​NATO’nun Irak’taki eğitim misyonunu genişletme hamlesi ne anlama geliyor?

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg (Reuters)
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg (Reuters)
TT

​NATO’nun Irak’taki eğitim misyonunu genişletme hamlesi ne anlama geliyor?

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg (Reuters)
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg (Reuters)

Irak’ta farklı siyasi partilerin itirazları ve baskıları nedeniyle hükümet kurma dosyasındaki belirsizlik devam ederken, NATO, ABD Başkanı Donald Trump’ın talebi üzerine Irak’ta eğitim misyonunu genişletme kararı aldığını duyurdu.
Irak’ta hükümet kurma çabalarıyla birlikte, ABD’nin askeri varlığıyla ilgili tartışmalar bir süreliğine gündemdeki etkisini kaybetse de NATO’nun aldığı yeni karar, yabancı güçler tartışmasını yeniden alevlendirebilir. Iraklı yetkililerin basına yaptığı açıklamalar, ABD’nin Irak’tan çekilme dosyasının yeni hükümet kurulana kadar rafa kaldırıldığı izlenimi verirken, hükümeti kurmakla görevlendirilen Muhammed Tevfik Allavi önceliklerini Irak’ın saygınlığını yeniden tesis etme ve ülkeyi erken seçimlere hazırlama şeklinde açıklamıştı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın NATO’ya Ortadoğu’da daha fazla rol alma çağrısı Brüksel’de düzenlenen NATO Savunma Bakanları toplantısında ele alındı.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, konuya ilişkin açıklamasında, NATO üyesi ülkelerin savunma bakanlarının Irak’ta eğitim misyonunun genişletilmesi hususunda mutabık kaldıklarını belirtti. Bu çerçevede 200’ün üzerinde askeri danışmanın, Irak ordusunun eğitimine katkı sağlamak amacıyla ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon’a katılması için hazırlıkların yapıldığı belirtildi. Uluslararası Koalisyon, Irak’ta DEAŞ ile mücadele görevi kapsamında bulunuyor.
ABD'nin NATO nezdindeki daimi temsilcisi Kay Bailey Hutchison, ABD basınına yaptığı açıklamada, “Eğitimin bilfiil başladığı çeşitli alanlar var. NATO, 2018 yılında Irak’ta, silahlı kuvvetlerin radikal gruplarla daha iyi mücadele edebilmesi ve güçlendirilmesi için yaklaşık 500 askerden oluşan bir eğitim misyonu başlatmayı kabul etti. Artan gerginlikler üzerine Trump, ittifakın bölgede daha fazla şey yapması gerektiği konusunda ısrar etse de, Avrupalı müttefikler ve Kanada’da asker konuşlandırma konusunda pek bir istek yok. Ancak ABD, 29 ülkeden oluşan NATO'nun en etkili üyesi” dedi.
Hutchison, asker değişimiyle ilgili rakamlardan bahsetmemekle birlikte, “NATO'nun planı, eğitim misyonunu daha fazla Irak üssünü de kapsayacak şekilde genişletmek. Yetkililer birkaç yüzden fazla askerin NATO'nun eğitim misyonuna dâhil edilmesinin ve Irak’ın orta kesimlerindeki üslerin dışında faaliyet gösterme olasılığının yüksek olduğunu belirtiyor” ifadelerini kullandı.
NATO’nun Irak kararı, bir süredir hükümet kurma gündemine odaklanan ülke kamuoyunun dikkatini yeniden yabancı güçlere çekebilir. Haşdi Şabi yöneticilerinden Adil el-Keravi, dünkü açıklamasında, Irak Parlamentosu’nun daha önce yabancı güçlerin ülkeden çıkarılmasını öngören tasarıyı onayladığını anımsatarak, parlamento kararının NATO dâhil tüm yabancı güçleri kapsadığını vurguladı.
Keravi, basına yaptığı açıklamada, “Irak’ın yabancı güçleri topraklarından çıkarma kararından hiç kimse istisna değil. NATO, Irak’ın hukuki düzenlemeler çerçevesinde çıkması gerektiğini bildirdiği güçlerden biridir. ABD, Irak’taki güçlerinin kalmaya devam etmesi için farklı isimler altında bütün yolları deniyor. Ortada konuyla ilgili bir parlamento kararı durdukça bu çabalar işe yaramaz. Bunun yanı sıra halk da Irak’taki yabancı güçlerin varlığını reddediyor” ifadelerini kullandı.
Iraklı güvenlik uzmanı Hişam el-Haşimi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Irak, ABD’yi kışkırtmadan ve uluslararası koalisyonun önemine zarar vermeden hem halkı hem de direniş güçlerini razı edecek bir alternatif arayışında. Uluslararası Koalisyon esasında DEAŞ ile mücadele misyonuyla kuruldu. NATO bu misyon için en uygun alternatiftir” dedi.
NATO kararını Şarku’l Avsat’a değerlendiren Cumhuriyetçi Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Mutaz Muhyiddin, “Irak güçleri, DEAŞ kalıntılarının örgütten kurtarılan bölge ve kentlere, özellikle de Musul’un El-Hadra bölgesine ve DEAŞ’ın yeniden örgütlendiği diğer bölgelere ilerlemeye başladığı bir dönemde, askeri eğitim ve DEAŞ kalıntılarıyla mücadele etmek için halen teknolojik donanıma ihtiyaç duyuyor. Iraklı askeri yöneticiler, ordunun halen ABD’nin teknolojik araçlarına ihtiyacı olduğu görüşünde. ABD güçleri, bazı silahlı gruplar tarafından kaldığı üslerin hedef alınmasının ardından Irak hükümetinin talebi üzerine F-16 uçaklarıyla Irak-Suriye sınırında gözlem yapma görevini durdurdu. NATO hâlihazırda bu görevi üstlenmeye hazırlanıyor. Irak hükümeti, NATO’dan Irak güçlerini çeşitli alanlarda eğitmek üzere yaklaşık 700 askeri danışman göndermesini istedi” ifadelerini kullandı.
NATO Irak Misyonu, 2018 yılında Kanada liderliğinde kuruldu. Bu misyonda Irak askerlerini eğiten yaklaşık 500 askeri danışman bulunuyor. Buna karşılık, 2014 yılında kurulan ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon’un Irak'ta büyük bir bölümü ABD güçleri olmak üzere 8 bin civarında askeri bulunuyor. Koalisyon güçleri, Irak'ın DEAŞ’ı 2017 sonlarında yenilgiye uğrattığını ilan etmesinden bu yana örgüt kalıntılarına ve uyuyan hücrelere yönelik hava saldırıları ve gözetleme operasyonlarına odaklandı.



