​İsveç, 1980'lerdeki kitlesel infazlarda yer alan bir İranlıyı gözaltına aldı

​İsveç, 1980'lerdeki kitlesel infazlarda yer alan bir İranlıyı gözaltına aldı
TT

​İsveç, 1980'lerdeki kitlesel infazlarda yer alan bir İranlıyı gözaltına aldı

​İsveç, 1980'lerdeki kitlesel infazlarda yer alan bir İranlıyı gözaltına aldı

İsveç Başsavcısı, çoğunluğu Halkın Mücahitleri Örgütü üyesi olan binlerce mahkumun 1988 yılında İran’da idam edilmesiyle ilişkisi bulunduğu öne sürülen bir İran vatandaşının gözaltına alındığını duyurdu.
AP’nin haberine göre İsveç Başsavcısı Karolina Wieslander, kimliği açıklanmayan İran vatandaşının 28 Temmuz 1988 - 31 Ağustos 1988 tarihleri arasında Tahran'da suç işlediğinden şüphelenildiğini bildirdi. Başsavcı konuya ilişkin daha fazla detay vermedi.
İnsan hakları grupları, İran Devrim Mahkemesi’nin 1980’lerin sonlarında Halkın Mücahitleri Örgütü, Komünist Tudeh Partisi, solcu gruplar ve İranlı olmayan milliyetçi aktivistler de dahil olmak üzere muhalif gruplardan binlerce siyasi mahkumu idam ettiğini savunuyor.
Söz konusu İranlının avukatı Lars Hultgren, İsveç haber ajansı TT’ye verdiği demeçte müvekkilinin masum olduğu konusunda ısrar ederek “Yanlış kişiyi yakaladılar” dedi.
Ajansın haberine göre 58 yaşındaki İranlı, 9 Kasım'da Stockholm Arlanda Havalimanı'nda gözaltına alındı.
İran medyasına göre gözaltına alınan kişi Hamid Abbasi müstear ismiyle çalışan eski Tahran Mahkemesi Başsavcısı Hamid Nuri.
Nuri, 1988'de Kerec’teki Gohardaşt Cezaevi'nde gerçekleşen infazlarla ilgili suçlanıyor.
İddia edilen suçlar, İran’ın Irak ile yapılan savaşın sonunda gerçekleştirdiği kitlesel infazlarla aynı zamana denk geliyor. İnsan hakları grupları, söz konusu dönemde yaklaşık 5 bin kişinin idam edildiğini tahmin ediyor.
İranlı yetkililer ise 1980'lerin sonlarında yapılan toplu idamları kabul etmiyor.
Ancak dönemin Rejim Lideri Yardımcısı Hüseyin Ali Muntazeri’nin ofisinin ortaya çıkardığı ses kaydı, 1988’den yeni idamlara kadar birçok detayı içeriyordu.
Muntazeri söz konusu ses kaydında, ‘Ölüm Hücresi’ yetkilisi 4 kişiyi azarlıyordu. Bu yetkililerden biri de o dönem Tahran Başsavcısı olan ve şu an İran Yargı Erki Başkanı görevini yürüten İbrahim Reisi’ydi.
Uluslararası Af Örgütü'ne (Amnesty) göre İranlı yetkililer, 1998'in temmuz ile eylül ayları arasında binlerce muhalif siyasi mahkumu yargısız infaz etti.
Amnesty, Aralık 2018'de Birleşmiş Milletler’e (BM) tüm yaşananlardan sorumlu olanların hesap vermesine katkıda bulunmak üzere bağımsız bir mekanizma kurulması çağrısında bulunarak söz konusu cinayetlere karışanların bir kısmının halen iktidarda görev aldığını bildirdi.



