Fırat’ın doğusunda şiddetli çatışmalar

Sınırı geçen Türk zırhlı aracı Suriye'nin kuzeyine doğru ilerliyor.  (AFP)
Sınırı geçen Türk zırhlı aracı Suriye'nin kuzeyine doğru ilerliyor. (AFP)
TT

Fırat’ın doğusunda şiddetli çatışmalar

Sınırı geçen Türk zırhlı aracı Suriye'nin kuzeyine doğru ilerliyor.  (AFP)
Sınırı geçen Türk zırhlı aracı Suriye'nin kuzeyine doğru ilerliyor. (AFP)

Türk Silahlı Kuvveteri'nin (TSK) gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekatı kapsamında, Suriye’nin kuzeydoğusundaki birçok bölgede şiddetli çatışmalar meydana geliyor.
Çatışmalar, Rasulayn’dan Rakka’daki Tel Abyad sınır şeridi boyunca birçok bölgede yoğunlaştı. Türkiye ordusu, çok sayıda köye yoğun füze ve hava saldırıları düzenledi. Ayrıca SDG’nin 11 Ekim’de Rasulayn’daki sanayi bölgelerine yönelik Türk saldırılarını geri püskürttüğü belirtildi.
Anadolu Ajansı (AA), Barış Pınarı Haraketı’nın ortak kuvvetlerinin, Rakka’daki Tel Abyan şehrine bağlı Berzan, Cudeyde ve Gısas köylerini kontrol altına alarak, operasyonun ikinci gününde kontrol edilen köy sayısını 11’e çıkardığını açıkladı. AA’ya göre Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Suriye Milli Ordusu (SMO) Suriye’nin kuzeyindeki Rasulayn kırsalında Aşağı Kişto köyünü ve Kişto tünelini temizlemeyi başardı. Aynı şekilde Tel Abyad’daki el-Yabse, Tel Fander, Müşeyrfe, Dedat, Bir Aşık ve Hamidiye köyleri de kurtarıldı.
SMO ise Rasulayn-Dırbasiye arasındaki örgüte ait ikmal yolunu da kesmeyi başardı.
Öte yandan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), SDG’nin el-Yabise köyünü kontrol ettiğini açıkladı. SDG, 11 Ekim’de yayınladığı bir bildiride, el-Yabise’de yürütülen çeşitli operasyonlarda 3 komutan da dahil, Türkiye ordusu saflarındaki 40 SMO savaşçısının öldüğünü belirtti.
Milli Savunma Bakanlığı, Ankara’nın Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kürt savaşçılara yönelik saldırıları çerçevesinde geçtiğimiz Perşembe ve Cuma günleri yaşanan çatışmalarda 1 askerin şehit olduğunu açıkladı. AA’ya göre Suriye’nin kuzeybatısındaki Azez şehri yakınlarında Türk askeri üssüne yönelik Kürt bombardımanında 2 asker şehit oldu, 3 asker de yaralandı.
SOHR, geçtiğimiz Çarşamba gününden bu yana 17 sivilin ve Kürt Halkını Koruma Birlikleri’nin (YPG) bel kemiğini oluşturan SDG’den 41 unsurun öldüğünü belirtti.
Türkiye tarafında ise Şanlıurfa ve Mardin illerinin sınır şeritlerine yönelik bombardımanlar sırasında Suriyeli bir çocuk da dahil 9 sivil öldü, yaklaşık 70 kişi de yaralandı. Yetkililer, bombardımanların Kürt savaşçılar tarafından gerçekleştirildiğini savundu.
Akar: 342 SDG’li öldürüldü
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 11 Ekim’de Ankara’da gerçekleştirilen operasyonu değerlendirme toplantısında, Barış Pınarı Harekatı’nın planlandığı gibi başarıyla devam ettiğini ve şu ana kadar 342 SDG unsurunun etkisiz hale getirildiğini açıkladı. Akar, operasyonu kendi çabalarıyla başarılı şekilde sonlandıracaklarına da dikkati çekerek, sahada tüm önlemlerin alındığını vurguladı.
Türkiye’nin DEAŞ ile yüz yüze mücadele eden tek NATO ülkesi olduğunu söyleyen Akar, TSK’nın Fırat Kalkanı operasyonunda 3 bin DEAŞ unsurunu etkisiz hale getirdiğini hatırlattı.
