​Suudi Arabistan Şura Meclisi’nin 40 ilginç gündemi

Suudi Arabistan Şura Meclisinde ele alınan bazı konu ve yorumlar, tartışmalara yol açmıştı (SPA)
Suudi Arabistan Şura Meclisinde ele alınan bazı konu ve yorumlar, tartışmalara yol açmıştı (SPA)
TT

​Suudi Arabistan Şura Meclisi’nin 40 ilginç gündemi

Suudi Arabistan Şura Meclisinde ele alınan bazı konu ve yorumlar, tartışmalara yol açmıştı (SPA)
Suudi Arabistan Şura Meclisinde ele alınan bazı konu ve yorumlar, tartışmalara yol açmıştı (SPA)

Suad el-Ya’la
Suudi Arabistan Şura Meclisi 31 Ekim’de yeni bir yasama yılına başladı.
Şarku’l Avsat, Independent Arabia’dan aktardığı haberde, Şura Meclisi üyelerinin farklı yıllarda gerek mecliste gerek sosyal medyada ele aldıkları tartışmalı konuları özetledi. Bu konular, Suudi kamuoyunda da derin yankılar uyandırmıştı.
1-‘Hubara kuşu yumurtaları çatlamıyor’
Suudi Arabistanlıların ilk buluşması olan Şura Meclisi’nin ilk toplantısında, Yaban Hayatı Kurumu’nun raporu çerçevesinde, Hubara kuşları yumurtalarından kaçının çatladığı, kaçının ise çatlamadığı konuşuldu. Söz konusu çalışma, sosyal paylaşım sitesi Twitter, ülkede ilk yayıldığında bu platformda paylaşılan ilk oturumdu.
2-‘Emeklilerin şımarıklığı yeter’
Şura Meclisi üyesi Halil Kürdi, emeklilerin artık şımarıklığa son vermeleri ve özel sektörde çalışmaya yönelmeleri çağrısında bulundu.
3-“Çalışmayana ekmek yok”
Kürdi, söz konusu çağrısı ve emeklilik yaşının yükseltilmesi önerisinin ardından, bir televizyon programında kendisine maaşı sorulduğunda “Çalışmayana ekmek yok” cevabını verdi.
4-‘Yeni caddelere Şura Meclisi üyelerinin isimlerinin verilsin’
Meclis üyelerinden Assaf Ebu İsneyn, bakanlar ya da Şura Konseyi üyeleri gibi yüksek rütbeli devlet yetkilileri isimlerinin ülkedeki caddelere verilmesi fikrini ortaya attı. Meclis oylamasında onaylanan bu öneri, tartışmalara yol açtı ve vatandaşlar arasında dalga konusu oldu.
5-‘Benzin fiyatları arttırılsın’ Tasarruf için arkadaşlar birlikte seyahat etsin
Şura üyelerinden Fahd bin Cuma, araba sayısının azaltılması için benzin fiyatlarının arttırılması çağrısında bulundu.
Cuma, vatandaşların gidecekleri yere arkadaşlarıyla gitmelerini talep etti.
6-‘Suudlu kadınlar, bakkal ve lastik tamircilerinde çalışsın’
Fahd bin Cuma, meclisteki diğer oturumda ise Suudi kadınların çalışmalarıyla ilgili iki öneri sunarak Suudileri galeyana getirdi. Suudi kadınların eğitim, sağlık ya da onlara özel banka şubeleri gibi sınırlı alanlarda çalıştığı bir zamanda Cuma, kadınların bakkal ve lastik dükkanlarında çalışmaları çağrısında bulundu.
7-İsrafı önlemek için gıda yardımı kaldırılsın
Şura meclisi üyelerine ait açıklamaların en dikkat çekenlerinden biri de, Sami Zeydan’ın israfı önlemek için gıda malzemeleri ve un yardımının kaldırması önerisiydi.
8-‘Ekmek fiyatı iki riyale yükseltilsin’
Zeydan, aynı zamanda ekmek fiyatlarının iki riyale çıkarılmasının vatandaşları etkilemeyeceğini öne sürmüştü.
9-‘Devletin vatandaşlara konut sağlama zorunluluğu yok’
Vatandaşları öfkelendiren kışkırtıcı ifadelerden biri de Suud eş-Şemri’nin “Devlet, her vatandaşa konut sağlamakla yükümlü değildir. Zira konut hakkı, anayasal bir hak değildir” açıklamaları olmuştu.
10-‘Babama da ‘babalık’ izni verilsin’
Şura üyesi Hayat Sindi, “Anneme dokuz aylık bir izin verildiği gibi babama da maaşlı ‘babalık’ izni verilmesi için bir öneri hazırlayarak çalışma bakanına yolladım” demişti.
11-Kadınların da bisiklet kullanabilsin
Sultan es-Sultan, kadınlara araç kullanma izni verilmeden önce, istedikleri yere gidip ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için bisiklet sürmeleri önerisinde bulunmuştu.
12-“Gençler, DEAŞ’a katılmaya hazır”
Şura Meclisi üyesi Halil Abdullah el-Halil, kullandığı “Suudi Arabistan gençliğinin yüzde 60’ı DEAŞ’a katılmaya hazır” ifadesinin ardından sosyal medyadaki kullanıcıları kışkırtmış ve yasal olarak hesaba tutulmasını talepleriyle karşı karşıya kalmıştı.
13-‘Suudi Arabistanlılar berber ve temizlikçi olarak çalışsın’
Sami Zeydan’ın asgari işlerin yerelleştirilmesi için yüksek işlerin bırakılmasını, bu bağlamda Suudi vatandaşlarının berber ve temizlikçi olarak çalışmaları önerisi tartışmalara yol açmıştı. Zeydan, aynı dönemde elektrik ve su yardımlarının kaldırılmasını da talep etmişti.
14-‘Genç kızlar, su tesisatı ve elektrik tamirciliğine yönelsin’
