Teknokrat hükümeti vurgusu yapan Hariri, başbakanlık için ısrarcı değil

Teknokrat hükümeti vurgusu yapan Hariri, başbakanlık için ısrarcı değil
TT

Teknokrat hükümeti vurgusu yapan Hariri, başbakanlık için ısrarcı değil

Teknokrat hükümeti vurgusu yapan Hariri, başbakanlık için ısrarcı değil

Lübnan Başbakanı Saad el-Hariri’nin istifa açıklamasının ardından başbakanlık koltuğuna oturacak isim henüz belirlenemedi. Bunun nedeni hükümetin şekliyle ilgili meydana gelen anlaşmazlık. Hariri, “teknokrat hükümeti” kurma konusunda ısrarcı. Şii ikilisi (Hizbullah ve Emel Hareketi) ve Özgür Yurtsever Hareketi’nin teknokratları ve siyasetçileri bir araya getirecek bir tekno-siyasi hükümet ısrarı karşısında Hariri’nin başbakanlık koltuğunda oturması şart değil. Öte yandan, Cumhurbaşkanı Mişel Avn, hükümetin şekli ile ilgili bir anlaşmaya varmak için taraflarla istişarelerde bulunuyor.
Lübnan’dan aktarılana göre Hariri, dün, Gelecek Hareketi’nin siyasi bürosunda gerçekleştirilen toplantıya başkanlık ettiği sırada yaptığı konuşmada, hükümetin en kısa sürede kurulması için çok istekli olduğunu ve ülkenin krizlerden çıkması için bugünden tezi yok yeni hükümetin kurulması gerektiğini belirtti. Kaynakların Şarku’l Avsat’a aktardığına göre Hariri, hükümetin kurulması için kendisinin hükümete başkanlık etmesinin zorunlu olmadığını söyledi. Hariri, “Teknokrat hükümetin kurulmasını destekliyorum. Çünkü ülkeyi içerisinde bulunduğu çeşitli krizlerden çekip çıkarmak için tek yol bu. Bağlayıcı parlamento istişareleri hızlandırılmalıdır. Krizden çıkmanın tek ciddi yolu budur” açıklamalarında bulundu.
Hariri’nin dün başkanlık ettiği Gelecek Hareketi toplantısında, ülkedeki genel siyasi durum ağırlıklı olarak ele alındı. Özellikle, yeni hükümeti kurma süreciyle ilgili koşullar konuşuldu. Kaynaklar, Hariri'nin, “Başbakanlığa kimin geleceği önemli değil önemli olan ses getirecek ve halk hareketlerinin benimseyeceği bir teknokrat hükümetinin kurulmasıdır” dediğini aktardı. Hariri, “Ülke daha fazla krizi artık taşıyamaz. Ülkenin kurtarılmasına ihtiyaç var, çünkü hükümet boşluğu herkes için ölümcül” dedi.
Hariri, “Ben kendi açımdan göstericilerin taleplerine cevap verilmesinden yanayım. Çünkü daha önce dediğim gibi ülke daha fazla kriz kaldıracak durumda değil. Göstericilerin talepleri bizim için kaçınılmaz, çünkü bu talepler tüm Lübnanlıların talepleridir. Taleplere cevap vermeli ve olumlu davranmalıyız. Kimsenin bu taleplere karşı çıktığını duymadım” dedi.
Hariri: Tutumumun arkasındayım
Eski bakan Muhammed Safadi’nin, başbakanlık koltuğuna geçeceği iddialarına da değinen Hariri, “Medya ofisimin yayınladığı ifadede (17 Kasım Pazar) belirtilen tutumumun arkasındayım. Açıklamada belirtilenler çok doğrudur. Eğer istişarelere giderlerse onu destekler ve teknokrat hükümetin kurulması gerektiği konusunda onunla içtenlikle çalışırdım. Safadi’nin dışında Hâkim Navaf Selam’ı da öneriyorum. Basil Safadi'de ısrar etti. Görüşmeler devam ediyor ancak şimdiye kadar somut bir sonuç elde edilemedi” ifadelerini kullandı.
