Bağdadi’nin lider kadrosundan geriye kimler kaldı, halef kim olacak?

Bağdadi, Temmuz 2014’te Musul’daki Ulu Cami’nin minberinden sözde "İslam Devleti"ni ilan etmişti (AFP)
Bağdadi, Temmuz 2014’te Musul’daki Ulu Cami’nin minberinden sözde "İslam Devleti"ni ilan etmişti (AFP)
TT

Bağdadi’nin lider kadrosundan geriye kimler kaldı, halef kim olacak?

Bağdadi, Temmuz 2014’te Musul’daki Ulu Cami’nin minberinden sözde "İslam Devleti"ni ilan etmişti (AFP)
Bağdadi, Temmuz 2014’te Musul’daki Ulu Cami’nin minberinden sözde "İslam Devleti"ni ilan etmişti (AFP)

DEAŞ lideri Ebubekir Bağdadi’nin öldürüldüğü ABD Başkanı Donald Trump tarafından resmen açıklanırken, bir dönem Irak ve Suriye’de hüküm süren örgütte bundan sonra kimin söz sahibi olacağı sorusu cevap bekliyor.
Eski Irak İçişleri Bakan Yardımcısı Adnan Esadi, Şubat 2014’te El Arabiya’ya verdiği bir röportajda DEAŞ'ın lider kadrosunu ortaya koymuştu.
Esadi’nin paylaştığı bilgilere göre hepsi de Irak’tan çıkan 6 ismin en az üçü Saddam Hüseyin’in ordusunda hizmet etmiş, diğerleriyse daha önceleri Irak cezaevlerinde bir süre kalmış ve serbest kalmalarının ardından Suriye’deki savaşa katılmış kişilerden oluşuyordu. Ancak bu listede yer alanların çoğu ya öldürüldü ya da kayıplara karıştı.
Ebubekir Bağdadi
Gerçek adı İbrahim Bedri olan ve eskiden Ebu Dua adıyla da tanınan Bağdadi, 4 Haziran 2004’te Amerikan güçleri tarafından tutuklanmadan önce İslami araştırmalarda ders veriyor, Bağdat ve Felluce’deki camilerde imamlık yapıyordu.
Cezaevinde geçen üç yılın ardından serbest bırakıldı, “Sünni Ordusu”nu (Ceyhul Sünni) kurdu, El Kaide’ye katıldı. Ebu Ömer Bağdadi’nin ölümünün ardından örgüt komutasında üçüncü sıraya yükseldi. Öldüğüne dair bugüne dek birçok kez haber yapıldı.
Nisan ayında, en son Temmuz 2014'te görüntüsü paylaşılan Bağdadi’ye ait olduğu iddia edilen bir video kaydı yayımlandı. Bağdadi’nin bu kayıtta başka ülkelerdeki bağlantılı örgütlerden bahsettiği ve elinde "Türkiye Vilayeti" yazan bir belgeyi incelediği görüldü.
Ebu Eymen Iraki
DEAŞ'ın önde gelen liderlerinden ve askeri konseyin üyelerinden olan Iraki, Saddam Hüseyin yönetimi sırasında Irak Hava Kuvvetleri istihbaratında albay olarak görev yaptı. O sıralar takma adı Ebu Muhanned Suveydevi’ydi. 2007’de üç yıl hapis cezası aldı. Serbest kalınca Suriye’ye geçti, burada İdlib, Halep ve Lazkiye şehirlerinde DEAŞ militanlarına komutanlık yaptı. 7 Kasım 2014’te ABD güçlerinin Musul’da düzenlediği hava saldırısında öldürüldüğü iddia edildi.