Meclisin iki ayrı üyesi Hani Kaşıkçı ve Abdullah es-Saati, üniversitelere kız öğrenci alımının azaltılması, böylece mekanik, elektrik, su tesisatı ve demircilik gibi teknik alanlara yönelmeleri çağrısında bulunmuştu.
15-“Suudi Arabistan çocuklarına vatandaşlık verilmesi, çölleşme ve kuraklığa neden olacak”
Muhammed el-Ali, Şura Meclisinde yaptığı bir açıklamada, Suudi Arabistanlı kadınlarla evlenen yabancı uyrukluların çocuklarına vatandaşlık verilmesinin ülkenin doğal kaynaklarını kurutacağını belirterek “Çöl ülkesinde yaşıyoruz ve su kaynaklarımız sınırlı. Suudi bir kadınla evliliğin tek amacı, çocukların Suudi Arabistan vatandaşlığını elde etmesi olacak ve bu vatandaşlığın verilmesi, çölleşme ve kuraklığa neden olacak” ifadelerini kullanmıştı.
16-‘Cami tasarımları gözden geçirilsin’
Şura Meclisinin üyelerinden biri olan Prens Dr. Halid Âl-i Suud, devlete maddi bakımdan çok fazla külfet olduğu gerekçesiyle elektrik tüketimini azaltmak için camilerin tasarımlarının gözden geçirilmesini önermişti. Cemaatinin yalnızca iki safla kısıtlı olduğu camilerde bile ışıkların açık olduğu ifadeleri, birçok eleştiri almıştı.
17-‘Eski fetvalar kaldırılsın’
Meclis üyesi Samiye Buhari, bazı eski fetvaların çıkarıldığı zaman için geçerli olduğunu belirterek yeniden gözden geçirilmesi ya da silinmesini talep etmişti.
18-‘Kadınlar zorunlu askere alınsın’
Askere almanın Suudi erkekler için bile zorunlu olmadığı bir dönemde, meclis üyelerinden İkbal Darenderi, devletin onlara ihtiyacı olduğu için kadınların zorunlu askere alınması önerisini sunmuştu.
19-‘Küçük yaşta evliliğin yasaklanması, kız çocuklarının bozulmasına neden oluyor’
Muhammed el-Ali, reşit olmayan kız çocuklarının evliliğinin yasaklanmasına itiraz etmişti.
20-‘Kabile isimleri kimliklerden silinsin’
Şura Konseyi üyesi Faysal el-Fadıl, ırkçılığın ve ayrımcılığın engellenmesi için vatandaşların ulusal kimliklerinde bulunan kabilenin adı, meslek, ve doğum yeri kısımlarının kaldırılması fikrini ortaya atmıştı.
21-‘Sınırdaki savaşçılara verilen kredi geri çekilsin’
Meclisteki birkaç üyenin ülkenin Yemen-Suudi Arabistan sınırındaki koruculara verilen kredilerin geri çekilmesini destekleyen öneriyi reddetmeleri, Twitter’da tartışmalara yol açmıştı. Bu kişilerin isimlerinin açıklanması talepleri üzerine, İkbal Darenderi ‘kimsenin kalbinin kırılmaması için’ bunun yapılmayacağını açıklamıştı.
22-Kadının kendi kendine evlenebilmesi talebi
Deranderi’nin halkı kışkırtan başka bir talebi de, 24 yaşını dolduran kadınların bazı İslam ve Arap ülkelerinde olduğu gibi bir vasisi olmadan evlenebilmesiydi.
23-“Yolsuzluk, Hz. Muhammed zamanında da vardı”
İsa el-Gays’ın Adalet Bakanlığı'ndaki yolsuzluğu açığa vurma girişiminde, Şura Meclisi Adli Komisyonu, bakanlığı savunarak yolsuzluğun herhangi bir zamanda ve mekanda olabileceğini belirtmişti. Komisyon’dan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanılmıştı: “Yolsuzluk zaman ve mekan tanımaz. Hatta nesilden nesile aktarılan hikayelere bakılırsa Hz. Muhammed zamanında da yolsuzluk vardı”
24-‘Oje, abdesti bozmaz’
Meclis üyesi İsa el-Gays’ın “Eğer bir kadın ojeyi sürüp sonra abdest alırsa oje, abdesti bozmaz. Ayrıca kadınların mezarları ziyaret etmesine izin verilmesi gerekiyor” açıklamaları da ortalığı oldukça karıştırmıştı.
25-Feministleri “eşcinsel” olarak tanımlamak
Kevser el-Erbaş’ın hukukçu kadınlara saldırıp onları ‘hukuk baltacıları’ olarak nitelemesi ve tüm feministlerin eşcinsel olduğu iddiaları, sosyal medya aktivistleri arasında tartışmalara neden olmuştu.
26-‘Cam bardak mı? Kağıt bardak mı?’
Suudi Arabistan halkı, Şura Meclisinden uçuşların rötarları hakkında konuşmasını beklerken bazı meclis üyeleri, ‘cam bardak mı yoksa kağıt bardak mı?’ sorusuyla meşguldü.
27-‘Sıcak ve yağlı yemekler’
Suudi havayolları raporu üzerine yapılan bir sonraki oturumda, Şura üyesi Ahmed ez-Zeylani, meclisin fuzuli konularla meşgul olduğuna dair eleştirilerden hiç ders bir almamış gibi, yemeklerin sıcak ve yağlı olması gerektiğini belirtti.
28-Suudi Arabistan’daki PUBG oyunu yasağına dair tartışmalar
Suudi Arabistan'daki "PUBG" oyununun yasaklanması tartışması, oyun tutkunlarından geniş bir kitleyi kızdırmış, meclisin gereken konuları değil de oyunları tartışmakla meşgul olduğu düşüncesini ortaya çıkarmıştı.
29-‘Koruyucu yasalar yerine kadınlara özel dövüş sanatları kulüpleri’
