Menbiç'in önemi

Menbiç’deki bir çarşı (Independent Arabia)
Menbiç’deki bir çarşı (Independent Arabia)
TT

Menbiç'in önemi

Menbiç’deki bir çarşı (Independent Arabia)
Menbiç’deki bir çarşı (Independent Arabia)

Rola el-Yusuf
Menbiç sadece Fırat Nehri'nin 30 kilometre batısında bulunan ve Türkiye sınırına bitişik stratejik bir yer değil, aynı zamanda onu alıp konumunu kendi lehine çevirmek isteyen herkesin iştahını kabartan da bir bölgedir.
Şehrin hassas konumu, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Haziran 2016'da DEAŞ'la mücadeleye başlamasının ardından ABD'nin uzun süredir Türkiye'ye karşı kullandığı bir baskı kartı oldu. DEAŞ’la mücadele döneminde bölgeyi elinde tutan Washington, Suriye’deki askeri kolu SDG'nin desteğiyle Suriye'nin doğusunda askeri üsler kurarak buradaki konumunu genişletti.
Yönetim dönüşümleri
Türkiye’nin Güvenli Bölge’yi tamamlamak için almayı istediği Menbiç stratejik konumunun ötesinde çoğunluğunu Araplar, Çerkesler ve Kürtlerin oluşturduğu 100 bin kişilik bir nüfusa sahip ve ünlü şair Buhtürî’nin doğduğu yerdir. Şehrin yönetiminde 2011 yılından bu yana dalgalanmaların olması garip bir durum değil.
Menbiç’in iç işleri, 2014 yılında DAEŞ'ın kontrolüne girinceye kadar sivil ve yerel topluluklar tarafından yönetildi. Şehrin şu an büyük çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu SDG’nin kontrolü altında bulunduğunu belirten yerel bir kaynak, SDG’nin şehri şu ana kadar güvenlik ve askeri açıdan elinde tuttuğunu ve Araplara bu alanlarda yetki verilmediğini aktardı. Bu durum, Arap aşiretlerini kızdırırken iki taraf arasında da çatışmalara neden oldu. Ancak çok geçmeden SDG liderleri ve şehrin önde gelenlerinin olaya müdahalesiyle taraflar sakinleştirildi.
Buna karşın SDG liderlerinden biri yaptığı açıklamada SDG’nin yalnızca Kürtlerden oluşmadığını, Menbiç’te Araplar ve diğer bileşenlerin de olduğunu ve onların da aynı ayrıcalıklardan yararlanabildiğini belirtti.
Geri çekilme
ABD’nin Suriye’deki askerlerini geri çekme kararı her ne kadar Suriye dosyasını takip eden gözlemciler için sürpriz olmasa da buna inanamayan Kürtler kararın şokunu halen atlatabilmiş değil. Beyaz Saray’ın efendisinin kendilerine verdiği tüm güvenceler, Türkiye ile ilişkilerini geliştirmeyi amaçlayan ‘Mavi Kuş’ (Twitter) ‘cıvıltılarıyla’ yok olup gitti. Trump’ın Twitter mesajları iki ülke arasında durgunlaşan ilişkileri bir nebze de olsa hareketlendirmeye yönelikti.
Bir halkın öyküsü
Diğer yandan Menbiç tarihinden gelen ahlaki ve kültürel hazineleri, geniş tarım arazileri ve verimli topraklarıyla önemli zenginliklere sahip. Bununla birlikte yerel kaynaklara göre DEAŞ’ın 2014 yılında Menbiç’e girmesinden bu yana şehirde yapılan kazılar ve antika kaçakçılığı halen devam ediyor.
Bu durumu meşrulaştıran DEAŞ şehri terk edene kadar kazı çalışmalarına devam etti. Hatta bu amaçla arazi sahiplerine kazı ve araştırma yapma izni veren resmi bir ofis dahi kurdu.
Tarihi eserlerin yağmalanması artarak devam ediyor
Tarihi eserlerin ve toprak altındaki hazinelerin yağmalanması, kaçakçıların ve bu değerli antika eşyaların ticaretini yapanların iştahını kabarttı. Tüm bu yağmalamalar geniş bir hatta gerçekleşirken Türkiye, Avrupa ülkelerine yapılan tarihi eser kaçakçılığı trafiğinin merkezi oldu. Şehrin SDG’nin kontrolüne geçmesinin ardından da herhangi bir değişiklik yaşanmadı. Bölge sakinlerinin verdiği bilgilere göre kazıların resmen yasaklanmasına rağmen SDG’ye bağlı gruplar çok sayıda insanı siper kazma bahanesiyle kazı yapmaya zorladı. Bu kazıların tarihi eser aramak için yapıldığından şüpheleniliyor. Bölge sakinlerinden biri konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Bu kazılar, söz konusu grupların bireysel eylemlerinin bir parçasıdır. SDG’nin görevliyle bağlantısı yok. Hatta SDG bu kazıları resmen yasakladı.”
Suriye Kültür Bakanlığı'nın Eski Eserler ve Müzeler Müdürlüğü'nden (DGAM) bazı kaynaklar,  Menbiç’in henüz keşfedilmemiş hazinelerinin olduğu Hierapolis Tapınağı, Menbiç Surları ve Menbiç Akropolisi’nin yağmalandığından bahsetti. Bu arada Menbiç’teki kazılarda bulunan ve Halep Ulusal Müzesi'nde sergilenen Martha heykelinin yer aldığı koleksiyonda mermer heykeller ve Roma yazıtları da bulunuyor.
Bununla birlikte antika eserlerin satıldığı Türkiye’nin gizli tarihi eser pazarlarında, özellikle Menbiç’ten çıkarılan eserler bulunuyor.
İran ve Türkiye de dahil olmak üzere uluslararası taraflar arasındaki görüşmelerde Suriye rejim güçlerinin Menbiç’in meyvesini Rusya’nın desteğiyle toplamaya hazırlanıyor olması, Ankara’nın Güvenli Bölge’yi tamamlama yolundaki ilerleyişinin önünü kesti.



