Yeni Umman Sultanı Heysem bin Tarık

Umman Sultanlığını devralan Sultan Heysem bin Tarık’ın İktidardaki Aile Konseyi huzurundaki açılış konuşması (AP)
Umman Sultanlığını devralan Sultan Heysem bin Tarık’ın İktidardaki Aile Konseyi huzurundaki açılış konuşması (AP)
TT

Yeni Umman Sultanı Heysem bin Tarık

Umman Sultanlığını devralan Sultan Heysem bin Tarık’ın İktidardaki Aile Konseyi huzurundaki açılış konuşması (AP)
Umman Sultanlığını devralan Sultan Heysem bin Tarık’ın İktidardaki Aile Konseyi huzurundaki açılış konuşması (AP)

13 Ekim 1954’te başkent Maskat’ta doğan yeni Umman Sultanı Heysem bin Tarık Al Said, iktidardaki Al-i Said ailesinin önemli bir üyesi. 1979’da eğitim için İngiltere’ye giden Sultan Heysem Al Said, Oxford Üniversitesi’nden mezun oldu. Ardından Pembroke Koleji’nde yüksek lisansa devam eden Heysem bin Tarık, eğitiminin ardından ülkesine dönerek burada çeşitli görevler aldı. Yeni Umman Sultanı, sultanlık makamına geçmeden önce, 18 yıldır Kültür ve Miras Bakanı olarak görev yapıyordu.
1983-1986 yıllarında Umman’ın ilk Futbol Federasyonu Başkanı olan Heysem bin Tarık, bu sebeple 2010 yılında Asya Oyunları Ulusal Organizasyon Komisyonu Başkanlığına atanmıştı.
Heysem bin Tarık, 1986’nın ardından spor alanından siyasete geçiş yaparak 8 yıl boyunca Siyasi İşler Dışişleri Bakanı olarak çalıştı. Ardından 1994 yılında Sultan Kabus tarafından Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreterliğine; 2002 yılında ise bir önceki görevi olan Kültür ve Miras Bakanlığına atandı.
Sultan Heysem bin Tarık Al Said, aynı zamanda merhum Sultan Kabus’un Umman’ın 2040’a kadar geleceği için başlattığı Gelecek Vizyonu Komisyonu başkalığını yürüttü.
Umman 2040 Gelecek Vizyonu
Sultan Heysem bin Tarık, Umman Sultanlığı’nda revizyon için gençlik unsuruna odaklanıyor. Öyle ki, “Umman 2040” gelecek vizyonu kapsamında gençlerle bir araya geldiği toplantıda yaptığı bir açıklamada, bu projenin aslında “Umman gençlerinin gerçekleşmesini umut ettikleri şeylerin” bir özeti niteliğinde olduğunu ifade etmişti.
Erkek kardeşleri ya da oğulları olmayan önceki Sultan’ın aksine, er-Ruye gazetesine göre, yeni Sultan’ın Zi Yezn ve Bilarab isimlerinde iki oğlu, Süreyya ve Emine isimlerinde ise iki kızı var. Eşi Ahd bint Abdullah bin Hamd el-Busaidi annesi ise Şavana bint Hamud bin Ahmed el-Busaidi. Sultan Heysem’in 8 kardeşinin isimleri ise; Talal, Esad, Kays, Şehab, Ethem, Faris, Kamile ve Emel.
Umman Sultanlığı’ndaki iktidar sistemi hakkında anayasadaki 5. Maddede şu ifade geçiyor: “Veraset sistemindeki Sultanlık, Seyyid Turki bin Said bin Sultan’ın soyundan geçer. Bu soydan iktidara geçen kimsenin Müslüman, reşit, âkil ve meşru olarak Ummanlı Müslüman kimselerin oğlu olması gerekir.”
Kuveyt Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve Carnegie Ortadoğu Merkezi’nden Bedr es-Seyf, Sultan Kabus’un Heysem bin Tarık’ın kişiliğini kendisininkine yakın bulduğu için onu halefi olarak seçtiğini söyleyerek şu ifadelerde bulunuyor: “Yeni Sultan, rahmetli Sultan Kabus gibi sakinliği ve İngiliz kültürüne yakınlığıyla bilinir. Umman'da önemli ekonomik reformlar yapılması gerektiği göz önüne alındığında, yeni Sultan'ın ticaret ve ekonomi dünyasına olan tutkusu ise memnuniyetle karşılanacaktır. Halefin selefinin yolunda yürüdüğünü söyleyebiliriz, ancak yine de gelecekte atacağı adımlar merak konusu”
Rice Üniversitesi Baker Kamu Politikaları Enstitüsü'nde Orta Doğu üyesi Kristian Ulrichsen ise, Heysem’in “Umman 2040” vizyonunda görev almış olmasının önemli bir nokta olduğuna değiniyor. Zirâ bu vizyonun uzun vadeli ekonomik bir reform planı olduğunu belirten Ulrichsen, bu kapsamda Umman Sultanlığının petrolün ardındaki diğer ekonomik aşamaya geçişinin başarılı olup olmayacağını belirleyeceğini söylüyor. Analistler ise iktidardaki hızlı ve sorunsuz geçişin, bölgede gerginliklerin yaşandığı bir dönemde, yeni Sultan’ın iktidar için gerekli desteğe sahip olduğu anlamına geldiğini düşünüyor.
Yeni Sultandan ilk açıklama
Heysem bin Tarık, Umman Meclisi'ndeki yemin töreninin ardından yaptığı ilk konuşmada, selefi Sultan Said'in dış politikada çizdiği "milletlerin barış içinde bir arada yaşaması, iyi komşuluk, ülkelerinin iç işlerine karışmamak ve devletlerin egemenliğine saygı duymak" gibi sabiteler üzerinden hareket edeceklerini söyledi.
Körfez İşbirliği Konseyine desteklerinin devam edeceğini vurgulayan Umman Sultanı, Arap Birliği ülkelerinin liderleriyle de çalışmayı sürdüreceklerini ifade etti.
Bin Tarık, ülkesinin, Birleşmiş Milletler ile işbirliğine devam edeceğini sözlerine ekledi.
Umman Sultanı Kabus bin Said'in bugün 79 yaşında vefatının ardından yerine bin Tarık seçilmiş ve ülkede 3 gün yas ilan edilmişti.
Çoğunluğu İbadiyye mezhebine mensup ülkenin yaklaşık 2 milyon 400 bin nüfus Umman Sultanlığı, 1624'te Portekiz sömürgecileri ülkesinden çıkartarak İmam seçilen ve kabile çatışmalarına son veren Nasr bin Mürşid'in Portekizlileri bölgeden çıkarması ile kurulan Umman İmparatorluğu İran ve Doğu Afrika'daki Portekiz kolonilerini de Umman'a bağladı.
Arap Birliği ve Birleşmiş Milletler'e 1971'de katılan modern Umman ise 1981'de de Körfez İşbirliği Konseyi'nin kurucu üyeleri arasında yer aldı.   