Kadınların istismar ve şiddetten korunması gerektiğine dair çok sayıda talebin ardından Dr. Abdulaziz el-Atişan, kadınlara dövüş sanatlarının eğitimi verilmesini talep etmiş ve bu şekilde yasalara gerek kalmadan kendilerini erkeklere karşı savunabileceklerini belirtmişti.  
30-İbadet edenlerin ayakkabıları konusu da Şura Meclisini meşgul etti
“İbadet edenlerin ayakkabılarını camiye koymaları için bir çözüm bulunamaz mı?”. Ayakkabıların cami önlerine konması meselesi de Şura Meclisini meşgul eden meselelerden biriydi. Ancak konuyla ilgili oylamanın ardından bunun toplumun bir kültürü olduğu ve değişmesinin imkansız olduğu ortaya çıkmıştı.
31-‘Kadın sunucular şık olmamalı’
Meclisteki üyelerden biri olan Nura el-Advan, kadın spikerlere abaye giyme ve süslenmeme şartının getirilmesi önerisinde bulundu. Advan, spikerlerin süslenmesinin Suudi Arabistan’ın imajını etkilediğini öne sürdü.
32-Bir Şura Meclisi üyesi, ‘Koyun anlaşması’ sebebiyle soyulmuştu
Meclis üyelerinden biri ise, Ürdün’de başkalarıyla arasındaki bir koyun anlaşması sebebiyle silahlı soygun yaşadığını ancak büyükelçiliğin bu konuya gereken dikkati vermediğini belirtmiş, bu durum halk arasında dalga konusu olmuştu.
33-Meclis üyelerinden biri, Mekke’deki kadın kulüplerinden birine zorla girdi
Mekke’deki bir kadın kulübünün sahibi ve üyeleri, el-Aziziye Karayolu’nda verdiği ifadede,  Şura Meclisi kıdemli üyelerinden birinin zorla kulüp salonuna girerek içeride birkaç dakika kaldığını öne sürmüştü.
34-Şura Meclisinde hırsızlık
Suudi Arabistan Şura Meclisinde bir yıl içerisinde üç farklı hırsızlık yaşanmış, bunun üzerine meclis, hırsızlıkların araştırılması için bir komisyon kurmuştu. İlk olayda az bir miktar para kaybolmuş, diğerinde bazı ofislerdeki çekmeceler kırılmıştı.
Ancak üçüncü hırsızlık olayı ise en garip olanıydı. Uluslararası bir heyetin hediye olarak getirdiği bir çikolata paketinin ortadan kaybolmuş, ardından güvenlik personeli alarm vererek paketin bulunması için kapıların izlenmesini emretmişti. İncelemelerde meclisteki bir işçinin, paketin görünmemesi için onu başka bir poşete koyduğu ortaya çıkmıştı.
35- Bir üye iş arayanları engelledi
Nura eş-Şaban, Şura Meclisinde insanların taleplerini incelemek için çalıştığını unutmuş olmalı ki, negatif enerji hakkında yaptığı bir çalışmada kendisiyle ilgili verdiği bir örnekte, şikayet eden takipçilerini, iş arayanları telefonunda engelledi.
36-‘Alkışlamalı mı alkışlamamalı mı?’
Şura Meclisinde düzenlenen oylama bu sefer diğerlerinden biraz farklıydı; bu oylama herhangi bir öneri ya da raporla ilgili değil, konuk ve ziyaretçiler geldiğinde alkışlayıp alkışlamamak hakkındaydı. Oylamada çoğunluk, alkışlamaya onay vermişti.
37-‘Suudiler yurtdışına taşınıyor, bir problem mi var?’
Meclis üyesi Sadaka Fazıl, yaklaşık bir milyon Suudi’nin yurtdışında ikame ettiğini, bu rakamın nüfusun yüzde beşini temsil ettiğini belirtti. Bunun bir probleme işaret edebileceğini belirten Fazıl, bu durum daha da kötüye gitmeden ilgili tarafların bunun üzerinde çalışmalar yaparak sebepleri belirlemesini istedi.
38-‘Şura Meclisi, hükümetin birkaç yıl gerisinde kalıyor’
Latife eş-Şalan, Twitter hesabından yaptığı bir açıklamada “Hükümetle yarışmamız gerekiyordu. Bu gerçekleşmeyeceğinden, en azından inisiyatif ve modernlikte ona ayak uydurmalıyız, her zaman geç kalan olmamalıyız. Ancak maalesef, hükümetin ışık yılı kadar gerisindeyiz” ifadelerinde bulunmuştu.
39-Şura üyelerini suçlayan kişiler için para cezası 
Şura Meclisi üyeleri, Suudi kadınların çocuklarına vatandaşlık verilmesi tartışması hakkında kendilerine karşı yapılan baskı sebebiyle meclis üyelerinin gizli oturumlarla korunması ve onları suçlayan kişilere bir yıl hapis cezası ya da 500 bin riyal para cezası verilmesini talep etti.
40-Şura Meclisi, söz konusu açıklamalardan kendisini soyutladı
Suudi Şura Meclisi, üyelerinin genellikle sosyal medya üzerinden yaptığı tartışmalara neden olan açıklamaların meclisten bağımsız olarak ele alınması gerektiğini belirterek kendisini temize çıkardı.
Meclisin Twitter hesabından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Meclis üyelerinin sosyal medyada yaptığı açıklamalar, meclisinkileri değil, kendi görüşlerini temsil ediyor. Şura Meclisinin kararları meclis yasasının 16. maddesinde belirtilen çoğunluk tarafından verilir. Yani Şura Meclisi’nin kararları, meclis üyelerinin çoğunluğunun onayıyla alınan kararlardır.”



