​Abbas'tan Dünyaya Filistin devletini tanıma çağrısı

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Arşiv - EPA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Arşiv - EPA)
TT

​Abbas'tan Dünyaya Filistin devletini tanıma çağrısı

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Arşiv - EPA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Arşiv - EPA)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, iki devletli çözüme inanan ve İsrail devletini tanıyan ülkeleri, 1967 sınırlarıyla ve başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletini tanımaya çağırdı.
Filistin'in Kahire Büyükelçisi ve Arap Birliği Daimi Temsilcisi Diab al-Louh, Arap Birliği tarafından, Filistin Halkı ile Uluslararası Dayanışma Günü vesilesiyle, Perşembe günü düzenlenen dayanışma etkinliğinde, Abbas’ın mesajını okudu.
Abbas, Filistin halkını korumak, kendi kaderini tayin etme hakkını kullanmalarını sağlamak, işgal ettikleri topraklarda özgürlük ve bağımsızlığa ulaşmak ve Doğu Kudüsü başkent olarak tanıtmak için pratik tedbirler alınması gerektiğini vurguladı. "Uluslararası meşruiyeti ve uluslararası hukuku meselemizi çözmek için bir kural olarak kabul ettik ve müzakere, diyalog, siyasi eylem ve barışçıl halk direnişini tüm nihai statü sorunlarına çözüm bulmanın, bağımsızlığa yol açacak, işgal ve çatışmayı sona erdirecek bir barış anlaşmasına varmayı yol olarak kabul ettik. Ancak İsrail işgal devleti bugüne kadar Oslo Anlaşmalarından kaçmıştır ve bundan kendini tatmin etmemiştir. Şu anki İsrail Başbakanı iki devletli çözümü reddettiğini ifade etti. İşgal altındaki topraklarımızda ilhaklara ve yerleşimlere devam etti.
Mahmud Abbas, ABD'nin yasadışı açıklamaları ve kararlarının, İsrail hükümetini işgalini sürdürmeye, yerleşim faaliyetlerini artırmaya ve Roma Tüzüğü ve uluslararası meşruiyet kararlarına göre daha fazla suç işlemeye teşvik ettiğini vurguladı.
"Uluslararası hukuk uluslararası sistemin temel taşıdır ve yineleme ve çarpıtmaya müsamaha göstermez.” dedi ve İsrail'e yasanın üzerinde bir devlet olarak muamele edilmesinin onu yasadışı bir devlet olarak davranmaya teşvik ettiğini söyleyerek, uluslararası toplumu İsrail'in Filistin toprağı ve geleceği üzerindeki bu saldırganlığına son vermek için sorumluluklarını yüklenmeye çağırdı.
Mahmud Abbas, Filistin'in 1967 sınırlarında uluslararası meşruiyet kararları ve iki devletli çözüme dayalı adil bir barış için elini uzatmaya devam ettiğini yineledi. "Müzakerelere gitmeyi asla reddetmedik ve 2018 yılında barış girişimimizi Güvenlik Konseyi'ne sunduk ve Uluslararası meşruiyet şartlarına uygun olarak adil ve kapsamlı bir barışın sağlanması için uluslararası bir konferans düzenlenmesi, iki tarafa da tüm kalıcı statü sorunlarını çözme müzakerelerinde yardımcı olacak çok taraflı bir uluslararası mekanizmanın oluşturulması ve mutabakata varılan konuların uygulanması için güvence sağlanması çağrısında bulunduk.
“On yıllardır süren hayal kırıklığına rağmen, uluslararası hukuka saygı gösteren ve etkinliğini sağlayan uluslararası sisteme güveniyoruz.” diyen Abbas, “Filistin Devleti, kurumlarımızı güçlendirmek, barış kültürünü yaymak ve başta kadınlar ve gençler olmak üzere halkımızı güçlendirmek de dahil olmak üzere uluslararası hukukun üstünlüğünü güçlendirmek için her türlü çabayı gösterecektir” diye vurguladı. “tek otorite, tek yasa ve tek meşru silah olana kadar, önümüzdeki birkaç ay içinde organize etmek için çabaladığımız seçimler yoluyla topraklarımızı ve halkımızı birleştirmek için çabalarımızı sürdüreceğiz" dedi.
 “Filistin halkının ortadan kaldırılamıyacağını ve baskı ve adaletsizliği kabul etmeyeceklerini, Filistin topraklarının ve halkının sömürge işgaline karşı meşru mücadelelerini sürdüreceklerini ve kendi kaderini tayin hakkı da dahil olmak üzere onu devredilemez haklarından mahrum bırakamayacaklarını" vurgulayan Abbas, "İçimizde kurulan barış ve hoşgörü kültürünü terk etmeyececeğiz. Bölgemizde ve dünyada terörle mücadele için çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
Louh, konuşmasında, Arap Birliği tarafından bu günün yeniden ihya edilmesinin Filistinin öncü Arap konumunu yansıttığını ve Filistin halkının özgürlüklerini, bağımsızlıklarını, kendi kaderini tayin etme ve topraklarına dönme ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devletin kurulması haklarını elde etmede adil Filistin davasına ve istikrarlı ulusal haklarına verilen kararlı ve istikrarlı Arap desteğini ifade ettiğini vurguladı.
Büyükelçi şunları söyledi: “Bu gün, Filistin halkının anavatanı Filistin'deki devredilemez haklarının uluslararası alanda tanınmasını ve İsrail'in 1967'de işgal altındaki topraklara yasadışı bir şekilde yerleşmesini ve askeri işgalini sona erdirmek için uluslararası sözleşmeler ve yasalar tarafından onaylanan meşru mücadelelerinde Filistin halkının haklarına verilen uluslararası desteği temsil etmektedir.”



