Mısır İçişleri Bakanlığı: Barışı Koruma Operasyonları Bölümü üyeleri için eğitim kursu düzenlendi

Polis birimleri komutanlarının eğitiminden bir kesit (Mısır İçişleri Bakanlığı Resmi Sayfası’ndan)
Polis birimleri komutanlarının eğitiminden bir kesit (Mısır İçişleri Bakanlığı Resmi Sayfası’ndan)
TT

Mısır İçişleri Bakanlığı: Barışı Koruma Operasyonları Bölümü üyeleri için eğitim kursu düzenlendi

Polis birimleri komutanlarının eğitiminden bir kesit (Mısır İçişleri Bakanlığı Resmi Sayfası’ndan)
Polis birimleri komutanlarının eğitiminden bir kesit (Mısır İçişleri Bakanlığı Resmi Sayfası’ndan)

Mısır İçişleri Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Barışı Koruma Operasyonları Bölümü üyeleri için eğitim kursu düzenledi. İçişleri Bakanlığı, dün, Facebook sayfasında yaptığı açıklamada, kursun Mısır Dışişleri Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Barışı Koruma Operasyonları Bölümü’nün gözetiminde çok sayıda ülkeden 48 kadronun katılımıyla yapıldığını duyurdu. Kurs, Mısır’ın başkenti Kahire’deki Ulusal Özel Kuvvetler Enstitüsü’nün merkezinde düzenlendi.
Eğitim kursuna katılan birimler, barışı koruma görevlerine dağıtılan eğitim ve yeterlilik bakımından yüksek donanımlı, yüksek riskli ortamlarda çalışabilen, farklı durumlara karşı koyabilen, kendisine verilen görevi yerine getiren grupların aktif birimlerinden oluşuyor. Subay ve astsubaylardan oluşan 22 ülkeden yaklaşık 6 bin 500 katılımcı, barışı ve güvenliği tesis etmek için birçok çatışma noktasında görev alıyor.
İçişleri Bakanlığı, bu eğitimin, Mısır polis kadrolarının, barışı koruma operasyonları alanında sahip olduğu deneyim ve uluslararası misyonlara üst düzey katılımla elde ettiği başarıları çerçevesinde yapıldığına işaret etti. Ayrıca Mısır’ın, barışı koruma misyonlarına katkıda bulunan tüm ülkelerin güvenini kazanarak uluslararası düzeyde yüksek bir konum elde ettiğine vurgu yaptı. Mısır’ın kilit rolünden hareketle, Kahire’nin uluslararası barış ve güvenliğin sürdürülmesine yönelik tüm operasyonlarda aktif rol alan ve katkı sağlayan devletlerden biri olduğu ifade edildi. Ayrıca uluslararası misyonlar aracılığıyla, BM Çatışma Bölgelerinin Korunması ve Barışın İnşası Örgütü’nün temel ayağı olarak destek sağlamak ve uluslararası kararlar doğrultusunda olumsuz gelişmeleri kontrol altına almadaki Mısır’ın rolüne vurgu yapıldı. 1989’dan bu yana birçok ülkede BM’nin uluslararası barışı koruma misyonlarına birçok polis birimiyle katılan bakanlığın başarılarının devam ettiği vurgulandı.
Öte yandan Mısır Polis Akademisi dün, İçişleri Bakanlığı’nın medya ve ilişkiler birimi ve Dışişleri Bakanlığı’nın Mısır Kalkınma Ortaklığı Ajansı’yla koordineli olarak, 23 Afrika ülkesinin medya temsilcilerinden oluşan bir heyeti ağırladı.
İçişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamaya göre, ziyaret programının, Polis Araştırma Merkezi’nin eğitim ve öğretim potansiyelinin gösterilmesi, Afrika’daki güvenlik kadrolarının niteliği ve hazırlanması hakkında bilgilendirme gibi çeşitli faaliyetlerden oluştuğu ifade edildi. Polis Akademisi’nin faaliyetleri hakkında bir belgesel filmi izlenmesinin yanı sıra katılımcılar, akademinin en önemli eğitim ve öğretim tesislerinde gezdirildi. Bu arada akademi öğrencileri atıcılık, silah ve fiziksel güç gösterileri yaptı.
Afrika heyeti yaptığı açıklamada, güvenlik eğitimi konusunda Mısır’ın öncü rolünü takdir ettiğini, Mısır’ın sahip olduğu bu deneyimi, Afrika kıtası ülkelerindeki tüm yetkililerle paylaşma noktasında istekli olduğunu belirtti.