Çeyrek asırda Suudi Arabistan: Modern kalkınma devletinin mimarisi

Görsel: Reuters/Al Majalla
Görsel: Reuters/Al Majalla
TT

Çeyrek asırda Suudi Arabistan: Modern kalkınma devletinin mimarisi

Görsel: Reuters/Al Majalla
Görsel: Reuters/Al Majalla

Abdullah Faysal er-Rabih

Gözlemciler ve ekonomistler, Suudi Arabistan'ın gelecekteki büyük dönüşümlerini geriye dönüp bakarak incelediklerinde, ekonomiyi yeniden şekillendiren en önemli dönüm noktası olarak 2016 yılında başlatılan ‘Vizyon 2030'u uzun uzun ele alacaklar, onu ekonomiyi ve toplumu yeniden şekillendiren ve ülkeyi tek bir kaynağa bağımlılıktan çeşitlilik ve sürdürülebilirlik beklentilerine kaydıran en önemli dönüm noktası olarak değerlendireceklerdir. Ancak, modern Suudi Arabistan sahnesini yalnızca bu dönüm noktasına indirgemek, 2026’nın gelişiyle, Vizyon 2030 hedeflerine doğru yolun yarısını geride bırakırken kümülatif gelişimin bağlamını anlamada bir eksikliğe yol açabilir. Objektif bir okuma yapılması için 21. yüzyılın ilk çeyreğinin tamamını kapsayacak şekilde zamansal merceğin genişletilmesi gerekir.

Riyad, NEOM ve ülkenin tüm bölgelerinde büyük inşaat projeleri ve teknolojik ve lojistik dönüşümler açısından tanık olunanlar, birdenbire ortaya çıkan bir olgudan ziyade uzun ve dikkatle düşünülmüş bir modernleşme sürecinin meyvesidir. Bu süreç, milenyumun ilk on yılında eğitim ve altyapı temellerinin atılması aşamasından, ikinci on yılda ve sonrasında dijital dönüşümün başlatılması ve kapsamlı ekonomik çeşitlendirme aşamasına geçti. Sadece finansal politika mühendisliği yoluyla değil, aynı zamanda veri, yapay zeka (AI), turizm ve yaşam kalitesine dayalı bir petrol sonrası ekonomi kurarak kaynaklarını akıllıca yeniden yatıran bir ülkenin hikayesine tanık oluyoruz.

Bu çeyrek asırlık süreç, küresel ölçekte rekabetçi bir ekonomi inşa etme stratejik hedefi doğrultusunda birbirini tamamlayan iki aşamaya ayrılabilir. Milenyumun başlarından 2015 yılına kadar süren ilk aşama, burs programları ve üniversitelerin kurulması yoluyla insan sermayesine yapılan yoğun yatırımlarla öne çıkıyor. 2016 yılında başlayan ikinci aşama ise, bu yatırımların meyvelerinin toplandığı ve bu beyinlerin ve enerjilerin modern bir ekonomik ve teknolojik sistem kurmak için kullanıldığı, Suudi Arabistan’ın G20'nin en güçlü ekonomileri arasındaki etkili konumunun pekiştirildiği bir dönemdi.

