​DEAŞ, Kuzey Nijerya’da 4 yardım gönüllüsünü öldürdü

Boko Haram üyeleriyle bağlantıları olduğu şüphesiyle dört yıl tutukluluklarının ardından serbest bırakılan mahkumlar (AFP)
Boko Haram üyeleriyle bağlantıları olduğu şüphesiyle dört yıl tutukluluklarının ardından serbest bırakılan mahkumlar (AFP)
TT

​DEAŞ, Kuzey Nijerya’da 4 yardım gönüllüsünü öldürdü

Boko Haram üyeleriyle bağlantıları olduğu şüphesiyle dört yıl tutukluluklarının ardından serbest bırakılan mahkumlar (AFP)
Boko Haram üyeleriyle bağlantıları olduğu şüphesiyle dört yıl tutukluluklarının ardından serbest bırakılan mahkumlar (AFP)

Açlığa Karşı Eylem adlı uluslararası yardım kuruluşu, terör örgütü DEAŞ’a bağlı militanlar tarafından kaçırılan dört çalışanının öldürüldüğünü açıkladı. Dört yardım gönüllüsü, geçtiğimiz Temmuz ayında Nijerya’nın kuzeydoğusunda insani yardım taşıyan bir konvoyda bulundukları sırada kaçırılmıştı.
Genelde sıkıntılı bölgelerde aktif olan Fransız sivil toplum kuruluşu Açlığa Karşı Eylem, Grace adlı çalışanının kendisini kaçıranların elinde halen hayatta olduğunu bildirdi. Yaptığı basın açıklamasında Grace’in derhal serbest bırakılması çağrısında bulunan kuruluş, son dönemdeki cinayetleri kınadığını belirtti. Aynı zamanda rehineleri serbest bırakma çağrısının cevapsız kalmasından derin üzüntü duyduğunu dile getirdi.
Kaçırma ve idamların arkasında kim olduğu belirtilmese de, Nijerya’daki bazı yarı resmi kurumlar, DEAŞ’a bağlı “Boko Haram” grubuna işaret ediyor.
DEAŞ’ın Afrika kolu Boko Haram’a mensup olduğu düşünülen kimliği belirsiz militanlar, Temmuz ayında Borno Eyaleti’ndeki Damasak yakınlarında altı kişiyi kaçırmıştı. Açlığa Karşı Eylem Kuruluşu ise kaçırılanlardan birinin kendi çalışanı, iki kişinin sürücü, üç kişinin ise Sağlık Bakanlığı çalışanı olduğunu bildirmişti. Geçtiğimiz Eylül ayında da bu kişilerden birinin öldürüldüğünü açıklamıştı.
DEAŞ sempatizanı internet siteleri, Nijeryalı bir gazetecinin Eylül’de yaptığı bir açıklamayı naklederek ilk rehinenin öldürüldüğünü kaydeden bir video yayınladı. Aynı zamanda diğer dört gönüllünün öldürülmesinin Nijerya hükümetiyle yapılan görüşmelerin başarısız olmasının bir sonucu olduğu belirtildi.
Söz konusu gazeteci, tek kadın rehine olan Grace’in Boko Haram tarafından ömür boyu esirliğe mahkum edildiğini de aktardı. Afrika’nın batısındaki DEAŞ ise kaçırılma olayının ardından, Grace’in serbestlik talep ettiği görüntülerini yayınladı. Diğer beş rehine de söz konusu görüntülerde Grace’in arkasındaydı.
Nijerya ordusu, teröristleri cesaretlendirip vahşetlerine yardım ettiği gerekçesiyle Açlığa Karşı Eylem kuruluşunun Nijerya’daki ofislerini herhangi bir uyarıda bulunmadan geçtiğimiz yaz kapatmıştı. İnsani yardım kuruluşu kaynaklarından biri, AFP’ye yaptığı açıklamada, bu kararın rehinelerin serbest bırakılması müzakereleriyle bağlantılı olabileceğini belirtti.
Söz konusu Nijeryalı gazetecinin açıklamalarına göre, bir DEAŞ kaynağı Cuma günü yaptığı açıklamada müzakerelerin başarısızlığı sebebiyle dört rehinenin infaz edildiğini bildirdi.
2016’da Boko Haram’dan ayrılan ve kendisini tek temsilci olarak gören söz konusu örgüt, Çad Gölü ve Nijer sınırına yakın olan bu bölgede bir yıldan fazla süredir Nijer güvenlik güçlerine karşı saldırılar düzenliyor.
Nijerya polisi, Nijerya’nın kuzeyinde bulunan Kaduna eyaletindeki bir okulda işkence görmüş olan 300’den fazla öğrencinin Eylül ayında kurtarıldığını bildirmişti. Reuters’ın haberine göre bu çocukların aralarında küçük yaştakiler ve yabancı öğrenciler de bulunuyordu. Çocukların bazıları ayak bileklerinden birbirine bağlı haldeyken bazıları ise büyük metal parçalara bacaklarından bağlıydı.
İnsani yardım kuruluşlarını hedef alan teröristler, operasyonlarını finanse etmek için fidye karşılığında kaçırma eylemleri düzenliyor. Aynı zamanda Nijerya hükümeti hapishanelerindeki mensuplarının rehinelerle takasını talep ediyor. Aksi taktirde kaçırdıkları insanları hiç tereddüt etmeden öldürmekle tehdit ediyor.
Kaçırdıkları kadınları bazen köle pazarında satarken bazen de mensuplarına eş olarak seçen terör örgütü, kaçırdıkları çocukların ise ellerine silah veriyor.
On yıldır devam eden Boko Haram isyanı, 35 bin kişinin ölümüne ve yaklaşık 2 milyon kişinin Nijerya’nın kuzeydoğusundaki evlerinden sürgün edilmesine yol açtı. Bu isyan komşu ülkeler Nijer, Kamerun ve Çad’a yayılırken, Birleşmiş Milletler verilerine göre bu bölgedeki 7 milyondan fazla kişi insani yardıma ihtiyaç duyuyor.



