Baalbek de 'Halk Devrimi'ne katıldı

Baalbek de 'Halk Devrimi'ne katıldı
TT

Baalbek de 'Halk Devrimi'ne katıldı

Baalbek de 'Halk Devrimi'ne katıldı

Bir haftadır Lübnan’ın birçok bölgesinde düzenlenen protesto gösterileri ülkenin kuzeydoğusundaki Baalbek bölgesinde de kendisini göstermeye başladı.
Kamuoyunda son seçimlerde yaptıkları ittifak nedeniyle "Şii İkili" olarak adlandırılan, seküler çizgideki Emel ve İslamcı çizgideki Hizbullah'ın kalesi olarak bilinen Baalbek'de de ülkenin geri kalanında yaşanan protestolarla eş zamanlı gösteriler düzenlendi.
Halk hareketinin patlak verdiği ilk günden bu yana Baalbek’te de bir araya toplanma çağrıları yapılıyor. Şehir, ilk defa bu tür bir duruma tanık olurken eylemciler, Baalbek Kalesi yakınında ve Baalbek’in güney girişine uzanan Duris kasabasındaki el-Matran Meydanı’nda toplandı. Şehirde zaman zaman diğer şehirlerde tanık olunduğu gibi, bankalar, okullar ve üniversiteler kapatılırken, şehre giriş yolları da kesildi.
Baalbekli aktivist olan İmad eş-Şel, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “İhmalkarlık, yoksulluk, otorite zaafiyeti ve güvenlik eksikliğine tanık olan Baalbek şehrindeki zorlu yaşam koşulları, halkı partizan ve mezhepçi faaliyetlerden uzak şekilde tek bir ses olmaya itti. Meydanda 2 binden fazla eylemci var. Bu sahne, şehirde alışık olmadığımız bir durum ve Baalbek halkının farkındalık sahibi olduğunu gösteriyor” dedi.
Eylemciler arasında, uzun zamandır bir partiye mensup olan isimler de yer alıyor. Atılan sloganlar ise yaşam koşullarının düzeltilmesiyle ilgili. İmad eş-Şel, gösterilere katılımın herkesi kapsayacak şekilde genişleyeceğini umduklarını söyleyerek, sloganların partizanlığın ve mezhepçiliğin ötesine geçtiğine dikkati çekti.
Diğer bölgelerdeki eylemcilerle doğrudan bir koordinasyonun olmadığını belirten aktivist, çevre köylerle ise temas halinde olduklarını ifade etti.
Ancak İmad ve diğer aktivistlerin övündüğü bu hareketlilik, medya organlarında yer almıyor. Birçok medya organı ile iletişim kurduğunu söyleyen İmad eş-Şel, ancak hiçbirinden cevap alamadığını, bu sebeple sosyal medya organları üzerinde videolar ve fotoğraflar paylaşıp ilgi çekmeye çalıştıklarını vurguladı.
Baalbek’te 24 Ekim’de yaşananlar da bir önceki güne benzerdi. Öyle ki eylemciler, öğleden sonra toplanma çağrısı yaptı ve Duris karayolunu trafiğe kapattı. Bölge üst üste sekizinci gün de çadırlar kuruldu. Halil Matran Meydanı’ndaki tarihi kalenin önünde oturma eylemi düzenlendi, hükümetin devrilmesini isteyen sloganlar atıldı ve marşlar söylendi.
Mafyadan gösterilere destek
Protesto gösterilerinin ardından Lübnan Devleti’nin aranan isimlerinden uyuşturucu mafya babası Nuh Zaiter, ayaklanmaya katılma kararı alarak, Baalbek Hermel’deki ailesini de ayaklanmaya destek vermeye çağırdı. Bir video aracılığıyla açıklamada bulunan Zaiter, “Lübnan halkının adil bir sivil devlet taleplerini desteklemek üzere” halk hareketine destek verdiğini söyleyerek, Baalbek Hermel’deki akrabalarına da 24 Ekim’de “oturma eylemlerine katılma” çağrısı yaptı.
Nuh Zaiter, herkesten yalnızca Lübnan bayrağı taşımalarını isterken, “Eğer birinin meydanlara inmesi gerekiyorsa bu, Baalbek halkının hakkıdır. Çünkü en çok ezilenler onlardır” dedi.
Öte yandan Baalbek meydanında bazı kesimler de gösterilere karşı çıkarken, Başbakan Hariri tarafından ilan edilen reform paketi şartlarını desteklediklerini belirtti. Bu çerçevede Baalbek Belediye Birliği Konseyi, geçen çarşamba günü söz konusu reform paketini ‘talep edilen güvenliği sağlamak için anayasa kurumları aracılığıyla gerçekçi ve bağlayıcı bir geçiş köprüsü’ olarak gördüklerini duyurdu.
Konsey, halk hareketinin korunması gerektiğini de söylerken, aynı zamanda Baalbek Hermel şehrindeki yolların trafiğe açılması gerektiğini vurguladı.
Konsey ayrıca, “üniversite ve eğitim kurumlarının kapılarının açılması ve öğrencilerin akademik yıla yönelik ilgilerinin korunması gerektiğine” dikkati çekti.
Lübnan'ın kuzeydoğusunda yer alan ağırlıklı olarak Şiilerin yaşadığı Baalbek-Hermel 420 bin nüfusa sahip.
Cumhurbaşkanı Michel Avn'ın 24 Ekim’de Lübnan halkına seslenmesi sonrasında da Baalbek sokaklarında Cumhurbaşkanının açıklamasını destekleyenler ve desteklemeyenler olmak üzere iki kesim belirdi. Aynı şekilde şehirdeki protesto gösterileri, “hükümetin devrilmesi, yolsuzluğa karışanların hesap vermesi ve kamu paralarını geri iadesi” talepleri çerçevesinde devam ediyor.



Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
TT

Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü, bu sabah İsrail'in Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılar ve ağır topçu bombardımanında aralarında çocukların da bulunduğu 19 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Bu arada Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı dün (Cuma) yaptığı açıklamada, yakıt yetersizliği nedeniyle 48 saat içinde tüm hastanelerin çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İsrail, bir yıldan uzun bir süredir savaş yürüttüğü Gazze Şeridi'ne yakıt girmesine izin vermiyor.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal AFP'ye yaptığı açıklamada, “İsrail'in gece yarısından sonra sabaha kadar Gazze Şeridi'ne düzenlediği bir dizi şiddetli hava saldırısında 19 vatandaş şehit oldu ve 40'tan fazla kişi de yaralandı” dedi.

Daha önce Filistin televizyonu, Gazze şehrinin doğusundaki ez-Zeytun mahallesinde bir evi hedef alan İsrail bombardımanında altı kişinin öldüğünü ve birkaç kişinin de yaralandığını bildirmişti.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in dün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda 38 kişinin öldüğünü açıkladı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) perşembe günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf hakkında, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine eşi benzeri görülmemiş bir saldırı başlatmasından bu yana Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda insanlığa karşı suç ve savaş suçu işledikleri şüphesiyle yakalama kararı çıkarmasının ardından uluslararası tepkiler devam ediyor.

Gazze Şeridi'ndeki Sahra Hastaneleri Genel Müdürü Dr. Mervan el-Hams, “İşgalcilerin yakıt girişini engellemesi nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki tüm hastanelerin 48 saat içinde çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı konusunda acil bir uyarıda bulunuyoruz” dedi.

Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail'in biri Gazze Şehri'nin doğusunda diğeri de şehrin güneyinde bulunan iki evi hedef alan saldırısında ölen on iki kişinin cesedine ulaşıldığını ve onlarca kişinin de yaralandığını duyurdu.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, 7 Ekim 2023'teki saldırıya karışan beş Hamas mensubunu öldürdüğünü bildirdi.

Filistinli tıbbi kaynaklara göre saldırıda onlarca kişi öldü ve yaralandı.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sekizi yoğun bakımda olmak üzere 80 hastanın ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde kısmen faaliyet gösteren iki hastaneden biri olan Kemal Advan Hastanesi'ndeki personelin durumuyla ilgili ‘ciddi endişelerini’ dile getirdi.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus'a göre, hastane perşembe günü bir insansız hava aracı (İHA) saldırısının hedefi oldu. Söz konusu saldırı, bir elektrik jeneratörünün ve bir su deposunun tahrip olmasına yol açtı.

