Libyalılar mülteci merkezleri konusunda endişeli

Trablus’taki bir sığınma merkezinde bulunan yasa dışı göçmenler (Trablus Şube Merkezi)
Trablus’taki bir sığınma merkezinde bulunan yasa dışı göçmenler (Trablus Şube Merkezi)
TT

Libyalılar mülteci merkezleri konusunda endişeli

Trablus’taki bir sığınma merkezinde bulunan yasa dışı göçmenler (Trablus Şube Merkezi)
Trablus’taki bir sığınma merkezinde bulunan yasa dışı göçmenler (Trablus Şube Merkezi)

Avrupalı yetkililerin göçü engelleyen “mutabakat zaptını” yenileme isteğine ilişkin açıklamaları Libyalılar arasında İtalya hükümetinin Avrupa Birliği’nden (AB) “Libya’da mültecileri sınırlandırma merkezlerinin kurulmasının desteklemesi” talebine ilişkin endişelerin artmasına neden oldu.
İtalya hükümeti, 2017 yılında başkent Trablus’taki Başkanlık Konseyi ile Libya’nın kıyı şeridindeki bölgelerde yaşanan göç eylemlerini durdurmak üzere bir mutabakat zaptı imzalamıştı. Ancak ülkenin doğusundaki Libya Temsilciler Meclisi, “göçmenlerin ülkeye yerleştirilmesini hedefleyen” bazı maddeler içermesi dolayısıyla zaptı kabul etmedi.
Söz konusu zaptın tarafların değişiklik talep etmemesi halinde bu ay otomatik olarak uzayacak olmasıyla nedeniyle de ülkede endişeler baş göstermeye başladı.
Libya Ulusal İnsan Hakları Komisyonu, mutabakat zaptında değişiklik yapılması çağrısında bulunurken 8 Kasım’da yaptığı açıklamada “Afrikalı göçmenlerin Libya’ya iadesi ya da buraya yerleştirilmesi hususunda hiçbir öneri, proje, protokol, anlaşma, siyasi ya da yasal mutabakatı kabul etmediklerini” vurguladı.
Ancak İtalyan’ın eski İçişleri Bakanı Marco Minetti, Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile imzalanan anlaşmayı savunarak “anlaşmanın iyileştirilebileceğini” ifade etti.
İtalyan haber ajansı Nova’nın 8 Kasım tarihli haberine göre Minetti anlaşmaya ilişkin Corriere della Sera gazetesine yaptığı açıklamada şunları söyledi;
“Yeni hükümet, bu anlaşmalar hususunda temel ilkelere iyi bir şekilde bağlı olduğunu göstermiştir. Tek taraflı hareket edemiyoruz. Her nokta iyileştirilebilir. Ama bunun koordinasyon dâhilinde yapılması gerekiyor.”
Minetti, yeni İtalya- Libya mutabakatında neyin değiştirilebileceği sorusunu da şöyle yanıtladı;
“Son iki yılda Libya’daki mevcut denge daha da tehlikeli hale geldi. Öncelikle kabul kamplarının boşaltılması gerekiyor. Şu an bu kamplarda 6 bin ila 8 bin kişi bulunuyor. Bu kampların bazıları başkentteki bazı savaş bölgelerine yakın alanlarda bulunuyor ve mevcut göçmenler tahliye edilmiş durumda.”
İtalya’nın eski İçişleri Bakanı, Uluslararası Göç Örgütü başta olmak üzere Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı kuruluşların göçmenlerin mensup olduğu ülkelere iadesine ilişkin rollerinin güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Marco Minetti ayrıca deniz kurtarma mekanizmalarıyla göç faaliyetlerinin önüne geçildiğini vurguladı. Libya’daki Arap İnsan Hakları Örgütü Genel Sekreteri Abdulmunim el-Hur ise mutabakat zaptının “anayasal açıdan geçersiz” olduğunu ifade etti.
Libya’daki Ulusal İnsan Hakları Komisyonu, “ülkedeki mülteci ve göçmenlerinin yerleştirilmesi ya da Libya’nın göçmenler için büyük bir gözaltı merkezine dönüştürülmesi projesine karşı olduklarını” duyurdu. Komisyon, yasa dışı göçle ilgili Libya yasalarının ve prosedürlerinin iptaline izin verilmeyeceğini söyledi.
Avrupa Birliği Komisyonu da Libyalıların endişeleri karşısında kendisini savundu. AB Komisyonu Sözcüsü Natasha Bertaud geçen perşembe günü yaptığı açıklamada “AB kurumlarının veya uzman kuruluşların Libya ile göçmenler hususunda bir anlaşma imzalama planı yok” dedi.
İtalya merkezli AKI haber ajansının aktardığına göre Bertaud açıklamasında şu ifadeleri kullandı;
“Brüksel halen Libya’yı güvenli olmayan bir yer olarak görüyor. Bu nedenle denizden kurtarılan göçmenlerin bu ülkeye geri gönderilmesi mümkün değil.”
Bertaud, İtalya ve Libya arasında 2017 yılında göçmenler hususunda imzalanan ve tarafların itiraz etmemesi halinde otomatik olarak uzatılacak olan mutabakat zaptına ilişkin olarak meselenin “iki ülke arasında” olduğunu vurguladı.
Ancak söz konusu gelişmelerle eş zamanlı olarak ülkenin batısındaki göç merkezlerinin de yakında kapatılacağı yönünde spekülasyon yayılmaya başladı. Geçen hafta başkent Trablus’taki bir göç merkezinde 100’den fazla göçmen serbest bırakıldı. Durum, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) tarafından memnuniyetle karşılandı. UNHCR, konuya dair yaptığı açıklamada Libya’daki dengesiz durumun Avrupa’ya geçmeye çalışan binlerce Afrikalı göçmen için uygun olmadığını belirtti.
Zuvare şehri güvenlik müdürlüğü, 8 Kasım’da 39 düzensiz göçmenin gözaltına alındığını açıkladı. Müdürlüğe bağlı basın ofisi yayınladığı bildiride şu ifadeleri kullandı;
“Yasa dışı göçmenlerin Zuvare şehrinin doğusundaki bir bölgede barındıkları bilgisine ulaşılmasının ardından Bangladeş asıllı göçmenler gözaltına alındı. Göçmenler, Zuvare güvenlik müdürlüğüne bağlı sığınma merkezlerine transfer edildi.”



Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda
TT

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, güneydeki ayrılıkçıların ilerlemesinin ardından Yemen'deki tüm taraflara azami itidal çağrısında bulundu. Bu gelişme, uzun bir sakinlik döneminin ardından on yıldır süren iç savaşı yeniden alevlendirme tehdidi taşıyor.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre Guterres, uluslararası örgütün faaliyetlerinin, özellikle Yemen'in başkenti Sana'a ve ülkenin yoğun nüfuslu kuzeybatısı olmak üzere, Husi grubunun kontrolündeki bölgelerde sürdürülemez hale geldiğini belirtti.

Öte yandan, Yemen Enformasyon, Kültür ve Turizm Bakanı Muammer İryani, bazı medya platformları ve sosyal medya sitelerinde yer alan, geçici başkent Aden limanına gemi giriş izinlerinin askıya alındığı yönündeki haberlerin doğru olmadığını belirterek, bu iddiaların asılsız olduğunu ve ülkedeki ekonomik ve denizcilik ortamını bozmayı amaçlayan söylentiler çerçevesinde kaldığını vurguladı.


Lübnan ordusu ülkenin güneyinde Hizbullah tüneli buldu

Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
TT

Lübnan ordusu ülkenin güneyinde Hizbullah tüneli buldu

Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)

Lübnan basını, Lübnan ordusunun Mekanizma Komitesi’nin talebi üzerine yapılan soruşturma sonucunda, ülkenin güneyindeki Tulin beldesinde Hizbullah tarafından inşa edilen tünellerden birini keşfettiğini bildirdi. Basında yer alan haberlerde, bu bölgenin daha önce İsrail tarafından bombalandığı belirtildi.

Lübnan ordusu, daha önce de Mekanizma Komitesi ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) arasındaki koordinasyon çerçevesinde Mekanizma Komitesi'nin talebi üzerine ve İsrail'in tehdidi sonrasında bazı yerleri ortaya çıkarmıştı. Bu son olay ise geçtiğimiz hafta İsrail'in bir evi bombalamakla tehdit etmesinin ardından Lübnan ordusunun güneydeki Yanuh beldesinde bir binayı kapsamlı bir şekilde aramasının ardından geldi. Yapılan aramada evde herhangi bir silah bulunamadı.

Bu olay, İsrail’in Lübnan’ın güneyinde bombardımanlarına devam ettiği ve çarşamba günü Kefer Kila beldesini hedef alan bir hava saldırısı düzenlediği bir dönemde meydana geldi. Ulusal Haber Ajansı (NNA), saldırının el-Aziziye ve eş-Şahrub beldeleri arasındaki Sari Tepesi’ni hedef aldığını bildirdi, ancak herhangi bir can kaybından bahsetmedi.

Başbakan Yardımcısı Mitri: Lübnan Ordusu sonraki aşamalara geçmeye hazır

Öte yandan Lübnan Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri, Mekanizma Komitesi’ni bir tartışma forumu ve anlaşmalara uyumu denetleme ve doğrulama çerçevesi olarak nitelendirdi.

Beyrut'ta düzenlenen Carnegie Ortadoğu Merkezi'nin sekizinci konferansının ilk oturumunun açılışına katıldığı sırada İsrail'in sık sık tekrarlanan ihlallerine karşın, Lübnan'ın ilk günden itibaren bu anlaşmalara bağlılığını teyit eden Mitri, Hizbullah'ın silahlarına ilişkin olarak “Genelkurmay Başkanı Rudolf Heykel, ordunun kapasitesinin güçlendirilmesiyle başlayan beş aşamalı bir plan önerdi” dedi. Litani Nehri çevresindeki bölgede devlet otoritesinin genişlemesinin kademeli bir ilerleme kaydettiğini ve ordunun Litani Nehri'nin güneyindeki görevini tamamlamak üzere olduğunu ve sonraki aşamalara geçmeye hazırlandığını vurguladı.

jgıu
Sınır kasabası Alma eş-Şaab'da bir askeri aracın üzerinde duran Lübnan askerleri, 28 Kasım 2025 (Reuters)

Yeniden yapılanma konusunda uluslararası toplumun desteğinin ön koşulu olarak devletin otoritesini tesis etmesini istediğini belirten Mitri, Arap ülkelerinin uluslararası ilişkiler yoluyla destekleyici bir rol oynayacağını umduğunu ifade etti.

