İsrail, Süleymani’nin Suriye'deki ‘mirasını’ hedef alıyor

Perşembeyi cumaya bağlayan gece Suriye’de düzenlenen hava saldırısı (AFP)
Perşembeyi cumaya bağlayan gece Suriye’de düzenlenen hava saldırısı (AFP)
TT

İsrail, Süleymani’nin Suriye'deki ‘mirasını’ hedef alıyor

Perşembeyi cumaya bağlayan gece Suriye’de düzenlenen hava saldırısı (AFP)
Perşembeyi cumaya bağlayan gece Suriye’de düzenlenen hava saldırısı (AFP)

İsrail’in perşembeyi cumaya bağlayan gece Şam ve yakınlarına düzenlediği hava saldırıları, Tahran’ın Suriye’deki nüfuzuna ve geçen ay Washington tarafından öldürülen Kudüs Gücü Komutan Kasım Süleymani’nin ‘gölgelerine’ ‘sert bir darbe’ niteliği taşıyor.
Batılı bir yetkili, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Tel Aviv’in Rusya’nın İran’ın Suriye’deki etkisini zapt edemeyeceğine artık ikna olduğunu, bu yüzden Moskova’nın çekincelerine rağmen bombalamaları yoğunlaştırmaya karar verdiğini” öne sürdü.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Şam yakınlarına düzenlenen saldırıda toplam 7 militanın öldüğünü, bunlardan 3’ünün rejim güçleri, 4’ünün ise Devrim Muhafızları unsuru olduğunu bildirdi. Suriye resmi haber ajansı SANA ise, hava savunma sistemlerinin işgal altındaki Golan’dan Şam’a fırlatılan füzelere karşı koyduğunu açıkladı.
Peki, son saldırıların ayırt edici özellikleri nelerdir?
Hedefleri

Devrim Muhafızları’ndan olan dört unsurdan ikisinin önemli kimseler olduğu belirtildi. Lübnan’a bağlı ‘Janoubia’ sitesi, Kudüs'teki Devrim Muhafızları Ulaşım İşleri Müdürü Rızai Muhammedi’nin ve Şam Havaalanı yakınlarındaki evinde İran’ın Suriye’deki kuvvetlerinin "Mühimmat Sorumlusu" Hac Hüseyin’in öldürüldüğünü bildirdi.
Çemberi
Şam Uluslararası Havalimanı, başkentin güneyindeki Kisva, Şam-Humus-Bağdat yolu, Şam-Beyrut yolu üzerindeki ve başkent ile Ürdün sınırları arasındaki alanlar, bombalamanın çemberindeydi.
Tekrarlanıyor olması
14 Ocak’ta, İsrail’in Suriye’nin merkezindeki Tayfur Havaalanı’na yaptığı saldırılar, üç İranlı’nın ölümüne neden olmuştu. 20 Kasım’da ise İsrail ordusu, Suriye ve İran merkezlerini hedef alan bir dizi ‘büyük ölçekli’ hava saldırısının sorumluluğunu üstlenmişti. 6 Şubat’taki hava saldırılarında ise Şam ve çevresindeki 10 bölge hedef alındı.
Coğrafi derinliği
Daha önceki saldırılarda Suriye’nin merkezinde coğrafi derinlikteki alanlar ve kuzeydoğusundaki Ebu Kemal hedef alınırken, son saldırıda ise etkinin derinliğine odaklanıldı. Zirâ bu saldırı, Şam’daki İran ve Suriye mevkilerinin ve hayati merkezlerinin hedeflenmesinden bir hafta sonra yaşandı.
Rusya’nın konumuyla olan bağlantısı
Bombalama olayları, Moskova’nın 6 Şubat’taki İsrail saldırılarının neredeyse İran’dan gelen ve 172 yolcu taşıyan sivil uçağı düşüreceği açıklamasından ve Şam’daki Rus Büyükelçisi Aleksandr Yefimov’un “İsrail saldırıları hiç kuşkusuz tehlikeli Suriye çevresindeki durumu kışkırtıcı niteliktedir. Roketler sadece İsrail'i çevreleyen bölgelere düşmekle kalmıyor, aynı zamanda Suriye’nin derinlerine, doğuya, hatta Şam'daki yerleşim bölgelerine de ulaşıyor” açıklamasında günler sonra geldi.
Vietnam’a dönüşen İran
Saldırı, yeni İsrail Savunma Bakanı Naftali Bennett'in şu açıklamalarını hatırlattı: “İran’ı Suriye dışına çıkarmamızı garanti eden tek eylem, önleyici saldırılardan taarruz saldırılarına geçmektir. İranlılara şunu söylüyoruz ki İran’ı Vietnam’a çevireceğiz ve Suriye’den son İranlı asker ayrılıncaya kadar kan kaybetmeye devam edecekler”
ABD desteği
Washington İran'a, Suriye'de baskı yapmaya devam edeceğini açıklamıştı. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ise Perşembe günü Ankara’da yaptığı açıklamada, ülkesinin Suriye'nin güneydoğusundaki et-Tanf üssündeki ve Irak sınırı yakınlarındaki Doğu Fırat’taki askeri varlığını koruyacağını bildirmişti. Diplomatlara göre Tanf üssü, İsrail'in Suriye'deki hava saldırılarına istihbarat desteği sağlıyor ve Tahran-Bağdat-Şam-Beyrut yolunu kesmeyi amaçlıyor.
İsrail'in pozisyonu
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, daha önceki açıklamasında, hava saldırılarının İran'ın dış operasyonlarından sorumlu Kudüs Gücü’nü hedef aldığını bildirmiş; ölümcül silahların İran’dan Suriye’ye hava veya kara yoluyla aktarılması hususunda alınacak gerekli önlemlere değinmişti.  
Aktörler arasındaki gerginlik
Saldırı, ABD’nin Fırat'ın doğusundaki Kamışlı’daki bir Suriye mevkiine hava saldırısı düzenlemesinden iki, İdlib'de bir Suriye helikopterinin düşürülmesinden ise günler sonra geldi. Saldırı aynı zamanda, ülkenin kuzeybatısında ikinci bir Suriye helikopterinin düşürülmesinden ise saatler önceydi. Aynı zamanda İdlib ve Halep çatışmalardan kaynaklanan Moskova-Ankara gerginliğinin ortasında gerçekleşti.
İran tehdidinin ardından
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi, Perşembe günü yaptığı açıklamada, İsrailli bir yetkilinin İran'ı hedef alan açıklamalarına tepki göstererek, "Bu rejimin İran'ın Suriye'deki ve bölgedeki çıkarlarına karşı saldırı veya aptalca eylemlerine yanıtı çok sert olacaktır" demişti.
Çatışma ve intikam
Baskınlar, Tahran'ın Suriye de dahil olmak üzere çeşitli sahnelerde Kasım Süleymani’nin intikamını almaya devam edeceği beklentileri üzerine geldi. Bunu İdlib savaşındaki İran’ın ortakları da doğrulamıştı. Suriye’de ‘Ebu Bakir’, Tahran’da ‘Serdar Rıza’ lakaplı emekli Tuğgeneral Muhammed Rıza Fellahzade, bu kapsamda “koordinasyon ve organizasyon” süreçlerini yönetmeye devam ediyor.



