​Suudi Arabistan Şura Meclisi’nin 40 ilginç gündemi

Suudi Arabistan Şura Meclisinde ele alınan bazı konu ve yorumlar, tartışmalara yol açmıştı (SPA)
Suudi Arabistan Şura Meclisinde ele alınan bazı konu ve yorumlar, tartışmalara yol açmıştı (SPA)
TT

​Suudi Arabistan Şura Meclisi’nin 40 ilginç gündemi

Suudi Arabistan Şura Meclisinde ele alınan bazı konu ve yorumlar, tartışmalara yol açmıştı (SPA)
Suudi Arabistan Şura Meclisinde ele alınan bazı konu ve yorumlar, tartışmalara yol açmıştı (SPA)

Suad el-Ya’la
Suudi Arabistan Şura Meclisi 31 Ekim’de yeni bir yasama yılına başladı.
Şarku’l Avsat, Independent Arabia’dan aktardığı haberde, Şura Meclisi üyelerinin farklı yıllarda gerek mecliste gerek sosyal medyada ele aldıkları tartışmalı konuları özetledi. Bu konular, Suudi kamuoyunda da derin yankılar uyandırmıştı.
1-‘Hubara kuşu yumurtaları çatlamıyor’
Suudi Arabistanlıların ilk buluşması olan Şura Meclisi’nin ilk toplantısında, Yaban Hayatı Kurumu’nun raporu çerçevesinde, Hubara kuşları yumurtalarından kaçının çatladığı, kaçının ise çatlamadığı konuşuldu. Söz konusu çalışma, sosyal paylaşım sitesi Twitter, ülkede ilk yayıldığında bu platformda paylaşılan ilk oturumdu.
2-‘Emeklilerin şımarıklığı yeter’
Şura Meclisi üyesi Halil Kürdi, emeklilerin artık şımarıklığa son vermeleri ve özel sektörde çalışmaya yönelmeleri çağrısında bulundu.
3-“Çalışmayana ekmek yok”
Kürdi, söz konusu çağrısı ve emeklilik yaşının yükseltilmesi önerisinin ardından, bir televizyon programında kendisine maaşı sorulduğunda “Çalışmayana ekmek yok” cevabını verdi.
4-‘Yeni caddelere Şura Meclisi üyelerinin isimlerinin verilsin’
Meclis üyelerinden Assaf Ebu İsneyn, bakanlar ya da Şura Konseyi üyeleri gibi yüksek rütbeli devlet yetkilileri isimlerinin ülkedeki caddelere verilmesi fikrini ortaya attı. Meclis oylamasında onaylanan bu öneri, tartışmalara yol açtı ve vatandaşlar arasında dalga konusu oldu.
5-‘Benzin fiyatları arttırılsın’ Tasarruf için arkadaşlar birlikte seyahat etsin
Şura üyelerinden Fahd bin Cuma, araba sayısının azaltılması için benzin fiyatlarının arttırılması çağrısında bulundu.
Cuma, vatandaşların gidecekleri yere arkadaşlarıyla gitmelerini talep etti.
6-‘Suudlu kadınlar, bakkal ve lastik tamircilerinde çalışsın’
Fahd bin Cuma, meclisteki diğer oturumda ise Suudi kadınların çalışmalarıyla ilgili iki öneri sunarak Suudileri galeyana getirdi. Suudi kadınların eğitim, sağlık ya da onlara özel banka şubeleri gibi sınırlı alanlarda çalıştığı bir zamanda Cuma, kadınların bakkal ve lastik dükkanlarında çalışmaları çağrısında bulundu.
7-İsrafı önlemek için gıda yardımı kaldırılsın
Şura meclisi üyelerine ait açıklamaların en dikkat çekenlerinden biri de, Sami Zeydan’ın israfı önlemek için gıda malzemeleri ve un yardımının kaldırması önerisiydi.
8-‘Ekmek fiyatı iki riyale yükseltilsin’
Zeydan, aynı zamanda ekmek fiyatlarının iki riyale çıkarılmasının vatandaşları etkilemeyeceğini öne sürmüştü.
9-‘Devletin vatandaşlara konut sağlama zorunluluğu yok’
Vatandaşları öfkelendiren kışkırtıcı ifadelerden biri de Suud eş-Şemri’nin “Devlet, her vatandaşa konut sağlamakla yükümlü değildir. Zira konut hakkı, anayasal bir hak değildir” açıklamaları olmuştu.
