Gantz, hükümet kurma görevini devraldı

Mavi-Beyaz İttifakı lideri Benny Gantz, dün basın açıklaması yaptı (EPA)
Mavi-Beyaz İttifakı lideri Benny Gantz, dün basın açıklaması yaptı (EPA)
TT

Gantz, hükümet kurma görevini devraldı

Mavi-Beyaz İttifakı lideri Benny Gantz, dün basın açıklaması yaptı (EPA)
Mavi-Beyaz İttifakı lideri Benny Gantz, dün basın açıklaması yaptı (EPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, yeterli çoğunluğu sağlayamadı için hükümet kurma görevini Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin'e iade etti. Bu gelişmenin ardından İsrail’de hükümet kurma görevi bu kez de eski Genelkurmay Başkanı ve aynı zamanda Mavi-Beyaz İttifakı lideri Benny Gantz’a verildi.
Netanyahu’nun Mavi-Beyaz İttifakı lideri Benny Gantz’la olan rekabeti devam ederken Gantz, Ortak Arap Listesi’ne yöneldi. Gantz’a yakın bir kaynak, “Arap vatandaşlar, en nihayetinde İsrail vatandaşıdır. Arap milletvekilleri ise İsrail siyasi sisteminin bir parçasıdır. Sadece Arap oldukları için onları dışlamayacağız” ifadelerini kullandı.
Hükümet kurma görevini Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin’e iade eden Netanyahu, Gantz ile bir koalisyon hükümeti kurmak için çok çaba sarf ettiğini ifade ederek, Gantz’ın bu çabaları boşa çıkararak İsrail düşmanı Arap partileriyle “dar bir hükümet” kurmayı tercih ettiğini belirtti.
Gantz’ın partisi ise Netanyahu’nun açıklamalarına cevap olarak, Gantz’ın aslında Netanyahu’nun liderliğini yaptığı Likud Partisi ile koalisyon kurmayı istediğini ancak kurmak istediği hükümetin çekirdeğini; Mavi-Beyaz İttifakı, Avigdor Liberman liderliğindeki Evimiz İsrail Partisi ve Amir Peretz liderliğindeki İşçi Partisi-Gesher İttifakı’nın oluşturacağını açıkladı. Gantz tarafından kurulması planlanan hükümetin 47 sandalyesinin bu koalisyondan oluşacağı, Ortak Arap Listesi’nden 13, Meretz Partisi’nden 5 milletvekilinin desteğini alacağı ve koalisyona daha sonra başka partilerin de katılabileceği ifade edildi.
Gantz dün koalisyon kurma görevini Rivlin’den devralana kadar gayrı resmi bir şekilde hükümet kurma çalışmalarına başlamıştı. Hükümet kurma görevinin Gantz’a verilmesi Cumhurbaşkanı Rivlin’in eski Yüksek Mahkeme Başkanı Meir Shamgar’ın cenaze törenine katılması sebebiyle gecikti.
Eski Genelkurmay Başkanı’na yakın bir kaynağa göre, Gantz’ın planları arasında dört partili laik bir hükümet kurmanın da yer aldığı ifade edildi. Bu partilerin Mavi-Beyaz İttifakı, Likud, Evimiz İsrail ve İşçi Partisi-Gesher İttifakı olduğu belirtildi. Bu hükümetteki başbakanlık, ilk olarak Gantz’la iki yıl süreyle başlaması şartıyla dönüşümlü olacak. Daha sonraki iki yılda ise ülkeyi Likud yönetecekti. Kaynağa göre böyle bir durumda Gantz, Netanyahu ile tek bir hükümette bir araya gelmeme sözünden vazgeçmiş olacak.
Bu konuda kaynak, “Likud için Gantz’ın teklifini kabul etmekten daha iyi bir çözüm bulunmuyor. Zaten iki yıl içinde Netanyahu'nun yasal statüsü belli olacak. Eğer mahkeme tarafından aklanırsa Gantz’dan hemen sonra başbakanlık koltuğuna oturabilecek. Ancak mahkeme, hakkında hapis cezası verirse Likud’un dönüşümlü liderlik için başka birini seçmesi gerekecek” ifadelerini kullandı.
Henüz müzakereler başlamadan bu öneriyi reddeden Likud ise dönüşümlü hükümete ilk liderlik edecek olan kişinin daha tecrübeli olan Netanyahu olması gerektiği görüşünde. Likud’dan bir bakan yaptığı açıklamada “Gantz daha önce Knesset’te bakanlık veya milletvekilliği yapmadı. Nasıl ilk defa başbakanlık yapmak isteyebiliyor?” diyerek bu önerinin başarısız olacağını ve yeni seçimlere sebebiyet vereceğini ifade etti.
Arap partileriyle ve Meretz gibi radikal solcularla işbirliği yapmayı reddeden Liberman da bu konuda onları destekliyor. Gantz ise Liberman’ı bu işbirliğinden başka bir seçenek olmadığına ikna etmeye çalışıyor. Yani Araplar ve Meretz, yeni seçimleri ve Netanyahu’nun iktidara dönüşü önündeki tek engel. Bununla beraber Arapların hükümete girmekle ilgilenmediği, aksine dışarıda kalmak istediği iddia edildi.
Diğer yandan gözlemciler, Netanyahu’nun Gantz’ın hükümet kurma çabalarını tüm gücüyle sabote edeceğini ve ülkeyi yeni seçimlere sürükleyeceğini düşünüyor.