El Arabiya'nın 2014'te paylaştığı lider kadro
Ebu Ahmed Elvani

Gerçek adı Velid Cesim olan, Saddam ordusunun eski üyelerinden Elvani, DEAŞ'ın askeri konseyi içinde yer aldı. ABD’nin 2014 sonlarında Irak’ta insansız hava araçlarıyla düzenlediği saldırıda öldürüldüğü iddia edildi. Ancak 2015’te hala hayatta olduğuna dair haberler çıktı.
Ebu Abdurrahman Bilavi
DEAŞ'ın askeri konseyinin 4 üyesinden biri ve örgütün Şura Konseyi’nin eski başkanıydı. Irak’ın Enbar vilayetindeki Halidiye semtinden olan Bilavi, 27 Ocak 2005’te tutuklanıp Amerikan askeri gözaltı merkezi Buka Kampı’na götürüldü. Gerçek adı Adnan İsmail Necm olan DEAŞ liderinin Temmuz 2014’te Halidiye’de öldürüldüğü belirtildi.
Hacı Bekir
Samir Abd Muhammed Huleyfevi olan Hacı Bekir, Saddam ordusunda eski bir subaydı, silah geliştirmekle suçlandı. Daha sonra Buka Kampı’na gönderildi, serbest kalmasının ardından El Kaide’ye katıldı. Ölümüne kadar DEAŞ'ın Suriye’deki en güçlü komutanı olduğu iddia ediliyordu.
Almanya'da yayımlanan Der Spiegel dergisi 2015’te yer verdiği bir haberde, Suriye ve Irak'ın önemli bir bölümünü ele geçiren ve birçok ülkede terör eylemleri düzenleyen DEAŞ'ın geçmişine dair önemli belgeleri paylaştı. Buna göre, DEAŞ'ın Irak ve Suriye'deki tüm yapılanmasının, Saddam Hüseyin döneminin Baas Partisi istihbarat subaylarından Hacı Bekir tarafından planlandığı ortaya çıktı. Hacı Bekir’in kurduğu örgüt yapılanmasının, Almanya’nın gizli polisi Stasi’ye benzediği yorumları yapıldı.
Ebu Fatıma Caheyşi
Gerçek adı Nima Abd Nayif Ceburi olan Caheyşi, Irak’ın kuzeyinde Kerkük’e yerleşmeden önce Irak’ın güneyindeki DEAŞ operasyonlarından sorumluydu. Doğruluğu kanıtlanmamış bilgilere göre Ağustos 2015’te ABD hava saldırısında öldürülen Ebu Müslim Türkmeni’nin yerine getirildi. Haberlere göre DEAŞ'ın askeri komitesine başkanlık yaptı ve örgütün üst düzey 5 komutanı arasında yer aldı, DEAŞ'ın “Kerkük Valiliğini” de yürüttü.
Bağdadi’nin Ekim 2015’te ciddi şekilde yaralandığı iddiaları oraya atıldığında Caheyşi’nin adı da halef olarak anılmaya başlandı. DEAŞ, koalisyon güçleri ve Irak birlikleri karşısında toprak kaybedince Irak’tan Suriye’ye geçti. DEAŞ'ın topraklarının iyice küçüldüğü 2018 başlarından bu yana nerede olduğu bilinmiyor.
Abdullah Kardaş
DEAŞ'ın yayın organı Amak Haber Ajansı, geçen ağustos ayında yaptığı duyuruyla Bağdadi’nin yerini Iraklı Abdullah Kardaş’a bıraktığını iddia etti. Bağdadi’nin sağlık durumunun kötüleşmesi sonrası yerini kime bırakacağı söylentileri sırasında çıkan bu haberler örgüt tarafından resmen doğrulanmadı.
Telafer kökenli Türkmen olduğu belirtilen Kardaş, Bağdadi’yle birlikte 2003’te Irak’ta Amerikan güçleri tarafından cezaevine gönderilmişti.



