Uzayda film çekecek Tom Cruise’u bekleyen 3 büyük zorluk

Cruise, filmi Uluslararası Uzay İstasyonu'nda çekecek (IMDb)
Cruise, filmi Uluslararası Uzay İstasyonu'nda çekecek (IMDb)
TT

Uzayda film çekecek Tom Cruise’u bekleyen 3 büyük zorluk

Cruise, filmi Uluslararası Uzay İstasyonu'nda çekecek (IMDb)
Cruise, filmi Uluslararası Uzay İstasyonu'nda çekecek (IMDb)

Tom Cruise ve Yarının Sınırında’nın (Edge of Tomorrow) yönetmeni Doug Liman Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) çekilecek ilk uzun metrajlı film için Elon Musk’ın şirketi Space X ve NASA’yla işbirliği yapacak.
Aksiyon-macera filmi tarihe geçecek bir sinema olayına imza atma konusunda kararlı bir proje. Uzayda film çekmek aslında daha önce denendi ama bu çok daha küçük boyutlu bir kısa film projesiydi.
Cinemablend’de yer alan habere göre bu kısa film Apogee of Fear’ın yönetmeni Richard Garriott uzayın son derece zorlu bir çekim mekanı olduğunu söylüyor. İşte nedeni:

Her bir kareyi çekmek çok daha pahalı ve zorlu
Uluslararası Uzay İstasyonu’na uçmak için alınacak bilet bile tek başına milyonlar değerinde. Dolayısıyla bir filmin oyuncu kadrosunu ve teknik ekibini oraya götürmek son derece pahalı olacak.
2008 yapımı Apogee of Fear’ın prodüksiyonu esnasında Richard Garriott kendi iki haftalık süren ziyareti için 30 milyon dolar (yaklaşık 200 milyon TL) harcamıştı.
Gariott 5 dakikalık kısa filmi ISS’teyken çekip kurgulamıştı. Planlamaysa son derece detaylıydı. Yönetmen deneyimiyle ilgili şunları kaydetti:
"Konu film olunca prodüksiyon öncesi süreç epey kritik. Her kareyi planlıyorsunuz ki çekim mekanına geniş ve pahalı bir ekibi yerleştirdiğinizde kaydı yaparken elinizden geldiğince verimli çalışabilesiniz. Uzayda durum çok daha kötü olacak. Çünkü sadece ekibin orada geçirdiği her an daha pahalı değil, ayrıca her bir planı çekmek çok daha zor."
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, uzaydayken sette değişiklikler yapmak burada olduğu kadar kolay değil. The Apogee of Fear’da sürekli olmaları gereken yerlerden ayrılan dekorlar olmuş, istasyonun sınırlı alanından dolayı da bir planı merceğe almak başlı başına bir iş haline gelmişti.
Tom Cruise şimdiden film için yerçekimsiz ortamda tuvalete gitmeyi öğreniyor ama elbette öğrenilmesi gereken daha koca bir liste var. Özellikle de oyuncunun planlarını çekecek teknik ekip için.

Uluslararası Uzay İstasyonu ses açısından tam bir kabus
Anlaşılacağı üzere ISS’te ortam biraz bunaltıcı hale geldiğinde insan tutup da camı aralayamıyor.
Hava akımını sağlamak adına ISS’e her taraftan bağlı olan gürültülü fanlar mevcut. Bu da ses kaydı açısından işleri pek kolaylaştırmıyor.
Tom Cruise, ismi henüz belirsiz filmi uzayda çekmeye başladığında sesin nasıl halledileceği meselesi yapım açısından ciddi bir sorun olacak. Genişletilmiş diyalog seslendirme mi kullanılacak? Filmin diyalog yoğunluğu düşük mü tutulacak?

