Sudan Başbakanı'nın ABD ziyaretindeki yoğun programı

Sudan Başbakanı'nın ABD ziyaretindeki yoğun programı
TT

Sudan Başbakanı'nın ABD ziyaretindeki yoğun programı

Sudan Başbakanı'nın ABD ziyaretindeki yoğun programı

Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk, ABD’deki temaslarını sürdürüyor. Kaynaklara göre, Sudan Başbakanı,  ABD Dışişleri Bakanı, Hazine Bakanı, Savunma Bakanı, İstihbarat Başkanı, Kongre liderleri ve diğer ABD’li yetkililer ile görüşmeler gerçekleştirmesi bekleniyor.
Kaynaklardan edinilen bilgilere göre yaptırımların kaldırılması konusunu gözden geçirmek için Dünya Bankası Başkanı ve Uluslararası Para Fonu (IMF) İcra Direktörü ile de görüşmenin yanı sıra, ABD’deki Sudan topluluklarıyla da bir araya gelecek.
Hamduk'a Washington ziyaretinde dışişleri, adalet, savunma ve spor bakanları eşlik ediyor. Sudan Başbakanı Washington’da bulunan Dulles Uluslararası Havaalanı’nda ABD’nin Sudan Özel Elçisi Donald Booth, Sudan’ın Washington Büyükelçisi Ömer Muhammed’in yanı sıra çok sayıda ABD’li ve Sudanlı yetkililer tarafından karşılandı.
Sudan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Hamduk’un ülkesinin adının terörü destekleyen devletler listesinden çıkarılması kapsamında ABD’ye ziyaret gerçekleştirdiğini söyledi. El Arabiyya kanalına açıklamalar yapan Sözcü, Sudan Başbakanı’nın ABD ziyareti sırasında, iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmeyi umduğunu aktardı.
Sudan Başbakanı geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada, ülkesini terörü destekleyen devletler listesinden çıkarmanın, geçici hükümetin karşı karşıya kaldığı en büyük zorluklardan biri olduğuna dikkati çekti. Hamduk açıklamasında, bu konuyu ele almak için uzun bir yol kat ettiklerini belirterek, olumlu ve tatmin edici sonuçlara ulaşacaklarını söyledi.
ABD’nin Afrika İşleri Devlet Sekreter Yardımcısı Tibor P. Nagy, ABD’nin Sudan hükümeti  özel bir ortaklığı olmadığını ancak şuan bir ortak durumun olduğuna değinerek, Sudan’ın adını terörü destekleyen devletler listesinden çıkarmanın prosedürlere tabi olan bir işlem olduğuna işaret etti.
ABD, 1993 yılında Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından soykırımla suçlanan Beşir’in yönetimi sırasında Sudan’ı terörü destekleyen ülkeler listesine almıştı. Geçtiğimiz Eylül ayında ABD’ye ziyaret gerçekleştiren Hamduk, New York’ta gerçekleşen BM 74. Genel Kurul Toplantısı’na katıldı. ABD yönetimi, Sudan’ın adını terörü destekleyen devletler listesinden çıkarmanın Sudan’daki geçici hükümetinin insan hakları ve ifade özgürlüğü konusunda ki politikasına bağlı olduğunu dile getirmişti.
ABD- Sudan ilişkileri
Gözlemciler, birçok sorunun Hartum ve Washington arasındaki ilişkilerin özellikle terörle mücadele alanında engeller olması sebebi ile tam olarak normalleşemeyeceğini öngörüyor.
ABD’li yetkililer, Sudan’ı terörü destekleyen devletler listesinden çıkarma konusunun zaman meselesi olduğunu düşünürken, analistler ise, ABD’nin şuan uyguladığı ‘bekle ve gör’ politikasından ziyade Sudan’a daha büyük adımlar atılması gerektiğini söylüyor. Uzmanlar, Washington’un Sudan’ın terörü destekleyen ülkelerden listesinden çıkararak, geçici hükümet ile bu ülkeyi demokratikleşmeye teşvik etmek gerektiğini savunuyor.
Gündem konularından biride Nahda Barajı
Kaynaklar, Sudan Başbakanı’nın ABD’ye gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Güney Sudan’daki gergin durum, ABD’nin çatışma alanında siyasi partilerle olan güçlü ilişkileri sebebiyle Sudan’ın Güney Sudan’a barış ve istikrar getirme konusunda oynayacağı roldeki konumu gibi konuların masaya yatırılacağını iddia etti. Görüşmelerde ayrıca Nahda Barajı ve Nil suyunun paylaşılması gibi konuların da ele alınması bekleniyor. ABD yakın bir zamanda Mısır, Sudan ve Etiyopya arasında Nahda Barajı’nın tamamlanmasına ilişkin bir çaba başlattı. ABD Başkanı Donald Trump, bu konuya ilişkin bahsi geçen üç ülkenin Dışişleri Bakanları ile Beyaz Saray’da bir araya geldi.



Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.


Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
TT

Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)

Gazze Şeridi'ndeki Tarabin kabilesi, dün yaptığı açıklamada, üyelerinin her zaman Filistin halkının ve haklı davasının yanında olduğunu ve kabilenin adının, tarihini veya değerlerini temsil etmeyen konulara karıştırılmasına yönelik her türlü girişimi kesin bir dille reddettiğini belirtti.

İsrail kanalı i24NEWS’te yer alan açıklamada, kabilenin "yeminini bozup işgale bulaştığını" söylediği Yasir Ebu Şebab'ın öldürülmesinin, kendileri için "açık ve net bir duruşla kapatmaya çalıştıkları karanlık bir dönemin sonu" anlamına geldiği belirtildi.

Aşiret, "Filistin direnişinin tüm fraksiyonlarıyla tam bir uyum içinde olduğunu ve işgalin gündemine her ne pahasına olursa olsun hizmet eden herhangi bir grup veya milisi reddettiğini" vurguladı.

Aşiret, Gazze'deki tüm aileleri ve aşiretleri birlik olmaya ve "toplumsal veya ulusal yapıya müdahale etmeye çalışan herkesi reddetmeye" çağırarak, "Gazze'de ihanete veya işbirlikçilere yer olmadığını" vurguladı.

Filistin ve İsrail güvenlik kaynakları, İsrail kanalına, Gazze Şeridi'nin güneyindeki merkezi milislerin lideri Yasir Ebu Şebab'ın, liderliğini yaptığı milis gruplarıyla girdiği şiddetli çatışmada aldığı yaraları sonucu hayatını kaybettiğine dair yeni bilgiler aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Kanal’ın internet sitesinden aktardığına göre kaynaklar, kavganın aşiret içindeki liderlik, yetki dağılımı ve nüfuz alanlarının paylaşımı konusundaki iç anlaşmazlıkların yanı sıra Ebu Şebab'ın İsrail ile iddia edilen iş birliğinden kaynaklanan artan gerginlik nedeniyle çıktığını belirtti. Kaynaklar, Ebu Şebab'ın bıçaklanma veya silahlı saldırıdan değil, darptan yaralandığını doğruladı.

Kaynaklar, Ebu Şebab'ın İsrail güvenlik güçlerinin yardımıyla acilen Gazze dışına tedavi için nakledildiğini, ancak Beerşeba'daki Soroka Hastanesi'ne kaldırılırken aldığı yaralar nedeniyle yolda hayatını kaybettiğini belirtti. Yardımcısı Gassan el-Dahini'nin milislerin komutasını otomatik olarak devralması bekleniyor.