Yeni kurulacak hükümete başkanlık edebilecek isimler arasında gösterilen Safadi'nin, adaylıktan geri çekilme talebinin altında yatan sebep “Özgür Yurtsever Hareketi” ile “Gelecek Hareketi” arasındaki tartışmaların ardından daha fazla krizle çevrelenen siyasi tıkanıklıktır. Şarku’l Avsat’ın bakanlık kaynaklarından edindiği bilgilere göre şimdiye dek bağlayıcı meclis istişarelerine yönelik bir çağrı yapılmadı. Hükümetin kurulması ve hükümete başkanlık edecek kişinin belirlenmesine ilişkin istişareler sürüyor. Başbakanlık koltuğuna aday olarak gösterilen Safadi’nin adaylığını çekmesinden sonra istişareler yeniden başladı. Başbakanın belirlenmesinde bir formül üzerinde anlaşmak için müzakereler devam ediyor. Bu müzakerelerden sonuç alınması halinde hükümetin kurulması kolaylaşacak. Herhangi bir kişiyi görevlendirmeye yönelik istişareler daha sonra hükümetin oluşumunu geciktirebilecek bir engelden kaçınmak anlamına gelecek. Cumhurbaşkanı Avn tarafından yürütülen istişareler, isimler üzerine değil, asgari de olsa bir hükümet biçimi üzerinde anlaşmaya varılması için gerçekleştiriliyor.
Ana hatları ile anlaşma şart
Teknokrat hükümeti ile tekno-siyasi hükümet hakkındaki bakış açılarına dair izahat gereklidir. Çünkü bu iki terimin tanımı henüz kesin çizgilerle yapılmadı. Siyasi bloklar bu iki yönetim şekline dair tutumlarını dile getirmediler. Ancak istişarelerin sonuçları netleştiğinde, başbakanın isminin belirlenmesi ve hükümetin hiçbir engel ile karşılaşılmadan kurulmasına yönelik yapılacak meclis istişareleri için çağrıda bulunulacak. Tabii hükümetin kurulması aşamasında hiçbir engel ile karşılaşılmaması için öncesinde başbakanlık koltuğuna getirilecek ismin özellikleri hakkında ana hatları ile bir anlaşmaya varılması gerekiyor.
Hariri'nin, 32 gün boyunca tansiyonun bir hayli yükseldiği sokağı tatmin edecek bir teknokrat hükümeti kurulması konusundaki ısrarı ve buna rağmen kurtarma görevine çoğunluğu teknokratlardan oluşan bir hükümetle girmeyi reddetmesi, başbakanlık için görevlendirilecek ismin istişare edildiği toplantılara eşlik eden kaynaklar tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Hariri göstericilerin teknokratik hükümet talebine paralel olarak partililerden arındırılmış bir hükümetin kurulması için ısrar ediyor.
Başbakanlık için görevlendirilecek isim üzerinde yapılan istişarelere eşlik eden kaynakların Şarku’l Avsat’a verdiği bilgiye göre, tekno-siyasi hükümetin kurulması talebinde bulunan ekip homojen bir yapıya sahip değil. Partili bakanların yeni hükümette önemli bakanlıklarda görev almasını istemiyorlar. Ancak ek olanaklar sağlanması ve mevcut durumun kurtarılması için siyasi parti temsilcilerinin bakanlıklarda görev almasına da karşı çıkmıyorlar.