Kürt liderler: Suriye hükümeti ile özerk yönetim arasındaki müzakereler devam ediyor

Suriye ve Ürdün dışişleri bakanları cumartesi günü Amman'da ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile bir araya geldi. (Şam'daki ABD Büyükelçiliği’nin X hesabı)
Suriye ve Ürdün dışişleri bakanları cumartesi günü Amman'da ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile bir araya geldi. (Şam'daki ABD Büyükelçiliği’nin X hesabı)
TT

Kürt liderler: Suriye hükümeti ile özerk yönetim arasındaki müzakereler devam ediyor

Suriye ve Ürdün dışişleri bakanları cumartesi günü Amman'da ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile bir araya geldi. (Şam'daki ABD Büyükelçiliği’nin X hesabı)
Suriye ve Ürdün dışişleri bakanları cumartesi günü Amman'da ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile bir araya geldi. (Şam'daki ABD Büyükelçiliği’nin X hesabı)

Suriye hükümeti ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi arasındaki müzakerelerin çöktüğünü reddeden Kürt liderler, egemenlik ve ulusal konularda mevcut mutabakatların varlığını vurgulayarak, Esed rejiminin yıkılmasından bu yana ilk kez geçtiğimiz haziran ayı başında ve bu ayın 9'unda gerçekleştirilen doğrudan görüşmelerin ardından farklılıkların ve çözüm bekleyen konuların aşılması için diyalog ve görüşmelerin yoğunlaştırılması çağrısında bulundu.

Bu açıklamalar, ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi arasında cumartesi günü Ürdün'ün başkenti Amman'da yapılan görüşmenin ardından geldi. İki taraf entegrasyon sürecini, Suriye'deki mevcut durumu ve sükûnet ve istikrarın yeniden tesis edilmesi için tüm tarafların acil adımlar atması gerektiğini ele aldı. Kürt kaynaklar, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani'nin de toplantıya katılacağını öne sürdü.

ABD'nin Şam Büyükelçiliği X hesabından yaptığı açıklamada, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın Mazlum Abdi ile Suriye'deki gelişmeleri ve ülkede sükûnet ve istikrarın yeniden tesis edilmesinin yollarını görüştüğünü duyurdu.

Büyükelçilikten yapılan açıklamaya göre Barrack ve SDG lideri, kimseyi dışlamayan birleşik bir Suriye devletine entegre olmak için atılacak pratik adımları ele aldı ve her iki taraf da ‘birlik zamanının geldiği’ konusunda mutabık kaldı.

xcdvfghyj
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin Suriye hükümetiyle diyalog heyeti başkanı Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)

Şam'da yetkililerle müzakerelerde bulunan Özerk Yönetim heyetinin başkanı Fevze Yusuf Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Uluslararası arabulucular ve Suriye hükümeti bizden taviz vermemizi istiyor. Ancak bölgelerimizdeki bileşenlere tek bir dil, tek bir bayrak ya da tek bir kültür dayatılmasına izin vermeyeceğiz. Biz bileşenler olarak tüm halkların ve mezheplerin haklarını garanti altına alan çoğulcu ve ademi merkeziyetçi bir Suriye inşa etmeye hazırız” ifadelerini kullandı.

Kurulduğu 2014 yılından bu yana özerk yönetimi yöneten en önemli siyasi partilerden biri olan Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) Eş Başkanı, hükümetin vizyonunun özerk yönetimin kurumlarını feshetmek ve siyasi niteliğini iptal etmek üzerine kurulu olduğunu açıkladı. Fevze Yusuf, “Özerk yönetim anlaşmanın uygulanmasının önünde bir engel değil, aksine devleti güçlendirecek ve bütünleştirecek güçlü bir dayanak” dedi.

vfgthy
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi tarafından Haseke şehrinin girişine yapılan tasarım (Şarku’l Avsat)

Fevze Yusuf, ‘entegrasyon süreci’ kavramına odaklanan ikinci bir ihtilaf noktasına işaret ederek şunları söyledi: “Her iki tarafın da entegrasyon konusunda farklı bir anlayışı var. Bu noktada, toplantı ve diyalogla bu hususun ele alınması ve anlaşmanın geri kalan hükümlerinin açıklanması gerekiyor.”