İhvan, belgesel çekerek yeniden varlık bulmaya çalışıyor

Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
TT

İhvan, belgesel çekerek yeniden varlık bulmaya çalışıyor

Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 

Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan-ı Müslimin), ‘Rabia Meydanı’nda oturma eylemleri’ konulu bir belgesel çekerek bir kez daha varlık sahnesine çıkmaya çalışıyor. 14 Ağustos 2013'te İhvan’ın gerçekleştirdiği oturma eyleminin dağılmasının 10. yıldönümüne denk geliyor. Belgeselin arka planındaki amaç, oturma eylemleri vasıtasıyla ‘İhvan anlatısını’ tanıtmak.

Basında çıkan haberlere göre şu anda İngiltere'nin başkenti Londra’daki gösterimi yapılan yeni belgesel filmin yapımcılığını, İhvan'a bağlı olduğu düşünülen bir şirket yaptı. Filmin pazarlaması da İhvan tarafından finanse edilen başka şirketler tarafından yapılıyor.

Filmin yapımcı şirketi, iki gün önce Londra'da İngiliz siyasetçilerin ve gazetecilerin katılımıyla bir sempozyum düzenledi. Sempozyum, İhvan’ın sahibi olduğu ‘Mekameleen’ ve ‘el-Hivar’ da dahil olmak üzere Müslüman Kardeşler kanallarında yayıncılık yapan Usame Gaviş tarafından yönetildi. Usame aynı zamanda filmin yapımcılığını üstlenen medya şirketinin editoryal platformunu da yönetiyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan uzmanlara göre İhvan’ın, “Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin” 10. yıldönümünde bir hareket yaratma çabası, örgütün sürdürmeye çalıştığı ‘mazlumiyet’ propagandasınuı yeniden canlandırmayı amaçlıyor. Söz konusu olayları yaşamamış genç nesiller üzerinde tesirli yeni vasıtaların kullanılmasının yanı sıra örgütün siyasi amaçlarına hizmet eden çalışmalar sunarak fon kaynaklarını korumak da bu çabalar dahilinde.

‘Rabia Meydanı’nda oturma eylemi’ olayları, eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin görevden alınmasının hemen ardından Mursi yönetiminin lehine yapılan kitlesel halk gösterileri ve sonrasında yaşanan süreci anlatıyor.

Mısır Silahlı Kuvvetleri’nin taraf olduğu halk protestoları esnasında, örgüt liderlerinin talimatıyla İhvan eylemcileri, Mursi'nin tekrar iktidara gelmesi için baskı yapmak üzere Nasr şehrindeki Rabia meydanlarında, Nahda Hareketi’ne tabi olanlar da Kahire Üniversitesi yakınında bulunan Gize Valiliği önünde toplandı.

Mısır'daki Ulusal İnsan Hakları Konseyi'nin raporu da dahil olmak üzere birçok Mısır ve Arap insan hakları raporuna göre, oturma eylemine katılan protestocuların dağılmasını önlemek için bazı unsurlar tarafından silah kullanıldı. Karşılıklı ateş sonucu, hem oturma eylemine katılanlardan hem de oturma eylemini dağıtan Mısır güvenlik güçlerinden onlarca kişi öldü ve yaralandı.