Hızlı Destek Kuvvetleri'ne ait İHA’lar Hartum Havalimanı'nı üst üste ikinci kez hedef aldı

Sudan'daki İHA savaşı birçok kamu tesisini yok etti (Reuters)
Sudan'daki İHA savaşı birçok kamu tesisini yok etti (Reuters)
TT

Hızlı Destek Kuvvetleri'ne ait İHA’lar Hartum Havalimanı'nı üst üste ikinci kez hedef aldı

Sudan'daki İHA savaşı birçok kamu tesisini yok etti (Reuters)
Sudan'daki İHA savaşı birçok kamu tesisini yok etti (Reuters)

Askeri bir kaynak, Hızlı Destek Kuvvetleri'ne ait İHA'ların bugün üst üste ikinci gün Hartum Havalimanı'nı hedef aldığını bildirdi.

Medyaya konuşma yetkisi olmadığı için isminin açıklanmasını istemeyen kaynak, Fransız Haber Ajansı’na (AFP)yaptığı açıklamada, "Terörist milislerin İHA'ları bugün şafak vakti Hartum Havalimanı'nı tekrar hedef aldı ve İHA karşıtı sistemlerimiz İHA'ları engelledi" dedi.

Hartum'u kontrol eden Sudan ordusu, Nisan 2023'te başlayan savaşta Hızlı Destek Kuvvetleri ile kanlı bir çatışmanın içinde.

zxsc
Hartum Havalimanı'ndaki enkazın ortasında yanmış bir binanın yan görünümü (Arşiv- Reuters)

Havaalanının, iki yıldan uzun süren savaşın ardından ilk kez bugün iç hat uçuşlarına yeniden açılması planlanıyordu. Son saldırıların ardından bunun mümkün olup olmayacağı henüz belli değil.

xsd
Sudan'ın çatışma bölgelerinden birinde Hızlı Destek Kuvvetleri devriyesi (Arşiv- Reuters)

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre görgü tanıkları dün, sabahın erken saatlerinde Hartum'un merkezi ve güney kesimlerinde İHA sesleri ve havaalanı çevresinde patlama sesleri duyduklarını söyledi.

sa
Ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki çatışmalar altyapıda büyük yıkıma yol açtı (AFP)

Hava saldırılarının sorumluluğunu henüz hiçbir grup üstlenmedi ve herhangi bir can kaybı bildirilmedi. Ancak, HDK son aylarda askeri ve sivil altyapıyı hedef almak için İHA kullanmakla defalarca suçlandı.

Savaş on binlerce kişinin ölümüne, 12 milyon insanın yerinden edilmesine ve Birleşmiş Milletler'in "dünyanın en kötü insani krizi" olarak tanımladığı bir krize yol açtı.


Arap Denizi'nde değeri yaklaşık 1 milyar dolar olan uyuşturucu ele geçirildi

Yemen güçleri tarafından batı kıyısında ele geçirilen eski bir uyuşturucu sevkiyatı (Arşiv – Yemen emniyet güçleri)
Yemen güçleri tarafından batı kıyısında ele geçirilen eski bir uyuşturucu sevkiyatı (Arşiv – Yemen emniyet güçleri)
TT

Arap Denizi'nde değeri yaklaşık 1 milyar dolar olan uyuşturucu ele geçirildi

Yemen güçleri tarafından batı kıyısında ele geçirilen eski bir uyuşturucu sevkiyatı (Arşiv – Yemen emniyet güçleri)
Yemen güçleri tarafından batı kıyısında ele geçirilen eski bir uyuşturucu sevkiyatı (Arşiv – Yemen emniyet güçleri)

Birleşik Deniz Kuvvetleri (CMF) dün, Arap Denizi'nde faaliyet gösteren bir Pakistan donanma gemisinin 972 milyon dolar değerinde uyuşturucu ele geçirdiğini duyurdu.

CMF, Suudi Arabistan, ABD, Fransa ve İspanya dahil 47 ülkeden oluşuyor. CMF yaptığı açıklamada, Pakistan donanma personelinin cumartesi günü ilk yelkenliye binerek ‘tahmini piyasa değeri 822,4 milyon dolar olan iki tondan fazla kristal metamfetamin ele geçirdiğini’ belirtti. Açıklamada, “48 saatten az bir süre sonra mürettebat ikinci bir yelkenliye çıktı ve 140 milyon dolar değerinde 350 kilogram metamfetamin ile 10 milyon dolar değerinde 50 kilogram kokain ele geçirdi” denildi.

Açıklamada, operasyonu yöneten Birleşik Görev Gücü 150'nin komutanı Tuğamiral Fahad el-Cuveyd’in, bu operasyonun CMF tarafından gerçekleştirilen ‘en başarılı uyuşturucu ele geçirme operasyonlarından biri’ olduğunu söylediği aktarıldı. Bahreyn'de bulunan Suudi Arabistan liderliğindeki Birleşik Görev Gücü, CMF'nin komutası altında faaliyet gösteriyor.