SDG tarafından yayınlanan bir bildiride, Türk ordusuyla yaşanan çatışmalarda 22 SDG unsurunun öldüğü belirtildi.
HRW’dan Türkiye çağrı
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) ise Suriye’nin kuzeyindeki Türk ordusuna sivilleri hedef almaktan kaçınma, kayıp yaşanmasını önleme ve sivillerin savaş alanlarından çıkmalarını sağlamak için gerekli tüm önlemleri alma çağrısı yaptı.
HRW, Türk ordusuna ve SDG’ye çatışma bölgelerindeki sivillere zarar vermeme ve keyfi gözaltı kampanyaları yürütmeme çağrısında bulundu.
Kuruluş tarafından yapılan açıklamada, Suriye’nin kuzeyindeki saldırıların sonucu olarak DEAŞ da dahil savaş suçu veya insanlığa karşı suç işleyen tutukluların kaçabileceğine dair endişelerini dile getirdi.
Açıklamada, Türk operasyonunun kapsamının hala bilinmemesine rağmen Suriye’nin kuzeyindeki 1,7 milyon vatandaştan en az 700 bininin insani yardıma muhtaç olduğu ifade edildi.
NATO Genel Sekreteri’nden itidal çağrısı
Öte yandan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Suriye’de Kürt gruplara karşı Türk askeri operasyonu hususunda ciddi endişeleri olduğunu belirterek Ankara’ya ‘itidalli tutum’ çağrısı yaptı.
Stoltenberg, 11 Ekim’de Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile İstanbul’da bir basın toplantısı düzenledi. NATO Genel Sekreteri, Türkiye’nin ciddi güvenlik kaygıları olsa da kısıtlama göstermesini beklediklerini ifade ederek, DEAŞ’ın kaçmasına da müsaade edilmemesi gerektiğini vurguladı. Mevlüt Çavuşoğlu ise Ankara’nın NATO’daki müttefiklerinden dayanışma sergilemesini beklediğini söyledi.
Donald Tusk’tan Erdoğan’ın mülteci açıklamalarına cevap
Diğer taraftan Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyib Erdoğan’ın mülteciler hususundaki şantajını kabul etmediklerini vurguladı.
Erdoğan, Suriye’nin kuzeyindeki askeri operasyonun komşu bir ülkeye saldırı olarak nitelendirilmesi halinde Avrupalıları, kapıları mültecilere açmakla tehdit etti. Avrupa ülkeleri ise Erdoğan’a operasyonu derhal durdurma çağrısında bulundu.
Tusk, gelecek hafta sonu yapılacak Avrupa Zirvesi’ne hazırlık amacıyla 11 Ekim’de Kıbrıs’a ziyarette bulundu. Ziyareti sırasında Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis ile bir araya gelen Tusk, sığınmacıların silah haline getirilmesi ve şantaj malzemesi yapılmasını asla kabul etmeyeceklerini vurguladı.
Avrupa’nın esas kaygısının operasyonun neden olabileceği insani kriz olduğunu belirten Tusk, “Türkiye, eylemlerinin başka bir insani felakete yol açması ihtimalinin esas endişemiz olduğunu anlamalı” dedi.
Diğer Avrupalı liderler gibi Tusk da Türkiye’nin askeri operasyonuna son vermesi gerektiğini belirterek, Türkiye’nin meşru güvenlik kaygılarının diplomatik ve siyasi yollarla çözülebileceğine inandığını belirtti.
Avrupa da bölgedeki huzursuzluk ve istikrarsızlığın artmasına yol açabileceğine dikkat çektiği Suriye’nin kuzeyindeki Türk askeri operasyonun etkilerine dair uyarı yaptı.
Avrupalı kaynaklar, Avrupa Birliği Konseyi’nin birbirleriyle temas halinde olduklarını belirtti.