Katz: Suriye'deki silahlı gruplar Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

Katz: Suriye'deki silahlı gruplar Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

Times of Israel'in haberine göre, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, dün Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi'nde yaptığı toplantıda, Suriye'de Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünen silahlı grupların bulunduğunu söyledi.

Katz, İsrail'in Şam ile bir güvenlik anlaşmasına veya normalleşmeye ulaşma yolunda olmadığını ve ülke içindeki Suriye güçlerinin veya çeşitli milislerin İsrail yerleşimlerine saldırmaya çalışabileceği veya Suriye Dürzi toplumunu yeniden tehdit edebileceği senaryolara hazırlandığını sözlerine ekledi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığı habere göre Husilerin Golan Tepeleri'ne kara harekâtı düzenlemeyi düşündükleri belirtildi.

İsrail güçleri ise Beşşar Esed rejiminin Aralık 2014'te devrilmesinden bu yana Güney Suriye'de dokuz noktaya konuşlandı. Bunların çoğu, iki ülke sınırında Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölge içinde yer alıyor. Bu noktalardan ikisi Hermon Dağı'nın Suriye tarafında bulunuyor.

İsrail, İsrail yerleşimlerini korumak ve Lübnan Hizbullahı veya diğer İran destekli milisler de dahil olmak üzere düşman güçlerin eline geçmesi durumunda tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak için Suriye topraklarının 15 kilometreye kadar uzanan bölgelerinde faaliyet gösterdiğini açıkladı.

Golan Tepeleri, Suriye'nin güneybatı köşesinde, Şam'ın 60 kilometre batısında yer almakta ve yaklaşık bin 860 kilometrekarelik bir alanı kaplamaktadır.

İsrail, Haziran 1967'deki "Haziran Gerilemesi" olarak bilinen savaş sırasında Golan Tepeleri'nin yaklaşık bin 250 kilometrekarelik bir alanını işgal etti ve ardından 1981'de fiilen ilhak etti; ancak bu hamle Birleşmiş Milletler tarafından tanınmadı ve burası işgal edilmiş Suriye toprağı olarak görülmeye devam edildi.


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.


BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
TT

BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)

Birleşmiş Milletler’in Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin aldığı önemli kararlar ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin güçlendirilmiş varlığına rağmen ülkenin güneyindeki belirsizlik ortamının devam ettiğini belirtti. Hennis-Plasschaert, bu iki unsurun “normalleşme yolunda temel bir zemin oluşturduğunu” söyledi.

Hennis-Plasschaert, “Birçok Lübnanlı için çatışma düşük yoğunlukla da olsa sürüyor. Mevcut durum devam ettiği sürece, düşmanlıkların yeniden tırmanma ihtimali ortadan kalkmış değil” ifadelerini kullandı.

BM yetkilisi, mevcut fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Diyalog ve müzakereler tüm sorunları çözemeyebilir; ancak taraflar arasında karşılıklı anlayışın oluşmasına katkı sağlar ve en önemlisi, istenen güvenlik ve istikrara giden yolu açar” dedi.

İsrail ile Hizbullah arasında geçen yıl Kasım ayında, Gazze’deki savaşın yol açtığı bir yılı aşkın karşılıklı bombardımanın ardından ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan’daki bazı noktalarda varlığını sürdürürken, ülkenin güneyi ve doğusuna yönelik saldırılarına devam ediyor.