Bu gücün görevi, Kızıldeniz, Aden Körfezi, Hint Okyanusu ve Afrika Boynuzu çevresinde yasadışı kaçakçılıkla mücadele etmek.


WHO Genel Direktörü uyardı: Gazze'deki sağlık felaketi nesiller boyu sürecek

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (DPA)
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (DPA)
TT

WHO Genel Direktörü uyardı: Gazze'deki sağlık felaketi nesiller boyu sürecek

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (DPA)
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (DPA)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Gazze'nin ‘gelecek nesiller boyunca’ sürecek bir sağlık ‘felaketi’ yaşadığı konusunda uyarıda bulundu.

Ghebreyesus BBC'ye yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki nüfusun karmaşık ihtiyaçlarını karşılamaya başlamak için yardımların önemli ölçüde artırılması gerektiğini vurguladı.

WHO Genel Direktörü, Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasını memnuniyetle karşıladı, ancak yardımların bölgedeki sağlık sistemini yeniden inşa etmek için yetersiz olduğunu söyledi.

Ghebreyesus, Gazze halkının açlık, çökmüş bir sağlık sistemi ve su ve sanitasyon altyapısının tahrip olmasıyla daha da kötüleşen hastalıkların yayılmasından mustarip olduğunu belirtti.

Ghebreyesus, “Bunun da ötesinde, insani yardım erişimine kısıtlamalar getirilmiş durumda. Bu da durumu tarif edilemez bir felakete dönüştüren çok yıkıcı bir kombinasyon oluşturuyor. Bu bölgede yaygın olarak görülen ruh sağlığı sorunlarına kıtlığı da eklediğimizde, gelecek nesiller boyunca sürecek uzun vadeli bir krizle karşı karşıya kalacağız” ifadelerini kullandı.

Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) dün, 10 Ekim'den bu yana 6 bin 700 tondan fazla gıda taşıyan yardım tırlarının Gazze Şeridi’ne girdiğini duyurdu, ancak bu rakam günlük 2 bin tonluk hedefin çok altında.

Ghebreyesus, her gün 600 yardım tırının Gazze Şeridi'ne ulaşması gerektiğini, ancak şu anki ortalamanın 200 ila 300 tır arasında olduğunu söyledi.

İsrail'e yardımların teslimatına koşullar getirilmemesi çağrısında bulunan Ghebreyesus, ‘yardımların çatışmadan ayrı tutulması’ gerekliliğini vurguladı.

Gazze Şeridi'ne yeterli yardım ulaştırmak için mevcut tüm sınır noktalarının açılması gerektiğini ifade eden Ghebreyesus, İsrail'e daha önce kayıtları reddedilen yardım kuruluşlarının Gazze Şeridi'ne geri dönmelerine izin verilmesi çağrısında bulunarak, “Yerinde uygulayabilecekler olmadan geniş kapsamlı bir müdahale gerçekleştirilemez” dedi.

Ghebreyesus, Gazze Şeridi'nin sağlık sistemini onarmak için gönderilen yardımlara sınırda el konulduğunu ve İsrail makamlarının bu yardımların askeri amaçlarla kullanılabileceğini iddia ettiğini belirtti.

Ghebreyesus sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir sahra hastanesi kurarken, çadırlar için kumaş ve direklere ihtiyacınız vardır. Ancak direklere çift amaçlı kullanılabileceği gerekçesiyle el konulursa, çadırı kurmak imkânsız hale gelir.”

Ghebreyesus, “Binlerce Filistinli haftalık tıbbi tahliye uçuşlarını bekliyor, ancak İsrail'deki dini tatiller nedeniyle iki haftadır hiçbir uçuş gerçekleştirilmedi” dedi. Daha önce 700 kişinin tıbbi tahliyeyi beklerken hayatını kaybettiğini belirten Ghebreyesus, uçuş sayısının artırılması çağrısında bulundu.