2020 yılının Kasım ayında Mısır mahkemesi, Müslüman Kardeşler’in tutuklanan 59 üye ve liderini ‘bir toplanma ve oturma eylemi düzenlemeye katılmaktan’ suçlu bulduktan sonra 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. 7 sanığa da 5 yıl hapis cezası verildi. Haziran 2021'de Mısır Yargıtay Mahkemesi, nihai bir kararla, ‘Müslüman Kardeşler’in 12 üyesi ve liderinin idam edilmesi kararını’ onadı.

Müslüman Kardeşler örgütünün eski liderlerinden Mısırlı siyasi analist Muhtar Nuh, örgütün ‘Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin’ onuncu yıldönümünde bir belgesel film çekmesini “bir tür iflas” olarak değerlendirdi. Nuh, “örgütün şu anda mağduriyet propagandasını pekiştiren ve ona sadık olanlara halen hayatta olduğuna dair mesajlar gönderen şeylerden başka hiçbir şey sunmadığına” dikkat çekti.

Nuh, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamasında “örgütün Batı fonunu çekmek için tarihi bir yeteneğe sahip olduğunu” söyledi. Geçtiğimiz yıllarda Müslüman Kardeşler üyelerinin ‘Arap siyasi rejimlerine şantaj aracı’ olarak kullanılan insan hakları kurumlarında aktif olduklarını beyan eden Nuh, örgütün pek çok unsurunun artık finansman çeken işler ve içerikler üretmede aktif olan, aynı zamanda kardeşlik anlatısı ve olayları gibi örgütün hedeflerine hizmet eden medya ve prodüksiyon platformları kurma eğiliminde olduklarını açıkladı.

Mısır'daki radikal örgütler uzmanı, araştırmacı ve Müslüman Kardeşler örgütünün Arap ve uluslararası kamuoyunu etkilemek için kullandığı modern araçları ele alan ‘Kılavuzun Şifresi’ kitabının yazarı Mahmud Basyoni, kardeşlik anlatısındaki merkezi olaylarla ilgili belgesellerin yapımının ‘yeni bir şey olmadığını’ düşünüyor. Basyoni, Müslüman Kardeşler’in sürekli ısıtıp ısıtıp gündeme getirdiği ‘mazlumiyet’ fikrinin inşasında Rabia Meydanı’nda oturma eylemi’ olaylarının merkezi önemini vurguladı.

Basyoni, Şarku'l Avsat'a, şu anda örgütte “aşırı derecede tehlikeli” olarak tanımladığı, teknolojiyi ve yeni etkileşim araçlarını kullanmada yetenekli olan gençlerin hâkim olduğu bir eğilimin varlığından bahsetti. Basyoni, “Örneğin bu gençler, sosyal medya platformlarında görsel içerik üretip tanıtmanın yanı sıra uluslararası insan hakları ve medya kuruluşlarının çalışma mekanizmalarını anlamaya, yabancı dillere hâkim olup Arap olmayan unsurlara da ulaşmaya çalışıyorlar.  Böylece kurumlarla kolayca iletişim kurup birçok olayla ilgili ‘kardeşlik’ anlatısını yayabiliyorlar” ifadelerini kullandı.

Radikal örgütler uzmanı ve araştırmacısı Basyoni, Müslüman Kardeşler’in belgeseller gibi çekici içerikler kullanarak Z kuşağını hedef almaya çalıştığını belirterek “Zaten bu nesil okumayı sevmez. Gidip raporları derinlemesine inceleme uğraşına girmezler” dedi. Basyoni, Müslüman Kardeşler'in, yaptıkları çalışmaları tarafsız ve örgütle resmi bağı olmayan şirket ve platformlar aracılığıyla sunma isteğine dikkat çekerek, Müslüman Kardeşler’in bu şekilde halkın daha geniş kitlelerinden kabul görmesini sağladığını açıkladı.