Arap dışişleri bakanlarından Kızıldeniz'in güvenliği vurgusu

Arap bakanlar Kızıldeniz’de seyrüsefer güvenliğini vurguladı (Arşiv)
Arap bakanlar Kızıldeniz’de seyrüsefer güvenliğini vurguladı (Arşiv)
TT

Arap dışişleri bakanlarından Kızıldeniz'in güvenliği vurgusu

Arap bakanlar Kızıldeniz’de seyrüsefer güvenliğini vurguladı (Arşiv)
Arap bakanlar Kızıldeniz’de seyrüsefer güvenliğini vurguladı (Arşiv)

Arap Birliği’ne üye devletlerin dışişleri bakanları tarafından yapılan ortak açıklamada, seyir kuralları ve uluslararası deniz hukukuna vurgu yapılarak seyrüsefer özgürlüğüne ve başta Kızıldeniz olmak üzere küresel ticaret rotalarının korunmasının önemine dikkat çekildi.
Umman Sultanlığı’nın başkanlık ettiği 153. Arap Birliği Bakanlar Kurulu toplantısı sırasında ‘Arap Körfezi bölgesinde deniz ve enerji kaynaklarının güvenliği’ başlığı altında düzenlenen oturumda Basra Körfezi, Umman Denizi ve Kızıldeniz'de deniz seyrüseferinin güvenliği ve selametini sağlayarak ve enerji tedarik hatlarını güvenceye alma çağrısında bulunuldu.
Ortak açıklamada, seyrüsefer, deniz tesisleri, enerji kaynakları, petrol boru hatları, Basra Körfezi ve diğer su yollarındaki petrol tesislerinin güvenlik ve selametini hedef alan tüm eylemleri kınadı. Bu eylemlerin, Arap ülkelerinin güvenliğini tehdit ettiğinin altı çizilerek, ulusal ve uluslararası barışa zarar verdiği vurgulandı.
Ayrıca İran tarafından desteklenen Husi milisleri tarafından Suudi Arabistan’ın ‘Duvedmi’ ve ‘Afif’ şehirlerindeki iki uluslararası petrol tesisini hedef alan eylemleri kınadı. İranlı yetkililerin Hürmüz Boğazı ve Basra Körfezi'ndeki uluslararası hukuka açıkça aykırı eylemlerini kınayarak, İran'a bu tür düşmanlıklardan kaçınma, uluslararası hukuk kurallarına ve deniz seyrüsefer özgürlüğüne saygı göstermeye çağrısında bulunuldu.
Açıklamada, 6 Ocak 2020'de Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ni çevreleyen Arap ve Afrika Devletleri Konseyi’nin kurulmasından duyulan memnuniyet ifade edilerek, bunun bölgenin karşı karşıya olduğu zorlukları aşma ve yollarını koruma yolları konusunda koordinasyon ve istişare mekanizmalarının güçlendirilmesine katkıda bulunacağı ifade edildi.
Öte yandan “Türkiye’nin Arap Ülkelerinin İçişlerine Müdahaleleri” başlığı altında ise Birleşmiş Milletler Antlaşması ve Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Suriye'nin birliğini ve bağımsızlığını korumaya çağıran 2254 sayılı kararına açık bir ihlal olarak değerlendirildi. 



Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
TT

Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)

Filistin haber ajansı Safa’nın haberine göre Sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan 13 evin enkazı altında kalan 55 şehidin cesedini aramaya başladı.

Ajans, "Sivil Savunma ekiplerinin, uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde, Gazze şehrinin Rimal mahallesindeki bir evin enkazı altından Filistinli ailenin şehitlerinin cesetlerini çıkardığını" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Safa’dan aktardığına göre "Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren İsrail imha savaşının kurbanı olan 9 binden fazla şehit, halen evlerin enkazı altında gömülü kalmaya devam ediyor."


Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
TT

Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]

Ürdün, Kraliyet Ürdün Hava Kuvvetleri aracılığıyla, dün sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki çeşitli DEAŞ mevzilerini hedef alan hassas hava saldırılarına katıldı.

Ürdün devletine ait el-Memleke TV internet sitesine göre, ABD ile iş birliği içinde gerçekleştirilen bu katılım, Suriye hükümetinin yakın zamanda katıldığı DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon operasyonlarının bir parçasıdır.

Bu operasyon, terörle mücadele çerçevesinde ve özellikle DEAŞ terör örgütünün güney Suriye'de yeniden yapılanıp kapasitesini güçlendirmesinin ardından, aşırılıkçı örgütlerin bu bölgeleri Suriye'nin komşularının ve bölgenin güvenliğini tehdit etmek için birer üs olarak kullanmasını önlemek amacıyla gerçekleştirildi.


El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
TT

El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)

Irak'taki "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakının liderlerinden Ammar el-Hakim, devletin güç kullanımında tekel sahibi olması gerektiğini belirterek, silahların ülkedeki karar vericiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

El-Hakim dün yaptığı konuşmada, "Silahlar, anayasaya uygun olarak, Irak halkının ve siyasi partilerinin iradesiyle, dışarıdan dayatmalarla değil, devletin elinde olmalıdır" dedi.

Hikmet Hareketi partisinin lideri el-Hakim, karar vericiler üzerinde baskı kurmak için devlet dışında silah kullanılmasına karşı olduğunu ifade etti.

El-Hakim'in partisinin liderlerinden Fahd el-Cuburi, "Washington, yeni hükümette grupların yer alması konusunda çekincelerini dile getirdi" dedi.

Son dönemde parlamentoda birkaç sandalye kazanan ve silahlı bir fraksiyon olan İmam Ali Tugayları ise "devletin elindeki silahların tekelleştirilmesini ve Haşdi Şabi Güçlerinin güçlendirilmesini" savundu. Tugayların genel sekreteri Şibl el-Zaidi, yaptığı açıklamada, "fraksiyonel güçlerin seçimlerdeki önemli zaferi, onları önemli bir sınavın önüne koyuyor" ifadelerini kullandı.