BM, İsrail'in Golan Tepeleri'nden çekilmesini talep eden kararı kabul etti

Golan Tepeleri'nde bulunan Kuneytra geçiş noktası yakınlarındaki Birleşmiş Milletler Ateşkes Gözlem Gücü (UNDOF) karakolunda bir tabelanın yanında duran iki İsrail askeri. (EPA)
Golan Tepeleri'nde bulunan Kuneytra geçiş noktası yakınlarındaki Birleşmiş Milletler Ateşkes Gözlem Gücü (UNDOF) karakolunda bir tabelanın yanında duran iki İsrail askeri. (EPA)
TT

BM, İsrail'in Golan Tepeleri'nden çekilmesini talep eden kararı kabul etti

Golan Tepeleri'nde bulunan Kuneytra geçiş noktası yakınlarındaki Birleşmiş Milletler Ateşkes Gözlem Gücü (UNDOF) karakolunda bir tabelanın yanında duran iki İsrail askeri. (EPA)
Golan Tepeleri'nde bulunan Kuneytra geçiş noktası yakınlarındaki Birleşmiş Milletler Ateşkes Gözlem Gücü (UNDOF) karakolunda bir tabelanın yanında duran iki İsrail askeri. (EPA)

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu dün akşam, İsrail'in 1967'de işgal ettiği ve 1981'de ilhak ettiği Golan Tepeleri'nden çekilmesini talep eden bir karar aldı.

Karar, 123 lehte, İsrail ve ABD dahil 7 aleyhte ve 41 çekimser oyla kabul edildi.

Golan Tepeleri, yaklaşık 60 kilometre uzunluğunda ve 25 kilometre genişliğinde stratejik bir kayalık platodur. İsrail, 1967'de burayı ele geçirdi ve 1981'de ilhak etti; ancak bu adım uluslararası alanda tanınmadı.

Genel Kurul kararı, İsrail'in 1981 yılında ‘işgal altındaki Suriye Golan'ına kendi kanunlarını, otoritesini ve yönetimini dayatma’ kararının ‘geçersiz ve hükümsüz’ olduğunu belirtti ve bu kararın iptalini talep etti.

rg
Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra geçiş noktasında bir İsrail askeri (Arşiv – Reuters)

Kararda, BM Genel Kurulu'nun İsrail'e Suriye ve Lübnan ile müzakereleri yeniden başlatması ve önceki taahhüt ve vaatlerine uyması çağrısında bulunduğu da belirtildi. Ayrıca İsrail'in işgal altındaki Suriye Golanı'ndan 4 Haziran 1967 sınırlarına çekilmesi talep edildi.

193 üyeli BM Genel Kurulu tarafından çıkarılan kararlar yasal olarak bağlayıcı olmasa da, sembolik bir ağırlığa sahip ve küresel kamuoyunu yansıtıyor.

X platformunda oylama hakkında yorum yapan İsrail'in BM Daimî Temsilcisi Danny Danon şunları söyledi: “Genel Kurul, gerçeklikten ne kadar kopuk olduğunu bir kez daha kanıtladı. İran ekseninin suçları ve Suriye'deki milislerin tehlikeli faaliyetleriyle ilgilenmek yerine, İsrail'in vatandaşlarını koruyan hayati savunma hattı olan Golan Tepeleri'nden çekilmesini talep ediyor. İsrail 1967 sınırlarına geri dönmeyecek ve Golan'ı asla terk etmeyecek.”


