Lübnan halk hareketi bir komplo mu?

​Hizbullah ve müttefikleri, ayaklanmayı engellemek için tüm güçleriyle savaşacak (AFP)
​Hizbullah ve müttefikleri, ayaklanmayı engellemek için tüm güçleriyle savaşacak (AFP)
TT

Lübnan halk hareketi bir komplo mu?

​Hizbullah ve müttefikleri, ayaklanmayı engellemek için tüm güçleriyle savaşacak (AFP)
​Hizbullah ve müttefikleri, ayaklanmayı engellemek için tüm güçleriyle savaşacak (AFP)

Deniz Rahmet Fahri
 (Şii) Hizbullah ve müttefiki (Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) halk hareketinin ABD-Körfez komplosu olduğunu iddia ediyor.
Her iki parti de dördüncü haftasına giren halk gösterilerinin, bağımsız teknokratlar hükümeti talebini dış güçlerin oyunu olarak görüyor. Zira iki müteffik de teknokratlar hükümeti kurulursa hem siyasi karar alma imkanlarını hem de devletteki kadrolarını kaybedecekler.
Uluslararası komplo gerçek mi?
Diplomatik kaynaklar, başlangıçta Hizbullah ve diğer siyasi elitleri telaşlandıran halk ayaklanmasının, Lübnan’la ilgilenen devletler başta olmak üzere uluslararası toplumu da telaşlandırdığını aktardı. Devrimin ilk haftasında Fransızlar, İngilizler ve ABD’liler, boşluk oluşacağı endişesiyle ve istikrar talebiyle hükümetin istifa etmemesinde ısrar etti. Ama halkın itici gücü, Fransa ve ABD Dışişleri Bakanlıklarından her birini “halkın ifade özgürlüğüne sahip olduğunu ve güvenlik güçlerinin eylemcilerini koruması gerektiğini” onaylayan açıklamalar yapmak zorunda bıraktı.
Fransa'nın tutumu
Lübnan’ın Fransa’dan bir temsilci karşılamaya hazırlandığı belirtildi. Bu çerçevede Fransa Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Ortadoğu ve Kuzey Afrika Dairesi Müdürü Christophe Farno’nun, Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, eski Başbakan Saad Hariri ve Hizbullah ile görüşmesi bekleniyor. Fransa’nın her zaman Lübnan için bir çözüm arayışında olduğu biliniyor. Aynı zamanda ABD’de de Tahran ve İran’ın Beyrut Büyükelçisiyle ilişkiler hususunda Hizbullah ile bir iletişim hattına sahip.
Diplomatik kaynaklar, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un temsilcisinin, mevcut krize çözüm bulma girişiminin olmadığını, ziyaretinin ise istikrarı sağlama ve boşluktan kaçınma amacıyla bir zemin yoklaması olduğunu ifade etti. Aynı kaynaklar, Fransa’nın Hariri’nin başbakanlığına desteğini sürdürdüğünü ve CEDRE Konferansı'nda vaad edilen hibe fonlarının reformla bağlantılı olduğu çerçevesindeki tavrına bağlı olduğunu vurguladı.
Kaynaklar ayrıca, Fransa’nın halkın ve uluslararası toplumun güvenini kazanacak bir hükümetin kurulmasını istediğini ifade etti.
ABD bekle-gör pozisyonunda
Diplomatik kaynaklara göre ABD yönetimi ise, Nebatiye, Sur, Baalbek ve diğer Şii çoğunluğa sahip (Hizbullah’a yakın) bölgelerin halklarının ayaklanma başlatmasıyla birlikte Lübnan’daki halk hareketiyle ilgilenmeye başladı. ABD, Lübnan’da yaşananları takip ederken, buradaki mevcut durumu Şii vatandaşların ayağa kalktığı Irak’ta yaşananlara bağladı. ABD, doğrudan müdahalede bulunmadan yalnızca gözlemci pozisyonu aldı.
Bununla birlikte ABD'ye göre Hizbullah’ın kararı uyarınca istifa eden hükümete yönelik Washington mevcut tutumunu sürdürüyor. ABD teknokratlar hükümeti kurulmasını destekliyor.
ABD’nin Beyrut Büyükelçisi Elizabeth Richard, halk ayaklanması hususunda herhangi bir açıklama yapmazken, ABD’nin bir toplantı düzenleme niyeti taşıdığına dair de bilgi vermedi. Diplomatik kaynaklar, ABD içerisinde hükümeti kurma sürecine nasıl yaklaşılacağına dair karar alınmasının beklendiğini belirtti. Kaynaklar, yaşananların Hizbullah’ı zayıflatma, Lübnan ve bölgedeki İran nüfuzunu azaltma amaçlı olduğunu vurguladı. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da Twitter üzerinden bu yönde bir açıklama yaparken, Irak’taki halk devrimi ve Lübnan’daki halk devrimi arasında bir bağlantı olduğuna dikkati çekti. Pompeo ayrıca, iki devrimin de yozlaşmış İran rejimine karşı olduğunu belirtti.
ABD’nin Avrupa’daki zemin yoklama turu
Independent Arabia’nın edindiği bilgilere göre ABD Yakın Doğu İşleri Devlet Sekreter Yardımcısı David Schenker, Fransa ve İngiltere’yi de kapsayan bir Avrupa turu gerçekleştirerek, Suriye, Irak ve tabi ki Lübnan ile Hizbullah meselesi de dahil birçok konuda koordine sağlamayı amaçlıyor. Fransa, Hizbullah’ın siyasi ve askeri kanatlarını birbirinden ayıran tek Avrupa ülkesi olarak görülürken, İngiltere de Şubat ayında askeri ve siyasi kanatları arasındaki ayrıma ilişkin konumunu değiştirmeye karar vermişti. İngiltere İçişleri Bakanlığı, Ortadoğu’da istikrarı bozucu eylemlerinden dolayı siyasi ve askeri kanadı ayrımına gitmeksizin Hizbullah’ın terör listesine alındığı belirtmişti.
Lübnan tarihinde yeni ve riskli bir aşama yaşanıyor. Ancak Hizbullah’ın ve müttefiklerinin ayaklanmayı engellemek için tüm güçleriyle savaşacağı gerçeği ortasında en tehlikeli durum, halk ayaklanmasının sonuçlarının tüm olasılıklara açık olması.
*Independent Arabia