ABD Senatörü: Washington, Maduro'ya Rusya'ya gitmesini teklif etti

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Karakas'ta Peru kılıcı tutuyor (EPA)
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Karakas'ta Peru kılıcı tutuyor (EPA)
TT

ABD Senatörü: Washington, Maduro'ya Rusya'ya gitmesini teklif etti

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Karakas'ta Peru kılıcı tutuyor (EPA)
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Karakas'ta Peru kılıcı tutuyor (EPA)

ABD’nin, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'ya "Rusya'ya veya başka bir ülkeye gitme" seçeneğini sunduğunu belirten Cumhuriyetçi Senatör Markwayne Mullen dün yaptığı açıklamada, Washington'un Latin Amerika ülkesinin kıyılarına askeri güç konuşlandırdığını ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın CNN'den aktardığına göre Oklahoma senatörü, "Bu arada, Maduro'ya gitme şansı verdik. Ona Rusya'ya veya başka bir ülkeye gidebileceğini söyledik" ifadelerini kullandı.

Bu açıklamalar, ABD ile Venezuela arasındaki gerginliğin arttığı bir dönemde geldi. ABD Başkanı Donald Trump, Karayipler'e askeri güç konuşlandırılmasını emretti ve cumartesi günü, dünyanın en büyük uçak gemisini bölgeye göndermesinin ardından Venezuela hava sahasının "tamamen kapatılması" çağrısında bulundu.

Fransız Haber Ajansı AFP’ye göre Cumhuriyetçi milyarder, bu operasyonları, ABD'ye uyuşturucu kaçakçılığının arkasında Karakas'ın olduğunu iddia ederek meşrulaştırıyor.

Maduro ise bu suçlamaları reddederek, Washington'ın bunları kendisini devirmek ve ülkesinin petrol rezervlerine el koymak için bir bahane olarak kullandığını iddia ediyor. Cumartesi günü, hükümetine kıyı şeridinde askeri tatbikat düzenlemesi emrini verdi.

Mullen, CNN'e yaptığı açıklamada, "Venezuela halkının da yeni bir lider ve Venezuela'yı bir ulus olarak yeniden canlandırmak istediğini söyledi" dedi.

Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham da cumartesi günü, Venezuela'da rejim değişikliği olasılığı hakkında kamuoyuna konuştu.

X platformunda yaptığı bir paylaşımda, "Maduro, on yıldan fazla süredir Amerika'yı zehirleyen bir terörist uyuşturucu devletini kontrol ediyor" dedi ve Venezuela Devlet Başkanı'nı "gayrimeşru bir lider" olarak nitelendirdi.

Başkan Trump'ın Venezuela'daki bu çılgınlığa son verme konusundaki sarsılmaz kararlılığı, sayısız Amerikalı'nın hayatını kurtaracak ve sevgili Venezuela halkına yeni bir hayat verecek" diyen Senatör Graham, "Türkiye ve İran'ın yılın bu zamanında çok güzel olduğunu duyuyorum" ifadesini kullandı.

Eylül ayından bu yana ABD güçleri, Karayipler ve Doğu Pasifik'te uyuşturucu kaçakçılığı yaptığından şüphelenilen 20'den fazla gemiyi hedef aldı ve en az 83 kişinin ölümüne yol açtı. Birleşmiş Milletler bu operasyonları "yargısız infaz" olarak nitelendirdi.

Uçak takip sitelerine göre, son günlerde Venezuela açıklarında onlarca kilometre açıkta ABD savaş uçaklarının aralıksız faaliyeti tespit edildi.

Bu arada New York Times, Trump ile Maduro'nun yakın zamanda ABD'de olası bir görüşmeyi telefonla konuştuğunu bildirdi.