Kaynak yönetiminden kurumsal performans verimliliğine

Bu dönüşümün altında yatan dinamikleri anlamak için, öncelikle hükümet yönetimi felsefesinde meydana gelen değişimin özünü incelemeliyiz. Gelişmeler, devlet kurumlarının kapsamlı bir rasyonalizasyonu (rationalisation) olarak tanımlanabilir. Daha önce, odak noktası geleneksel kalkınma istikrarını sürdürmek için doğal kaynaklardan elde edilen gelirlerin dağıtılmasıydı. Suudi Arabistan bugün, bu vizyonun mimarı olan Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın liderliğinde, hedef odaklı yönetim modeline (management by objectives) geçerek, başarı ve değerlendirme için temel gösterge olarak temel performans göstergelerini (KPIs) benimsedi.

Petrol 20. yüzyılın yakıtıysa, veri de 21. yüzyılın petrolüydü. Suudi Arabistan, bu gerçeği erken dönemde fark etti ve yapay zeka ekonomisini kalkınma stratejisinin merkezine yerleştirdi.

Hükümet projeleri artık sadece bütçelerinin büyüklüğüyle değil, aynı zamanda somut ekonomik ve sosyal etkileriyle ve sıkı zaman çizelgelerine bağlılıklarıyla da değerlendiriliyor. Yönetimde yaşanan bu radikal değişim, büyük küresel teknoloji şirketlerinin hızı ve esnekliğiyle rekabet eden dinamik bir çalışma ortamı yaratırken geleneksel bürokrasiye alternatif olarak liyakati esas alan bir sistem kurdu.

Devletin idari yapısı, merkezi planlama ve hızlı karar alınması amacıyla çok sayıda kurumun kaldırılması ve yetkilerinin biri Ekonomi ve Kalkınma Konseyi diğeri Siyasi ve Güvenlik İşleri Konseyi olmak üzere iki ana konseyde birleştirilmesi ile yeniden düzenlendi. Bu yapısal gelişme, devletin büyük bir dijital dönüşüm gerçekleştirmesini sağlayan sağlam bir temel oluşturmuş ve Suudi Arabistan’ın dijital devlet hizmetleri için küresel göstergelerin ön saflarına taşımıştı. ‘Absher’ ve ‘Tawakkalna’ gibi platformlar, teknolojiyi ekonomi ve topluma hizmet etmek için kullanmanın küresel modelleri haline gelmiş ve zaman ve kaynak israfının azaltılmasına ve ulusal üretkenliğin artırılmasına doğrudan katkıda bulunmuştu.

Tek sektöre bağlılığın sonlandırılıp ekonominin çeşitlendirilmesi

Gelecekte en büyük bir etkiye sahip olacak olan ikinci dönüşüm, petrole dayalı tek sektörlü ekonominin sonlandırılıp küresel şoklara karşı yüksek dirençli, çeşitlendirilmiş ve esnek bir ekonominin kurulmasıydı. Rakamlar, bu başarının ölçeğini gösteren en doğru gösterge olmaya devam etmektedir. Petrol dışı faaliyetler hızlı ve istikrarlı bir büyüme kaydederken, petrol dışı gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) büyümesi son üç yılda ortalama yüzde 4,5'i aşarak 2024 yılında yüzde 4'e yaklaştı. Tüm bunlar, enerji piyasalarının oynaklığından uzak yeni büyüme motorları yaratma konusunda ekonomik çeşitlendirme politikalarının başarısını yansıtıyor.

Bu dönüşümün merkezinde yer alan Kamu Yatırım Fonu (PIF), geleneksel devlet fonu işlevinin ötesine geçerek piyasa yapıcı ve etkili bir küresel yatırımcı haline gelip stratejik bir rol oynuyor.

Son veriler, fonun yönettiği varlıkların 2024 yılı sonuna kadar yaklaşık 3,4 trilyon riyal (yaklaşık 925 milyar dolar) yükseldiğini ve iç yatırım portföyünün büyüklüğünde yüzde 50'nin üzerinde dikkat çekici bir artış olduğunu gösteriyor. Bu durum, fonun ulusal ekonominin damarlarına likidite pompalamaya olan bağlılığını teyit ediyor.

sdvd
Suudi Arabistan'ın Riyad'da 2034 FIFA Dünya Kupası'na ev sahipliği yapma adaylığı kapsamında düzenlenen medya turu sırasında NEOM kentindeki The Line projesinin maketi, 30 Ekim 2024 (AFP)

PIF, (Ceer ve Lucid Motors şirketleri aracılığıyla) elektrikli araç endüstrisi, temiz teknolojiler, askeri üretim, eğlence, turizm ve küresel spor yatırımları gibi Suudi Arabistan ekonomisinde daha önce hiç duyulmamış olan gelecek vaat eden sektörlere odaklandı. Bu strateji sadece finansal kazanç elde etmeyi değil, aynı zamanda teknoloji ve bilginin aktarılması ve yerelleştirilmesini ve Suudi gençler için kaliteli iş fırsatları yaratılmasını da amaçlıyor.