Filistin Eylem Hareketi’nin İngiliz hükümetinin yasaklama kararını askıya alma talebi reddedildi

Londra'daki Yüksek Mahkeme önünde Filistin Eylem Hareketi'nin düzenlediği gösteri (EPA)
Londra'daki Yüksek Mahkeme önünde Filistin Eylem Hareketi'nin düzenlediği gösteri (EPA)
TT

Filistin Eylem Hareketi’nin İngiliz hükümetinin yasaklama kararını askıya alma talebi reddedildi

Londra'daki Yüksek Mahkeme önünde Filistin Eylem Hareketi'nin düzenlediği gösteri (EPA)
Londra'daki Yüksek Mahkeme önünde Filistin Eylem Hareketi'nin düzenlediği gösteri (EPA)

Filistinlileri destekleyen “Filistin Eylem” hareketinin kurucularından biri olan Hader, dün, hareketin terörle mücadele yasaları uyarınca yasaklanmasına ilişkin İngiliz hükümetinin kararını, hareketin yaptığı yasal itirazın incelenmesine kadar askıya alma girişiminde başarısız oldu.

2020 yılında hareketin kuruluşuna katılan Huda Amuri, Londra Yüksek Mahkemesi'nden, hareketin terör örgütü olarak yasaklanmasının, bu ayın sonlarında yasaklamanın yasadışı olduğu iddiasıyla yapılacak duruşma öncesinde askıya alınmasını talep etti. 

İngiliz milletvekilleri, hareketin üyelerinin Kraliyet Hava Kuvvetleri üssüne girerek iki uçağa zarar vermesini protesto etmek için hareketin yasaklanmasına karar verdi.

Doğrudan hareketler

Yasak, Filistin Eylem Hareketi'ne üyeliği, en fazla 14 yıl hapis cezası ile cezalandırılacak bir suç haline getirecek.  Şarku’l Avsat’ın Reuters’ten aktardığına göre, İngiliz yasası uyarınca yasaklanan gruplar arasında DEAŞ ve El Kaide örgütleri de bulunuyor.

Filistin Eylem Hareketi, İngiltere'de İsrail ile bağlantılı şirketleri doğrudan eylemlerle hedef almaktadır. Bu eylemler genellikle şirketlerin binalarının önlerine kırmızı boya dökülmesi, girişlerinin kapatılması veya ekipmanların tahrip edilmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Hareket, İngiliz hükümetini İsrail'in Gazze'ye yönelik sürekli bombardımanını savaş suçu olarak nitelendirerek, bu suçlara iştirak etmekle suçlamakta.

İsrail, 7 Ekim 2023'te Filistin Hamas örgütünün İsrail'e düzenlediği saldırının ardından başlayan Gazze savaşında ihlallerde bulunduğunu defalarca reddetti.

Amuri'nin avukatı Rıza Hüseyin davanın, İngiltere'nin doğrudan eylemler gerçekleştiren bir hareketi yasaklamaya çalıştığı ilk vaka olduğunu belirterek, bunu “düşüncesiz, ayrımcı ve otoriter bir yasal yetkinin kötüye kullanımı” olarak nitelendirdi.

Hükümetin kararını eleştirenler, aralarında BM uzmanları ve sivil özgürlükler savunucuları da olmak üzere, mülke zarar vermenin terör düzeyine ulaşmadığını söylüyor.

Savunma şirketlerinin hedef alınması

Hareket özellikle İsrail'in Elbit Savunma Sistemleri şirketine odaklandı. İngiliz hükümeti, hareketi yasaklama kararını alırken, geçen yıl şirketin bir binasına yapılan baskını gerekçe gösterdi.

Hareketin yasaklanması kararı, dört üyesinin İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait “Brize Norton” hava üssünde askeri uçaklara kırmızı boya püskürtülmesi olayının ardından geldi.

Hüseyin, bu olayın aktivistlerin bir hükümet veya askeri tesisi hedef aldığı tek olay olduğunu ve önceki tüm olayların özel şirketlere yönelik olduğunu belirterek, hareketin terör örgütü olarak sınıflandırılmasına itiraz etti.

İngiltere İçişleri Bakanı Yvette Cooper bu hafta yaptığı açıklamada, meşru protestolarda şiddet ve suç teşkil eden eylemlere yer olmadığını ve Filistin Eylem Hareketi'nin faaliyetlerinin yasaklanmış örgüt olarak sınıflandırılması için gerekli eşiği aştığını söyledi.

Yargıç Martin Chamberlain, Amuri'nin açtığı davayı reddetti, bu da “Filistin Eylem” hareketinin yasağının gece yarısı yürürlüğe gireceği anlamına geliyor.

Hüseyin, pazartesi günü temyiz süreci tamamlanana kadar geçici bir erteleme talebinde bulundu, ancak Chamberlain, "Bu gece Temyiz Mahkemesi'ne gitmek zorunda kalacaksınız." diyerek bu talebi reddetti.

Amuri yaptığı açıklamada, “Hükümetin yarattığı bu korkunç kabusu önlemek için acil temyiz başvurusunda bulunacağız” ifadelerini kullandı.