Mısır İçişleri Bakanlığı: Suç mahallerine düzenlenen baskınlarda aranan bir suçlu çıkan çatışmada öldürüldü

Mısırlı bir polis memuru (Arşiv- AFP)
Mısırlı bir polis memuru (Arşiv- AFP)
TT

Mısır İçişleri Bakanlığı: Suç mahallerine düzenlenen baskınlarda aranan bir suçlu çıkan çatışmada öldürüldü

Mısırlı bir polis memuru (Arşiv- AFP)
Mısırlı bir polis memuru (Arşiv- AFP)

Mısır İçişleri Bakanlığı, suç odaklarına yönelik düzenlenen baskınlarda “çok tehlikeli” bir suçlunun etkisiz hâle getirildiğini açıkladı.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, gerekli hukuki işlemlerin tamamlanmasının ardından Merkez Güvenlik Güçleri’nin de katılımıyla operasyon düzenlendiği belirtilerek, “Sohac vilayetinde gerçekleştirilen operasyonda, daha önce uyuşturucu, cinayet, silahlı gasp ve ruhsatsız silah bulundurma gibi suçlardan müebbet hapis cezasına çarptırılan çok tehlikeli bir suçlu, güvenlik güçleriyle yaşanan çatışmada öldürüldü” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada ayrıca, söz konusu bölgelerdeki diğer şüphelilerin de yakalandığı, onların yanında 651 kilogramdan fazla çeşitli uyuşturucu madde ile 41 adet silahın ele geçirildiği aktarıldı.

İçişleri Bakanlığı, ele geçirilen uyuşturucu maddelerin toplam değerinin 77 milyon Mısır lirası olarak tahmin edildiğini bildirdi.


Orgeneral Burhan: HDK'nın lağvedilmediği hiçbir çözümü kabul etmeyeceğiz

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (Arşiv-Reuters)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (Arşiv-Reuters)
TT

Orgeneral Burhan: HDK'nın lağvedilmediği hiçbir çözümü kabul etmeyeceğiz

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (Arşiv-Reuters)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (Arşiv-Reuters)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan dün yaptığı açıklamada, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) lağvedilmesini ve silahlarının elinden alınmasını öngörmeyen hiçbir çözümü kabul etmeyeceklerini söyledi. Öte yandan HDK, Batı Kordofan eyaletinde, Sudan ordusunun son kalesi olan Babnusa kentindeki 22. Piyade Tümeni'nin kontrolünü ele geçirdiğini iddia ettiği videolar yayınladı.