10-‘Babama da ‘babalık’ izni verilsin’
Şura üyesi Hayat Sindi, “Anneme dokuz aylık bir izin verildiği gibi babama da maaşlı ‘babalık’ izni verilmesi için bir öneri hazırlayarak çalışma bakanına yolladım” demişti.
11-Kadınların da bisiklet kullanabilsin
Sultan es-Sultan, kadınlara araç kullanma izni verilmeden önce, istedikleri yere gidip ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için bisiklet sürmeleri önerisinde bulunmuştu.
12-“Gençler, DEAŞ’a katılmaya hazır”
Şura Meclisi üyesi Halil Abdullah el-Halil, kullandığı “Suudi Arabistan gençliğinin yüzde 60’ı DEAŞ’a katılmaya hazır” ifadesinin ardından sosyal medyadaki kullanıcıları kışkırtmış ve yasal olarak hesaba tutulmasını talepleriyle karşı karşıya kalmıştı.
13-‘Suudi Arabistanlılar berber ve temizlikçi olarak çalışsın’
Sami Zeydan’ın asgari işlerin yerelleştirilmesi için yüksek işlerin bırakılmasını, bu bağlamda Suudi vatandaşlarının berber ve temizlikçi olarak çalışmaları önerisi tartışmalara yol açmıştı. Zeydan, aynı dönemde elektrik ve su yardımlarının kaldırılmasını da talep etmişti.
14-‘Genç kızlar, su tesisatı ve elektrik tamirciliğine yönelsin’
Meclisin iki ayrı üyesi Hani Kaşıkçı ve Abdullah es-Saati, üniversitelere kız öğrenci alımının azaltılması, böylece mekanik, elektrik, su tesisatı ve demircilik gibi teknik alanlara yönelmeleri çağrısında bulunmuştu.
15-“Suudi Arabistan çocuklarına vatandaşlık verilmesi, çölleşme ve kuraklığa neden olacak”
Muhammed el-Ali, Şura Meclisinde yaptığı bir açıklamada, Suudi Arabistanlı kadınlarla evlenen yabancı uyrukluların çocuklarına vatandaşlık verilmesinin ülkenin doğal kaynaklarını kurutacağını belirterek “Çöl ülkesinde yaşıyoruz ve su kaynaklarımız sınırlı. Suudi bir kadınla evliliğin tek amacı, çocukların Suudi Arabistan vatandaşlığını elde etmesi olacak ve bu vatandaşlığın verilmesi, çölleşme ve kuraklığa neden olacak” ifadelerini kullanmıştı.
16-‘Cami tasarımları gözden geçirilsin’
Şura Meclisinin üyelerinden biri olan Prens Dr. Halid Âl-i Suud, devlete maddi bakımdan çok fazla külfet olduğu gerekçesiyle elektrik tüketimini azaltmak için camilerin tasarımlarının gözden geçirilmesini önermişti. Cemaatinin yalnızca iki safla kısıtlı olduğu camilerde bile ışıkların açık olduğu ifadeleri, birçok eleştiri almıştı.
17-‘Eski fetvalar kaldırılsın’
Meclis üyesi Samiye Buhari, bazı eski fetvaların çıkarıldığı zaman için geçerli olduğunu belirterek yeniden gözden geçirilmesi ya da silinmesini talep etmişti.
18-‘Kadınlar zorunlu askere alınsın’
Askere almanın Suudi erkekler için bile zorunlu olmadığı bir dönemde, meclis üyelerinden İkbal Darenderi, devletin onlara ihtiyacı olduğu için kadınların zorunlu askere alınması önerisini sunmuştu.
19-‘Küçük yaşta evliliğin yasaklanması, kız çocuklarının bozulmasına neden oluyor’
Muhammed el-Ali, reşit olmayan kız çocuklarının evliliğinin yasaklanmasına itiraz etmişti.
20-‘Kabile isimleri kimliklerden silinsin’
Şura Konseyi üyesi Faysal el-Fadıl, ırkçılığın ve ayrımcılığın engellenmesi için vatandaşların ulusal kimliklerinde bulunan kabilenin adı, meslek, ve doğum yeri kısımlarının kaldırılması fikrini ortaya atmıştı.