Uzay istasyonunun mikro yerçekimi içinde hareketler yavaş olacak
Richard Garriott’ın kısa filminin yapımında öne çıkardığı bir başka yönüyse ISS’te hareketin ne kadar yavaş olduğu.
Mikro yerçekimi ortamı nedeniyle Star Trek filmlerinden birinde mürettebatın yapabileceği tarzda koridorlarda koşmak gibi şeyler söz konusu değil.
En ufak hareket bile riskli ve bu da prodüksiyonu yavaşlatacaktır. Özellikle de Tom Cruise ve Doug Liman aksiyon odaklı epik bir film yapmayı düşünüyorsa. Garriott bu konuyla ilgili şunları söylüyor:
"Uluslararası Uzay İstasyonu’nda eğer bulunduğunuz zeminden ayrılıp başka bir zemindeki bir şeye ulaşmak için ayak parmaklarınızla kendinizi ittirirseniz... o kadar güçlü bir itki yaratırsınız ki kafanızı diğer taraftaki yüzeye sert şekilde çarparsınız. Uzay istasyonu'ndaki her şey genelde duvara küçük bir parça cırtcırtla tutturulmuş oluyor. Yani ayaklarınızı farklı yanlara vura vura ilerledikçe- ki başlangıçta böyle yapıyorsunuz- tornavidaları, film şeritlerini, lens kapaklarını yerlerinden oynatıyorsunuz ve diğer tarafa gidene kadar etrafınızda bir enkaz bulutu görüyorsunuz."
Tom Cruise’u ilk olarak 23 Aralık’ta Top Gun: Maverick’te izleyeceğiz. Aktör 2021 ve 2022 için Görevimiz Tehlike 7 ve 8 üzerine çalışıyor olacak.



1400 yıllık altın kuzgun başı keşfedildi: İnanılmaz bir şey

(Minelab Metal Detectors/Facebook)
(Minelab Metal Detectors/Facebook)
TT

1400 yıllık altın kuzgun başı keşfedildi: İnanılmaz bir şey

(Minelab Metal Detectors/Facebook)
(Minelab Metal Detectors/Facebook)

İngiltere'nin güneybatısındaki Wiltshire'da metal dedektörü kullanan kişiler, yaklaşık 1400 yıl öncesine ait Anglosakson döneminden kalma altın ve lal taşından nadir bir kuzgun başı buldu.

Ayrıca küçük boncuklar ve üçgen lal taşlarıyla süslenmiş altın bir halka veya yüzük de keşfettiler.

Yaklaşık 60 gram ağırlığındaki kuzgun başı, çarpıcı bir lal taşı göz ve "tüylü" kısımlarının hatlarını çizen minik altın kürelerden oluşuyor.

Eserleri ocak ayında bulan iki dedektörcüden biri Paul Gould, bunların MS 7. yüzyıl Anglosakson dönemine tarihlendirildiğini söylüyor.

Kuzgun başının neyi temsil ettiği net değil ancak daha önceki araştırmalar, Cermen ve Viking çağlarında İskandinav tanrısı Odin'le bağlantılı şekilde karanlığı ve ölümü sembolize ettiğini gösteriyor.

Diğer dedektörcü Chris Phillips "Bu hayatta bir kez yapılacak bir keşif: Paul ve ben Sakson altınını keşfettik" diyor. 

İnanılmaz bir şey. Biraz duygusalım.

Ender nesneler halihazırda British Museum'daki uzmanlar tarafından temizlenip işlemden geçiriliyor.

Kuzgun başının sağ tarafında lal taşı bir gözün eksik olduğu tespit edildi ve içinden çıkarılan pislik, başka bir esere takılmış olabilecek küçük iğneleri gözler önüne serdi.

Phillips, uzmanlara atıfla kuzgun başının bir zamanlar bir boynuzdan yapılmış bir kadehin ucuna takılmış olabileceğini söyleyerek "hiçbir şeyin buna benzemediğini" ekliyor.

"Diğer taraf ya hasar görmüş gibi görünüyor ya da bu şekilde olması gerekiyor" ifadelerini kullanıyor.

Parıltılı, yanardöner görünümünü hâlâ koruyor.

Diğer altın ve lal taşı eserin ayrı bir mücevher mi yoksa daha büyük bir mücevherin parçası mı olduğu sorusu da cevapsız.

"Bunun bir yüzüğün parçası mı yoksa başka bir şeyin parçası mı olduğundan emin değiliz, belki de boynuzdan yapılan kadehe takılıydı" diyen Phillips, tüm lal taşlarının sağlam olduğunu da ekliyor.

Bu eserleri tam olarak kimin yaptığı belirsiz olsa da uzmanlar, Anglosakson ya da İskandinav kökenlerine uyduklarını söylüyor.

Daha önce Sutton Hoo ve Staffordshire istiflerinde de bulunan bunun gibi kuş benzeri mücevher parçalarının üzerinde, belirgin lal taşı kakmalı gözler ve gaga şekilleri vardı.

LiveScience'a göre Phillips, "Bölgede yapılacak sonraki araştırmalarda yer almayı umuyoruz ve tüm doğru prosedürleri uygulayarak keşif yapmaya devam edeceğiz" diyor.

Organizatörlerin alandaki metal dedektör çalışmalarını durdurduğu ve Wiltshire'ın irtibat görevlisini bilgilendirdiği bildirildi.

Independent Türkçe