Darfur Valisi Minni Arko Minnawi liderliğindeki Sudan Kurtuluş Ordusu üyelerinden hayatını kaybedenler için düzenlenen anma töreninde bir konuşma yapan Orgeneral Burhan, savaşta, özellikle Darfur'un Faşir kentinde Sudan halkının kanının dökülmesinin kendilerine tek bir seçenek bıraktığını, onun da HDK'nın ortadan kaldırılması olduğunu söyledi. Orgeneral Burhan, “HDK’nın lağvedilmesini ve silahlarının elinden alınmasını öngörmeyen hiçbir çözümü kabul etmeyeceğiz” dedi. “HDK'dan intikam almalıyız” diye devam eden Orgeneral Burhan, HDK üyelerinin ‘Sudan'da yaşamayı hak etmediklerini’ belirtti.

dfvbg
Darfur Valisi ve Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Minni Arko Minnawi, Sudan'ın kuzeyindeki bir mülteci kampını ziyaret ederken, 26 Kasım 2025 (AFP)

Orgeneral Burhan, ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrika ve Arap meseleleri konusunda üst düzey danışmanlığını yapan Massad Fares Boulos ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri António Guterres’in Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra başta olmak üzere Sudan'ı ziyaret eden bazı uluslararası temsilcilere tutumunu bildirdiğini ifade etti.

Malik Akkar’ın konuşması

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Malik Akkar, Sudan'ın ulusal birliği gerektiren ‘büyük zorluklarla’ karşı karşıya olduğunu belirterek, geçiş dönemi adaletinin gerçek ulusal uzlaşmayı sağlamanın tek yolu olduğunu belirtti.

Egemenlik Konseyi Basın Ofisi, Akkar'ın Darfur'da ‘barış ve barış içinde  bir arada yaşama’ konulu bir etkinlikte yaptığı konuşmada, sosyal barış ve barış içinde bir arada yaşamanın gerçek siyasi dönüşümün temeli olduğunu ve başkalarını kabul etmek, çeşitliliğe saygı duymak, nefret söylemini ve bölgeselciliği reddetmek ve Sudan'ın herkes için olduğu inancına dayanmadıkça hiçbir ulusal projenin başarılı olamayacağını söylediğini bildirdi. Konuşmasında ayrıca, “Geçiş dönemi adaleti, gerçek ulusal uzlaşmayı sağlamak ve vatandaşlar ile devlet arasındaki güveni yeniden tesis etmek için tek yoldur” diyen Akkar, hükümetin ‘hesap verebilirlik ve telafiyi sağlayan, çatışmaların etkilerini ele alan, trajedilerin tekrarlanmamasını sağlayan ve daha istikrarlı gelecek için sağlam bir temel oluşturan’ adil ve şeffaf bir sürece bağlı olduğunu vurguladı.

HDK’nın suçlamaları

Diğer yandan HDK, 22. Piyade Tümeni karargahını almayı başardığını ve Batı Kordofan eyaletindeki Babnusa şehrinin kontrolünü tamamen ele geçirdiğini duyurdu.

HDK tarafından dün yapılan açıklamada, ilan edilen ‘insani ateşkes’ taahhüdü bir kez daha vurgulanırken, ordunun ve müttefik grupların bunu Kuzey ve Batı Kordofan'daki bazı kasaba ve köylere ‘tekrar tekrar saldırılar düzenlemek’ için kullandığı öne sürüldü. Açıklamada, ‘Uluslararası Dörtlü’ ülkeleri ile bölgesel ve uluslararası kuruluşlara ‘bu saldırıları kınamaları’ çağrısı yapıldı.

dfgt
Darfur'dan Çad'ın doğusunda yerinden edilmiş kişiler için kurulan çadırların önünde oynayan çocuklar, 29 Kasım 2025 (Reuters)

Başkent Hartum’dan yaklaşık 700 kilometre uzaklıkta yer alan Babnusa, ülkenin batı, orta ve kuzey eyaletlerini birbirine bağlayan en büyük demiryolu merkezlerinden biri.