Vizyon 2030, Suudi Arabistan'ı enerji sürdürülebilirliğine ulaşma ve emisyonları azaltma yolunda ilerletiyor

Suudi Arabistan'daki bir güneş enerjisi projesi (SPA)
Suudi Arabistan'daki bir güneş enerjisi projesi (SPA)
TT

Vizyon 2030, Suudi Arabistan'ı enerji sürdürülebilirliğine ulaşma ve emisyonları azaltma yolunda ilerletiyor

Suudi Arabistan'daki bir güneş enerjisi projesi (SPA)
Suudi Arabistan'daki bir güneş enerjisi projesi (SPA)

Suudi Arabistan, uzun yıllar boyunca ulusal enerji karışımının önemli bir parçası olarak geleneksel enerji kaynaklarına bel bağladı. Bu bağımlılık büyük miktarlarda fosil yakıt tüketimine ve karbon emisyonlarının artmasına neden oldu. Suudi Arabistan, güneş ve rüzgâr enerjisi alanında geniş doğal kaynaklara sahip olsa da, bu yenilenebilir kaynaklara yapılan yatırımlar olması gerektiği kadar kapsamlı değildi.

Vizyon 2030'un hayata geçirilmesiyle birlikte bu alanda bir değişim başladı; enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması ve karbon emisyonlarının azaltılmasının temel stratejik boyutlarından biri haline geldi. Bu doğrultuda, Vizyon 2030’un 2024 yılı raporuna göre, ulusal enerji karışımının çeşitlendirilmesini hızlandırmak için Ulusal Yenilenebilir Enerji Programı ve İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Yenilenebilir Enerji Girişimi başlatıldı.

Bu girişimler kapsamında yenilenebilir enerji sektöründe birçok başarı elde edildi. Suudi Arabistan, güneş ve rüzgâr enerjisinden elektrik üretiminde rekor düzeyde düşük maliyete ulaştı. Ayrıca hidrojen kullanarak sürdürülebilir ulaşım çözümlerini harekete geçirmek ve düşük karbonlu enerjiye geçişi desteklemek için adımlar atmaya başladı.

Bu bağlamda Suudi Arabistan, hidrojen kullanarak sürdürülebilir ulaşım çözümlerini etkinleştirmek ve düşük karbonlu enerji kaynaklarına geçişi desteklemek için pratik adımlar atmaya başladı. Tüm bu çabalar, gelecek nesiller için enerji kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamayı, sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunmayı ve yeşil ve müreffeh bir ekonominin inşasını desteklemeyi amaçlıyor.

Enerji depolama alanında Suudi Arabistan, 26 gigawatt (GW) depolama kapasitesi sağlayan mevcut projeler ve 2030 yılına kadar 48 GW hedefi ile en büyük on küresel pazardan biri. Ayrıca, 2 bin megawatt saat (MWh) kapasite ve 488 gelişmiş batarya konteyneri ile Ortadoğu ve Afrika'daki en büyük enerji depolama projelerinden biri olan Bisha Enerji Depolama Projesi'nin lansmanı yapıldı.

dfgthy
Bisha Enerji Depolama Projesi (SPA)

Suudi Arabistan, doğu bölgesinde iki konvansiyonel olmayan petrol sahası ve rezervuarının keşfedilmesiyle konvansiyonel enerji sektöründe de başarılar elde etti ve Krallığın dünya çapında önemli bir enerji kaynağı olarak konumunu güçlendirdi. Bu yeni sahalar ve rezervuarlar günde 11 bin 437 varil Arap petrolü ve günde 9,39 milyon standart fit küp ilişkili gaz üretiyor. Ayrıca Rubülhali Çölü’nde günde 140 varil kondensat ve günde 19,5 milyon standart fit küp ilişkili gaz üreten iki doğal gaz sahası ve rezervuarı keşfedildi.