Dürzi liderliğinde gerilim: Suveyda’da ‘darbe girişimi’ iddiasıyla din adamları gözaltına alındı

Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
TT

Dürzi liderliğinde gerilim: Suveyda’da ‘darbe girişimi’ iddiasıyla din adamları gözaltına alındı

Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)

Şarku’l Avsat’a konuşan Suriye’nin Suveyda şehrinden Dürzi kaynaklar, Ulusal Muhafızlar’ın yaklaşık 10 kişiye yönelik tutuklama operasyonunun, Suriyeli Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri'nin politikalarına ve projelerine karşı ‘darbe’ girişiminde bulunmak amacıyla ve ‘paralel bir akım’ oluşturmaya çalıştığı suçlaması çerçevesinde gerçekleştirildiğini açıkladılar. Kaynaklar, Suveyda’da ‘çatışma’ çıkmasından endişe duyduklarını ifade ettiler.

Kimliklerinin açıklanmamasını tercih eden yerel kaynaklar, ‘Ulusal Muhafızlar’ın, şehirde gerginliğin yüksek ve güvenlik önlemlerinin yoğun olduğu bir ortamda cumartesi günü geniş çaplı bir tutuklama kampanyası başlattığını’ söylediler.

Tutuklananlar arasında din adamı Şeyh Raid el-Mutni, Asım Ebu Fahr, Gandi Ebu Fahr ve Zeydan ailesinin bazı fertleri de vardı. Kaynaklar, Zeydan ailesinin Dürzi lider Leys el-Belus’un amcaları olduğunu belirtirken, Mutni ve Ebu Fahr ailelerinin kalabalık Dürzi aileler olduklarını ve ‘bu tutuklamaların Dürzi-Dürzi iç savaşının patlak vermesine yol açabileceğinden korkulduğunu aktardılar.


Batı Şeria'daki operasyonlarına devam eden İsrail ordusu Gazze'de Gazi Hamad'ın oğlunu öldürdü

Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
TT

Batı Şeria'daki operasyonlarına devam eden İsrail ordusu Gazze'de Gazi Hamad'ın oğlunu öldürdü

Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)

İşgalci İsrail ordusu, Tubas’tan güçlerini çekmesine rağmen dün Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde saldırılarına devam etti ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta silahlı dört unsurun öldürüldüğünü duyurdu.

Batı Şeria'nın Salfit, Beytullahim, El Halil, Nablus ve Ramallah şehirlerinde çok sayıda Filistinliyi gözaltına alan işgalci İsrail ordusu, Cenin Mülteci Kampı’nda 24 evi yıkmaya başladı. Cenin'in Barta’a beldesinde beş Filistinliden oluşan bir hücrenin üyelerini gözaltına aldığını duyuran İsrail ordusu, bu kişilerin yakında bir eylem hazırlığında olduğunu iddia etti.

İşgalci İsrail ordusu, Genel Güvenlik Servisi (Şabak) ve İsrail polisi tarafından yapılan ortak açıklamada, Yamam Özel Birimi’nin Menaşi Tugayı’ndan gelen ve Şabak'ın yönettiği güçlerin desteğiyle dün akşam Barta'a beldesinde bir operasyon düzenlediği ve ‘yakın gelecekte’ eylem hazırlığındaki bir hücrenin üyelerini tutukladığı belirtildi. Ancak eylemin niteliği veya hangi aşamada olduğu hakkında daha fazla ayrıntı verilmedi.

İşgalci İsrail ordusu geçtiğimiz hafta sonu Batı Şeria'nın kuzeyinde bir operasyon başlattı. Bu operasyon kapsamında Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tubas vilayetindeki Tamun ve el-Fara’a’da yüzlerce ‘hedefe’ baskın düzenlendi. İşgalci İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada ‘İsrail vatandaşlarına yönelik her türlü tehdidi’ önlemek ve engellemek için ‘önleyici tedbirler almaya devam edileceği’ belirtildi.

rft56y
Filistinli Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah'ın Batı Şeria'nın Cenin kentinde öldürülmeden önce İsrailli askerlerin önünde ellerini kaldırdıklarını gösteren bir video görüntüsü (AFP)

İşgalci İsrail ordusu, operasyon sırasında Arap ve uluslararası kamuoyunun kınamasına neden olan bir hareketle, soğukkanlılıkla infaz edilen Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah da dahil olmak üzere çok sayıda Filistinliyi öldürdü. Bu arada İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Sınır Polisi'nin gizli biriminin komutanını, biriminin üyeleri Cenin şehrinde Filistinli Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah'ı infaz ettikten sonra albay rütbesine terfi ettirmeye karar verdi.

Abdullah Hamad

İşgalci İsrail ordusu Batı Şeria'daki saldırılarına devam ederken dün geçtiğimiz ekim ayında varılan ateşkes anlaşması kapsamında geri çekildiği Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta silahlı dört unsuru öldürdüğünü duyurdu.

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamaya göre bahsi geçen dört kişi bir yeraltı tünelinden çıktı.

The Times of Israel gazetesinin haberine göre öldürülenler arasında Hamas'ın Doğu Refah Taburu Komutanı ve yardımcısı da bulunuyordu.

Hamas’tan kaynaklar daha sonra, Hamas lideri ve müzakere heyetinin üyesi Gazi Hamad'ın oğlu Abdullah Hamad'ın Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta öldürüldüğünü doğruladı.

Muhammed Hamad, kardeşi Abdullah'ın Refah tünellerinde ‘etrafı sarıldığını ve İsrail askerleriyle girdiği çatışmada öldürüldüğünü söyledi.

Tünellerde mahsur kalanlar

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre bu gelişmeler, Refah’taki tünellerde mahsur kalanların akıbeti konusunda müzakerelerin sürdüğünü belirten çeşitli kaynakların açıklamalarına eşlik etti.