Çatışmalar ve saldırılar

Öte yandan Sudan ordusu, Abdülaziz el-Hilu liderliğindeki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) güçleriyle yaşanan çatışmaların ardından Güney Kordofan eyaletindeki bir dizi kasabaya ilerlerken, bölgenin batısında Babnusa kentindeki ordu üssü çevresinde şiddetli çatışmalar yeniden başladı.

Ordu tarafından resmi bir açıklama yapılmazken, orduya yakın platformlar pazar günü, SPLM-N güçlerinin Nuba Dağları bölgesindeki dar bir şeritte bulunan Sanadra, Damra ve Tabsa beldelerine konuşlandırıldıkları görüntüleri yayınladı.

Bu yeni ilerleme, Sudan ordusunun Hilu'nun kontrolündeki bir kale olan Kauda şehrini hedef alan insansız hava araçlarıyla (İHA) hava saldırısı düzenlemesinden birkaç saat sonra gerçekleşti. Saldırıda 46'dan fazla kişi öldü, onlarca kişi yaralandı.

Güney Kordofan

SPLM-N'nin HDK ve Sudan Kurucu İttifakı'ndaki diğer askeri gruplarla güçlerini birleştirmesinin ardından, son aylarda Güney Kordofan eyaletinin geniş bir bölgesinde şiddetli çatışmalar yeniden başladı.

Sudan Kurucu İttifakı güçleri, Güney Kordofan şehirlerinin çevresindeki tüm bölgeleri etkin bir şekilde kontrol ederken, ticarete sıkı kontroller uyguluyor ve bölgesel başkent Kadugli'de kuşatma altında bulunan Sudan ordusu ve müttefik silahlı gruplara giden yolları ve ikmal hatlarını kesiyor.

SPLM-N daha önce eyaletin ikinci büyük şehri Dilling'e giden ana yolda bulunan Karkal ve Daşul bölgelerinin kontrolünü ele geçirmişti.

Sudan'daki temas hatları, sınırlı topçu bombardımanı ve orduya ait İHA’ların HDK mevzilerine düzenlediği saldırılar dışında geçtiğimiz hafta nispeten sakin geçerken, kuzey ve batı Kordofan'daki ana çatışma noktaları sakinliğini korudu.


İsrail, Lübnan'a yönelik tehditlerini artırıyor

Papa 14. Leo, Beyrut şehir merkezinde Lübnanlı dini toplulukların liderlerinin arasında konuşmasını yapıyor (Reuters)
Papa 14. Leo, Beyrut şehir merkezinde Lübnanlı dini toplulukların liderlerinin arasında konuşmasını yapıyor (Reuters)
TT

İsrail, Lübnan'a yönelik tehditlerini artırıyor

Papa 14. Leo, Beyrut şehir merkezinde Lübnanlı dini toplulukların liderlerinin arasında konuşmasını yapıyor (Reuters)
Papa 14. Leo, Beyrut şehir merkezinde Lübnanlı dini toplulukların liderlerinin arasında konuşmasını yapıyor (Reuters)

İsrail, Lübnan'a yönelik tehditlerini artırdı. İsrail ordusu, kuzeyde konuşlandırılan kuvvetlerinin "yüksek düzeyde savunma ve operasyonel hazırlık" içinde olduğunu duyurdu. İsrail ordusunun Kuzey Komutanlığı Komutanı Rafi Milo, "Düşmanın ilk saldırmasını bekleyemeyiz; inisiyatifi ele alıp herhangi bir tehdide karşı ilk savunma hattını oluşturmalıyız" dedi.

İsrail tehditleri karşısında, Lübnan'daki İslam ve Hristiyan mezheplerinin liderleri ülkelerinin davasını Papa 14. Leo'ya emanet ettiler. Onunla yaptıkları diyalogda, bir arada yaşama, siyasi istikrar ve barış vurgusu yaptılar. Yüksek İslam Şii Konseyi Başkan Yardımcısı Şeyh Ali el-Hatib, "Lübnan meselesini sizin ellerinize bırakıyoruz ki dünya, ülkemizin başta İsrail saldırganlığı olmak üzere biriken krizlerden kurtulmasına yardımcı olsun" ifadesini kullandı.

Papa, onlara "barışçıl" olmaları, hoşgörüsüzlüğe karşı çıkmaları, şiddeti yenmeleri ve dışlanmayı reddetmeleri çağrısında bulundu.