Dijital dönüşüm ve yapay zeka: Tüketimden ihracata

Petrol 20. yüzyılın yakıtıysa, veri 21. yüzyılın petrolüydü. Suudi Arabistan bu gerçeği erken fark etti ve yapay zeka ekonomisini kalkınma stratejisinin merkezine yerleştirdi. Suudi Arabistan teknoloji ithalatıyla yetinmedi, küresel teknoloji devlerini (Google, Microsoft ve Oracle gibi) çekerek ve onlarla ortaklık kurarak bulut bölgeleri ve devasa veri merkezleri oluşturmak suretiyle bölgesel bir teknoloji merkezi haline gelmeyi hedefledi ve böylece üç kıtayı birbirine bağlayan dijital bir köprü olarak konumunu güçlendirdi.

Dijital göstergelerin okunması, bunların temel itici gücü olan insan faktörü dikkate alınmazsa eksik kalır. Suudi Arabistan’ın işgücü piyasasında yaşanan dönüşüm, yüzeysel bir değişimden öteye geçerek işin kültürel ve değer yapısını da etkiliyor.

Düzenleyici rolünün ötesine geçerek dijital dönüşümün ulusal düzeydeki başlıca destekçisi haline gelen Suudi Veri ve Yapay Zeka Kurumu’nun (SDAIA) hayati rolünü en iyi göstergesi de buydu. SDAIA, devletin kaynaklarını benzeri görülmemiş bir verimlilikle yönetmesini sağlayan sağlam bir dijital altyapı kurmayı başardı.

Karar destek platformu ‘İstişraf’ın büyük verileri analiz ederek ve hükümet harcamalarının verimliliğini artırma fırsatlarını belirleyerek 50 milyar riyali aşan mali tasarruf ve getiriye katkıda bulunması, bunun en iyi örneğiydi.

Öte yandan Suudi Arabistan'ın bu alandaki hedefleri, yurt içi kullanımın ötesine geçiyor, zira artık teknolojisini ihraç etmek ve başarılı dijital deneyimini dünyayla paylaşmak istiyor.

Suudi Arabistan’da 22 milyondan fazla kullanıcıya hizmet veren Nefaz ve 33 milyondan fazla kullanıcısıyla kapsamlı bir ulusal uygulama veya Süper Uygulama haline gelen Tawakkalna gibi platformlar değerlerini ve yüksek güvenilirliklerini kanıtladıktan sonra, bu çözümler akıllı dijital hükümet için modeller olarak ihraç edilebilir ürünlere dönüştü.

Suudi Arabistan, belirli girişimler ve ‘Made in Suudi Arabistan’ teknoloji programı aracılığıyla kendisini 2030 yılına kadar teknoloji ve inovasyonun küresel merkezi haline getirmeyi amaçlayan iddialı bir veri ve yapay zeka stratejisiyle ulusal şirketlerin küresel pazarlarda rekabet edebilmesini sağlamaya çalışıyor. Bu yaklaşım, Suudi Arabistan’ın yükselen bir teknoloji gücü olarak jeopolitik konumunu güçlendirmekle kalmayıp, petrol dışı GSYİH'ye katkıda bulunacak yeni ve sürdürülebilir bir ekonomik akış da oluşturuyor.

Yaşam kalitesi ve yeni bir gerçekliği yansıtan rakamlar

Önceki kalkınma modelinde, vatandaşlar ve ekonomi arasındaki ilişki, hizmet tüketiminden kalkınma ve değer yaratmada ortaklığa doğru ilerlerken, uluslararası standartlara uygun bir yaşam kalitesi sağladı.

Devletin kronik sorunları umut verici ekonomik fırsatlara dönüştürme becerisinin parlak bir örneği olan konut programının yıllık raporundaki verilere göre vatandaşların ev sahipliği oranı, vizyonun başlatılmasından önce yüzde 50'nin altındayken, 2024 yılı sonunda yüzde 65'in üzerine çıktı. Bu rakam sadece istatistiksel bir gösterge değil, entegre ve akıllı konut projeleri inşa eden ROSHN gibi büyük şirketlerin öncülüğünde inşaat, gayrimenkul finansmanı ve kentsel gelişim sektörleri için hayati bir itici güç oldu.

sdfrg
Suudi Arabistan’ın 2034 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapma teklifi sunumundan bir kare (Reuters)

Aynı zamanda, turizm Krallığın en önemli başarı öykülerinden biri olarak öne çıkıyor. Suudi Arabistan, onlarca yıl uluslararası toplumdan tecrit edildikten sonra, engelleri aşmayı başardı ve yeni rekorlar kırdı. 2023 yılında (yerli ve yabancı) 109 milyondan fazla turist ağırlayan ülkede bu rakam 2024 yılında 116 milyona ulaşarak yükselmeye devam etti. Turizmdeki bu ivme, sadece otel ve havacılık sektörlerini canlandırmakla kalmadı, aynı zamanda 255 milyar riyali aşan gelirlerle yerel ekonominin yanında çeşitli bölgelerde binlerce mevsimlik ve kalıcı iş olanağının yaratılmasına katkıda bulundu ve tarihi şehirlerdeki ve köylerdeki yerel ekonomileri canlandırdı.