10 Mart anlaşması SDG'nin ve sivil kurumlarının bu yılın sonuna kadar Suriye ordusuna ve devlet birimlerine entegre edilmesini öngörüyor. Anlaşma, Irak ve Türkiye ile tüm sınır kapılarının ve Kamışlı Uluslararası Havaalanı'nın yanı sıra kuzeydoğudaki petrol sahaları ve elektrik santralinin hükümetin kontrolüne geçmesini amaçlıyor, ancak bu yerler halen SDG tarafından yönetiliyor.

Fevze Yusuf, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgesinin bileşenlerinin ‘farklı dilleri, kültürleri ve kimlikleriyle geleceğin Suriye'sine katılacaklarını’ belirtti. “Anayasal haklarımızı alamazsak bize dayatılan hiçbir koşulu kabul etmeyeceğiz” diyen Fevze Yusuf, Suveyda vilayetinde ve ülkenin güneyinde kötüleşen durumdan hükümeti sorumlu tuttu ve bunun nedenini ‘merkeziyetçi zihniyete’ bağladı.

ABD ve Fransa'nın çabalarına rağmen Suriye Cumhurbaşkanı'nın SDG lideri ile yaptığı anlaşmanın uygulanmasındaki gecikmeyle ilgili olarak Kürt lider, geçiş hükümetinin önceki anlaşmalara uymamasının iki taraf arasında bir anlaşmazlık noktası olduğunu vurguladı. Fevze Yusuf, “10 Mart anlaşması anayasa taslağında yer almayan hükümler içeriyordu ki bu da hükümetin özerk yönetim ve askeri güçleriyle ilgili niyetleri konusunda ciddi şüpheler uyandırıyor” dedi.

Mazlum Abdi bu ayın 14'ünde bir Alman gazetesine verdiği röportajda, Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile varılan anlaşmanın uygulanması halinde güçlerinin silah bırakmasına gerek kalmayacağını ifade etti ve mart ayında varılan anlaşmanın tamamına bağlı olduklarını yineledi. Abdi, “Anlaşmanın şartlarının uygulanmasının SDG'yi Suriye ordusunun bir parçası haline getireceğine inanıyoruz. Bu nedenle şimdi ya da gelecekte silahsızlandırılmamıza gerek yok” ifadelerini kullandı.

sdfrgty
Özerk Yönetim Dış İlişkiler Başkanı İlham Ahmed (Şarku’l Avsat)

Özerk Yönetim Dış İlişkiler Başkanı İlham Ahmed ise hükümet ile SDG arasındaki müzakerelerin çöktüğü iddialarını yalanlayarak, ulusal konularda mevcut mutabakatların bulunduğunu, farklılıkların giderilmesi için toplantı ve diyalogların yoğunlaştırılması gerektiğini ifade etti.

Özerk yönetim bölgelerindeki askeri kurumların ve sivil yönetim yapılarının entegrasyonunun müzakerelerin önündeki en zor konulardan biri olduğunu belirten Ahmed şunları söyledi: “Müzakereler çökmedi. Suriyeliler yıllardır birbirleriyle diyalog kurmadıkları için bazı toplantılarda anlaşmazlıklar ve yanlış anlamalar olması normal.”

İlham Ahmed, Suriye güvenli bir ortama kavuşana kadar bu görüşmelerin devam etmesi çağrısında bulundu. Ahmed, 9 Temmuz'da Şam'da yapılan ve hükümet bakanları, yönetim yetkilileri ve SDG liderinin katıldığı toplantıya ilişkin olarak şu ifadeleri kullandı: “Yetkililer olumlu göstergeler ve her iki tarafta da gerçek bir istek gördüklerini söyledi. Toprak bütünlüğü ve devletin birliği gibi genel ulusal konularda görüş birliği var. Bunlar ortak zemin olarak kabul edilebilecek temel noktalar.”

Ahmed, özerk yönetimin devlet çerçevesi dışında alternatif askeri ve idari yapılar oluşturduğu yönündeki suçlamaları şiddetle reddederek, “Yerel yönetişim bağlamında adem-i merkeziyetçilik terimi bir arada yaşama durumunu ifade eder. Başka bir deyişle, bu bir yerel yönetişim biçimidir” dedi.