Kemal Advan Hastanesi Müdürü Hüsam Ebu Safiye AFP'ye yaptığı açıklamada, kurumunun dün yine İsrail hava saldırılarının hedefi olduğunu, bir doktor ve hastaların yaralandığını söyledi.

İsrail ordusu, Hamas savaşçılarının yeniden toparlanmasını önlemek amacıyla 6 Ekim'de Gazze Şeridi'nin kuzeyinde büyük bir kara operasyonu başlattı.

‘Masum çocuklar’

Bilal isimli Filistinli, kurbanların götürüldüğü el-Ehli Arap Hastanesi'nin salonlarından birinde şunları söyledi: “Tüm ailem öldürüldü. Aileden geriye bir tek ben kaldım. Adaletsizliği durdurun.”

AFP'ye konuşan bir başka adam ise hastane yatağında hareketsiz yatan bir çocuğun yanında otururken, “Orada masum çocuklar vardı (...) Onların suçu neydi?” diye sordu.

Birleşmiş Milletler’in (BM) güvenilir bulduğu Hamas yönetimindeki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda şimdiye kadar çoğu sivil kadın ve çocuk olmak üzere en az 44 bin 56 kişi hayatını kaybetti.

AFP'nin İsrail'in resmi verilerinden aktardığına göre, Hamas'ın İsrail yerleşimlerine yönelik saldırısında çoğu sivil bin 206 kişi öldü.

Saldırı sırasında 251 kişi esir alınarak Gazze Şeridi'ne götürüldü. Bunlardan 97'si Gazze Şeridi'nde kaldı ve İsrail ordusu kalan esirlerden 34'ünün öldüğünü tahmin ediyor.

‘Tehlikeli bir emsal’

Savaşın başlamasından bir yıldan fazla bir süre sonra, UCM'nin perşembe günü aldığı karar İsrail'i çileden çıkardı.

Netanyahu perşembe akşamı yaptığı açıklamada, “Hiçbir bariz İsrail karşıtı karar bizi, özellikle de beni, ülkemizi savunmaya devam etmekten alıkoyamaz. Baskılara boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Gallant kararı, ‘terörizmi teşvik eden tehlikeli bir emsal’ olarak değerlendirdi.

ABD Başkanı Joe Biden, ‘utanç verici’ olarak nitelendirdiği kararı kınadı. Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise dün yaptığı açıklamada, Netanyahu'yu karara ‘meydan okuyarak’ Macaristan'ı ziyaret etmeye davet edeceğini söyledi.

Netanyahu, Orban'ın tutumunu memnuniyetle karşılayarak, bunun ‘ahlaki netliği’ yansıttığını söyledi.

Macaristan da dahil olmak üzere UCM'ye üye 124 ülke teorik olarak üç yetkiliyi kendi topraklarına girmeleri halinde gözaltına almakla yükümlü.

İngiliz hükümeti dün Netanyahu'nun yakalama kararı kapsamında gözaltına alınabileceğini ima etti.

İrlanda Başbakanı Simon Harris, ülkesini ziyaret etmesi halinde Netanyahu'yu gözaltına alacağını söyledi.

Harris, RTE devlet televizyonunda UCM üyesi olan İrlanda'nın Netanyahu'yu ülkeyi ziyaret etmesi halinde gözaltına alıp almayacağı sorusuna “Evet, kesinlikle” yanıtını verdi.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni dün yaptığı açıklamada, G7 dışişleri bakanlarının pazartesi ve salı günleri Roma yakınlarında bir araya geldiklerinde mahkemenin yakalama kararlarını görüşeceklerini duyurdu.

İran kararı, ‘Siyonist varlık için siyasi bir ölüm’ olarak değerlendirirken, Çin mahkemeyi ‘objektif ve adil bir duruş’ sergilemeye çağırdı.

Hamas mahkemenin kararını memnuniyetle karşılayarak, bunu ‘tarihi ve önemli’ bir adım olarak nitelendirdi.