Amerikalı, psikiyatri hastanesinden taburcu edildikten sonra Rusya'dan ayrıldı

Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
TT

Amerikalı, psikiyatri hastanesinden taburcu edildikten sonra Rusya'dan ayrıldı

Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)
Moskova'daki bir Rus mahkeme binasının önünde iki polis memuru (Arşiv- Reuters)

Amerikan vatandaşı Joseph Tater, yaklaşık bir yıl boyunca hapishanede ve psikiyatri hastanesinde tutulduktan sonra Rusya'dan ayrıldı.

46 yaşındaki Tater, ağustos ayında Moskova'da otel çalışanlarına kötü muamele ve ardından bir polis memuruna saldırı suçlamasıyla tutuklandı.

Nisan ayında mahkeme, Tater'in yargılanmaya uygun olmadığına karar verdi ve onu “tıbbi nitelikteki zorlayıcı tedbirler” yani zorunlu psikiyatrik tedaviye sevk etti.

Rus yetkililer, Tater'i kararın açıklanmasından önce bir gözaltı merkezinden psikiyatri koğuşuna nakletmişti. TASS'ın o zamanki haberine göre, bir sağlık heyeti Tater'in “gerginlik, dürtüsellik, hayali düşünceler ve davranışlar” sergilediğini belirtmişti.

Rus resmi haber ajansları, Tater'in eylül ayında yapılan duruşmada ABD vatandaşlığından vazgeçmek istediğini ve CIA'nın kendisini takip ettiğini söylediğini bildirmişti.

Şarku’l Avsat’ın Sputnik’ten aktardığına göre kolluk kuvvetleri, “yargı kararıyla psikiyatri hastanesinde tutulan ABD vatandaşı Tater'in Moskova'daki klinikten çıkmasına izin verildiğini ve Rusya topraklarını terk ettiğini” bildirdi.

Rusya, son yıllarda casusluk, Rus ordusunu eleştirmek, hırsızlık ve ailevi anlaşmazlıklar gibi çeşitli suçlamalarla çok sayıda ABD vatandaşını tutukladı. Bu durum, Washington'un Moskova'yı “rehine alma” ve bunları takas işlemlerinde kullanma niyetinde olduğu yönündeki suçlamalarına yol açtı.

ABD ve Rusya çifte vatandaşı olan Ksenia Karelina, nisan ayında, Ukrayna'yı destekleyen bir hayır kurumuna yaklaşık 50 dolar bağışladığı için 12 yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonra serbest bırakıldı.

Buna karşılık Washington, Rus-Alman vatandaşı Arthur Petrov'u serbest bıraktı. Petrov, ABD yapımı elektronik cihazları Rus ordusuyla iş yapan şirketlere yasadışı olarak ihraç etmekle suçlanıyordu.