Lübnan ve İsrail'den sivillerin katıldığı ikinci oturum

Olay, Lübnan-İsrail müzakerelerinde Lübnan heyetinin başkanı Büyükelçi Simon Kerem'in, aralık ayı başlarında gerçekleşen önceki oturumda İsrailli bir sivil ile birlikte iki ülke arasındaki ilk doğrudan görüşmelerde bulunduktan sonra katılacağı ikinci oturum olacak olan ateşkesin izlenmesinden sorumlu Mekanizma Komitesi'nin 19 Aralık'ta yapılması planlanan yeni oturumundan iki gün önce yaşandı. Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, çarşamba günü Kerem ile bir araya geldi ve komitenin yaklaşan toplantısı öncesinde kendisine talimatlarını iletti.

Ateşkes İzleme Komitesi'nde Lübnan, İsrail, Fransa, ABD ve BM yer alıyor. Ateşkes anlaşması, düşmanlıkların durdurulmasını ve Hizbullah'ın Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmesini, bunun sonucunda Lübnan genelinde silahsızlandırılmasını ve İsrail ordusunun son savaş sırasında ilerlediği mevzilerden çekilmesini öngörüyor. Ancak İsrail, Lübnan topraklarındaki beş stratejik noktada askeri olarak varlığını sürdürürken, Hizbullah silah bırakmayı reddediyor.


Lübnan ordusunu desteklemek için "Paris toplantısında" üç öncelik belirlendi

Ordu Komutanı General Rudolph Heykel, pazartesi günü güneyde silahsızlanma planının ilk aşamasının uygulanmasını gözden geçirmek üzere yaptığı ziyarette büyükelçiler, diplomatlar ve askeri ataşelerle bir araya geldi (Yönlendirme Müdürlüğü)
Ordu Komutanı General Rudolph Heykel, pazartesi günü güneyde silahsızlanma planının ilk aşamasının uygulanmasını gözden geçirmek üzere yaptığı ziyarette büyükelçiler, diplomatlar ve askeri ataşelerle bir araya geldi (Yönlendirme Müdürlüğü)
TT

Lübnan ordusunu desteklemek için "Paris toplantısında" üç öncelik belirlendi

Ordu Komutanı General Rudolph Heykel, pazartesi günü güneyde silahsızlanma planının ilk aşamasının uygulanmasını gözden geçirmek üzere yaptığı ziyarette büyükelçiler, diplomatlar ve askeri ataşelerle bir araya geldi (Yönlendirme Müdürlüğü)
Ordu Komutanı General Rudolph Heykel, pazartesi günü güneyde silahsızlanma planının ilk aşamasının uygulanmasını gözden geçirmek üzere yaptığı ziyarette büyükelçiler, diplomatlar ve askeri ataşelerle bir araya geldi (Yönlendirme Müdürlüğü)

İsrail'in Lübnan ile ateşkes anlaşmasını bozabilecek bir gerilime yol açabileceği endişeleri arasında, Lübnan ordusuna destek yollarını görüşmek ve Hizbullah'ı silahsızlandırma çabalarını gözden geçirmek üzere bugün Paris'te Fransa, Suudi Arabistan, Amerika Birleşik Devletleri ve Lübnan temsilcilerinin katılımıyla dörtlü bir toplantı düzenleniyor.

Fransız kaynakları, İsrail'in savaşa geri dönme yönündeki tekrarlanan ve aleni tehditleri göz önüne alındığında, Paris'in Lübnan üzerinde ciddi bir tehlike hissettiğini belirtiyor.

Paris'teki bilgili kaynaklar, bugün yapılacak toplantının üç ana öncelik çerçevesinde gerçekleştiğini söylüyor; bunlardan ilki, İsrail ve Lübnan arasındaki düşmanlıkların sona ermesini izlemekle görevli mekanizmanın gözden geçirilmesi ve geliştirilmesinin değerlendirilmesidir.

Lübnan'da İsrail'in gerilimi tırmandırmasını engellemek, toplantının ikinci önceliği olacak. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre toplantıya Lübnan Ordu Komutanı General Rudolph Heykel de katılacak ve silahların devletin elinde kalmasını sağlamaya yönelik Lübnan çabalarına dair bir genel bakış sunacak.

Üçüncü öncelik, ABD elçisi Morgan Ortagus'un ülkesinin Lübnan'daki planlarıyla ilgili olarak ne söyleyeceği ile ilgilidir.