ABD ve Suriye Dışişleri Bakanları kimyasal silahlar, yaptırımlar ve ‘İran'ın müdahalesini’ görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
TT

ABD ve Suriye Dışişleri Bakanları kimyasal silahlar, yaptırımlar ve ‘İran'ın müdahalesini’ görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)

Suriye Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani'nin ABD'li mevkidaşı Marco Rubio ile telefonda kimyasal silahlar, yaptırımlar ve “İran'ın müdahalesi” konularını görüştüğünü bildirdi.

Bakanlığın açıklamasında eş Şeybani'nin, Şam'ın yaptırımların, özellikle de Sezar Yasası'nın kaldırılması için Washington ile birlikte çalışma arzusunu dile getirdiği belirtilerek, iki tarafın bu yasanın devam etmesinin “şirketlerin ve yatırımcıların uzun vadede Suriye'de ekonomik faaliyette bulunma kabiliyetlerini kısıtladığını” vurguladığı kaydedildi.

Açıklamada Rubio'nun, ABD yönetiminin, Başkan Donald Trump'ın Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması yönündeki direktiflerini uygulamaya devam ettiği ve “önümüzdeki aylarda Sezar Yasası'nın yürürlükten kaldırılması için Kongre ile birlikte çalışacaklarını” söylediği aktarıldı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani, (AFPSuriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani, (AFP

Açıklamada, iki ülkenin katılımıyla kimyasal silahlar konusunda özel bir komite kurulması için tarafların ortak koordinasyon içinde hareket ettiği duyuruldu.

İran'la ilgili olarak Şam, “özellikle Tahran'a yönelik son saldırıların ardından İran'ın Suriye'nin iç işlerine karışma girişimleri” olarak tanımladığı durumdan duyduğu endişeyi dile getirirken, Washington da “mevcut meşguliyetlerine rağmen Tahran'ın Suriye'deki güç dengesini değiştirme arayışından vazgeçmeyeceği” uyarısında bulundu.

Suriye Dışişleri Bakanlığı'na göre iki bakan terörle mücadele dosyasını da ele aldı ve özellikle Şam'daki Mar Elias Kilisesi'ne yapılan son saldırıdan sonra DEAŞ'ın hala “gerçek bir tehdit oluşturduğunu” teyit etti.

Açıklamada, ABD tarafının DEAŞ'ın “şu anda Suriye hükümetine yönelik en büyük tehdit” olduğunu vurguladığı ve bu alanda istihbarat paylaşımı ve Suriye'nin kabiliyetlerinin geliştirilmesi konusundaki kararlılığını ifade ettiği ifade edildi.

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra geçidi yakınlarında BM gözlemci bölgesindeki İsrail askerleri, (UNDOF)Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra geçidi yakınlarında BM gözlemci bölgesindeki İsrail askerleri, (UNDOF)

İki taraf ayrıca İsrail'in, Suriye'nin güneyine yönelik tekrarlanan saldırılarını da ele aldı ve eş Şaybani Suriye'nin 1974 tarihli Ayrılma Anlaşmasına geri dönmek için ABD ile işbirliği yapma arzusunu dile getirdi.

Şarku’l Avsat’ın açıklamadan aktardığına göre Rubio, “bölgenin tanık olabileceği en kötü şeyin Suriye'nin bölünmesi ya da iç savaşa dönmesi” olduğu uyarısında bulundu.

Rubio, ülkesinin Şam'daki büyükelçiliğini yeniden açma arzusunu dile getirerek, “iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılmasına yönelik somut değişimi teyit eden bir adım olarak” eş Şeybani'ye mümkün olan en kısa sürede Washington'u ziyaret etmesi için resmi davette bulundu.