen yıl bölgede bu gruplarla bağlantılı faaliyetler nedeniyle 3 bin 885 kişi hayatını kaybetti. Bu sayı, dünya genelindeki terör kaynaklı ölümlerin yarısına denk geliyor.


Taliban’dan Pakistan’a fetvalı güvence

Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
TT

Taliban’dan Pakistan’a fetvalı güvence

Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)
Afganistan'da Perşembe günü Celalabad'da düzenlenen mezuniyet töreninde polis memurları (EPA)

Afganistan’daki Taliban yönetimi, iki ülke arasında günler önce yeniden alevlenen sınır çatışmalarının ardından, Pakistan’a yönelik dolaylı güvence mesajlarını yoğunlaştırdı. Kabil, kırılgan ateşkesi koruma çabalarının sürdüğü bir dönemde hem dinî hem de siyasi bir dizi taahhüdü arka arkaya açıkladı.

Başbakan Ahund ve üst düzey isimlerin katıldığı, binden fazla din adamını bir araya getiren toplantıda yayımlanan fetva, Afgan topraklarının hiçbir ülkeye karşı kullanılmayacağını ilan etti. Siyasi–fiqhî bildiri, sınır ötesi çatışmalara müdahil olanlara karşı yaptırım uygulanacağını vurguladı.

Bildirinin ardından Dışişleri Bakanı Emirhan Muttaki, hükümetin fetvadaki taahhütlere “tam bağlılık” göstereceğini açıkladı. Açıklama, Pakistan içini hedef alan ve sorumluluğu başta Pakistan Talibanı (TTP) olmak üzere çeşitli gruplara atfedilen saldırıların ardından yükselen gerilimi yatıştırma girişimi olarak değerlendirildi.

Sınırdaki son saldırıda, salı günü Afganistan sınırına yakın Kurram bölgesindeki bir güvenlik noktasının hedef alınması sonucu 6 Pakistan askeri hayatını kaybetmişti. İslamabad, saldırıların Afgan topraklarını kullanan silahlı gruplarca planlandığını savunurken, Kabil bu iddiaları reddediyor ve TTP ile operasyonel bağları olmadığını öne sürüyor.

dfgt
3 Aralık 2025'te Afganistan sınırında düzenlenen saldırıda hayatını kaybeden Pakistanlı güvenlik görevlileri için düzenlenen cenaze töreninden bir kare (AFP)

Din adamları kurultayının sonunda yayımlanan bildiride, Afgan hükümetinin ülke topraklarının hiçbir devlete karşı kullanılmaması taahhüdünü “şer’î bir sorumluluk” olarak üstlendiği belirtildi. Açıklamada, bu taahhüdü ihlal edenlerin asi sayılacağı ve gerekli işlemlerin uygulanacağı ifade edildi.

Bildiride, ülke egemenliğini savunmanın dinî bir görev olduğu vurgulanırken, aynı zamanda “Afgan topraklarının başka herhangi bir devlete zarar vermek için kullanılmasının caiz olmadığı” yeniden teyit edildi. Ayrıca Afgan vatandaşlarının sınır ötesindeki askerî faaliyetlere katılmak üzere ülke dışına gitmesinin yasak olduğu, bunu yapanların “muhalif ve asi” kabul edileceği kaydedildi.

Toplantıda Başbakan Ahund’un yanı sıra Yüksek Mahkeme Başkanı, İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Bakanı, Yükseköğrenim Bakanı ve diğer üst düzey isimlerin bulunması, Taliban yönetiminin Pakistan’a hem dinî hem de siyasi nitelikte çift katmanlı güvence sunma çabasının işareti olarak değerlendirildi. Kabil yönetimi, özellikle sınır aşan silahlı gruplar konusunda artan uluslararası baskıyla karşı karşıya.

hyju
Afganlar, 6 Aralık 2025'te Pakistan güçleriyle sınır çatışmalarında öldürülen bir adam için yas tutuyor (AFP)

Dışişleri Bakanı Muttaki, devlet medyasına yaptığı açıklamada, ülke genelindeki din alimlerinin “İslami düzenin korunmasına yönelik birleşik fetvalarını” yenilediklerini belirterek, Afganistan’ın hiçbir ülkeye zarar verecek bir faaliyete izin vermeyeceğini yineledi. Muttaki, “Bu, alimlerin tavsiyesidir ve tüm Müslümanlar için yerine getirilmesi gereken bir görevdir” dedi.

Muttaki, fetvayı ihlal ederek sınır ötesi faaliyetlerde bulunanlara karşı Afgan yönetiminin gerekli adımları atma hakkına sahip olduğunu vurguladı. Bu ifade, TTP’ye katılan Afgan unsurlara yönelik üstü kapalı bir mesaj olarak değerlendirildi.

Açıklamasının sonunda “birlik ve fitneden uzak durma” çağrısı yapan Muttaki, Afgan halkının tarih boyunca din alimlerinin fetvalarına uyduğunu ve bugün de bu çizginin sürdürüleceğini belirtti.

Gözlemcilere göre fetva, siyasi bildiri ve resmî açıklamaların tamamı, son haftalarda tırmanan saldırılar nedeniyle artan Pakistan tepkisini yatıştırmaya ve Kabil’in güvenlik taahhütlerine bağlılık gösterdiğini ispatlamaya yönelik koordineli bir çabanın parçası niteliğinde. Geçen cuma yaşanan ve 4 kişinin ölümüne yol açan sınır çatışması, iki ülke arasındaki gerilimi yeniden tırmandırmıştı.


Beyaz Saray, Trump'ın sağ elindeki bandajı "çok sayıda el sıkışması" ile gerekçelendiriyor

Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
TT

Beyaz Saray, Trump'ın sağ elindeki bandajı "çok sayıda el sıkışması" ile gerekçelendiriyor

Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)

Beyaz Saray dün, ABD başkanının günlerdir sağ elinde taşıdığı bandajı, yaptığı sayısız tokalaşmaya işaret ederek bir kez daha haklı çıkarmaya çalıştı.

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt dün, "Bununla ilgili size zaten bir açıklama yaptık" dedi. Leavitt'in açıklaması, son zamanlarda ortaya çıkan bandajlarla ilgili bir soruya yanıt olarak geldi. "Başkan sürekli insanlarla el sıkışıyor," diyen Leavitt, birkaç ay önce başkan şişmiş sağ eliyle görüldüğünde yapılan açıklamayı yineledi.

Leavitt ayrıca, "Kalp damar hastalığına karşı önleyici tedavi olarak her gün aspirin de alıyor" diyerek, "bu da gördüğünüz morluklara katkıda bulunmuş olabilir." Beyaz Saray, örneğin pazar günü Washington'daki bir etkinlik sırasında 79 yaşındaki Trump'ın taktığı bandajlar görülmeden önce de bu açıklamayı yapmıştı.

ABD'nin en yaşlı seçilmiş başkanı olan Trump için sağlık hassas bir konu. Demokrat selefi Joe Biden'ı bunama hastalığından muzdarip olmakla ve bu nedenle yönetmeye uygun olmamakla suçladı.

Trump, salı akşamı Truth Social’deki hesabından yaptığı öfkeli paylaşımda, sağlığıyla ilgili medya haberlerini "kışkırtıcı ve muhtemelen vatana ihanet" olarak nitelendirdi.

Trump'ın sağlığı, bir dizi etkinlikte uyanık kalmakta zorlandığı görülmesinin yanı sıra, ekim ayında ek tıbbi testlerin bir parçası olarak MR çektirmesiyle de mercek altına alındı.