Rubio: Amerika ile Rusya arasında Ukrayna konusunda yapılan görüşmelerde bazı ilerlemeler kaydedildi

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (AFP)
TT

Rubio: Amerika ile Rusya arasında Ukrayna konusunda yapılan görüşmelerde bazı ilerlemeler kaydedildi

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (AFP)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, dün yayınlanan bir röportajında, Ukrayna ile savaşı sona erdirmek için Rusya ile yapılan görüşmelerde "bazı ilerlemeler" sağlandığını söyledi.

Rubio, Fox News’te yaptığı açıklamada, "Yapmaya çalıştığımız şey, bu konuda bir miktar ilerleme kaydettiğimizi düşünüyorum, Ukraynalıların gelecekte güvenlik garantisi sağlayacak şekilde yaşayabilecekleri şeyleri bulmaktır" dedi. ABD'nin, anlaşmanın onlara "sadece ekonomilerini yeniden inşa etmelerine değil, aynı zamanda bir ulus olarak refaha kavuşmalarına da olanak sağlayacağını" umduğunu belirtti.


Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

TT

Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

Sudan, Rusya'ya silah karşılığında deniz üssü ve altın teklif ediyor

Amerikan yönetimi Sudan’daki çatışmanın taraflarına ülkedeki savaşı durdurmaya yönelik bir yol haritasını kabul ettirmeye çalışırken, ABD ve Sudanlı kaynaklar, Port Sudan yönetiminin Rusya’dan silah desteği almak için Moskova ile temas kurduğunu bildirdi. Kaynaklara göre Port Sudan, gelişmiş silahlar karşılığında Rusya’ya Kızıldeniz kıyısında deniz üssü kurma imkânı ve maden ile altın yatırımları teklif etti. Bu durum, Sudan’daki savaşın, küresel ölçekte kritik öneme sahip deniz geçişlerinden birinde, ABD baskıları ile Rusya’nın cazip teklifleri arasında daha geniş bir güç mücadelesine dönüşmesi riskini artırıyor.

Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak, ABD’nin Sudan’da ateşkes için hazırladığı yeni öneriye ilişkin daha fazla ayrıntı ortaya çıktı. Teklifin, İslamcı akım ve Müslüman Kardeşler’i dışarıda bırakan, askeri, insani ve siyasi alanları kapsayan üç paralel yol haritası içerdiği belirtildi.

Rusya için deniz üssü ve altın

ABD’nin yoğun diplomatik girişimleri sürerken, Wall Street Journal dün yayımladığı haberinde, geçici başkent olarak Port Sudan’ı kullanan hükümetin Rusya’ya Kızıldeniz kıyısında deniz üssü kurma ve maden ile altın alanlarında yatırım yapma teklifinde bulunduğunu aktardı. Habere göre bu teklif, Sudan ordusunun Rusya’dan gelişmiş silahlarla yeniden donatılması karşılığında yapıldı.

fvbg
Kızıldeniz'deki Port Sudan limanı (Getty Images)

Gazetenin adını vermediği Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Sudan’ın Rusya’ya ilettiği teklif, 25 yıllık bir anlaşmayı kapsıyor. Buna göre Rusya, Port Sudan Limanı’nda veya Kızıldeniz kıyısındaki başka bir deniz tesisinde, aralarında nükleer güçle çalışan savaş gemilerinin de bulunduğu dört deniz unsurunu ve en fazla 300 askeri konuşlandırabilecek.

Amerikan gazetesi, böyle bir üssün Rusya’ya Süveyş Kanalı üzerinden geçen ve küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12’sini oluşturan deniz hattını izleme imkânı vereceğine dikkat çekti.

ABD uyarısı

Gazete ayrıca, üst düzey bir ABD yetkilisinin, Port Sudan ya da Libya’da kurulacak bir Rus askeri üssünün Moskova’nın güç kullanma kapasitesini artırabileceği ve daha az kısıtlamayla hareket etmesine yol açabileceği uyarısında bulunduğunu aktardı. Emekli Tümgeneral Mark Hicks’in değerlendirmesine göre ise böyle bir deniz üssü, Rusya’nın uluslararası konumunu güçlendirecek ve bölgedeki nüfuz alanını genişletecek.

fv
Sudan Ordusu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Bu gelişme, Port Sudan’daki askeri yönetimin yeni silah kaynakları arayışını sürdürdüğü bir dönemde ortaya çıktı. Gazetenin adını açıklamadığı bir Sudanlı yetkili, ülkenin gelişmiş silah sistemlerine ve hava savunma kapasitesine ihtiyaç duyduğunu, ancak bu tür bir anlaşmanın ABD ve Avrupa Birliği (AB) ile sorun yaratabileceğini belirtti.

