Tunus: Nahda Hareketi başbakanı açıklamaya hazırlanıyor

Tunus: Nahda Hareketi başbakanı açıklamaya hazırlanıyor
TT

Tunus: Nahda Hareketi başbakanı açıklamaya hazırlanıyor

Tunus: Nahda Hareketi başbakanı açıklamaya hazırlanıyor

Tunus Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Nebil Bafun, 6 Ekim’de gerçekleşen Parlamento Seçimleri’nin resmi sonuçlarını ilan etti. Hükümet kurma görevi, oyların çoğunluğunu alarak seçimden birinci parti olan Nahda Hareketi’ne verildi.
Bafun, başkentte düzenlediği basın toplantısında, ‘başarılı’ olarak nitelediği 2019 Parlamento Seçimleri’nin resmi sonuçlarını duyurdu.
Bafun, burada yaptığı açıklamada, Washington merkezli uluslararası bir örgütün ‘barışa ve demokratik geçişe olan katkısından’ dolayı Tunus Yüksek Seçim Kurulu’nu ‘Barış ve insanlığın Kalkanı’ ödülüne layık gördüğünü ifade etti. Bafun, ödülü, ‘Tunus'ta seçim sürecinde yer alan herkesin ödülü’ olarak gördüğünü belirtti.
Nahda Hareketi’nin seçimlerden birinci parti olarak çıktığı resmen ilan edilmesine rağmen bu durum hareketin hükümeti kurmasına yönelik itiraz dalgasını hafifletmedi. Ancak Tunuslu yorumculara göre İslami bir kimliğe sahip olan Nahda, hükümet kurma sürecini en az zararla atlatabilmek için diğer partilerle müzakerelerinde strateji değişikliğine gidebilir.
İktidar koalisyonuna girmeye aday Demokratik Akım ile Halk Hareketi’nin yanı sıra Yaşasın Tunus Partisi, Nahda’nın yeni hükümetin başına geçmesini reddederken, Tunus'un Kalbi Partisi ve Özgür Anayasa Partisi’nin hükümet kurma müzakerelerinde saf dışı bırakılmaları, ülkenin anayasasına göre bir hafta içinde başbakanın ismini sunması gereken Nahda’yı köşeye sıkıştırmış vaziyette. Nahda’nın strateji değişikliğine giderek bu partilerle orta yolu bulması ve anayasanın belirlediği sürede hükümeti kuracak ismi yani başbakanı belirlemesi gerekecek.
Nahda, bu hafta sonu yeni başbakanın ismini belirlemek amacıyla kritik bir toplantı düzenleyecek. Nahda Hareketi Şura Meclisi üyesi Sami Tariki, basın açıklamasında, “Nahda, eski tercihini koruyacak. Bu hafta sonu düzenlenecek Şura Meclisi toplantısında yeni bir tercih olmayacak. Daha önceki tercihin kararlaştırılması halinde başbakan Nahda Hareketi içinden seçilecek” dedi.
Tunuslu siyasi analist Cemal el-Arafavi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Nahda'nın bir haftalık anayasa süresi çerçevesinde hareket edeceği alan, ortakları Nahda’nın hükümetin başına geçmesini reddettiği için çok daraldı” ifadelerini kullandı.
Nahda’nın hükümet başkanlığından ‘feragat etmesinin’ kendisi için en doğru yol ve birçok yönden rahatlatıcı seçenek olduğunu belirten Arafavi, bu seçeneklerin en başında da önümüzdeki süreçte hükümet çalışmalarından kaynaklanacak sonuçların tamamından tek başına sorumlu olmayacağına dikkat çekti.
Nahda Hareketi yöneticileri de daha önceki açıklamalarında, partinin başbakanlık koltuğundan vazgeçerek, hareketin lideri Raşid el-Gannuşi’yi Meclis Başkanlığı’na aday göstermesi ve böylece parlamentodaki güç dengesi sağlama yolunu seçebileceği yönünde işaretler vermişti.
Tunus Parlamentosu Başkan Vekili Abdulfettah Moro, önceki gün AFP’ye yaptığı açıklamada, gelecek Çarşamba parlamentoda ilk oturumunun gerçekleştirileceğini açıkladı.
Tunus Yüksek Seçim Komisyonu’nun aktardığı seçim sonuçlarına göre 217 sandalyeli parlamentoya 52 milletvekili gönderen Nahda Hareketi birinci parti oldu. Nahda’yı, 38 sandalye ile Tunus'un Kalbi Partisi izledi.
Nahda’nın hükümeti kurması için tanınan bir aylık süre dün itibarıyla başladı. 6 Ekim’de gerçekleşen seçim, Tunus’ta 2011’den bu yana yapılan üçüncü seçim olarak kayıtlara geçti.



Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.


Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
TT

Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)

Gazze Şeridi'ndeki Tarabin kabilesi, dün yaptığı açıklamada, üyelerinin her zaman Filistin halkının ve haklı davasının yanında olduğunu ve kabilenin adının, tarihini veya değerlerini temsil etmeyen konulara karıştırılmasına yönelik her türlü girişimi kesin bir dille reddettiğini belirtti.

İsrail kanalı i24NEWS’te yer alan açıklamada, kabilenin "yeminini bozup işgale bulaştığını" söylediği Yasir Ebu Şebab'ın öldürülmesinin, kendileri için "açık ve net bir duruşla kapatmaya çalıştıkları karanlık bir dönemin sonu" anlamına geldiği belirtildi.

Aşiret, "Filistin direnişinin tüm fraksiyonlarıyla tam bir uyum içinde olduğunu ve işgalin gündemine her ne pahasına olursa olsun hizmet eden herhangi bir grup veya milisi reddettiğini" vurguladı.

Aşiret, Gazze'deki tüm aileleri ve aşiretleri birlik olmaya ve "toplumsal veya ulusal yapıya müdahale etmeye çalışan herkesi reddetmeye" çağırarak, "Gazze'de ihanete veya işbirlikçilere yer olmadığını" vurguladı.

Filistin ve İsrail güvenlik kaynakları, İsrail kanalına, Gazze Şeridi'nin güneyindeki merkezi milislerin lideri Yasir Ebu Şebab'ın, liderliğini yaptığı milis gruplarıyla girdiği şiddetli çatışmada aldığı yaraları sonucu hayatını kaybettiğine dair yeni bilgiler aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Kanal’ın internet sitesinden aktardığına göre kaynaklar, kavganın aşiret içindeki liderlik, yetki dağılımı ve nüfuz alanlarının paylaşımı konusundaki iç anlaşmazlıkların yanı sıra Ebu Şebab'ın İsrail ile iddia edilen iş birliğinden kaynaklanan artan gerginlik nedeniyle çıktığını belirtti. Kaynaklar, Ebu Şebab'ın bıçaklanma veya silahlı saldırıdan değil, darptan yaralandığını doğruladı.

Kaynaklar, Ebu Şebab'ın İsrail güvenlik güçlerinin yardımıyla acilen Gazze dışına tedavi için nakledildiğini, ancak Beerşeba'daki Soroka Hastanesi'ne kaldırılırken aldığı yaralar nedeniyle yolda hayatını kaybettiğini belirtti. Yardımcısı Gassan el-Dahini'nin milislerin komutasını otomatik olarak devralması bekleniyor.