Komutanı tarafından Gazze'ye girmeye zorlanan İsrail askeri intihar girişiminde bulundu

Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
TT

Komutanı tarafından Gazze'ye girmeye zorlanan İsrail askeri intihar girişiminde bulundu

Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Kudüs'teki askeri mezarlıkta bir askerin mezarına bayrak diken İsrail askeri (Reuters)

İsrail medyası, Gazze Şeridi'ne yönelik savaşın zorlukları nedeniyle sadece bir hafta içinde dört İsrail askerinin intihar ettiğini bildirdi. İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, komutanlarının sorumsuz davranışlarına karşı çıkan birlikteki arkadaşlarının uyanıklığı olmasaydı neredeyse listeye katılacak olan beşinci bir askerin hikayesini açıkladı.

Muhabir Carmela Menashe, askerlerden alıntı yaparak, arkadaşlarının ‘Gazze'ye girmeyi reddettiğini, ancak komutanının onu zorladığını, bunun üzerine askerin silahın namlusunu ağzına dayadığını ve kendini vurmakla tehdit ettiğini, bunun üzerine komutanın onu hafta sonu izninden men ederek cezalandırmaya karar verdiğini’ anlattı.

dfgthy
Meslektaşlarının cenaze töreni için mezarlığa giden yaralı İsrail askerleri, 8 Temmuz 2025 (AP)

İsrailli muhabire göre, ‘asker başlangıçta kabul etti ve Gazze'ye girdi. Ancak sonra geri döndü ve tekrar dışarı çıkmak istedi; komutana orada kalamayacağını açıklamaya çalıştı. Komutan onu hafife aldı ve onu başka cezalarla tehdit etti. Birlikteki arkadaşları son anda devreye girerek intihar etmesini engelledi ve onu psikolojik destek subayıyla görüşmeye zorladı.’

Psikolojik destek subayı, askerin durumunun Gazze Şeridi'ne girmesine izin vermediğine karar vererek onu birlik dışında tedavi görmesi için göndermiş; psikolojik durumunun ciddi olduğu teşhis edilmiş ve askerin ordudan tamamen terhis edilerek tedavi altına alınmasına karar verilmiş.

Muhabir, “Askerin durumu benzersiz değil; savaş binlerce askeri travmatize ediyor. Zamanında gerekli tedaviyi görmeyenler kendilerini ciddi bir depresyon içinde buluyor ve bu da aşırı durumlarda intihara yol açabiliyor” dedi.

4 asker intihar etti

Tel Aviv medyası sadece geçen hafta dört askerin intihar ettiğini ve savaşın başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana intihar eden asker sayısının 44'e yükseldiğini duyurdu.

İntihar eden askerlerin çoğunluğunun aktif görevdeki yedek askerler olduğunu belirten Haaretz gazetesi, İsrailli askeri kaynaklara dayandırdığı haberinde intihar eden askerlerin büyük bir kısmının savaş sırasında psikolojik durumlarını önemli ölçüde etkileyen durumlara maruz kaldıklarını aktardı.

xcvfgbh
Temmuz 2025'te Gazze Şeridi'nde öldürülen meslektaşlarının cenaze töreninde ağlayan İsrailli askerler (AFP)

Gazete, orduda aktif görevde olan İsrailli askerlerin intihar oranlarının önceki yıllara göre artış gösterdiğini doğruladı.

Kaynaklar, intiharların bazen iç raporlarda ‘çatışma dışı ölüm’ veya ‘soruşturma altındaki durumlar’ gibi muğlak etiketler altında kategorize edilmesi nedeniyle gerçek sayının daha yüksek olabileceğini tahmin ediyor.

Şarku’l Avsat’ın Haaretz'den aktardığına göre İsrail ordusu, 2024 yılının başından bu yana yaklaşık bin 600 askerin travma sonrası stres semptomlarından mustarip olduğunu kabul ediyor ve bu da yaklaşık 250 askeri ruh sağlığı nedenleriyle terhis etmesine neden oldu.

Veriler intihar eden askerlerin çoğunun geçtiğimiz mart ayında yeniden başlayan savaştan bu yana çatışmaların devam ettiği Gazze'deki çatışmalara katıldığını gösteriyor.

cdfgthy
Temmuz ayında Gazze'de öldürülen bir İsrail askerinin cenaze töreninden (EPA)

Cepheden dönen askerlerin psikolojik olarak yalnızlaştığı ve özellikle muharebe tugaylarına yeni katılanlar ile dışlanmış sosyal sınıflara mensup askerlere yeterli psikolojik bakım sağlanmadığı belirtiliyor.

Ordu, sahadan dönen askerlerle ilgili sessiz bir iç krizle karşı karşıya; bu askerler fiziksel yaralanmaların ötesinde derin psikolojik yaralar da taşıyor ve bu da bazılarının son bir kaçış olarak intiharı seçmesine neden oluyor.

Gözlemciler Gazze savaşının sadece Filistinlileri tüketmekle kalmadığını, aynı zamanda İsrail'in iç cephesinde de giderek artan bir çatlağa neden olduğunu, askerlerin karada savaşırken psikolojik kaderlerinin havada asılı kaldığını düşünüyor.