ABD ordusu: Suriye ile birlikte DEAŞ'ın silah depolarına hava saldırıları düzenledik

ABD Merkez Komutanlığı'na bağlı bir uçak, tatbikatlar sırasında havada yakıt ikmali yapıyor (ABD Merkez Komutanlığı, X platformu hesabı)
ABD Merkez Komutanlığı'na bağlı bir uçak, tatbikatlar sırasında havada yakıt ikmali yapıyor (ABD Merkez Komutanlığı, X platformu hesabı)
TT

ABD ordusu: Suriye ile birlikte DEAŞ'ın silah depolarına hava saldırıları düzenledik

ABD Merkez Komutanlığı'na bağlı bir uçak, tatbikatlar sırasında havada yakıt ikmali yapıyor (ABD Merkez Komutanlığı, X platformu hesabı)
ABD Merkez Komutanlığı'na bağlı bir uçak, tatbikatlar sırasında havada yakıt ikmali yapıyor (ABD Merkez Komutanlığı, X platformu hesabı)

ABD ordusu, dün yaptığı açıklamada, geçen hafta Suriye'nin güneyinde DEAŞ'a ait silah depolarının bulunduğu 15 tesisi imha ettiğini bildirdi.

Reuters'ın haberine göre ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM), Suriye güçleriyle iş birliği içinde, 24-27 Kasım tarihleri ​​arasında Şam kırsalındaki çeşitli silah depolarını tespit edip imha ettiğini bildirdi.

ABD Merkez Komutanlığı’nın yaptığı açıklamada, "Ortak operasyonda 130'dan fazla havan topu ve roket, çok sayıda saldırı tüfeği ve makineli tüfek, tanksavar mayını ve el yapımı patlayıcı (EYP) imha edildi" ifadelerine yer verdi.

CENTCOM Komutanı Amiral Brad Cooper, "Bu başarılı operasyon, DEAŞ'a karşı elde edilen kazanımların devamını sağlıyor ve örgütün faaliyetlerine yeniden başlamasını veya ABD'ye ve dünyanın dört bir yanına karşı terör saldırıları düzenlemesini engelliyor" dedi.

Cooper, "Suriye'de DEAŞ'ın kalıntılarını takip etmeye devam edeceğiz ve uyanık olacağız"ifadelerini kullandı.


Netanyahu, siyasi hayattan çekilme karşılığında af teklifini değerlendirmiyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
TT

Netanyahu, siyasi hayattan çekilme karşılığında af teklifini değerlendirmiyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)

Jerusalem Post gazetesi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya yakın kaynaklara dayandırdığı haberinde, Netanyahu'nun siyasi arenadan çekilmesi karşılığında affedileceği bir yasal anlaşmayı düşünmediğini belirtti.

Kaynaklar, Netanyahu'nun yaklaşan seçimlerde tekrar aday olmayı planladığını ve İsrail cumhurbaşkanının onu affetme kararının en az iki ay sürebileceğini belirtti.

Netanyahu, üç yolsuzluk davasıyla karşı karşıya. Bu davalardan biri, Netanyahu ile Yediot Aharonot gazetesinin genel yayın yönetmeni Arnon Mozes arasında "rakip gazeteleri zayıflatmak karşılığında medyada daha fazla yer alma" konusunda yaptığı gizli görüşmeleri içeriyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, yıllardır süren yolsuzluk davasında af talebinde bulunmak için dün Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'a başvurdu. Netanyahu, ceza yargılamasının İsrail'i yönetme yeteneğini engellediğini ve affın devletin kamu çıkarına hizmet edeceğini savundu.

Ülkenin kuruluşundan bu yana İsrail'de en uzun süre başbakanlık yapan isim olan Netanyahu, uzun süredir rüşvet, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarını reddediyor.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre avukatları, cumhurbaşkanlığı ofisine yazdıkları mektupta, Netanyahu'nun hâlâ hukuki sürecin kendisinin tamamen beraatiyle sonuçlanacağına inandığını belirtti.

Netanyahu, partisi Likud'dan yayımladığı kısa video açıklamasında, "Avukatlar bugün af talebini cumhurbaşkanına ilettiler ve ülkenin çıkarlarını önemseyen herkesin bu adımı desteklemesini bekliyorum" ifadeleri yer aldı.

Devlet Başkanı Isaac Herzog'un ofisi dün erken saatlerde talebi aldıklarını ve avukatların mektubunu yayınladıklarını doğruladı. ABD Başkanı Donald Trump, bu ay Herzog'a Netanyahu'nun affedilmesini isteyen bir mektup göndermişti.