Gazetenin değerlendirmesine göre Washington, savaşı durduracak ve sivil yönetime geçiş sürecini başlatacak bir yol haritasına odaklanırken, Port Sudan yönetimi ise Rusya ile yakınlaşmanın getireceği askeri ve ekonomik kazanımları önceliklendiriyor.

Ateşkes ve uluslararası mekanizma

Bu çerçevede, ABD’nin Sudan’da ateşkese yönelik yeni önerisine ilişkin ayrıntılar da ortaya çıkmaya devam ediyor. Al Arabiya’ya konuşan kaynaklar, teklifin askeri, insani ve siyasi başlıklardan oluşan üç paralel süreci kapsadığını ve İslamcı akım ile Müslüman Kardeşler’in bu süreç dışında tutulduğunu aktardı.

Mısır kaynaklarına dayandırılan habere göre, askeri başlık, ülke genelinde kapsamlı bir ateşkesi öngörüyor. Buna göre ateşkesten sonra geniş ölçekli bir insani operasyon başlatılacak, yardım kuruluşlarının erişimi sağlanacak ve temel hizmetler yeniden tesis edilecek. Ayrıca ateşkesi denetlemek üzere, sahada gözetim mekanizmalarına sahip bir uluslararası komite kurulması planlanıyor. Bu komite, insani koridorların güvenliğini sağlamak, sivilleri korumak ve olası ihlalleri takip etmekle görevlendirilecek.

cdfrgt
ABD Başkanı Donald Trump’ın Arap ve Afrika İşlerinden Sorumlu Başdanışmanı Massad Boulos (AFP)

İnsani sürecin başarısı, ateşkesin kalıcılığına ve yardımın ülke geneline etkin biçimde ulaşmasına bağlanıyor. Buna göre sağlam bir ateşkes, insani operasyonların başlaması için temel koşul olacak; bu da yardım ekiplerinin erişimini kolaylaştırarak yerinden edilmiş kişiler ile mültecilerin güvenli dönüşü için gerekli ortamın hazırlanmasına katkı sağlayacak.

Siyasi sürece ilişkin öneri ise eski rejim mensupları ve İslamcılar hariç, sivil güçlerin öncülüğünde bir geçiş süreci öngörüyor. Bu süreç, ordunun ve Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) ateşkese onay vermesiyle eş zamanlı olarak başlayacak ve savaşın sonlandırılmasına giden yolun ilk adımını oluşturacak.

Askeri alanda kapsamlı reform

Yol haritası ayrıca kapsamlı bir askeri reform sürecini de içeriyor. Buna göre Sudan İslami Hareketi ve Müslüman Kardeşler çizgisine yakın isimlerin ordu ve güvenlik kurumlarından çıkarılması, silahlı grupların entegrasyonu ve iki tarafla birlikte savaşan milis yapılanmalarının tasfiyesi planlanıyor. Amaç, sivil otoriteye tabi, birleşik ve profesyonel bir ordu ile yeniden yapılandırılmış güvenlik kurumları oluşturmak. Bu süreçte karar merciinin ordu veya HDK olmayacağı özellikle vurgulanıyor.

Öte yandan, eylül ayında ABD’li arabulucu Massad Boulos tarafından sunulan planın, Sudan hükümeti ile HDK temsilcilerine ateşkes ve kapsamlı bir insani süreç önerdiği biliniyor. Ancak Boulos 25 Kasım’da her iki tarafın da plana henüz onay vermediğini açıklamıştı.

Boulos o dönemde yaptığı açıklamada, tarafların ateşkesi ‘ön koşul olmadan’ kabul etmesinin önemine dikkat çekmiş; bunun can kayıplarını azaltmak, siyasi sürecin yeniden başlamasını sağlamak ve ülkenin sivil yönetime geçişi için gerekli koşulları oluşturmak açısından kritik olduğunu ifade etmişti.