21-‘Sınırdaki savaşçılara verilen kredi geri çekilsin’
Meclisteki birkaç üyenin ülkenin Yemen-Suudi Arabistan sınırındaki koruculara verilen kredilerin geri çekilmesini destekleyen öneriyi reddetmeleri, Twitter’da tartışmalara yol açmıştı. Bu kişilerin isimlerinin açıklanması talepleri üzerine, İkbal Darenderi ‘kimsenin kalbinin kırılmaması için’ bunun yapılmayacağını açıklamıştı.
22-Kadının kendi kendine evlenebilmesi talebi
Deranderi’nin halkı kışkırtan başka bir talebi de, 24 yaşını dolduran kadınların bazı İslam ve Arap ülkelerinde olduğu gibi bir vasisi olmadan evlenebilmesiydi.
23-“Yolsuzluk, Hz. Muhammed zamanında da vardı”
İsa el-Gays’ın Adalet Bakanlığı'ndaki yolsuzluğu açığa vurma girişiminde, Şura Meclisi Adli Komisyonu, bakanlığı savunarak yolsuzluğun herhangi bir zamanda ve mekanda olabileceğini belirtmişti. Komisyon’dan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanılmıştı: “Yolsuzluk zaman ve mekan tanımaz. Hatta nesilden nesile aktarılan hikayelere bakılırsa Hz. Muhammed zamanında da yolsuzluk vardı”
24-‘Oje, abdesti bozmaz’
Meclis üyesi İsa el-Gays’ın “Eğer bir kadın ojeyi sürüp sonra abdest alırsa oje, abdesti bozmaz. Ayrıca kadınların mezarları ziyaret etmesine izin verilmesi gerekiyor” açıklamaları da ortalığı oldukça karıştırmıştı.
25-Feministleri “eşcinsel” olarak tanımlamak
Kevser el-Erbaş’ın hukukçu kadınlara saldırıp onları ‘hukuk baltacıları’ olarak nitelemesi ve tüm feministlerin eşcinsel olduğu iddiaları, sosyal medya aktivistleri arasında tartışmalara neden olmuştu.
26-‘Cam bardak mı? Kağıt bardak mı?’
Suudi Arabistan halkı, Şura Meclisinden uçuşların rötarları hakkında konuşmasını beklerken bazı meclis üyeleri, ‘cam bardak mı yoksa kağıt bardak mı?’ sorusuyla meşguldü.
27-‘Sıcak ve yağlı yemekler’
Suudi havayolları raporu üzerine yapılan bir sonraki oturumda, Şura üyesi Ahmed ez-Zeylani, meclisin fuzuli konularla meşgul olduğuna dair eleştirilerden hiç ders bir almamış gibi, yemeklerin sıcak ve yağlı olması gerektiğini belirtti.
28-Suudi Arabistan’daki PUBG oyunu yasağına dair tartışmalar
Suudi Arabistan'daki "PUBG" oyununun yasaklanması tartışması, oyun tutkunlarından geniş bir kitleyi kızdırmış, meclisin gereken konuları değil de oyunları tartışmakla meşgul olduğu düşüncesini ortaya çıkarmıştı.
29-‘Koruyucu yasalar yerine kadınlara özel dövüş sanatları kulüpleri’
Kadınların istismar ve şiddetten korunması gerektiğine dair çok sayıda talebin ardından Dr. Abdulaziz el-Atişan, kadınlara dövüş sanatlarının eğitimi verilmesini talep etmiş ve bu şekilde yasalara gerek kalmadan kendilerini erkeklere karşı savunabileceklerini belirtmişti.  
30-İbadet edenlerin ayakkabıları konusu da Şura Meclisini meşgul etti
“İbadet edenlerin ayakkabılarını camiye koymaları için bir çözüm bulunamaz mı?”. Ayakkabıların cami önlerine konması meselesi de Şura Meclisini meşgul eden meselelerden biriydi. Ancak konuyla ilgili oylamanın ardından bunun toplumun bir kültürü olduğu ve değişmesinin imkansız olduğu ortaya çıkmıştı.
31-‘Kadın sunucular şık olmamalı’
Meclisteki üyelerden biri olan Nura el-Advan, kadın spikerlere abaye giyme ve süslenmeme şartının getirilmesi önerisinde bulundu. Advan, spikerlerin süslenmesinin Suudi Arabistan’ın imajını etkilediğini öne sürdü.