En değerli yatırım olarak işgücü

Bu rakamlar, temel itici güçleri olan insan faktörü dikkate alınmadan tam olarak anlaşılamaz. Suudi işgücü piyasasında yaşanan dönüşüm, yüzeysel değişikliklerin ötesine geçerek işin kültürel ve değer yapısını da etkiliyor. Pastoral zihniyetin ve devlete olan tam bağımlılığın yavaş yavaş ortadan kalkarak, üretkenlik ve bireysel inisiyatif kültürünün yerini aldığını görüyoruz.

İyi düşünülmüş Suudileştirme politikaları, iyileştirilmiş eğitim verimliliği ve küçük ve orta ölçekli işletmelere verilen destek, bir araya gelerek yaratıcı ve girişimci bir nesil yarattı. Genç Suudilerin kariyer hedefleri artık geleneksel devlet işleriyle sınırlı değil, inovasyon, finansal teknoloji (FinTech) ve yaratıcı endüstriler gibi sektörlere de açıldı.

Uluslararası festivaller, Riyad ve Cidde sezonları, el-Ula ve Diriya'daki tarihi mekanların restorasyonu, Suudi Arabistan’ı turizm, yatırım ve yaşam için küresel bir destinasyon haline getirmeyi hedefleyen tek bir stratejik amaca hizmet ediyor.

Bu çerçevede kadınların güçlendirilmesi dönüşüm sürecini taçlandırdı. Devlet bu konuyu sadece insan hakları perspektifinden ele almakla kalmadı, aynı zamanda acil bir ekonomik gereklilik (womenomics) olarak da değerlendirdi. Bu vizyon, kadınların işgücüne katılımının vizyonun başlatılmasından önce yaklaşık yüzde 17'den bugün yüzde 35'in üzerine çıkmasıyla gerçeğe dönüşürken başlangıçtaki hedefleri yıllar öncesinden aştı.

Ekonomik açıdansa bu, toplumun yarısını fiili üretim döngüsüne entegre etmek, ulusal rekabet gücünü artırmak ve kalkınmanın damarlarında atıl durumda olan belirli beceri ve yetenekleri devreye sokmak anlamına geliyor.

Ekonomik bir kaynak olarak yumuşak güç olarak kültür

Gözlemciler için belki de en çarpıcı dönüşüm, kültür ve mirasın yeniden konuşlandırılmasıydı. Sessiz bir yerel mirastan, küresel bir ürüne ve karlı getiriler sağlayan bir eğlence ve turizm endüstrisine dönüştü.

Önceki dönemde, kültürel faaliyetler içe dönüklükten dolayı gölgede kalmış ve bu da Krallığı küresel turizm haritasından uzaklaştırmıştı. Ancak bugün, denklem tamamen yeniden yazıldı. Kültür, yumuşak gücün kaynağı ve stratejik bir ekonomik varlık haline geldi.

c
Suudi Arabistan'ın Riyad kentinde düzenlenen NEOM adlı yeni şehirle ilgili sergide 3D sunumu izleyen ziyaretçiler, 25 Ekim 2017 (Reuters)

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Devlet, cesurca bir açıklık stratejisi izlemeye başladı. Artık küreselleşmeden korkmuyor, aksine küreselleşmenin araçlarına yatırım yapıyor. Uluslararası festivaller, Riyad ve Cidde sezonları, el-Ula ve Diriya'daki tarihi mekanların restorasyonu, Suudi Arabistan’ı turizm, yatırım ve yaşam için küresel bir destinasyon haline getirmeyi hedefleyen tek bir stratejik amaca hizmet ediyor. Sanat, eğlence ve sinemaya yönelik bu açıklık, ‘geçici eğlence’ alanında değil, aksine, binlerce kişiye istihdam sağlayan ve yaşam kalitesini artıran yeni bir ekonomik sektörün temelini oluşturuyor. Esasen, bu durum doğrudan yabancı yatırımların en önemli itici güçlerinden biri. Yabancı yatırımcılar ve küresel yetenekler sadece iş fırsatları ve finansal getiri değil, aynı zamanda canlı ve çekici bir yaşam ortamı da arıyor.

Mühendislik, mega projeler ve geleceğin şehirleri

NEOM, Kızıldeniz, Qiddiya ve New Square gibi mega projelerden bahsetmeden bu tabloyu tamamlamış olmayız. Bu projeler, geleneksel gayrimenkul geliştirme kavramının ötesine geçiyor. Geleceğin endüstrisinde inovasyon için kuluçka merkezleri haline geliyor. Örneğin NEOM, sadece yeni bir şehir değil, yüzde 100 yenilenebilir enerjiden akıllı ulaşım sistemlerine ve biyoteknolojiye kadar yarının teknolojileri için bir ‘yaşayan laboratuvar’ olarak karşımıza çıkıyor. Özetle NEOM, 21. yüzyılda ‘şehir’ ve kentsel yaşam kavramını yeniden tanımlamaya yönelik cesur bir girişimdir.

Bugün Suudi Arabistan, kendisini dünyaya sadece bir enerji rezervuarı olarak değil, aynı zamanda önemli bir yatırım gücü, küresel bir lojistik merkezi ve geleceğin ekonomilerini şekillendirmede aktif bir ortak olarak tanıtıyor.

