Tunus Meclisi'nde olaylı oturum

Tunus Meclisi'nde olaylı oturum
TT

Tunus Meclisi'nde olaylı oturum

Tunus Meclisi'nde olaylı oturum

Tunus parlamentosunun son oturumunda gerginlik yaşandı.
Bazı milletvekillerinin, genel oturum sırasında onaylanmak üzere sunulan bir dizi yasa hususunda karşılıklı suçlamalarda bulunduğu gözlendi.
Bazı milletvekillerinin muhalefetteki Özgür Anayasa Partisi Genel Başkanı Abir Musa’yı tekfir etmesi ve İslam düşmanlığı ile suçlamasının ardından durum daha da kötüleşerek kontrolden çıktı.
Oturumdaki kaos nedeniyle milletvekillerinden bazıları, Özgür Anayasa Partisi milletvekillerine hitaben, Tunus’un eski Başbakanı Zeynel Abidin Bin Ali rejimine yöneltilen ‘Defol’ sloganını yükseltti. Kargaşa, Özgür Anayasa’nın ‘kontrol noktası’ talebinde ısrar etmesi nedeniyle çıktı. Milletvekilleri, önce bağırarak, diğer milletvekillerinin müdahalelerini boykot etmeye çalıştı. Daha sonra da milli marşlarını söyleyerek, parlamentonun başkan yardımcısı Semire eş-Şavaşi’ye oturumu erteleme çağrısı yaptı.
Eylemler, İslamcı çizgideki Nahda Hareketi’nin, Abir Musa’yı ‘Diktatör’ olarak nitelendiren ve ‘koronavirüsüne benzeten’ Milletvekili Amine bin Hamid’in müdahalesine kızmasına neden oldu. İktidar koalisyonuna katılan Demokratik Blok Milletvekili Samiyye Abbo da Özgür Anayasa Bloğu Genel Başkanı, tüm ailesi ve parti üyelerinin malları hakkında ‘şüpheli oldukları gerekçesiyle ve siyasi faaliyetlerini finanse etmek için fon aldığı şüphesiyle’ kapsamlı bir soruşturma açma çağrısında bulundu. Abir Musa, Tunus’taki siyasi ve parlamento çalışmalarını önemsiz görme, demokratik süreci bozma ve Temsilciler Meclisi'nin çalışmalarını engelleme’ ile suçlandı.
Öte yandan siyasi çevrelerde ‘siyasal İslam’ı reddetmesiyle tanınan Abir Musa, parlamentonun ‘tekfircilik için bir alan oluşturmak üzere’ siyasi şiddet aşamasını aştığını belirtti.
4 Mart’taki oturuma hakim olan kaosun ortasında Özgür Anayasal Partisi milletvekilleri de parlamento başkanı Raşid el-Gannuşi’nin bürosuna girmeye çalıştı.
Ancak güvenlik organları, milletvekillerine engel olurken durum, Gannuşi’nin genel oturuma katılmak üzere bürosundan ayrılmasının hemen ardından öfke halinin büyümesine yol açtı. Milletvekilleri, Gannuşi’yi engellemeye çalışırken, yeni bir kaos hali oluştu.
Seyfeddin Mahluf liderliğindeki İslamcı çizgideki Onur Koalisyonu’ndan iki milletvekili de Abir Musa’yı ve bloğundaki 17 milletvekilini, seçim yasasını değiştirmeye yönelik bir tasarıyı tartışmak için düzenlenen oturumda ‘İslam düşmanı’ olmakla suçladı.
Söz konusu nitelendirme, Özgür Anayasa Partisi mensupları arasında sert tepkilere yol açtı. Aynı şekilde Abir Musa ise partisine mensup milletvekillerinin, ‘parlamento çatısı altında tehdit edildiğini’ söylerken, hukukçulara ve kamuoyuna da kendilerini destekleme çağrısında bulundu.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Kays Said, 4 Mart’ta ‘Tunus makamlarının, şehri ele geçirmeye ve onu DEAŞ’ın bir beyliği haline dönüştürmeye çalışan terör unsularına karşı zafer kazanmayı başardığı’ Ben Gardane destanının dördüncü yıldönümünü kutlamak için ülkenin güneyindeki Ben Gardane şehrine ziyarette bulundu. Cumhurbaşkanı Said ayrıca, Ben Gardane destanının şehitlerinin kabirlerini ve savaş için dikilen anıtı da ziyaret etti.
Ben Gardane şehrine, 7 Mart 2013 tarihinde terör saldırısı gerçekleşti. Saldırıda, 55 terörist öldürülürken, güvenlik güçleri ve askeri birlikler arasından da 12 üye ve 7 sivil hayatını kaybetti.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.