Refah sorunu, cesetler meselesi ile birlikte ikinci aşamaya geçişi geciktiriyor.

frgt
Pazar günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus’ta bir çadırın önünde bir mülteci yemek hazırlıyor (EPA)

Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Macid el-Ensari, İsrail'in iki rehinenin cesetlerinin halen Filistin topraklarında tutulduğunu bahane ederek Gazze'deki ateşkes planının ikinci aşamasına geçişi geciktirmemesi gerektiğini söyledi.

Ensari, Katar ve bölgedeki ortaklarının şu an, birinci aşamadan ikinci aşamaya geçerek Gazze Şeridi'ndeki savaş durumunu kapsamlı bir şekilde sona erdirecek sürdürülebilir bir barışa ulaşma çabasında olduğunu söyledi.

Öte yandan pazar günü Gazze Şeridi’ndeki belediyeler, İsrail'in Gazze’deki hayati tesislerin çalışması için yeterli miktarda dizel yakıtın girişini engellemesi üzerine, hızla kötüleşen yakıt krizi nedeniyle temel hizmetlerin yakında çökebileceği uyarısında bulundu.

Gazze Şeridi Belediyeler Birliği, Han Yunus Belediye Başkanı Alaa el-Bata'nın basın toplantısında okuduğu açıklamada, ateşkesin başlamasından bu yana 50 gün içinde gelen yakıtın, yolları açmak, enkazları kaldırmak ve yerinden edilmiş kişilerin hareketliliğini kolaylaştırmak amacıyla sadece beş günlük çalışma için yeterli olduğunu belirtti.

Bata, “Krizin devam etmesi, halkın hayatını tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.


Papa Francis: Filistin devleti, İsrail ile yaşanan çatışmanın "tek" çözümüdür

Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
TT

Papa Francis: Filistin devleti, İsrail ile yaşanan çatışmanın "tek" çözümüdür

Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)

Papa 14. Leo dün yaptığı açıklamada, İsrail ile Filistinliler arasında on yıllardır süren çatışmanın tek çözümünün bir Filistin devletinin kurulmasını içermesi gerektiğini belirterek, Vatikan'ın bu konudaki tutumunu teyit etti.

Vatikan'ın ilk Amerikalı Papa'sı Leo, Türkiye'den Lübnan'a gitmek üzere bindiği uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, "İsrail'in bu çözümü hâlâ kabul etmediğini hepimiz biliyoruz, ancak bunu tek çözüm olarak görüyoruz" dedi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre Papa İtalyanca olarak yaptığı konuşmada, "Biz de İsrail'in dostuyuz ve iki taraf arasında arabulucu bir ses olarak, herkes için adaleti sağlayacak bir çözüme yaklaşmalarına yardımcı olmayı amaçlıyoruz" ifadelerini kullandı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, en yakın müttefiki olan ABD'nin Filistin bağımsızlığını desteklediğini belirtmesine rağmen, Filistin devletine karşı olduğunu yineledi.

Papa, sekiz dakikalık kısa basın toplantısı sırasında yaptığı açıklamada,perşembe günü başlayıp pazar gününe kadar devam eden Türkiye ziyaretine odaklandı. Papa, mayıs ayında Katolik Kilisesi lideri olarak seçilmesinden bu yana ilk yurt dışı seyahatini gerçekleştirdi.

Papa, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail-Filistin ve Ukrayna-Rusya çatışmasını görüştüğünü belirterek, Türkiye'nin her iki savaşın da sona ermesinde önemli bir rol oynadığını vurguladı.

Papa Leo Türkiye ziyareti sırasında, dünyadaki olağanüstü sayıdaki kanlı çatışma nedeniyle insanlığın geleceğinin tehlikede olduğu konusunda uyarıda bulundu ve din adına işlenen şiddet eylemlerini kınadı.

Gazze'deki İsrail ordusuna eleştiri

Genellikle temkinli ve diplomatik bir dil kullanmayı tercih eden Papa Leo, bu yılın başlarında İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri harekatına yönelik eleştirilerini artırdı.

Türkiye, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen, aynı zamanda dünyadaki 260 milyon Ortodoks Hristiyan'ın ruhani lideri Patrik Bartholomeos'a da ev sahipliği yapıyor.

Papa, Türkiye'yi dinsel birlikteliğin bir örneği olarak övdü. Papa Leo, yarına kadar Lübnan'ı ziyaretini sürdürecek ve ardından Roma'ya dönecek.

Papa Leo, "Farklı inançlara sahip insanlar barış içinde yaşayabilir... Sanırım bu, hepimizin dünya çapında dört gözle beklediği bir örnek" ifadelerini kullandı.