Bununla birlikte başkent Riyad da radikal bir dönüşüm geçiriyor. Yaklaşık 15 milyon kişiyi barındırmayı planlayan şehir, toplu taşıma (şehrin arterlerini birbirine bağlayacak Riyad Metrosu'nun açılmasıyla), yeşil alanlar (Kral Selman Parkı projesi gibi) ve ikonik mimari projelerle entegre edilen hareketli bir şantiyeye dönüşüyor. Bu entegre sistem, ‘ekonomiyi yerelleştirmeyi’ amaçlıyor. Devlet, vatandaşların daha iyi bir yaşam ve iş fırsatlar arayışıyla dünyanın dört bir yanındaki başkentlere göç etmelerini sağlayacak şekilde artık dünyayı onlara getiriyor.

Gelecekteki haklar ve verimlilik taahhüdü

2025 yılı sona ererken, Suudi Arabistan artık kendisini yalnızca petrol mirasıyla değil, mevcut başarıları ve gelecekteki hedefleriyle tanımlıyor. Bu bağlamda, Expo 2030'a ev sahipliği yapma yarışını kazanmak ve 2034 Dünya Kupası'nı düzenlemek için dünyanın güvenini kazanmak, ulusal sistemi (hem kamu hem de özel) sıkı zaman kısıtlamalarıyla karşı karşıya bırakırken çalışmaların en yüksek verimlilik ve disiplin standartlarıyla yürütülmesini gerektiriyor.

g
Kızıldeniz'deki mega proje NEOM şehrinin kalbinde yer alan iki adet 500 metre yüksekliğindeki paralel yapıya ilişkin önerilen tasarımı gösteren fotoğraf, 26 Temmuz 2022 (AFP)

Bu uluslararası etkinlikler, sadece kutlamalardan ibaret olmamakla birlikte altyapı çalışmalarının tamamlanmasını hızlandırmak, ulaşım ağlarını geliştirmek ve yeni şehirler kurmak için akıllı yönetim araçları ve stratejik katalizörler olarak işlev görürler. Kısacası bu, Suudi Arabistan'ın, gelişmiş ülkelerden muadillerine eşdeğer ve hatta onları aşan bir verimlilikle büyük etkinlikleri organize etme ve yönetme kapasitesine ve finansal gücüne sahip, güvenilir bir uluslararası ortak olduğunu dünyaya açıkça gösteren mesajlar.

İnovasyonda küresel bir ortak olarak Suudi Arabistan

Suudi Arabistan'ın son çeyrek yüzyılda ve son on yılda hızlanan bir şekilde tanık olduğu gelişmeler, modern kalkınma devleti kavramının kapsamlı bir şekilde yeniden kurulmasını temsil ediyor. Devlet, sınırlı doğal kaynaklara bağımlılıktan, yenilenebilir insan ve teknik kaynaklara yatırım yapmaya geçti. Geleneksel bir ekonomiden rekabetçi bir dijital ekonomiye dönüştü. İçine kapanık bir kültürden, açıklık ve inisiyatif alan bir kültüre adım attı. Bugün Suudi Arabistan, kendisini dünyaya sadece bir enerji rezervuarı olarak değil, aynı zamanda önemli bir yatırım gücü, küresel bir lojistik merkezi ve geleceğin ekonomilerini şekillendirmede aktif bir ortak olarak tanıtıyor. Rakamlar ve başarılarla bir dönüşümün hikayesi yazılırken geleceğe ve insanlara yatırım yapmanın her zaman kazançlı bir yatırım olduğu gözler önüne seriliyor.


Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı

Pakistan polisi (AP)
Pakistan polisi (AP)
TT

Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı

Pakistan polisi (AP)
Pakistan polisi (AP)

Suudi Arabistan, Pakistan'ın Hayber Pahtunhva eyaletine bağlı Karak bölgesinde Pakistan polis memurlarını hedef alan saldırıyı kınadığını ifade etti.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, tüm terörist ve aşırılıkçı eylemleri tamamen reddettiğini, Pakistan'ın ve kardeş halkının güvenliğini ve istikrarını baltalama girişimlerini kınadığını yineleyerek, bu acı trajedide kurbanların ailelerine, Pakistan hükümetine ve halkına en içten taziyelerini ve başsağlığı dileklerini iletti ve herkes için güvenlik ve huzur diledi.


Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı

Pakistan polisi (AP)
Pakistan polisi (AP)
TT

Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı

Pakistan polisi (AP)
Pakistan polisi (AP)

Suudi Arabistan, Pakistan'ın Hayber Pahtunhva eyaletine bağlı Karak bölgesinde Pakistan polis memurlarını hedef alan saldırıyı kınadığını ifade etti.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, tüm terörist ve aşırılıkçı eylemleri tamamen reddettiğini, Pakistan'ın ve kardeş halkının güvenliğini ve istikrarını baltalama girişimlerini kınadığını yineleyerek, bu acı trajedide kurbanların ailelerine, Pakistan hükümetine ve halkına en içten taziyelerini ve başsağlığı dileklerini iletti ve herkes için güvenlik ve huzur diledi.