32-Bir Şura Meclisi üyesi, ‘Koyun anlaşması’ sebebiyle soyulmuştu
Meclis üyelerinden biri ise, Ürdün’de başkalarıyla arasındaki bir koyun anlaşması sebebiyle silahlı soygun yaşadığını ancak büyükelçiliğin bu konuya gereken dikkati vermediğini belirtmiş, bu durum halk arasında dalga konusu olmuştu.
33-Meclis üyelerinden biri, Mekke’deki kadın kulüplerinden birine zorla girdi
Mekke’deki bir kadın kulübünün sahibi ve üyeleri, el-Aziziye Karayolu’nda verdiği ifadede,  Şura Meclisi kıdemli üyelerinden birinin zorla kulüp salonuna girerek içeride birkaç dakika kaldığını öne sürmüştü.
34-Şura Meclisinde hırsızlık
Suudi Arabistan Şura Meclisinde bir yıl içerisinde üç farklı hırsızlık yaşanmış, bunun üzerine meclis, hırsızlıkların araştırılması için bir komisyon kurmuştu. İlk olayda az bir miktar para kaybolmuş, diğerinde bazı ofislerdeki çekmeceler kırılmıştı.
Ancak üçüncü hırsızlık olayı ise en garip olanıydı. Uluslararası bir heyetin hediye olarak getirdiği bir çikolata paketinin ortadan kaybolmuş, ardından güvenlik personeli alarm vererek paketin bulunması için kapıların izlenmesini emretmişti. İncelemelerde meclisteki bir işçinin, paketin görünmemesi için onu başka bir poşete koyduğu ortaya çıkmıştı.
35- Bir üye iş arayanları engelledi
Nura eş-Şaban, Şura Meclisinde insanların taleplerini incelemek için çalıştığını unutmuş olmalı ki, negatif enerji hakkında yaptığı bir çalışmada kendisiyle ilgili verdiği bir örnekte, şikayet eden takipçilerini, iş arayanları telefonunda engelledi.
36-‘Alkışlamalı mı alkışlamamalı mı?’
Şura Meclisinde düzenlenen oylama bu sefer diğerlerinden biraz farklıydı; bu oylama herhangi bir öneri ya da raporla ilgili değil, konuk ve ziyaretçiler geldiğinde alkışlayıp alkışlamamak hakkındaydı. Oylamada çoğunluk, alkışlamaya onay vermişti.
37-‘Suudiler yurtdışına taşınıyor, bir problem mi var?’
Meclis üyesi Sadaka Fazıl, yaklaşık bir milyon Suudi’nin yurtdışında ikame ettiğini, bu rakamın nüfusun yüzde beşini temsil ettiğini belirtti. Bunun bir probleme işaret edebileceğini belirten Fazıl, bu durum daha da kötüye gitmeden ilgili tarafların bunun üzerinde çalışmalar yaparak sebepleri belirlemesini istedi.
38-‘Şura Meclisi, hükümetin birkaç yıl gerisinde kalıyor’
Latife eş-Şalan, Twitter hesabından yaptığı bir açıklamada “Hükümetle yarışmamız gerekiyordu. Bu gerçekleşmeyeceğinden, en azından inisiyatif ve modernlikte ona ayak uydurmalıyız, her zaman geç kalan olmamalıyız. Ancak maalesef, hükümetin ışık yılı kadar gerisindeyiz” ifadelerinde bulunmuştu.
39-Şura üyelerini suçlayan kişiler için para cezası 
Şura Meclisi üyeleri, Suudi kadınların çocuklarına vatandaşlık verilmesi tartışması hakkında kendilerine karşı yapılan baskı sebebiyle meclis üyelerinin gizli oturumlarla korunması ve onları suçlayan kişilere bir yıl hapis cezası ya da 500 bin riyal para cezası verilmesini talep etti.
40-Şura Meclisi, söz konusu açıklamalardan kendisini soyutladı
Suudi Şura Meclisi, üyelerinin genellikle sosyal medya üzerinden yaptığı tartışmalara neden olan açıklamaların meclisten bağımsız olarak ele alınması gerektiğini belirterek kendisini temize çıkardı.
Meclisin Twitter hesabından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Meclis üyelerinin sosyal medyada yaptığı açıklamalar, meclisinkileri değil, kendi görüşlerini temsil ediyor. Şura Meclisinin kararları meclis yasasının 16. maddesinde belirtilen çoğunluk tarafından verilir. Yani Şura Meclisi’nin kararları, meclis üyelerinin çoğunluğunun onayıyla alınan kararlardır.”



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.